Hasret..
Yüreğimdeki Issız Köşe
'' Yalnızlık ''
İlkin kelime haznemde olmadığını düşünürdüm de bilmezdi küçük yüreğim beni takip ettiğini yalnızlığın, gözlerimin önünde bir yığın insan kalabağı ve gözlerim boşlukta onlarsız - onsuz
Düşmeye gör karanlığa bak nasıl vuruyorsun o zaman dipteki kuyuluğa, çıkmak istiyorsun seslenemiyorsun
Ama yardımına koşucak bir sen var daha içinde
Yanlızlık cevaplıyor,
İçindeki sese dikkat et
Mutluluk seni çağırıyor
Yeni bir başlangıça kim bilir belkide ilk defa bu denli sarılıyorsun, dur durak bilmeden koşmak istiyorsun huzura
Başlıyorsun yeni dilek ve yeni umut kapıları aramaya Her dileğin için bir uçurtma salıyorsun mavi derin ama anlamlı boşluğa Dileklerin o kadar sade ve o kadar naif ki biliyorsun kıymetini zaman(ın) ve dileğindeki değerli sözcüklerin kıymetini
Niyetin ise;
Hoş olmak hoşnut olmak neymiş anlamak istiyorsun
Sonra ansızın kapın çalıyor Çoşku ile açıyorsun kapıyı ''AŞK-ı Hüzün'müş'' kapıyı çalan içeri davet edemeden Yüzsüzce yüreğine hükmetmeye görsün
Davetsiz misafir ürkütmüş bir an!
''Yalnızlık''
Ardından üç kelimeli ve üç noktalı bitişler yada başlangıçlarmış hanemi huzur ışığına boğan ve bir çocuğun korkmuş gözlerini görmemi sağlayan
'' AŞK ''
'' ''
Ne olduğu belirsiz karmakarışıklık içinde grim'si bir tutku
yada
Kırmızı korun yüreğine düşmesi
Hangisi acaba diyemeden
İçindeki ışığı tanımlayamadan sarıyor bir anda benliğini
Başlıyor o zaman içindeki fırtınasızlıktaki kasırgalar
Hasreti anlatmaya başlıyor ilk önce dudaklar sonra özlem geliyor ardından ve yavaş yavaş vucudundaki hücreleri kaplıyor '' AŞK ''
Benliğin bir kişi üzerine kurulmuş sanki bütün sözler - kapılar ona çıkıveriyor
Sevdiğim gidiyor ''İstanbul'' ağlıyor
Diyor bir şarkıda aklına o düşüyor zamanlı zamansız
İçin acıyor bakıyorsun etrafa düşüyor kelimelerde şimdi hüzün ne güzel başlamıştı oysa dudaklar
'' HASRET ''
'' ÖZLEM''
''AŞK'' ve ardından gelen
'' '' son üç nokta
Sonrada sebebsiz bir ELVEDA kopuyor dudaklarından '' ''
__________________ ************************************************ |