Bir Mayıs Kedisi
Bir Mayıs günü dünyaya geldi, Mayıs Kedisi. Tabiat gibi canlı, akşam güneşi gibi turuncu tüyleri, bal rengi gözleri, kâh ılık kâh sımsıcak bir gülümseyişi vardı.
Kedilerin hemen hepsi Nisan’da doğmuş, kendilerine mümkün olduğunca refah içinde ömür sürecekleri bir yer bulmuş, çok geçmeden bütün köşe başları tutulmuştu. Bundan sebep itildi, ezildi ve örselendi Mayıs Kedisi. Tutunmaya çabaladığı hayat, eline geçen her fırsatta ona hesap sordu, geç kalmışlığını yüzüne vurup durdu. Düzen, ona adil davranmadı.
İtildi, kakıldı ve örselendi Mayıs Kedisi. Emeği sömürüldü, bedeni yağmalandı. Hayatın zorlu koşturmacasında bir gözü patlak, bir kulağı kırpık, kuyruğu tümden kopuk, görenlerin içini ısıtan o turuncu tüyleri şimdi çamur karası pas tutmuş ve yer yer yolunmuş bir hâle geldi. Kendini heba etti. Ömrü boyunca çalışıp çabaladı, uğraşıp didindi, ama bir türlü hayatın saygısını kazanamadı. Yetmedi, yetiremedi. Nice emek verdi ve nice kazandıysa da, hayatın saygısı pahada hep üstün geldi. |