Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Mayıs 2023, 10:27   #1
Çevrimdışı
Jkl
Lafazan FM
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Selam arkadaşlar güzel bir yazı paylaşıyorum.. ERDOĞAN KİMDİR




Ey Rabbin emanetçileri, dünyada ilk istihbarat savaşını anlatayım size. Alacağınız dersi de siz seçin. 1770’li yıllardan sonra Amerika kurulur kurulmaz Afrika’ya göz diker. Dönemin en güçlü devleti Osmanlı’nın kontrolü altındaki bu topraklara ajanlar göndermeye başlar. Bu ajanlar zamanla dikkat çeker ve Cezayir’de yakalanıp sorgulanırlar. İlginçtir bu ajanların hepsi Pensilvanya’dan gelmiştir. Amerika Pensilvanya’yı istihbarat merkezi olarak kullanmakta ve burada ajanlar yetiştirerek bunları Afrika’yı ifsat etmeleri için göndermektedir. Bunun üzerine bir tedbir düşünen 3. Selim ilk olarak o yıllarda Cezayir’de bir merkez açtırarak ajan eğitimi için emir vermiş ve bu sefer Cezayir’den Pensilvanya’ya ajanlar gitmeye başlamıştır. Aynı şekilde Osmanlı ajanları da Pensilvanya’da yakalanmaya başlamıştır. Tarihte ilk ajan savaşları resmi olarak bu dönemde bu olaylarla başlamıştır. Olaya resmiyeti ise Amerikalı yazar Peter Markoe kaleme aldığı “The Algerine spy in Pennsylvania” kitabı kazandırmıştır. Peter Markoe mektuplardan oluşan bu kitapta Pensilvanya’da yakalanan Cezayirli casus Mehmet’in hayatını anlatmakta ve tarihe ışık tutmaktadır. İlginçtir Peter Markoe 1790’da bu kitabı yazmış ve 1792 yılında gizemli bir şekilde öldürülmüştür. Çünkü Peter Markoe Pensilvanya’yı o dönemde deşifre etmekle kalmamış, farkında olmadan Osmanlı’yı da efsaneleştirmiştir.

Pensilvanya şehri İngiltere’nin lordlarından William Penn tarafından yeryüzünde kargaşa çıkarması ve yeryüzünü ifsat etmesi için bir merkez olarak kuruldu. William Penn o zamanlar Hristiyanlığı tahrif ederek bütün Hristiyanların tamamen dinsizleşmesini ve dinlerinin sadece bir isim olarak hafızalarında kalmasını buradaki operasyonlarla yönetti. Pensilvanya şehrinin ismi de zaten Willian Penn’in soyadından gelmektedir. Hristiyanlık sonrası İslam dininin ifsadı vazifesinin de aynı şekilde Pensilvanya’da bir başkası tarafından üstlenilmesinin tesadüf olmadığı bu örneklerle de aslında ortada. Maalesef kardeşlerim. Her şeyi planlıyorlar. Ama merak etmeyin. Pensilvanya’ya ajanlar göndererek onları şaşkına uğratan akıl hala ayakta duruyor ve onların hıfzalarının almayacağı yöntemlerle tekrar tekrar saldırıyor. Nefislerimiz değil, Allah’ın rızası galip gelene kadar da asla pes etmeyeceğiz. Biz mehdiyi beklemeyeceğiz, her neredeyse bırakın Mehdi bizi beklesin. Bizi mehdi üzerinden pasifleştirmelerine müsaade etmeyin kardeşlerim. Ben bunları söylerken Mehdi ya da İsa’nın (as) dönüşüne inanmadığımı kastetmiyorum. Çünkü aramızda lafımı cımbızla seçerek muhalefet etmekte mahir kardeşlerim var. Ben Mehdiyi beklemenin değil, savaşmanın farz olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Erdoğan ile ilgili bir şeyler yazmamı bekleyen var. Ben Erdoğan ile ilgili olumsuz bir şey söyleyemem. Hepimizin bilmesi gereken bir şey var. Bu hareketin bir lideri var. Ve biz o lideri canımızın son raddesine kadar savunacağız. Onu asla terk etmeyeceğiz. İki taraf yok, tek taraf var. İki lider yok, tek lider var.
Kardeşlerime sesleniyorum. Siz ne planlandığını biliyor musunuz ki, Ya Erdoğan bazı hamlelerini Milletini, Ümmetini!! kanı bozuklardan korumak için yaptıysa? Utanacak mısınız? Uyanacak mısınız? Kardeşlerim. Devletin size her şeyi anlatmasını beklemeyin. Bazı gizler ve saklar yıllar sonra ortaya çıkacak. O zaman hem Erdoğan’ı daha çok seveceksiniz. Ve bugün makam için, mevki için kalemleri üzerinden şereflerini kaybedenlere “yuh” çekeceksiniz.

Biz küçükken bu dünyada zekâsını en çok kullanabilen insanları sayardı amcam. Şimdi onların en tepesinde Erdoğan’ı görüyorum. İmreniyorum. Askerinizim diyorum. Ona sarılmak istiyorum. Onun arkasında olduğumuzu bilmesini istiyorum. Bu mücadele de her birimizin gerekirse onu hedef alan oklara karşı Katade Bin Numan gibi gözümüzü feda etmesi icap etse de. Bunu yapacağımızı bilmesini istiyorum.


Kardeşlerim 2016 yılında;
İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul’da planlanması ve açılış konuşmasının Erdoğan tarafından yapılması tesadüf değil. İslam İşbirliği Konferansı Erdoğan’la birlikte artık Hilafet kurumu olmuştur. Erdoğan daha önce ılga edilen Hilafet’i İstanbul’da tekrar yürürlüğe koymuştur. Bunu hiçbir gazete yazmadı. Hiçbir yazar kaleme almadı. Neden diye soruyorum. Korkmayın artık. İslam İşbirliği Teşkilatı artık Hilafet makamıdır ve Erdoğan İslam Dünyası’nın halifesidir. Ve Halife bütün ülkelere gereken ev ödevlerini vermiştir. Hepsi sınanacaktır. Bu süreçte kim kime boyun eğecek, kim biatını tazeleyecek, kim ihanet edecek hepsi not edilmekte. Hilafet tamam peki ya bu Hilafet’in Şeyhülislam’ı kim?

Kardeşlerim “Umut bizim için hem nimettir hem de külfettir.” İşte bu yüzden Devletinizin ne yaptığını bilerek bir yandan umutlu olun, bir yandan da sorumluluklarınızı bilin. Bizler eziklik psikolojimizi bir kenara bırakmalı ve kendimize olabildiğince çok sorumluluk vermeliyiz. Devletin yükünü hafifletmeliyiz.

Bazen yazıyı yayınladıktan sonra keşke şunu da yazsaydım diyorum. Es geçmek istemiyorum hiçbir noktayı. Bangladeş’ten Sudan’a kadar yazdığımız destanı herkes bilsin istiyorum. Katar’da açtığımız gibi Gürcistan’da açacağımız, Sudan’da açacağımız askeri üsleri ve bu üslerle nelerin amaçlandığını… Bırakın bizim salak muhalefet içerideki sorunlarla uğraşsınlar. Kim Genel Başkan olacakmış, kim evet diyecekmiş, kim hayır diyecekmiş… Bunlar Türkiye’deki avanakların oyalanması için Reis’in ellerine verdiği oyuncaktan ibaret. Siz resmin büyüğüne bakın her zaman. Bu devlet artık her hükümetle beraber planları değişecek bir devlet değil. Bakın size bir bilgi daha vereyim. Mayıs’ta Türkiye karışacak söylentisini yayan yine bizim devletti. Ve Mayıs ayında Cumhurbaşkanı değişmesi için planlar yapılmıştı. Bu söylentiyi öyle profesyonel yaydılar ki buna en önce Paraleller ve Kemalistler inandı ve sahiplendiler. Ondan sonra bu fikri onlar yaymaya başladı. Ve AK Parti’de değişiklikler olunca umutlandılar. Gerçekten bir şeyler olacak sandılar. Ve bu baharı da aslında ellerinden kaçırdılar. Yani Erdoğan onlara yine bir oyuncak verdi ve onlar yine oyalandı.

Evet dostlarım. Ebrehe’nin önderliğinde büyük bir hazırlık yapılıyor. Süper güçler tıpkı 1500 yıl önce Mekke’nin büyüdüğü gibi büyüyen bir Türkiye istemiyorlar. Çünkü “Büyük İsrail Projesi’nin” karşısında duran tek proje “Büyük Türkiye Projesi” ve biz bunun savaşını sonuna kadar vereceğiz. Bizler Ebabilleri beklemeyeceğiz. Bizler dağın arkasına saklanmayacağız. Bizler Ebabillerden sonra Kur’an-ı Kerim ile emrolunduk. Ve Kur’an bize neyi emrediyorsa onu yapacağız.

Artık Batı’nın yükselişi durdu. Artık Şeytan’ın hâkimiyet alanı daraldı. Anadolu’nun çocukları uyandı. Ankara’da, İstanbul’da bize birkaç patlama ile bilet kesmek isteyenler daha hiçbir şey görmediler. Güneydoğu’da PKK ile işbirliği yapanlar, onların temsilcileri ile el ele mecliste şov yapanlar daha Devlet’in tokadını yemediler.

Türkiye’yi hâlâ İngiltere’nin kurduğu otonom devlet sanan zalimlere sesleniyorum. Biliyorum bu yazıyı okuyorsunuz. Türkiye’de sessiz bir devrim yaptık. Türkiye’yi İslamlaştırdık. Türkiye’de Hilafeti tekrar kurduk. Bütün Dünya’nın gözü önünde hem de. Siz bizim size vereceğimiz oyuncaklarla oynamaya devam edeceksiniz. Siz laikliği tartışırken, biz Sudan’a askeri üs açacağız. Siz parlamenter sistemi tartışırken, biz Yemen’de Sünni grupları birleştireceğiz. Siz AK Parti’de kavga var diye parti yaparken, Biz Mısır’a göz dikeceğiz. Ve her şey bittiğinde, yani siz bir sabah uyandığınızda bütün gazetelerde ve televizyonlarda koca puntolarla şu manşeti göreceksiniz;

La Galibe İllallah

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat