Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Ekim 2024, 10:15   #528
Çevrimdışı
HerakLes Doğrulanmış Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Sevgili Günlük




Johnny Cash’in “A Boy Named Sue” diye bir şarkısı vardır. Erkek çocuğunu 3 yaşında terk edip gitmek zorunda kalan bir adamın, gitmeden önce oğluna bir kız ismi vermesini konu alır.

Doğal olarak çocuğun bütün yetişme dönemi alaylar ve bu alaylar yüzünden ettiği kavgalarla geçer. Yıllar sonra çocuk, geçen bu zor hayatın intikamı için babasını arayıp bulur. Bir barda karşılaşır, uzun uzun dövüşürler. Çocuk sonunda babasını alt edip, son darbeyi vuracakken adam; “Seni terk edip gidecektim. Sana bırakacak hiçbir şeyim yoktu ve babasız büyümenin zor olacağını biliyordum. Ben de sana, seni ya sertleştirecek ya öldürecek, bu kız ismini koydum. Bugün olduğun adam için bana teşekkür etmelisin” der.

Benim insanlar ile ilişkim, şarkıdaki babanın karaktersiz olmasını saymazsak, biraz da böyle. Beni biraz sertleştirdi. Olaylara bakışımı berraklaştırdı, taraf olmada griliklere müsaade etmeyişimi netleştirdi.

Bu tip insanlar sayesinde, gerekeni gerektiği kadar söyleyen, ama her söylediğinin özgül ağırlığı olan insanları hayatıma katmayı tercih ettim. Şatafata, kuru gürültüye, “ben var ya benlere” değil sessiz, bilge insanlara saygı duyarım.

Çoğunluğun yanlışta birleşebileceğini ve sesi en çok çıkanın en haklı olmadığını bana yine bazı insanlar öğretti. O yüzden argümanın tonunu değil içeriğini önemserim.

Şımarmanın şık durmadığını ben yine bazı insanlardan öğrendim. O yüzden ben ne zaman şımarsam, bana hiç insancıl gelmez. Başıma bir şey geleceğinden korkarım.

Başarmak kadar belki de daha fazla, başarmanın mutluluğunu paylaşmanın güzel olduğuna inanırım.

Osmanlıda da kullanılan Arapça bir söz vardır: El — beliyyetü iza ammet tâbet. “Bela umumileştikçe güzelleşir” demek.

Ben iyi insanların başına gelen ortak belanın “bitmesin dertler…” diye şarkılarla ağırlandığını gördüm. Ne yaşandığı kadar nasıl karşılandığı önemlidir ondan biraz da bende.

Acısını sessiz çeken, az şikayet eden, sevgisini yüksek sesle söyleyen insanları severim.

Bana hayatta hiçbir şey “sunulmadı”.

O yüzden dişle tırnakla kazınarak, düşe kalka ama inatla denenerek elde edilen başarılar, altın tepside sunulan piyango mutluluklardan daha değerli gelir bana.

Bu bir teslimiyet değil.

Kestirme yollara sapmadan kazanmaya yürürken, bazen düşüp kalkmaya hazır olmak.

__________________
Sırf başlayıp bitirebildiğim bir hikayem olsun diye, bıktım ardımda yarım kalmış hikayeler taşımaktan. Yazmanın eziyeti öğretecek bana; Hayat sahip olduklarımızın dışında kalanlarmış meğer.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet bizimmekan sohbet odaları