| Çevrimiçi ~ Mircte.Org ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Karadeniz İnsanları
Karadeniz İnsanları: Yüreği Büyük, Sofrası Bol
Karadeniz… Hırçın dalgaları, yeşilin binbir tonu, dağların başını duman saran manzarasıyla sadece coğrafyanın değil, yüreğin de ayrı bir haritasıdır. Ama Karadeniz’in gerçek güzelliği ne denizindedir ne yaylasında… Asıl güzellik, insanındadır.
Çünkü Karadeniz insanı, yüreği büyük, sofrası bol bir yürektir. Misafir Geldi mi Dert Unutulur
Karadeniz'de bir eve misafir girdi mi, evin havası değişir. Sofralar bir anda donatılır, “Ne vardı, ne yoktu?” denmez, ne varsa çıkarılır. Çayı ocakta, ekmeği elinde hazırdır Karadeniz insanının. Çünkü bilir ki misafirin bereketi vardır. Gelenin gönlü hoş olsun diye kendi karnını düşünmez.
O sofralarda sadece yemek yoktur. Sohbet vardır, kahkaha vardır, samimiyet vardır. Sıcacık bir mısır ekmeğiyle, taze demlenmiş bir çayla dostluk demlenir Karadeniz sofralarında. Kalpleri Dalga Gibi, Ama Sevgiyle Çarpan
Dalgalar gibi coşkulu, rüzgâr gibi sert görünür bazen Karadeniz insanı. Ama kalbi o kadar yumuşaktır ki, bir dokunsan hissedersin o içtenliği. Lafını esirgemez, dobra konuşur ama içten konuşur. Yalandan uzak, maskesiz yaşar. Seviyorsa dosdoğru sever, kırılıyorsa açık açık söyler.
Onun için dostluk, lafla değil emekle ölçülür. Bir selamda yılların sıcaklığı vardır, bir tebessümde yürek dolusu iyilik. Emekle Yoğrulmuş Eller, Alın Teriyle Kazanılan Hayatlar
Karadeniz’de yaşamak zordur. Toprak engebelidir, deniz serttir, yağmur eksik olmaz. Ama bu zorluklar Karadeniz insanını yormamış, güçlendirmiştir. Dağları aşıp okula giden çocuk, sabah ezanıyla fındık toplamaya çıkan kadın, kayalıklara meydan okuyan balıkçı… Hepsi ayrı bir hayat mücadelesidir.
Ve her mücadelede yorgunluk değil, güç vardır. Çünkü Karadeniz insanı çalışmayı bilir, yılmaz, yorulsa da şikâyet etmez. Allah’a tevekkül eder, toprağına şükreder, rızkını paylaşmaktan geri durmaz. Güler Yüz, Dobra Yürek
Karadeniz insanı şakalaşmadan duramaz. İğnelemeyi sever ama incitmez. Kendine has bir mizahı vardır. En zor anında bile gülümsetir insanı. Belki de bu yüzden onunla sohbet edenin içi açılır, kalbi ısınır.
Samsun’dan Artvin’e kadar uzanan bu yüce yürekler, sadece Karadeniz’i değil, her geleni sevgiyle sarar. Bir köy kahvesinde oturup biriyle tanışırsın, kısa sürede “Hemşerim” der sana. Çünkü Karadeniz insanı tanımadan sevmeyi, karşılıksız vermeyi bilir. Karadeniz İnsanı Olmak, Kalpten Yaşamaktır
Karadeniz insanı olmanın ne coğrafyayla ne sadece dille ilgisi vardır. O bir duruştur, bir gönül hâlidir. Sofrası zengin çünkü gönlü zengindir. Kalbi geniş çünkü doğası da geniştir. Gidip görenin aklında manzara kalmaz, insanı kalır.
Çünkü bu topraklarda bir çay bir dostluğa, bir dilim mısır ekmeği bir ömre yeter.
Ve unutma: Karadeniz insanı bir kez gönlünü açtıysa, sen o gönülden kolay kolay silinmezsin… |