Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Ekim 2025, 18:45   #1
Çevrimdışı
Tanem Doğrulanmış Üye
~ TeFeCi’nin KıZı ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Karanlıkları Aydınlatan Hüddam Süleyman – 3. Bölüm: Kardeşin İzinde




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Süleyman, son gecelerde gördüğü rüyanın etkisiyle uyanmıştı. Sevda’nın yüzü hâlâ gözlerinin önündeydi; yanında bir karanlık vardı ve onu koruması gerektiğini hissettiriyordu. Rüyanın bıraktığı ürperti ve bilinmezlik, çıraklık sürecinde öğrendiği her şeyi bir anda hatırlatıyordu: sabır, dikkat, Kuran ayetleri ve İbrahim’in öğrettiği ritüeller…

İbrahim, onu sabah namazından sonra çağırdı. “Bugün bir yolculuk yapacağız,” dedi sessiz ama kararlı bir sesle. “Hazırlıklı ol, gözlerini ve kalbini aç.” Süleyman, ilk kez İbrahim’in yanında bir vakaya gitmeyi deneyimleyecekti; ama bu sadece bir öğrenme seansı değildi—içinde Sevda’ya dair işaretler de vardı.

Evden çıktıklarında sokaklar hâlâ eski karanlıklarını taşıyordu. Süleyman, adımlarını sessiz ve dikkatli attı. Her köşe, her gölge ona bir işaret gibi geliyordu; sanki rüyalarda gördüğü karanlık, sokakların içinde takip ediyordu onu. İbrahim, sessizce yönlendiriyor, gözlerini sürekli Süleyman’dan ayırmıyordu.

İlk durakları, musallata uğramış bir aileydi. İçeri girdiklerinde çocuklar korku içinde titriyordu, anne ve baba şaşkın ve bitkin görünüyordu. İbrahim, “Süleyman, sen gözlemle; ne yapacağını zamanla anlayacaksın,” dedi. Süleyman, öğrendiği duaları ve ayetleri hatırlayarak adımlarını dikkatlice attı. Gölgeler hareket ediyor, sessiz fısıltılar kulaklarına doluyordu.

Bir süre sonra, Süleyman bir çarpılmışın varlığını hissetti. Panik yapmadı; İbrahim’in öğrettiği şekilde nefesini düzenledi, kalbini sakinleştirdi ve yalnızca gözlemledi. İbrahim, onun farkında olduğunu görünce küçük bir işaret verdi: “Dokun ve yönlendir.” Süleyman, titreyen elini hafifçe uzattı; karanlık bir his aniden yok oldu. Çocuklar ağlamaktan vazgeçti, huzur geri geldi.

Yolculuk boyunca Süleyman, sadece uygulamayı değil, insanlara yardım etmenin sorumluluğunu ve ağırlığını da hissetti. Rüya ve işaretler bir kez daha zihninde canlandı: Sevda, yanındaki karanlık, onu koruması gerektiğini hatırlatıyordu. Artık içinde bir acı ve kararlılık vardı; kardeşini bulması gerekiyordu, ama aynı zamanda insanlara yardım etmek de onun kaderinin bir parçasıydı.

Günler geçti, vakalar çoğaldı, Süleyman her bir deneyimden bir şeyler öğreniyordu: karanlığı hissetmeyi, sabırla beklemeyi, duaların gücünü, sessiz fısıltılara kulak vermeyi… İbrahim’in yanında öğrendiği her şey, onun bir Hüddam olarak olgunlaşmasına hizmet ediyordu.

Bir akşam, eve dönerlerken Süleyman, rüyalarda gördüğü karanlığı gerçek hayatta hissedebildi. Gölgeler bir apartmanın girişinde yoğunlaşmıştı; soğuk bir ürperti omuzlarına çöktü. İbrahim, gözleriyle onu uyardı: “Hazır ol, sınavın burada başlıyor.” Süleyman, titremedi, kalbini topladı ve öğrendiklerini uygulamaya başladı.

O an, rüyadaki Sevda yüzü zihninde canlandı ve kararlılığı daha da güçlendi. Kardeşini bulacak, insanlara yardım edecek ve İbrahim’in rehberliğinde Hüddam yolculuğuna doğru emin adımlarla ilerleyecekti.

__________________
''Zamanın Eli Değdi Bize
Artık Aynı Değiliz
İkimiz de''


Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklamver bizimmekan reklamver