[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Süleyman, İbrahim’in yanında geçirdiği günlerin ardından artık daha dikkatli ve kararlıydı. Çıraklık sürecinde öğrendiği her şey, küçük mucizeler ve uygulamalı deneyimlerle pekişmişti. Ancak bugün, alışık olduğu vakalardan farklı bir deneyimle karşı karşıyaydı.
Bir gece İbrahim, onu sessizce çağırdı: “Bugün senin için özel bir görev var, Süleyman. Bir aile, ciddi bir musallata uğramış. Hazır mısın?” Süleyman, kalbinin hızlı attığını hissetti. Hazır olduğunu düşündü; artık korkuyu değil, sorumluluğu ve merhameti hissediyordu.
Evden çıkıp dar sokaklara girdiklerinde, karanlık daha yoğun hissediliyordu. Süleyman, gölgeleri fark etti; rüyalarda hissettiği karanlık, burada somut bir şekle bürünmüştü. İbrahim, onu dikkatle izleyerek yönlendirdi: “Her adımı düşünerek at. Sessizliği ve işaretleri takip et.”
İlk defa, Süleyman kendi başına müdahalede bulundu. Kendi sesini ve dualarını kullanarak karanlığı hafifletti, çarpılmış kişiyi sakinleştirdi. Gözlerinde korku değil, merhamet ve vicdan vardı; bu karanlığı yok ederken insanlara zarar vermeyi asla düşünmedi. İbrahim, onun yanında duruyor ama müdahale etmiyordu; sadece gözlemliyordu. Bu an, Süleyman için bir dönüm noktasıydı: artık bir Hüddam’ın sorumluluğunu iyi niyet ve vicdanla taşıyabileceğini anlamıştı.
O geceden sonra Süleyman, vakalara daha fazla ilgi duymaya başladı. Kardeşi Sevda’nın belirsiz kaderi zihninde bir boşluk yaratıyordu; bu boşluğu doldurmanın yolunu insanlara yardım etmekte buldu. Her çarpılmış kişi, her musallatlı ev, onun kalbinde bir anlam kazanıyordu. Vicdanı ve merhameti, her müdahalede güçleniyor, insanlara yardım etme arzusu büyüyordu. İbrahim, bunu fark etmişti ve sessizce gurur duyuyordu: “Sen, kendi yolunu buluyorsun,” dedi bir akşam.
Süleyman’ın içindeki güç ve kararlılık, rüyalarla birleşti. Artık bir sonraki adım çok yakındı: İbrahim ona tamamen el verecek ve Hazreti Süleyman’ın yüzüğünü verecek, böylece berzah alemine geçebilecek ve oradaki padişahlarla, ruhlarla tanışarak Hüddamlık yolunda tam olarak güç kazanacaktı.