Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02 Mart 2006, 06:23   #14
Çevrimdışı
hitman
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)



KİŞİLER

Richard, Machiavelli’ci tipin bir örneği olmakla beraber, Shakespeare’in elinde kendine özgü bazı nitelikler kazanan, karmaşık bir kişiliği olan ilginç bir adamdır. Unutmamalıyız ki Richard kambur ve sakattır da. Su katılmamış kötülüğünü sakatlığına mı bağlamak lazım acaba? Bir aşağılık duygusunun sonucu mu bu? Richard’ı böyle bir formüle uydurarak açıklamak yanlış olur. Çok basitleştirilmiş bir Richard çıkartırız ortaya. Çünkü Richard’ın kendi kendisi ile alay eden bir tarafı, sakatlığının adeta tadını çıkartır gibi bir hali vardır. Sanki sakatlığına rağmen başarıya ulaşmak, diğer insanlara üstünlüğünü kanıtlamak imkânını sağlamakta ve böylece kamburu ve topallığı sayesinde, bir yönde olsun gururu okşanmaktadır. Kocasını ve kayınpederini öldürdüğü zavallı Lady Anne’ı daha cenaze merasiminde durdurup ilanı aşk ederek şaşırtıp evlenmeye razı ettikten sonra duyduğu sevinç ve gurur, bir kadını elde etmiş olan erkeğin gururu değil ama sakatlığına ve çarpıklığına rağmen bu işi becerebilmiş olmanın verdiği gururdur. Richard, aleyhindeki bütün koşullara meydan okumanın ve bunları yenmenin sevinci içinde sanki. Bundan ötürü Richard’ı, kalıplaşmış bir Machiavelli’ci tipin çok büyütülmüş bir örneği olarak alamayız ele. Onda daha ince yönler, ilk bakışta göze çarpmayan karmaşık bir ruh hali vardır.

Yapıt tek kahraman üzerine döndüğü için, Buckingham, Hastings, Elizabeth gibi ikinci derecede önemli kişiler çok canlı sayılmazlar. Daha çok Richard’ın renklerini koyulaştırmaya yarar bunlar. Yardakçısını Buckingham birçok bakımdan Richard’a benzer. Kendi çıkarı için dolaplar çevirmeye, düşman saydıklarını ortadan kaldırmaya hazırdır o da. Ama tilkilikte Richard ile aşık atacak denli kurnaz değildir. Hastings ise zavallı denecek bir durumdadır. Richard’ın karakterini anlamak şöyle dursun, inanır ve güvenir ona. Buckingham, başına neler gelebileceğini kestirebilecek kadar açıkgöz olduğu için tehlikeyi sesince kaçar, fakat Hastings son dakikaya kadar Richard’ın sevgisinden emin, böbürlenir durur. Margaret, eleştiricilerin çoğuna göre en iyi çizilmiş kişilerden biridir, ve somutlaşmış nemesis’dir. Sürgünde olması gerekirken doğaüstü bir varlık gibi saraya gelir, herkesi lanetler. Bir bakıma da III. Richard ve VI. Henry oyunları arasında bağlantılar kurmaktır görevi. Elizabeth’e gelince, uğradığı felaketlere rağmen bu kadına sürekli bir yakınlık duymak zor. Bir sürü entrika çevirmiş bir kadın olması bir yana, oğullarını öldürmüş olan Richard’a kızını vermeye razı olacak kadar ileri götürüyor bencilliğini. Gerçi Richard’a verdiği sözü sonra bozup, kızını Richmond ile evlendiriyor ama ilk verdiği sözün Richard’ı aldatmak için bir oyun olarak yorumlanabileceğini sanmıyoruz. Lady Anne ilk perdede gösterdiği inanılmaz zaafa rağmen oyunda yakınlık duyabileceğimiz yegâne kadındır. Ötekiler gibi kendi yararını düşünerek başkalarını ezip geçmek istemez, kimseye kötülük etmek gelmez içinden. Sadece Richard’ın aşk yalanlarına inanacak kadar saflık gösterir; hem de en olmayacak bir zamanda. Sonradan gözleri açılır ve pişman olur ama iş işten geçmiştir artık. IV. Edward silik bir kişi. Shakespeare de onun üzerinde hiç durmamış. Richmond ise bir bakıma önemli, çünkü barışı ve düzeni temsil etmektedir. Ne var ki, bunu yaparken bir kukla kadar cansız ve sönüktür.

III. Richard Shakespeare’in olgunluk döneminde yazdığı tragedyalar yanında hafif kalır. Ancak bu oyunu, Hamlet, Machbeth, Lear gibi yapıtlarla karşılaştırmak ne dereceye kadar yerinde olur? Dover Wilson’un dediği gibi III. Richard başka bir türe girer, tarihsel bir melodramdır ve kendi türünde en iyisidir[8]. Bununla beraber kimi sahneler fazla uzun, yer yer mekaniktir diyebiliriz. Yine de İngiltere’de her zaman çok tutulan bir oyun olmuş ve Richard’ın ilginç kişiliğinden ötürü büyük oyuncuların ilgisini çekmiş ve Shakespeare’in çağdaşı Burbage’den çağdaşımız Laurence Oliver’ye kadar ünlü İngiliz oyuncuları bu rolde denemişlerdir kendilerini. Türkiye’de ise bugüne (1992) kadar sahneye konmuş değildir.





Berna Moran





III. RICHARD

William Shakespeare

Çeviren; Berna Moran

Adam Yayınları

Adam Yayınlarında 1. Basım, Ekim 1992, Sf. 7-17

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet