Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Haziran 2006, 11:30   #41
Maniack
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: İllerin Tarihcesi




Karabük - 2

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE KARABÜK VE ÇEVRESİ
Milli Mücadelede Karabük ve çevresindeki olaylar yörenin en önemli kenti olan Safranbolu ekseninde gelişmiş ve bu yönüyle tarihe damgasını vurmuştur. Milli Mücadele yıllarında yöreyi, düşman işgaline uğramamış olmasına karşın iki olay rahatsız eder. Bunlardan biri, Eğr’i Ahmet Olayı, diğeri ise 13 Nisan 1920’de I. Düzce Ayaklanması’nın devamı biçiminde Safranbolu’da yaşanan, eskilerin kullandığı ifadeyle söyleyecek olursak “Dayıoğlu Olayı”dır. Bunlardan Eğr’i Ahmet, o zamanlar Çerkeş kazasına bağlı olan Ovacık bucağı nüfusuna kayıtlı bir kişi olarak, yörede 1916-1925 tarihleri arasında eşkiyalık yapmış, Safranbolu’dan Araç istikametinde Kastamonu’ya giden Posta Arabası soygunu olayına karışmış, 19 kişilik çetesi ve Kırkkanat lakabıyla anılan atıyla yörede nam salmıştır. Özellikle bazı devlet memurlarıyla olan ilişkisi ve yörede yoksul halkı koruması gibi nedenlerle uzun zaman yakalanamadı. Dayıoğlu Olayı’nda isyancıların yanında yer alarak, isyancıların askeri şefi oldu. İsyan başarısızlıkla sonuçlanınca da isyana katılanları cezalandırırcasına onları yolda soydu, paralarını almaktan çekinmedi. Nihayet Kumandan Zeki Bey tarafından yaralanmış ve Iğdir bucağında, yaralı olduğu halde bir köylü tarafından öldürülmüştür. I. Düzce Ayaklanmasına bağlı olarak hareket eden ve kendisine Hilafet Ordusu süsü veren Geredeli Dayıoğlu İbrahim Ağa, 23 Nisan 1920 tarihinde Safranbolu’yu basmış ve kenti isyana teşvik etmiştir. Dayıoğlu İbrahim Ağa, amacının, buradan ve çevreden topladığı kuvvetlerle, Kastamonu’yu basmak, Ankara’dan olan ulaşımı ve silah sevkiyatını kesmek olduğunu açıklamasına karşın, birliklerinin derme çatma kuvvetlerden oluşması gibi nedenlerden dolayı başarısızlığa uğramış, asiler Toprakcuma’da Yoraf’ın Hanı denilen yerde bulunurken, Kastamonu’dan askeri birliklerin hızla Safranbolu istikametine doğru ilerledikleri haberi üzerine, dağılmış ve amacına ulaşamamıştır. Milli Mücadele’de Safranbolu’da Dayıoğlu Olayı’ndan (23-24 Nisan 1920) hemen sonra, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Dr. Ali Yaver (Ataman) ve arkadaşları tarafından kurulmuştur (27-28 Nisan 1920). Kastamonu’da yayımlanan Açıksöz Gazetesi, bu cemiyetin kurulduğunu 3 Mayıs 1336 tarihli nüshasında kamuoyuna duyurmuştur. Kuşkusuz bu cemiyetin kurulmasında, daha önce Safranbolu’da Eczacı Mehmet Hidayet Bey (Derman) tarafından 23 Ocak 1920’de kurulu bulunan ve amacı kimsesiz ve yoksul çocukların okutulması olan, Muin-i Maarif Derneğinin büyük rolü olmuştur. Cumhuriyet’e giden süreç içinde Safranbolu, Milli Mücadele yıllarında 8 Kasım 1920 tarihinde TBMM’ye bağlı olarak kurulan düzenli ordu birliklerinin Yemeni ihtiyacını karşılamıştır. Ayrıca Lozan Konferansı’nda Türk ve Rum nüfusun mücadelesi (değiş-tokuş) söz konusu olduğunda, Safranbolu Rumları, kendilerinin Fener Rum Ortodoks Kilisesi ile ilgilerinin olmadığını Türk Ortodoks Kilisesi’ne bağlanmak istediklerini gündeme getirmişlerse de Lozan Antlaşması gereği Yunanistan’a gitmekten kendilerini kurtaramamışlardır. Kendilerinin Hristiyan Türk olduklarını iddia etmişlerdir ki, bu konu gerçekten Türkiye Tarihi’nin çok geniş araştırılmaya tabi tutulması gereken konuları arasında önemini korumaktadır.

CUMHURİYET KENTİ KARABÜK
Candaroğulları zamanında, Kapullu özü (bügünkü Kapullu Köy&#252
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
ile varlığına tanık olduğumuz Karabük Köyü, kent olarak varlığını Cumhuriyet’e borçludur. Cumhuriyet’in sanayileşme programı çerçevesinde bir ağır sanayi kenti olarak 3 Nisan 1937 tarihinde Demir Çelik Fabrikasının temelleri ile Karabük’ün de bir kent olarak kuruluşunun temelleri atılmıştır. Karabük, Türkiye’nin ilk ağır sanayi işletmesinin temelinin atıldığı bir kenttir. 1933 yılında kabul edilip, 17 Nisan 1934 tarihinde eyleme konulan ilk beş yıllık kalkınma programının, devletçi ekonomi siyaseti ile birlikte gerçekçi anlamda uygulandığı ilk kent Karabük’tür. Karabük, 1963-1970 yılları arasında ekonomik açıdan en parlak, sosyal ve kültürel açıdan en hareketli günlerini yaşamıştır. 1980’li yıllardan sonra, hükümetlerin özellikle liberal ağırlıklı ekonomik politikalar izlemeleri sonucunda, ekonomisini sadece demir ve çelik üretimine bağlayan kentte, tek bir sektöre bağlılık sorun yaratmaya başlamıştır. 1990’lı yıllarda yaşanan 137 günlük işçi grevinden sonra Demir Çelik Fabrikası sürekli kriz içine sürüklenmiş, nihayet Demir Çelik Fabrikası, 1995 yılında üyelerinin büyük çoğunluğunu işçilerin oluşturduğu Kardemir A.Ş.’e devredilerek özelleştirilmiştir. Bu özelleştirilme biçimi, ilk defa özelleştirme tarihine, “Karabük biçimi özelleştirme” şeklinde geçmiştir. 1996 tarihinde kent ekonomisi tekstil alanına kaymış, 2000 yılında Organize Sanayi Bölgesi’nin hizmete girmesi ile de kentte yeniden bir ekonomik canlılık yaratma fonksiyonu hızlandırılmaya çalışılmıştır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet