Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Ekim 2006, 06:23   #1
Çevrimdışı
Emekli Subay
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Başbuğ Atatürk'ün İç Basına Türkçü Mülakatları




Başbuğ Atatürk'ün İç basına Türkçü Mülakatları

TÜRKÇÜ MÜLAKAT (1)

''- Bu maksadı temine medar olabilecek (yarayabilecek) iki mufassal (ayrıntılı) mülâkat yapılmıştır. Bittabi ben de İstanbul'un kıymetli erkân-ı matbuatı (basın mensupları) ile böyle bir temasa mazhar olduğundan dolayı suret-i mahsusada memnun bulunuyorum. Memnuniyetimin en mühim sebebi, bence de tabiî olarak şayan-ı arzudur ki enim ve bilcümle rüfekay-ı mesaimin (çalışma arkadaşlarımın) vaziyeti dahiliye ve hariciyeyi nasıl görmekte olduğumuzu ve âtiye (geleceğe) ait mesail-i millîyemizin (ulusal sorunlarımızın) nasıl olması lâzım geleceği tasavvurunda bulunduğumuzu bütün millet ve cihan bir an evel bilsin. Bunu teminde bilcümle matbuatın olduğu gibi, çok mühim olan İstanbul matbuatının ifa edeceği hizmetin derecesi suhuletle (kolaylıkla) takdir olunabilir. Vuku bulan mülâkatlarda mezkûr üç esaslı zemin üzerinde çok teferruatlı ve hattâ münakaşalı müdavele-i efkâr (fikir alışverişi) edildi. Ve benim arzu ettiğiniz her nokta ve bütün teferruat üzerindeki beyanatımı dinlediniz, bu suretle muttali olduğunuz (öğrendiğiniz) hususatın birkaç kelime ile hülâsasını yapmak lâzım gelirse denilebilir ki:
1- Millet üç buçuk seneden beridir iktiham ettiği (göğüslediği) müşkülât ve fedakârlığın mütebariz (belirgin) ve müsbet metayicini (olumlu sonucunu) görmekle, takip olunan hatt-ı hareketin mutlaka hedef-i saadete (mutluluk hedefine) vüsulünden (ulaşacağından) emindir. Bugünkü muvaffakıyatı behemehal tespit ve teyit ettirmek için lüzum gösterilirse, şimdiye kadar olduğundan daha vâsi (geniş) bir azim ve itmi'nanla (güvenle) fedakârlığını ve gayretini idameye müheyyadır (hazırdır). Milletin mutlaka sulh veya mutlaka harp arzusu gibi, başlı başına bir ifade-i kat'iyesi yoktur. Millet an'anesinin bâriz bir şiarının ifadesini kullanmaktadır: ''Hayırlı olanı isteriz!'' Hayırlı olan, bizi şimdiye kadar hayır ve selâmete isal edenlerin hükmedecekleri tarzdır. Milletin bu ifade ile kasdettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun hükûmetidir. Bunların düşündüğü behemehal sulhü istihsal etmektir. (sağlamaktır).
Buna milletin ve memleketin ihtiyacı olduğu kadar bütün cihan-ı medeniyetin kat'î ihtiyacı vardır. Bir kere hal-i harbi (savaş durumu) idame etmekle (sürmekle) evvelâ arzuy-u millîyi yerine getirememek, saniyen cihani medeniyetin huzur ve sükûnuna mâni olmak gibi mesuliyetlerin faili olmak doğru olmadığı gibi bilhassa bunun bütün gayreti samimî olarak istihsal-i sulh (barışı elde etmek) için her türlü tedbire tevessül etmektir. Ve bütün kalbini bilâ istisna cihana açık olarak göstermeyi temine çalışmaktır. İtilâf devletlerinin bu hakikati anlamamalarına ihtimal vermemektedir. Eğer devletlerin ve milletlerin konferanstaki mümessilleri bu içtimaın hilâfına harekete devamda ısrar gösterirler ve cihan-ı insaniyet ve medeniyetin tehalükle (can atarak) intizar eylediği (beklediği) sulhün akdini akim (sonuçsuz) bırakırlar ise Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükûmeti bundan çok müteessir olacaktır. Bu insanî teessürü kendisini elbette zaaf ve tereddüd-ü kalbe düçar edemez. Üç buçuk seneden beri istihsâli (elde edilmesi) uğrunda ihtiyar olunmadık fedakârlık kalmayan hukuk-u asliye-i milliyesini (en esaslı millî hukukunu) behemehal istihsal ve teminden ibaret olan vazifesini, yine bütün milletin kaabiliyetine, kudretine, azmine ve kendisine olan emniyet ve itimadına istinaden şimdiye kadar olduğundan daha büyük bir faaliyetle ifaya (yerine getirmeye) devam edecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin muzaffer orduları yeni zaferler istihsali aşkından müstağni (kanıksamış) değildirler. fakat bu zafer aşkı milletin selâmet ve saadetini temin aşkından münbaistir (doğmaktadır). İkincisinin husulü, birinciyi hasıl telâkki ettirebilir.
2- Hükûmet hal-i harb ve hal-i intizarın devamına rağmen milleti, şimdiden yeni usulümüzde idarenin mütekeffil olduğu (üzerine aldığı) menafi-i hakikiyeden (hakiki menfaatlerden) müstefit edebilmek (faydalandırabilmek) için lüzumu veçhile çalışmakta, yeni bir teşebbüs almakta veya yeni bir teşebbüsün esaslarını düşünmektedir. Memleketin en ücra köşelerinde bile huzur ve asâyiş-i millet o derece temin edilmiştir ki bunu zaman-ı sâbıkın (geçmiş zamanın) en sâkin bir devresindeki hâl ile mukayese etmek nabemahal (yersiz) olur. Herkes emniyetle ve bilhassa çok büyük ümitlerle tarlalarında veya sanatları başında faaliyete geçmiş bulunuyor. Ve sa'y ve amellerinin (çalışma ve gayretlerinin) kendilerinden gasbedilmeyecek semerelerinin iktitafından (devşirilmesinden) emindirler. İktisaf, amarif işleri, muavenet-i içtimaiye (sosyal yardım) himmetleri şimdiden kabil-i temas (dokunulabilir) yeni neticeler vermiştir. Ziraat mektepleri mevcut olanlardan maada (başka) Bursa'da, Balıkesir'de, İzmir'de, Adana'da, Erzincan'da beş mektebe malik olmakla tezyit edilmiştir (arttırılmıştır). Harbin ve inkılâbatın atalete (durgunluk) koyduğu ziraat bankaları yeniden hal-i faaliyete vazedilmiş (konmuş) ve birçok şube ihdas ederek (açarak) milletin muavenetine şitap etmeye (koşmaya) başlamıştır. Birçok mülteci ve muhacirler refah ile mütenasip yerlere sevk ve iskân edilmiştir. Bunun daha iyi temini iin hususî muavenet bankaları tesis edilmek üzeredir. Köylülere mühim miktarda (2 buçuk milyon liralık) alât ve edevat-ı ziraiye tevzi edilmiş ve bu husustaki tevziata devam edilmektedir. Ayrıca köylülere alât ve edevat-ı ziraiye vermek ve bunları icabında tamir etmek için sermayenin yüzde yetmişine iştirâk edeceğimiz bir şirket ile anlaşılmak üzeredir. Bu, çiftçilerin çok memnuniyetini ve menfaatini mucip olacaktır. Nafia (bayındırlık) teşebbüsatı kariben (yakında) fiile münkalip olabilecek (çevrilebilecek) ümitbahş (ümit verici) bir zemindedir. Bunun neticesinde memleketin hüçümle merakiz-i mühimmesi (önemli merkezleri) yekdiğerine az zamanda şimendüferle kesb-i irtibat edecektir (bağlanacaktır). Mühim hezain-i madeniye (maden hazineleri) açılacaktır.
Memleketimizin baştan nihayete kadar harap manzarasını mâmureye tahvil etmekten (bayındır duruma çevirmekten) ibaret olan gayenin temel taşları her yerde gözleri tesrir edecektir (sevinç içinde bırakacaktır). Çalışmak ve mesut olmak ihtiyacında bulunan bütün halkımız için, ameleler için geniş ve emin çalışma sahaları davetlerini yapmakta gecikmeyecektir. Memleketi mâmur ve milleti mesut etmek için tasavvur ve teşebbüs edilen bütün bu işlerde takip olunacak programın esas noktalarına fiilen tevessül edilmiş (girişilmiş) addolunabilir. Bilhassa faaliyet-i iktisadiyeyi istinat ettireceğimitz esaslar her türlü vukufla beraber bilhassa doğrudan doğruya memleketimizin topraklarını koklayarak ve bu topraklarda bizzat çalışan insanların sözlerini işiterek tespit olunacaktır. Sanayi ve ticaretimiz için dahi aynı mütalâa yapılacaktır. Bunun içindir ki şubatın on beşinde İzmir'de belki beş bin kişinin toplanabileceği bir kongre yapılacaktır. Bu kongre bizzat millete ve bir taraftan da diğer milletlere anlatacaktır ki yeni Türkiye devleti temellerini süngü ile değil, süngünün dahi istinat ettiği iktisadiyatla kuracaktır. Yeni Türkiye devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye devleti bir devlet-i iktisadiye olacaktır ve bu devleti en kuvvetli temeller üzerinde çok az zamanda kurmak hususunda Japonlardan az müstait olmadığını bilfiil isbat edecektir.
Bu saydığım teşebbüsat-ı iktisadiye ve sınaiye içinde bahsettiğim şirketlerin, istiklâl ve hâkimiyeti milliyemize hürmetkâr milletlerin emniyetle hükûmetimizle temas eylemleri ve kanunlarımız dairesinde anlaşmaları ile faaliyete geçebileceklerini söylemeye hâcet yoktur. Filhakika memleketimizi az bir zamanda mâmur etmek için milletimizin gayri kâfi sermayesi karşısında haricin sermayesinden, vesaitinden, ihtisasından istifade etmek hakikî menfaatimizin iktizasındandır. Hükûmetimiz, izahına lüzum olmayan esasatın riayetkârı kalacak olan her devlet ve millete karşı bu hususta emniyet ve samimiyetle ahz-ı mevki edecektir (durum takınacaktır.)
3- İçinde bulunduğumuz vaziyette çok kuvvetli olduğumuzu temin ve teşebbüsat-ı müstakbelemizde behemehal muvaffak olacağımızı bize vaadeden keyfiyet, milletin inkılâp ile ve mücadele ile tesis etmiş olduğu bugünkü hükûmetimizin şekli ve mahiyetidir.
Hükûmetimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti millîdir, tamamıyla maddîdir, hakikatperesttir. Mevhum (boş) mefkûreler arkasında o mefkûrelere (ülkülere) vâsıl olmak için değil, fakat isâl etmek (ulaştırmak) hulyasıyla milleti kayalara çarparak, bataklara batırarak, en nihayet kurban ederek mahvetmek gibi cinayetten hazer eden (çekinen) bir hükûmettir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bütün programlarının umdesi şu iki esastır:

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet