Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Ocak 2007, 17:32   #47
Çevrimdışı
Burak
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




‘Öyle bir eylem yapalım ki tüm dünya Türk’ün adını duysun.’ mesajını postaladığında belki de böyle bir cinayetin yaşanabileceğini tahmin etmiyordu. Bir süre sonra televizyondan chat arkadaşı Ogün Samast’ın Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i öldürdüğünü öğrendiğinde bunun olabileceğine önce inanmamıştı bile. Heyecanla bir mesaj daha gönderdi: “Televizyonda birini gördüm, sen misin? Beni ara.”

Bursalı Muharrem K.nın dediği gibi oldu. Öyle bir eylem yapıldı ki tüm dünya Türkleri konuşuyor. Yurtdışında birçok ülke cinayetle ilgili haberleri milliyetçilik, ırkçılık, derin devlet ve soykırım ifadeleriyle süslüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, soykırım görüşmeleri arifesinde gerçekleşen, Kerkük ve Irak’ın kuzeyine PKK operasyonu üzerine yapılan tartışmalara denk gelen cinayetle ilgili birçok teori ve bağlantı atıldı ortaya. Neticede cinayetin üzerinden geçen 7. günün ardından 7 zanlı mahkemeye çıkarılmış, 6’sı tutuklanmış oldu.

Görünürde ‘mahalle arkadaşlarından oluşan’ bir suç örgütünün eylemiydi bu. Samast tetikçi; Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender örgütün üyeleri; Yasin Hayal örgütün lideri ve azmettiricisi; Erhan Tuncel ise örgütün ‘abi’si olarak yönlendiricisi ve azmettiricisi. Şimdi son olarak tutuklanan ve cinayetin Yasin Hayal’den sonra 3. halkası denilen Erhan Tuncel’i kimin yönlendirdiği araştırılıyor. Yani eğer varsa suikastı azmettiren 4. halkanın kim ya da kimlerden oluştuğu, uluslararası bir örgüt veya teşkilat mı olduğu, hangi güçler tarafından desteklendiği soruşturuluyor savcılık makamlarınca.

OGÜN SAMAST: PİŞMANIM

Hrank Dink için cenaze töreni düzenlenirken Terörle Mücadele Şubesinde sorgulanan Ogün Samast, pişman olduğunu belirtiyordu. Yaşı küçük olduğundan dolayı savcılık kontrolünde ifade veren Samast, Dink’i öldürdüğünü kabul ediyor, kendisini Yasin Hayal’in yönlendirerek cinayet için silahı ve para verdiğini söylüyordu. Yusuf Hayal’in, Dink’i “Vatana ihanet eden, Türklere küfreden bir kişi” olarak tanıttığını anlatıyordu.

Samast, Trabzon’daki evinden “Dayımlara gidiyorum.” diyerek ayrılmış. Birkaç gün önce silahla atış talimi yapmış. İstanbul Şişli’deki adresi sora sora bulmuş. Agos binasına girdiğinde randevusu olmadığından Dink ile görüştürülmemiş. İddia edilenin tersine cuma namazını kılmamış. Yaklaşık iki saat sonra bankadan dönen Dink ile karşılaştığında ise tereddüt etmeden tetiği çekmiş. Hemen kaçmaya başladığından kurbanının yere düştüğünü bile görmemiş. Cinayeti işledikten sonra dikkat çeken beyaz beresiyle, topuklu ayakkabılarıyla olay yerinden uzaklaşan, bir gün sonra Harem Otogarına giderken elbiselerini bile değiştirmeyen katil, soğukkanlı ve rahat davranmasının nedenini “Yakalanmaktan korkmuyordum. Anne ve babamın elini öptükten sonra jandarmaya teslim olacaktım.” sözleriyle açıklıyor. Samast sorgusunun sonunda çok pişman olduğunu, Hrant Dink’i çok fazla tanımadığını, olayın bu şekilde büyüyeceğini de hiç tahmin edemediğini söylüyor.

Sorgulanan zanlılardan Yasin Hayal (24) ise herhangi bir pişmanlık yaşamadığını söylüyordu. Cinayeti sadece Ogün’le birlikte planladığını anlatan Hayal, kullanılan silahı da kendisinin verdiğini kabul ediyordu. Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi Erhan Tuncel’den etkilendiğini de anlatmış Hayal. 2004 yılında Trabzon’daki Mc Donalds’a bombalı saldırı eyleminde bulunan Hayal, 6 kişinin yaralanmasına neden olmuştu. Yargılamada 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış, 11 ay tutuklu kaldıktan sonra iyi hali göz önünde bulundurularak serbest bırakılmıştı.

MAHKEME KORİDORUNDA 'NEDEN BEN' SİTEMİ

İstanbul Emniyetinde sorguları tamamlanan Ogün Samast, Yasin Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender, 24 Ocak sabahı Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Yoğun güvenlik önlemleri altında saat 09.20’de önce Samast getirildi. Üzerinde polis yeleği ve şapkası polislerin oluşturduğu koridordan geçirildi. Yaklaşık yarım saat sonra, diğer dört zanlı getirildi. Yasin Hayal adliye bahçesine girerken olan bitenlerden pişmanlık duyması bir tarafa, tehdit savuruyordu: “Orhan Pamuk akıllı olsun akıllı.”

Sağlık kontrolünden geçirilmelerinin ardından ilk ifadeyi Samast verdi. Cumhuriyet Savcıları Selim Berna Altay ve Fikret Seçen tarafından yaklaşık 2,5 saat sorgulandı. Sorgu bitiminde Emniyet’te bile yüzleştirilmediği Yasin Hayal’le karşılaştı. Samast’ın ağzından şu sözler döküldü: “Niye kendin yapmadın, bana yaptırdın?” Tutuklanması için mahkemeye sevk yazısı yazılırken Samast, polisten aldığı sigarayı içiyor, başı önde düşünüyordu. Nöbetçi mahkemede ilk tutuklanan Ogün Samast oldu. Can güvenliği açısından yüksek korunaklı bir cezaevine nakledilmek üzere önce Bayrampaşa Özel Tip Cezaevi’ne gönderildi.

Samast’ın avukatı Levent Yıldırım, eylemin örgüt bağlantısı olmadığını açıkladı. “Cinayeti mahalle arkadaşları tasarlamış gibi görünüyor.” diyen Yıldırım, müvekkilinin yönlendirildiğini, azmettirildiğini ve bu cinayeti tek başına planlamadığını söyledi. Diğer 4 sanık hakkında da tutuklama kararı verildi. Yasin Hayal yine kameralara yönelerek “Vatan sağolsun, çok huzurluyum.” diye bağırdı. Adliye girişinde Orhan Pamuk’a yönelik tehdit içerikli sözlerinden dolayı da Hayal hakkında soruşturma açıldı.

BAŞSAVCI: SUÇ ÖRGÜTÜ

Sanıkların cezaevine gönderilmesinin ardından olağan dışı bir şekilde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, soruşturmayı yürüten savcılarla birlikte basın açıklaması yaptı. Resmî açıklamada, sanıkların cürüm işlemek için silahlı bir çete kurdukları belirtildi. Ogün Samast’ın, ‘silahlı suç örgütü üyesi olmak’, ‘taammüden (planlı şekilde) adam öldürmek’ ve ‘ruhsatsız silah kullanmak’ suçlarından; Yasin Hayal, Ahmet İskender, Ersin Yolcu ve Zeynel Abidin Yavuz’un ‘cürüm işlemek için silahlı suç örgütü oluşturmak’, ‘taammüden adam öldürmeye azmettirmek’ ve ‘Ateşli Silahlar Kanununa muhalefet’ suçlarından tutuklandıkları kaydedildi. Başsavcı Engin, “Savcılarımız, bu örgütlenmede başka kişi veya kurumların bulunup bulunmadığı, siyasi, ideolojik veya bölücü terör örgütleriyle bir ilişkinin mevcut olup olmadığı, hatta bu teşekkülü kullanan veya yönlendiren başka örgütler bulunup bulunmadığı hususlarını, soruşturmayı genişleterek soruşturacak ve araştıracaklardır.” dedi.

26 Ocak Cuma günü sorguları tamamlanan diğer iki zanlı da adliyeye sevk edildi. Bursa’dan cinayete tebrik mesajı gönderdiği ileri sürülen Muharrem K. Savcılık tarafından serbest bırakıldı. Erhan Tuncel ise savcılık soruşturmasında susma hakkını kullanacağını belirtti. Deliller ışığında Trabzon Mc Donalds’a Yasin Hayal’in koyduğu bombanın da Tuncel tarafından imal edildiği ileri sürüldü. Sanık Tuncel, böylece hem bomba yapımı hem de cinayete azmettirmek suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

TİT TEHDİT ETTİ

Agos Gazetesi Avukatı Fethiye Çetin, cinayet işlendikten bir gün sonra 20 Ocak 2007 tarihinde gazeteye Türk İntikam Tugayı (TİT) imzalı tehdit maili gönderildiğini söyledi. Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını belirten Çetin, binanın korunmaya başlandığını açıkladı. Tehdit mailinde, “Rahip Andrea Santaro’dan sonra Türk düşmanı bir köpek daha geberdi. Eğer siz Agoslular ayağınızı denk almazsanız daha çok köpekleriniz geberecektir. Bir dahaki seferde Agos binasını havaya uçuracak kadar patlayıcı madde bulunuyor ellerimizde, ayrıca RPG kullanma imkânımız da var. Bu sadece bir uyarıydı. Artık Türkiye’de hiçbir yerde at koşturamayacaksınız. Eğer siz 1915 yılına soykırım diyorsanız demek ki hiç soykırım görmediniz. Asıl soykırım şimdi başlayacak.” ifadeleri yer alıyor.

TİT imzalı bir başka tehdit mektubu da TBMM kampusunda bomba düzeneğiyle birlikte ele geçirildi. Kötü bir el yazısıyla bırakılan notta, “Orhan Pamuk ve Hrant Dink vatan hainidir. Hükümetin tutumunu beğenmiyoruz. Zamanlamamız yanlıştı. Daha büyük patlamalar olacak. Ogün ve Yasin kardeşlerimiz serbest kalsın.” denildi.

MESROB II: GERÇEK AZMETTİRİCİ BULUNSUN

Dink cinayetine tepki amacıyla Şişli Halaskargazi Caddesi’nden Kumkapı’daki Meryem Ana Kilisesi’ne kadar olan 8 kilometrelik yürüyüş düzenlenmişti. 10 binlerce insanın ‘Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeniyiz’ yazılı dövizlerle katıldığı yürüyüş öncesinde konuşan Hrant Dink’in eşi Rakel, sevgiliye mektubunu okurken, “Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim” diye haykırıyordu. Aynı dakikalarda oğlu katil damgası yiyen anne Havva Samast bu sözleri televizyonda dinleyince baygınlık geçirmişti. Kilise çanı alkış seslerini bastırırken cenaze aracının sokağa girdiği anlaşılıyordu. Beyaz ve sarı çiçeklerle süslü tabut, siyah otomobilin içerisinde ağır ağır ilerlerken karanfiller atılıyor, yaşlı gözleri patlayan flaşlar takip ediyordu. Çan kulesinde saat durdurulmuş, Dink’in can verdiği dakikaya 14.54’e ayarlanmıştı.

Kumkapı’daki Meryem Ana Ermeni Kilisesi’nde düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile birlikte yaklaşık 200 kişi katıldı. İlahilerin söylendiği, duaların okunduğu tören sonunda Ermenice ve Türkçe konuşma yapan Ermeni Patriği Mesrob II, 32 saat içerisinde tetikçinin bulunmasının yeterli olmadığını, gerçek azmettiricilerin bulunması gerektiğini söyledi: “Gerçek azmettiricilerin belirlenmesi, ülkemizin barış ve huzur ortamı açısından zorunludur.”

RANTÇI’LAR İŞ BAŞINDA

Bu sözler aslında Ermenilerin bu olayı basit bir çetenin yapamayacağı düşüncesinin bir ürünüydü. Tören’in sonunda Dink’in naşını taşıyan kortej Balıklı Ermeni Mezarlığı’na defnedildi. Fakat, cinayetin işlendiği ilk dakikalarda organize olmayı başaran sol örgüt mensupları, cenaze kaldırılırken yapılan yürüyüş sırasında da attıkları farklı sloganlarla ön plana çıktı. Hrant Dink’in “Beni sessizce uğurlayın” vasiyetine aldırış etmeyen Partizan, Demokrat Halklar Platformu, Devrimci Genç ve TKPM-L’den oluşan gruplar, Rumeli Caddesi üzerindeki MHP İstanbul İl Teşkilatı binası önünde tahrik edici sloganlar attı. “Biji Hrant Dink, Hrant’ın katili Susurluk devleti, katil devlet hesap verecek, katil 301, faşizme karşı omuz omuza, hepimiz Hrant’ız, kahrolsun faşizm” şeklinde bağıranlar arasında kendi düşüncelerinin yer aldığı bildirileri dağıtan DHKP-C, TİKKO ve PKK mensupları da vardı. Azadiya Welat, Evrensel, Gündem ve Birgün gibi gazeteler ön ve arka kapaklarından verdikleri tam sayfa Hrant Dink fotoğrafları nedeniyle yok satarken eylemcilerin ellerinden düşmedi.

Fırsatı değerlendirmek isteyen bir başka grup ise hazırladıkları ‘Türkiye’de 1,5 milyon Ermeni katledilmiştir’ yazılı dilekçelere imza topladı. Örgüt mensupları ‘kuşlama’ yaparak propaganda yaptı. İşçi Partisi (İP) de ilginç bir eyleme imza attı. İzmir İl Başkanlığı, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’a yazdığı cinayetin ardında ABD olduğuna dair mektubu Alsancak Hocazade Camii’nde cuma namazı çıkışında cemaate dağıttı. İl Başkanı Halil Güleç mektubu herkese tek tek “Hayırlı cumalar” diyerek verdi. Güleç, Hrant Dink’i öldürenlerin Türk ve milliyetçi olmadığını söyledi.

5 KANKA BİR ABİ

Polis, Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast’ın cinayeti profesyonelce işlemediği savlarını dikkate almıyor. Samast, İstanbul’a gelişinden tetiği çektiği ana kadar gayet profesyonelce hareket etmiş. Hiç bilmediğini söylediği İstanbul’dan bu kadar kolayca ayrılması da bunun göstergesi zaten. Ama Samast’ın cinayetten sonra ‘yakalanmak’ üstüne kurgulanmış bir oyunun aktörü olduğu gerçeğini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Olaydan sonra defalarca telefon konuşması yaptığı tespit edilmiş. Bir istihbaratçının tabiriyle, “Ogün Samast, cinayeti işleyene kadar ne kadar profesyonelse, yakalanana kadar o kadar amatör.”

Tetikçinin yakalanmak istemesi, Danıştay cinayetiyle benzerlik gösteriyor. Yakalanma görüntüsü amatörce… Beyaz beresinin, silahının üstünde olması, kıyafet değiştirmemesi, doğrudan memleketine dönüyor olması arkadaş çevresine verilecek mesajlar şeklinde dizayn edilmiş. Sanık cinayet mahallindeki delilleri yanında götürmüş. Ogün Samast, Yasin Hayal, Ahmet İskender, Ersin Yolcu ve Zeynel Abidin Yavuz tam tabiriyle ‘tornadan’ çıkmış gibi. Cuma günü tutuklanan üniversite öğrencisi Erhan Tuncel ise bu grubun içinde en farklı olanı. Tuncel’in 5 kanka arkadaş üstündeki nüfuzu kadar onu etkileyen farklı yapılanmaların da gözden geçirilmesi gerekiyor.

Polisin gözden kaçtığına inandığı bir başka nokta, TAYAD’lı gençlerin Trabzon’da geçen sene yaşadıkları linç sahneleri. Bu sahnenin hemen ardından meydana gelen Trabzon’daki belirli kahvehanelerin bombalanması, Trabzon’da etnik tepki ağı oluşturulmasını hedeflemiş. Ancak cinayet öncesinde Hırant Dink’e Bursa’dan giden mektuplar, Ogün Samast’ın Bursa’daki Muharrem Kahveci ile temasının da özel anlamı var.

Herkesin konuştuğu ancak yüksek sesle dile getirmediği ise 6 sanık ve Ogün Samast’ın Dink cinayetinde uluslararası gizli servislerce kullanılıp kullanılmadığı. Polis bu konuda da çok dikkatli bir çalışma yürütüyor. “CIA ve MOSSAD kullandı” iddiaları şimdilik sadece iddia. Ancak Trabzon’un geçmişindeki etnik çeşitlilik ve bugün dünyaya açık yüzü bu iddia ve ihtimallerin izlenmesini gerekli kılıyor. Bugüne kadar gündeme gelmeyen iki husus ise Rum ve Ermeni kökenli aşırı uç örgütlerin bu bölgede etkin olup olamayacağı. Bu da doğrudan Yunanistan ve Ermenistan isimlerini akıllara getiriyor.

Ulusalcılar ve dinci milliyetçi gözüken yapılar da polisin cinayeti çözmeye yönelik senaryoları arasında yer alıyor. Çünkü Karadeniz’de bu zemin her bölgeden daha fazla uygun ve elverişli. Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz isimlerinin dışında, gerçekten bu çocukların irtibatlı olduğu isimlerin olup olmadığı da ortaya atılan sorular arasında yer aldı. Bu sorunun cevabı da araştırılıyor. (Fatih Uğur)

YAŞI CEZASINI DÜŞÜRECEK

Katil zanlısı Ogün Samast, planlı bir şekilde adam öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapsi aldığında herhangi iyi hal indirimi yapılmasa bile yaşı 18’den küçük olduğundan en çok 22-23 yıl hapis cezası alacak. Böylece yaklaşık 13-14 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olabilecek. Yasin Hayal ise adam öldürmeye azmettirme, çete kurma ve Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet maddelerinden suçlu bulunursa müebbet hapis cezasına çarptırılacak.

FATURA TRABZON VALİSİNE

Hrant Dink suikastının faturası Trabzon Valisi ve Trabzon Emniyet Müdürü’ne çıktı. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Trabzon Valisi Hüseyin Yavuz Demir ile Emniyet Müdürü Reşat Altay’ı merkeze çekti. McDonalds’ın bombalanması, bildiri dağıtan üniversite öğrencileri ile TAYAD’lılara linç girişimi, Rahip Santaro cinayeti, futbolculara şantaj ve en son İstanbul’da meydana gelen suikastın da yer aldığı olaylar zincirini çok yönlü incelemek amacıyla İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu iki Mülkiye Başmüfettişi’ni Trabzon’a gönderdi. Olaylar zincirinde Trabzon polisi istihbarat zafiyetiyle suçlanıyor.

Aksiyon

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet