Konu: HiçLiğim..
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Ocak 2008, 22:53   #60
Çevrimdışı
aLdiana
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: HiçLiğim..




gidip gidip durdum gözlerinde
kalıp kalıp gittim ellerinde
-bir sahnesi eksik bu oyunun-
bilip bilip sustum içinde

/beni delirdiğimde gömün; yarimin gözlerine/

kalk ayağa ve bağır gözlerime gözlerime. delirdi desinler, ellerini sırtında birleştirsinler, sen çırpın ben seyreyleyeyim seni. uzaktan bir garip olurmuş mazlumun hali. “zalimler” diyeyim “bırakın sevsin beni!” ne garip değil mi, sevgilisine yardım edemeyen bir aşığın hali?
vuslatım! kaçıp kaçıp sana gelen yanlarıma tutuşturdular gitmelerimi. durdurak bilmeyen ayazlarda kahrolmaktı benim çilem. essin diye beklediğim perilerin kanatlarındaki aheng, artık mutlu kılmıyordu beni. uçurumlara yuvarladığım çakıl taşlarının son sesleri, kısıktı, bıkkın birazda. ellerinden tuttum uçurum çiçeklerinin...solgundular...

aynam! devriliyordu ağaçlar rüzgarına. yaprak kıpırdamayan gecelerimde ter döküyordun ya sen, üşümekti sensizliğimin hali. bilmez miydin sen? kanatlarıma can suyu kattığında dönüşüyordum periye ve ışınlanıyordum uzaklığına. yakından seni seyretmek nasip olmayacaktı da bana , birgün saklandığın yerlerden çıkartacaktı sevgim seni. oysa ki uzaklığındaki “deli çığlık”lar tırmalıyordu içimi. gerilerde durmak isteyen seyirciydi sesim. görüntülerin loş odalara gizlendiği gizemli oyunlardan alkışlar yükseltiyordum sana, bir sahnesi eksikti bu oyununun. alnımı serinliğine dayayıp, “başla” dedim sonra. “başla!” ... aynı oyunu sergileyeceğim, senden uzaklarda…

/bir de beni öldükten sonra gör; gömüleceğim içine içine/

şimdi yenilgilerimi büyütüyorum içimde. karşımda duran hiçbir kapı seninkine benzemiyor ve hiçbir kapıda senin izlerini göremiyorum. yalnızlığımla dalıyorum senin kalabalıklarına. ulaşmıyor mu sesim? devleşen düşlerime yeniden doğuyorsun aşkla. her saniye büyüyorsun içimde, küçülmen gerektikçe. acımasızca sürüyorum yelkenlerimi ırmaklarına, tırnaklarını bilemiş kadınlardan alıyorum haberlerini. taradığın saçlarıma takılan güller kurudu, değişmiyorum yenileriyle. ellerinin değdiği teller saçlarımdan düşer diye. binlerce kez tekrar ettiriyorum kalbime: "alıştır kendini, sevdiğinin gelmeyeceğine"... tutsaksın sevdiğim / tutsağınım içinde

usandım, uslanmaz sevdalarımın dişlilerinde ezilmekten. yüreğime sorsalar bir de, gömüldüğüm topraklar ne anlamlar taşır içimde. sanma ki ölmektir arzum, öldüğümde sana kavuşmaktır umudum.

vuslatım! kederli değilim; sevdandır içimde ateşlerle oynayan. dokunma ellerin yanar, dokurum sana gelebilmek için sahte sahte yollar. "şaka" de, hadi; "oyun"de bitsin bu şakadan oyunlar...

aynam! düşeceğim beni çağırdığın uçurumlara, gözlerime değer kanatları göklerin... bakışlarını gördüğüm gün, barışacağım ömrümle! coşkun ırmaklardan sesi gelen yarim, sensizdir bir yanım... koşup durduğum kervanların,hiçbirinde yoksun... kalabalıklaşıyorum senin peşine düştükçe ve yalnızlaşıyorum her ümidimi yitirdiğimde... örüyorum yeni baştan düşlerimi... yerimde değilim, ellerini tutmak için kaçtım bu diyarlardan...sana öle öle geleceğim…

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet