Hz Hud (A.S.) Ad kavmi ve irem şehri (azap) Kıssası (Nesir yazısı)
Nuh tufanından sonra insanlar çoğaldılar
Dünya önceki halini aldı
Yeryüzünün çeşitli yerlerine dağıldı kabileler
Gittikleri yerlere
Yeni binalar
Yeni bağ ve bahçeler kurdular
Ad isimli bir kabilede
Yemen'in güneyine yerleşti
Etrafı güzel, toprağı bereketli bir vadi, suları bol, yağışı bol bir yöre idi
Ad kavmi çalıştı, çabaladı
Etrafı yemyeşil bir hale getirdiler
Sanki yeryüzünün en güzel kentiydi
Binalar büyük sütunlar halinde yükselmişti
Son derece güzel evler, muhteşem villalar yükselmişti bu şehirde
Ad kavmi bu güzel şehre irem adını verdi
Bu irem şehrinde yaşayan insanlar
Uzun boylu, güçlü, kuvvetli kimselerdi
Büyük surlar, sağlam kaleler yaptılar,
Silah ve cephane yapmak için atölye kurdular
Güç ve kuvvet onları gururlandırıyordu
Bu insanları kibir almış yürümüştü
Zenginlik de başlarını döndürmüştü
Diğer insanları küçük görüyorlardı
Memleketlerinin kenarından geçenleri istemiyorlardı
Yanlış işaret koyup insanları şaşırtıyorlar
Sonra yollarını şaşıranlara, kahkahayla gülüyorlardı
Hatta onları dövüp, eziyet ediyorlardı
Bu insanlara eziyet etmekten, zevk alıyorlardı
Akla gelmedik haksızlık ve vahşilik yapıyorlardı
Bu Ad kavmi kimseye, acımıyordu
Hatta Ad kavmi
Taşları, kayaları yontup put yapıyorlardı
Bu putlara tapınıp, Allah’a inanmıyorlar isyan ediyorlardı
Nuh kavminin bu yüzden yok olduğunu da düşünmüyorlardı
Allahü Teala bunun üzerine Hud (A.S.) peygamber olarak yolladı bu insanlara Hz. Hud (A.S.) ad kavmine
Allah'ın emirlerini bildiriyor
Putlara tapmayın Allah'a inanın
Kibiri bırakın, kötülüklerden vazgeçin
Ey milletim ben sizin peygamberinizim diyordu
Ve başlıyordu sözüne Allah'ın peygamberi
Allah inanan kullarına cennetini vadediyor diyordu
Ad kavmi Hz Hud (A.S.) kızıyorlardı
Bizi bu yüzden mi topladın başına diyorlardı
Biz babalarımızın taptığı putlardan vazgeçmeyiz diyorlardı Hz Hud(A.S.) günlerce Allah'ın emirlerini anlattı bu kavime
Allah'ı inkar edenlerden olmayın
Putlara tapmayın Allah'ın azabı gelir size dedi
Bizim şehrimiz büyük kalelerle dolu
Bereketli bir şehir hiç bir şey olmaz
Biz kuvvetli bir milletiz dediler
Kibirlendiler, gururlandılar Hz. Hud (A.S.) yapmayın ad kavmi dedi Hz. Hud (A.S.) dinlemediler Hz. Hud (A.S.) Allah'a dua etti
Yarabbi ad kavmine azabını gönder dedi
Ağladı Allah Hz. Hud (A.S.) duasını kabul etti
Ad kavminin kurduğu irem şehrinde kuraklık oldu
Günlerce yağmur yağmadı
Ekinler kurudu,evcil hayvanlar öldü
Kuyudaki tüm sular kurudu
İrem de yaşayan Ad kavmi şaşırmıştı
Sadece içme suları vardı
Kuruyan ekinlere, bağ ve bahçelerine ümitsizce bakıyorlardı Hz. Hud (A.S.) son kez uyarıyordu
Allah'a inanın, ona ibadet edin diyordu
Onlar inanmayız diyorlardı
Yine putlara tapıyorlardı
Bu kavim iyice azmıştı Hz. Hud (A.S.) yanlarından kovuyorlardı
Allah Ad kavmine ve irem şehrine azabını göndermek istedi
Bir gün gökte siyah bir bulut belirdi
Ad kavmi kendilerine gelen bu buluta sevindiler
Sevinç içinde ayağa fırladılar
Yağmur bulutu geldi dediler
Putlara taptık, duamız kabul oldu dediler
İrem halkı çılgınca seviniyordu bu buluta
Birden görülmemiş rüzgar ortalığı kavuruyordu
Bütün ağaçları kökünden söküyor,bütün surlar, sütunlar devriliyordu
Bu rüzgar insanları da mahvediyordu
İrem şehrinde taş üstünde taş kalmamıştı
Ad kavmi ve irem şehri yok olmuştu
Bu korkunç fırtına 7 gece, sekiz gündüz sürdü
İnsan ve hayvanların hepsi ölmüştü
Sağ kalan bir Allah’ın peygamber'i Hz. Hud (A.S.) vardı
Allaha inanmayan bir kavim tarih olmuştu
Kuran-ı Kerim de kıssa yerini bulmuştu
İnanmayan bu kavim döndü içi boş hurma kütüğüne
İnanmadı Allah'ın Hz. Hud (A.S.) peygamber'ine
Serdar bu kısayı yazdı size
İnanmayanlar sizde okuyun gelin dize
İslam en büyük bir din
İçinde kalmasın kin AD KAVMİ
hz salih as mın gönderildiği kavim. hz salihe madem itkdîrde siz, mutlaka ziyana uğrayanlardan olursunuz' (el-Mü'minûn, 23/33-34) .
Onların bu itiraz ve tavırlarına karşı Hz. Hûd'un takındığı tavır şöyle idi:
'Ey kavmim. Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. (O'na karşı gelmekten) sakınmaz mısın? ' 'Ey kavmim, bende bir sapıklık yok; ben âlemlerin Rabbı tarafından gönderilmiş bir elçiyim. Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum' (el-A'râf, 7/65, 67, 71, 72) . 'Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka ilahınız yoktur. Siz (putları Allah'a ortak koşmakla sadece iftira ediyorsunuz. Ey kavmim, ben sizden bunun için bir ücret istemiyorum. Benim ücretim beni yaratana aittir. Aklınızı kullanmıyor musunuz? Ey kavmim Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin (O'na yönelin) ki gökten üzerinize bol bol rahmet göndersin, kuvvetinize kuvvet katsın, Suç işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin'(Hûd, ll/50-52) . Geçmiş peygamberlerin ve kavimlerin kıssalarını Kur'ân'da zikredilmesi inananların ibret almaları içindir. Geçmiş peygamberlerin her tavrı müslümanlar için de takip edilecek bir yoldur. Meseleye bu yönden baktığımızda Hz. Hûd kıssasından alınacak İbretleri de şu şekilde özetlememiz mümkündür:
Hz. Hûd, Allah yoluna samimiyetle sarılmış vakûr bir kişidir. Söyleyeceğini, ölçüp tarttıktan sonra söylemektedir. Kötülüğe, kötülükle karşı koymadığı gibi yumuşak davranmaktadır. Kavmi kendisini beyinsizlikle itham ederken, kendisinin beyinsiz olmadığını, onları uyarmak üzere Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu söylemekle yetinmektedir. Allah'ın üzerlerindeki nimetlerini kendilerine hatırlatmakta ve bu nimetlere şükretmiş olmaları için Allah'ın emirlerine riayet etmeleri gerektiğini anlatmaktadır, bundan dolayı onlardan bir ücret istemediğini özellikle belirtmektedir.
Konu diShy tarafından (15 Haziran 2019 Saat 12:06 ) değiştirilmiştir.
|