Hep kapılardan döndü ayak seslerin,
ah ne fena; ölmeden önce gelecektin...
sana söyleyeceğim o kadar çok şey vardı ki,
su içer gibi anlatacaktım bana seni seni bana
gün doğana dek; yağmur tekrar yağana dek
hep kapılardan döndü ayak seslerin,
ah ne fena; ölmeden önce gelecektin...
ne zaman ihtiyacım olsa,iki çift söze;
onulmaz dertlere; derman gibi
ihanetine uğrarım tüm sözcüklerin,
riyakar cümlelerim,neredesiniz...?
ben soluksuz yanarken sizler;
şimdi hangi zalim dildesiniz?
sana neler anlatacaktım,
oysa şimdi bir cümleyi bırakıyorum
cami avlularına bırakılan hayatlar gibi
bir cümleyi bırakıyorum; kucağına...
özür dilerim;
yaşatabilecekken yaşatamadıklarım
söyleyebilecekken sustuklarım için..
Alıntıdır.