Oldu mu?
Döndüm, baktım etrafıma, derde düştüğüm yerde.
İyi gün de dost olanlar, gelip beni sordu mu?
Hani! nerede? süründüm de yerlerde.
İyi gün de dost olanlar, düşene dost oldu mu?
Yedim felek tokadını, kucak açtım dertlere,
Dost olan, dostlar aradım, bakındım bir yerlere,
Uzandım da sarılmaya, dost bildiğim ellere,
İyi gün de dost olanlar, düşene dost oldu mu?
Ne dost olun bana artık, ne de gönül bağlayın,
Ne gelin, ne ağıtlar yakın, ne oturup ağlayın,
Şimdi bana sarılan, oldum kara toprağın,
Bana, o toprak gibi, sarılan dost oldu mu? |