Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: ..::baL'câ::..
[ A ] ciya [ S ] ekiL [ K ] oy...! Sığlığıma dua geni$ligi katan adam,
“ Seni seviyorum... “ Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Hani Hep a$k ßende FermaN Sendeydi ? [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Günün güzel olsun ey dost!
Sabah uyandığında yüzünde tebessüm eksik olmasın.
Gözünün gördüğü her zerrede ne olduğunu,
neden gelip gidiyor olduğunu hisset, Bil ki sevdiklerinin olduğu kadar
sevemediklerinin de sana ihtiyacı var;
Bil ki senin de her zerreye varlığın kadar ihtiyacın var. Gülümse,
Bir bak ki dünya senin hizmetinde,
Sevdiğin-sevmediğin, güldüğün-ağladığın, yakının-uzağın, bildiğin-bilmediğin... her şey senin için!
Bazen söyle hissettiklerini; sabrettiğin, kızdığın şeylere sitem etmekten çok sevdiğin şeylerle süslensin dilin!
Bazen dinle söylenenleri; gururunu okşayan kadar canını yakan her sözü işit!
Ve yaşa! Öyle ki yürekten! Öyle ki sabırlı! Öyle ki dürüstçe ve hak ettiğin gibi! Günün güzel olsun ey dost! Sana herkesin ihtiyacı var! Avuçlarımda bir gül yaprağı kanarken sağanak sağanak, çok değil birkaç gece geçmişken dipsiz, karanlık
ve bir o kadarda ümitli düşüncelerimin üzerinden mor akşamları anımsatan varlığın aldı attı beni bir cami avlusuna: öksüz-aç-susuz ve sevdalı...
Yıllar öncesinden başlamıştı yüreğimdeki konukluğun.
Belki davetsiz bir misafirdin belki de uçuk mavi ümitlerim ve toz pembe düşlerimin kesiştiği yerdeki alımlı mor kanatlı kelebektin..
Ayışığının dumanlı örtüsünü sıyırıpta girmiştin yüreğime usulca.
Kırılmıştı birkaç yerden ama aldırmadan kozan yapmıştın yüreğimi.
Kanatlarındaki mavi-pembe morluğunu yüreğimden aldın bağlandın bana.
Vaktin geldi hatta geçiyordu yinede kıramadın kozanı. Bekledin beni hep birgün kozana ilişiverir gözüm diye.
Sen tesbih tanelerin kadar sabırlı ve utangaçtın, bense yara almış bir kartaldım yükseklerden uçan.
Ben yanlış sevdalara kanat çırparken, sen renk cümbüşü kanatlarının ve gözlerimin merakında beklemedesin, hep aynı yerde.
Yıllar geçti, aldı gözümü göklerin mavisi yüreğime döndü bakışlarım tek seferlik, pembeyle kavuştu.
Usulca sen çıktın karşıma mor kanatların, kaçamak bakışların ve Ya Sabır çektiğin tesbihinle.
Kırdı kolumu kanadımı, incecik mor kanatların. Kendimi bir cami avlusunda buldum öksüz-aç-susuz ve sevdalı..
Sen yoktun. Gittin diye kanıyor yüreğim kıpkızıl, mavi ümitlerimin üzerine...
Yinede yüreğimi kanatmamak uğruna içinde binlerce rengin telaşesiyle kozanda hapsolmuştun ya hayrandı yüreğim sana ve minnettar.
Yüreğimin rengi şimdi kırmızısı bol mor!
Senden geriye, yüreğimde kırılmış kozan birazda mor kanadın kalmış.
Giderken ki kırgınlığını da hala anlayabilmiş değilim. İnanki morda çok güzel bir renk.
Affet beni ne olur iki renge bağlı tek renk yaşıyorum diye...
...
Son bir ümitle havalanırmıyım ki diye kanat çırpıyorum..
Olmuyor bıraktığın yerdeyim hala! Mor bir akşam yine yaşarmıyımki... seninle! diye niyazlardayım...
Akşam oldu yine, güneş kıpkızıl gökler gri... Aynanın karşısında kendime bakıyorum...
Baktığım, ayrıntılarıyla incelediğim bedenim değil; ruhum!
Gün geçtikce,zamanın kovalamacasından kendine pay biçen,değişen,gelişen,getirileriyle - götürüleriyle işte ben! Karmaşıklığın içinde çırpınan duygu-düşünce birikintileri... Ama içinde kaybolduğum, boğulduğum bir birikinti..
Sen hiç fark etmedin bunları.Senin için bir kukladan başkası değildim.Yalan söyleyemezdim,hata yapamazdım,üzülüp kırılamaz,ağlayamazdm..Hayatı,ben yaşayarak değil, senin yaşanmışlıklarınla,yaşadığınla öğrenebilirdim..Beni sadece görürdün sen.İşte olmam gereken zamanda,olmam gereken yerdeydim..Rahattın artık! Ama ne şekilde oluşumu farketmezdin.Çünkü sadece görürdün..
Senin yolun acı veriyordu bana,bu acıyı yenmem gerekiyordu..Bunun için seni var olandan daha çok sevip, senin de en azından saçımı okşayabileceğin bir sevgiyle sevmen için dua etmeliydim.Yaptım! Seni sevmekte hiç zorlanmadım, her dediğine boyun eğdim.Seni düşünerek yaptım herşeyi hatta fazlasını da...Ama değişen hiçbir şey olmadı.Sen yine bana SADECE baktın ama görmedin en ufak ayrıntıyı..
Boşa kürek çekmenin yorgunluğu, yenilginin utancı,gurur ve kalp kırıkları giderek daha çok canımı yaktı.Bu yol olmamıştı.Beni fark edebileceğin,bu acıyı yeneceğim diğer bir yol oluştu kafamda.Senden nefret edecektim...!Ediyordum da! Beni sevsin diye dualarım ölümün dileğiyle biten beddualara dönüştü.Nefretin içimi kemiriyordu.Eskisine oranla daha iyi hissedeceğimi sandığım bu yolda yanlıştı.En azından diğerinde,beni mutlu edecek sığınaklar bulabiliyordum.Oysa şimdi..Dahada dibe vuruyordum,gözyaşlarımın tadı daha acıydı.Dibe vuruyordum ve ölecektim! İnsan kendi düğün törenini hazırlar, peki ya cenaze törenini ? Bu sorunun cevabını bulmam geç olmadı.Hem zihnimde hem gerçekte hazırlıklar başlamıştı bile..
Ve tören anı..Tüm duygularımın,iyi - kötü hepsinin el ele verdiği o garip kaosta belki de ilk defa sana bu kadar yakındım.O kısacık anlar benim için ne kadar unutulmazsa senin için o kadar önemsizdi eminim..
Ve araya giren ayrılık..Daha huzurluydum artık!Seni de seviyordum,hatta hiç nefret etmemiştim,edememiştim ki..! Sen hep aynı gücünle,aynı otoritenle,inandığım tüm değerlerinle aynı yerindeydin.Ve arada seni görüşlerimin bıraktığı izler,sarsıntılar..
En büyük sarsıntını yaşattın sonunda,sağol! Şimdi tamamen soyutlamaya çalışıyorum kendimi senden,olanlardan,olmasını istediğim hayallerden..Senden nefret etsem ? Bu bile fazla sana ! Tamamen çıkmalısın hayatımdan.Hem geçmişimden hem geleceğimden!Ama bu kadar kolay olmayacak bu terkediş,ikimiz içinde..
Benim için olan zorluğunu anlatsam da anlamayacağını o kadar çok ezberlettin ki,yine sessizliğimle bakacağım gidişine.Busefer son anıyı kazımayavağım beynime,sen gideceksin,işte bu kadar... Bu defa tüm zorlukları sen yaşayacaksın.Bunca zaman farketmediğin ve gidişine kadar farketmeyeceğin bana ihtiyacın olduğu an gideceğim senden.Bunun acısıyla,vicdanınla baş başa kaldığındaki savaşta anlayacaksın beni.Maddi değerlerin,beli şehvetin esiri olmanın,sorumluluklarını yanlış bilip yanlış uygulamanın pişmanlığında,her bi hareketin sana dönen acımasızlığında gideceğim ki tüm bunları anla ! O zaman baktığında göreceksin ama ben seni çoktan kendi değerlerinle,kadınlarınla,o ********liğinle tek başına bırakmış olacağım.Hatanın bedeli ağır olacak,üzgünüm!
Ama bu sefer üzülüp ağlayan,sevgi dilenen rol değişecek.O an anlayacaksın omzundaki yükün ağırlığını.Senin çevrendeki herkesin seni terk etmesini izleyeceğim.HEp yanında kalacağı izlenimimden,güvenimden bir şey eksiltmeden,sadece bakarak yaşadığın benin,alışagelmişliğini en zirvelerde yaşatıp hiç ummadığın an yere çakılmana neden olacağım.
Ve..Ardından son kez ağlayıp,son kez düşüneceğim,iyiye dair zaten yok olan şeyleri de bastırıp son kez sana sessizce, yine ürkerek fısıldayacağım.. Hoşçakal baba...! |