ellerimi arıyorum şimdi
uzak mevsimlerde örselenmiş
gözlerimin yokluğuna inat
su(s) olan ellerimi...
ses..
ses...
deseler
elim olur musun ?
Ayazı susturulmuş geceye
ses veriyorum sesimden.
geçmiş zamanlı şiirler yazıyorum
şarap kadehlerinde
lâl menekşeler
Ö
L
Ü
M
oluyor adım...
pas tutmuş bir saçak altında çocukluğum
sustu(m) çığlığıma...
aç bir martının
düşünü çaldım...
düşüne
düş ekliyorum...
saatler kırmızıyı gösteriyor.
kim düş diyebilir ki?
Düş(me)
düşümün
düşüne...
kör gecenin sağır çocukları
gözlerimi alın...
intiharımı bırakın bana...
çitlenbik ağacı gözlerim
düşleri
(y)ağıyor...
yağmuru
sesini
martıları
-bir de maviyi-
bırakamadım giderken...
saçaksızlığım ondan...
şose taşların altında ki saat çaldı
son dalga da vurdu kendini
geceye...
geceye kaldı düş
mağara yüklü gözlerin esrikliğinde
intihar
çiçeklerim...
şehirler yakıyor kendini
palyaço giysiler içinde yüzler
satılık masallardan emanet kimlikler dağıtıyor.
Gecesi
(mavisi yok istasyonlarda)
vurulmuş yolcuların
suda düşleri
y o k o l u y o rr rrr...
Yalnızlığımın içinde kayboluyorum bazı anlar.. Öyle ü$üyor ki içimin kuytuları, tek ßir ağacım kalmıyor sanki yaprakları sallanmayan... İçimin titremelerinin melodileriyle uyanır oldu geceleri gözlerim.. Yalnızlın en karanlığına sahit oluyorum bu aralar sen(siz)li. Dar ağacına götürülen mahkum gibi korkudan kaybediyorum cogu hislerimi uyu$uyorum.. Sen(siz)li cok Yalnızım..
Senli dü$ler serpi$tiriyorum geceme.. Aydınlanıyorum gözlerim aydınlanıyor dünyam senden gelen I$ıkla.. Anlıkta olsa (u)mutlanıyorum..
(yarım ki..)
Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.