| Dilediğin kadar sevme beni.!
Gayya kuyusunda kızdırılmış çelikten bir asayla sus!landı yüreğim!
Sualsiz bir yalnızlığın CAN HAVLİ yim .
Aşk için yazılmış onca kelama kalem kırıyorum.
Hükmünü boynumda taşıyorum yıllardır ,ne bir adım ölüm,ne de bir yudum sen!
Serseri gülüşlerinin kurbanı olayım derken, GİT! Kusuyorsun sen dolu yamacıma.
Aşkın sorgusuna hüccet yetmez sevgili,kelimelerimden kelepçelediğin soluğumun apaçık tanığıyım,
yaralarımdan tanıkla beni!
Zerre kanıma adanmışlığımı ihbar et!
Suçla suskunluğuna ses verişimi!
Şedit bir suskunluğun müebbet azabıyım.
Biliyorum şimdi neyi ikrar etse kalbim habis?
Neyi haykırsa zanlı olacak.
Gardiyan kılıklı susuşlarına öfke sövüyorum!
Aşkın varsa en ağır cezayla kundakla beni.
Sözsüzlüğün ardı kaf dağı,kekik kokulu bir yalnızlıkla açıyorum genzimi feryada..
Bir ileri iki geri gezindiğin patikandan topla kalp nefesimle taşıdığım kendini,
bu yol sana çıkmaz sevgili!!
Gayya kuyusunda kızdırılmış çelikten bir asayla SUS!landı yüreğim.
Gözlerinin zindanından,
ruhumun aralığına sürdüğün kuru kelamlarını
gözyaşlarıma batırıp katık ediyorum.
Çok nüfuslu bir susuşun soylu aşkıdır sana sunulan_katıksız ve helal_
Hadi! Acı sus a bulamadan sev beni!
Kimin kollarında ölmek içindi benim kollarımda ağlamayışın ?
Beni böyle ucu açık bir yara gibi sustun ya
önüm arkam,sağım solum yara bere.
Adım başı tutarsız sevgi prangaları,sürüklene geldiğim ömrünün son zanlısıyım belkide.
Hep bir ihbarın vardı sevmemek için,
sevmişliğimi gözardı etmek,sevmekten daha dürüstçeydi.
Daha kaç dille tercüme edilmeliydi aşkın öznesi?
Yüreğinin dindarlığına sıkı tutun!
Orada koşulsuz sevgimi göreceksin!
Dilediğin kadar sevme beni!
Her a'minde elini yüzüme süreceksin...!
__________________ Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
|