Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Mart 2009, 04:22   #3
Çevrimdışı
YapraK
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti




OSMANLI KADIN HAREKETİ VE SİYASET

Osmanlıda kadın hareketi genellikle bilemediğinden sonraki yasallaştırmalar eylemsiz elde edilen yada verilen haklar gibi algılanmaktadır. Oysa Tanzimat sonrası Osmanlı topraklarında dernekleri olan dergi çıkaran gündelik yaşama müdahale eden aydın, aydın, eylemci kadınlar vardır. Bilgisizliğimizin nedenlerinden biri tarih araştırmalarının özgün belgelere ulaşamamış olması olabilir. Diğer bir nedenin de sistemli olarak görmezden gelme olduğu varsayılabilir. Neden ne olursa olsun eksik tarih bu konuda yanlış bilinci güdüler.

Tanzimat ve cumhuriyet dönemlerinde ülkenin geri kalmışlığıyla kadının geri kalmışlı arasına kurulan paralellik ve bunu giderme çabaları kadını yeniden biçimlendirmiş, görevini yeniden belirlemişti.

Bunalım dönemlerinde ve yeni topluma dönüşme evresinde işler kötü gittiğinde dikkatler aileye ve aileyi temsil etmesi açısından kadına çevrilmiştir.Toplumda eğitim, siyaset,kültür, hukuk, ahlaki yaşam gibi yapısal kurumlarda sorun, bunalım veya şikayetler ortaya çıktığında kadın mercek altına yatırılmıştır çünkü çocuk yetiştirmektedir. Sorun yetiştirenin yetiştirilmesiyle çözülür varsayımı üzerinde tezler üretilmiştir.

Kadının ilerlemesi ve yükselmesinin önemi kadının annelik yönüyle çocuğun terbiye edilmesinden sorumlu tutulmasındandır. Kadının cahillikten kurtulmasının istemenin temel nedeni geleceği belirleyecek olan çocuklardır. Devlete ve millete yararlı bireyleri ilk önce anneler terbiye etmektedir.

Kadınlar çocuklarının terbiyesi ve evi iyi idare edebilecekleri eğitimi almalıdırlar. Kocalarına arkadaşlık ve danışmanlık yapabilecek düzeyde aydın olmalıdırlar. Bu görevlerini yapabilmeleri için erkeğin belirlediği dışında bir bilinç düzeyi için, ülkenin geleceği için eğitim şarttır.

Tazminat sonrası Müslüman kız çocukları için açılan okullar gavurlaşacakları gerekçesiyle başlangıçta boş kaldı. Tartışma din üzerinden yürütüldüğü için dönemin kadın aydınlarından Fatma Aliye Hanım İslam’ın bozulmamış dönemlerine gönderme yaparak İslam’ı Asr-ı Saadet dönemindeki yaşanmışlıkla okullaşmaya meşru zemin tartışmasına katılmıştır. Bu tartışma doğru İslam üzerine yürürken batıdan gelen kadınların geri kalmışlığını dini inançları olarak yorumlayan görüşlere de savunma hattı olmuştur. İyi anne, itaatkar eş, Müslüman eğitimli kadın idealize edilmeye çalışılmıştır.

Tanzimat öncesinde Osmanlı kadınları sadece sıbyan mektebine gidebiliyorlardı. Sonrasında ilk kız rüştiyesi ( orta okul ) 1859 da açıldı. Kız lisesi ( lisesi ) 13 mart 1880 da öğrenime başladığı halde iki yıl sonra ilgisizlikten kapatılmıştır.

Mesleki eğitim alanında ise bu dönemle beraber okullaşma başlamıştır. Ebe Mektebi, Kız Sınayi Mektebi, Kız Öğretmen Okulu eğitimi verilmiştir. Reşat Nuri Güntekin’in Çalı Kuşu romanının kahramanı Feride bu okulun öğretmeni olup, sanatsal olarak işleyen zihini örneklemiştir.

Tıbbiye mektebinde ebelik kurslarının açılması 1843, kadınlar için kadınlar tarafından yapılan ilk kadın sağlığı kursudur. Bu kurs 1905 ‘de okula dönüştürülmüş ve ilk kadın meslek lisesi olarak anılmaktadır. İlk mezunları 10 Müslüman 26 Hıristiyan kadın olmak üzere diplomalarını padişahtan almışlardır.

Kız sanayi mektepleri kadınların el becerilerini geliştirmek ve bu beceriden iktisadi fayda kazanmak amacıyla açılan okullardır ( 1864 ), Mithat Paşa’nın ordunun giyim gereksinimini karşılamak üzere öksüz kız çocukları için aztığı Islahhane’yi ilk kız teknik okul sayılabilir. Daha sonra açılıp kapanarık bu okullar 1911’e kadar yatılı kız teknik okulları olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. 1913’de dört yıllık gündüzlü teknik meslek lisesi olmuştur ama sonralarında kız meslek liselerine dönüşmüştür.

İl kız öğretmen okulu ( darülmuallimat ) 26 nisan 1870’de kız okullarına öğretmen yetiştirmek üzere kurulmuştur. Kadınlara çalışma olanağı da yaratacak olan bu okullar kadınlara eğitim hakkının sürekliliği açısından önemli olmuştur.

Abdülhamid’in uzun süren mutlakıyet yönetimine karşı yürütülen savaşımda Emine Semiye, Gülüstan İsmet gibi kadınlarda vardı. Onlara kurulacak yeni düzende kadınlara daha geniş haklar tanınacağının sözü verilmişti. Başta eğitim olmak üzere istekler, vapur mevkilerindeki kötü koşulların iyileştirilmesi, tarnvaylara binme önceliği, kadın lokantalarının açılması, parklarda kadınlara mahsuz yer düzenlenmesi, ahlaki içerikli oyunların kadınlar için gösterime konması, yoksul kadınlar için yardım dernekleri aracılığıyla ticaret yolunun açılması ( ll. Meşrutiyet, 23 Temmuz 1908 ) O yılların İstanbul kadınları insani koşullarda sokağı ve yoksul kadınlar için küçük üretimlerinin ticareti yoluyla çalışma hakkını talep ediyorlardı. Ancak ilk günlerin iyimserliği uzun sürmez. Önerilen çözümler kadın ve erkeği yan yana görmek istemeyen gelenekçi zihniyetin baskısıyla uygulamaya konulamaz. Emine Semiye yaşadığı hayal kırıklığını şu sözleriyle dillendirir. “ Bizleri, ruhlarına varıncaya kadar ezilmiş Osmanlı kadınlarını henüz ciddi hiç bir idamız olmadığı halde fazla darbelerle sersemlettiniz. Yazıktır.” 1

İyi eş ve anne saygınlığıyla yetinmeyen kadınlar karşılarında sadece tutucu kesimi değil dönemin başında yanlarında olan aydın erkekleri de buldular. Kadınların ne istediği onlar içinde soru ve sorun olmaya devam etti, devam ediyor. Ancak hatırlamakta yarar var sözü edilen kadınlar Osmanlı üst sınıfından eğitimli kadınlardı.

Osmanlı imparatorluğunun yapısal bir bunalım yaşadığı dönemi aşma çabası ll. Meşrutiyet ile başlamıştır. Siyasal düzen din merkezli yönetimden ulus merkezli olana yönelirken farklılaşma, laikleşme, özgürleşme süreç olarak işlemeye başlamıştır. Bu dönüşüme kutsal olandan, dini yapılanma, ulusal olana, modern/insani yapılanmaya geçime çabası ve iradesi demek de yanlış olmaz.

Kadınlar siyasete yön vermenin ve biçimlendirmenin ne denli önemli ve zor olduğunu başından beri biliyorlardı. Öncelikle toplumsal yaşama girmek, sokağa çıkmak, kamusal alanda bulunmak ve etkin güç odağı olmak istemişlerdi. Örneğin, Osmanlı Müdefa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’nin dernek programı özetle; “ Biz Osmanlı kadınları, erkeklerimizin siyasiyatına henüz akıl erdiremeyiz, karışamayız. Fakat hayat-ı ictimai sahibi olmak itibarıyla ittihad edip terakki yoluna girerek hayat-ı mesaimizi tanzime, irfan seviyemizi yükseltmeye (i’laya) çalışabiliriz”2 Oy hakkı için mücadele eden İngiliz sufrajet hareketini biliyor olmalarına karşın kendilerini hazır hissetmiyorlar, Avrupa’daki kadınlık halleri olarak gündeme getiriyorlardı.

Hızlı değişim yılları zihinleri de hızlı değiştiriyor. Derneğin kuruluş programında konusu bile geçmeyen siyasal haklar istemi 10 yıl içinde gündeme gelmişti. “ 1913’te Osmanlı Müdafa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’nin kuruluş programında yer almayan seçim hakkı talebi, 1921’de hem dernek programına, hem de Kadınlar Dünyası’nın ( o yıllarda çıkan kadın dergisi ) amaçları arasına alınıyor, -memleketimizde dahi kadınlara hakk-ı intibad verilmesi-3 şeklinde ifade ediliyordu” ( Çakır,S. Osmanlı Kadın Hareketi, s,311 )

Dönemin dernek çalışmaları belirgin bir hareket alanıdır. Bu dönemde kadın haklarını savunmak ve yardım toplamak amaçlı kadınlar dernekler kurmuşlar ve üye olmuşlardır. Bu derneklerden bazıları; Cemiyet-i İmadiye ( 1908 ), İttihat ve Terakki Şubesi ( 1908 ),Teali-i Nisvan Cemiyeti ( 1908 ), Osmanlı Kadınları Şefkat Cemiyet-i Hayriyesi ( 1908 ),Esirgeme Derneği ( 1909 ), Osmanlı Cemiyet-i Hayriye-i Nisvaniye, Teal-i Vatan-ı Osmanı Hanımlar Cemiyet-i Hayriyesi ( 1912 ), Donanma Cemiyeti Hanımlar Şubesi ( 1912 ), Bilgi Yurdu ( 1916 ), Kadınlanı Çalıştınma Cemiyet-i İslamiyesi ( 1916 ) vs

Dernek çalışmalarıyla büyük ölçüde birlikte yürüyen bir etkinlikte yayın etkinlikleridir.Kadın eğitimi, moda ve kadın hakları tartışmaları ve ülke gündemi bu yayınların a gündemi olmuştur. Dönemin ünlü dergileri arasında Kadınlar Dünyası, Mehasın, Hanımlar Alemi, Genç Kadın ve Türk Kadın’ı gibi dergiler vardır.

Kadınlar ahlaki ve iradi olarak yeteneksiz sayıldıkları bu zamanlarda gündelik yaşamlarını ve körleştirici yönünü çözümleyip, kamusal alanda veya ülke yönetiminde erkeklerden aşağı olmadıklarını tartışmaya başlamışlardır. Kadın inkılabının gerektiği Kadınlar Dünyası dergisinin savlarındandır. Kadınsız inkilaba gidene kadar bu tartışma yürüyecektir.

Kadın hareketi küreseldir ve genellikle tüm dünyada eş zamanlı başlamış ve gelişmiştir. Osmanlı kadınları için bu süreç siyasal,ekonomik, toplumsal ve düşünsel alanlarda köklü değişim ve dönüşümlerin yaşandığı ll Meşrutiyet döneminde başlamıştır. Bu altüst oluş aristokrat kadınlara kendilerini tartışma olanaklarını beraberinde getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu ulus devlet Türkiye Cumhuriyeti’ne evirilirken kadınların konumunun eskiye göre farklılaşması kaçınılmaz olacaktır. Hem toplumsal konumlarını hem erkekle karşılaştırmalı durumlarını bazı kadınlar tartışmaya açmışlardır. Kadın Devrimi bu görüşler içinde beklenti olarak ortaya çıkabilmiştir.

Özetle, kadınların hukuken ve toplumsal olarak geldikleri aşama;
1843 Tıbbiye mektebi bünyesinde kadınlar ebelik eğitimi almaya başladı.
1858 Kız Rüştiyeleri açıldı.
1869 Kadınlar için ilk sürekli yayın olarak nitelenen (haftalık) Terakk-i Muhadderat dergisi yayımlandı.
1869 Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren Maarif-i Umumiye Nizamnamesi yayımlandı.
1870 Kız öğretmen okulu Dar-ül Muallimat açıldı.
1871 Mecelle’nin (Osmanlı Medeni Kanunu) uygulanması için çıkarılan Hukuk-ı Aile Kararnamesi ile; evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması, evlenme yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması, zorla evlendirmelerin geçersiz sayılması düzenlendi.
1876 Kanun-i Esasi (ilk Anayasa) kabul edilerek temel haklar düzenlendi. Kız ve erkekler için ilköğretim zorunlu hale getirildi.
1897 Kadınlar ücretli işçi olarak çalışmaya başladı.
1913 Kadınlar ilk kez devlet memuru olarak çalışmaya başladı.
1914 Kadınlar tüccarlık ve esnaflığa başladı.
1914 İnas Darülfünunu adı altında kızlar için bir yüksek öğretim kurumu açıldı.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet