Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Nisan 2009, 15:18   #1
Çevrimdışı
YapraK
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kilisede Yeni Gelişmeler




Kilisede Yeni Gelişmeler

Gnostikler, Marcioncular ve Montanistler’in öğretileri kendilerini Mesih inanlısı olarak tanımlayanları benimsedikleri kilise düzeni ve öğreti konusunda bir takım açıklamalar yapmaya zorlamıştır. Birinci yüzyılda Mesih’in kilisesine ait olduğunu ifade etmek için kişinin sadece tövbe etmesi, Mesih’in Rab olduğunu ikrar etmesi ve vaftiz olması yeterliydi. Ama kendini Hıristiyan diye tanımlayıp da özellikle Gnostik ve Marcioncu görüşlerin ortaya çıkmasıyla Müjde’ne ve Mesih’in kilisesine ait olmanın şartlarının ne olduğu konusunda daha net tanımlamalara gerek duyulmaya başlanmıştır. Bu adımlar çok erken bir dönemde genelde Katolik yani evrensel kilisesi adı altında toplanan ve Hıristiyan olarak bilinen bir çoğunluğu temsil etmek üzere bir kurumun oluşmasına neden olmuştur.

Katolik kelimesinin ilk bilinen kullanılışı İgnatius’un İzmir kilisesine gönderdiği bir mektupla olmuştur ve zamanla da giderek yayılmıştır. İgnatius mektubunda İsa Mesih nerede olursa orada katolik kilise de vardır diye bir ifade kullanmıştır. Ama katolik kilise Roma Katolik Kilisesi anlamında değil evrensel kilise anlamındadır. Bununla birlikte 155’te İzmir kilisesi yazdığı ve önderleri Policarp’ın şehitliğini dile getirdiği mektupta da katolik kelimesi üç defa geçmektedir. İkinci yüzyılın sonlarında katolik kelimesinin kullanımı giderek daha da çok artmıştır. Bu kelime ile kastedilen anlam da bu kilisenin evrensel olduğu ve aynı zamanda yanlış öğretilerin karşısında doğru öğretiyi temsil eden kilise olduğudur. Ortodoks kelimesi de kilise tarihi boyunca doğru öğreti anlamında kullanılmıştır. Ama katolik kelimesinde olduğu gibi ortodoks kelimesi de başka bir kurumun oluşmasına neden olmuştur. Batı Roma kilisesi Katolik Kilise adını alırken doğu kilisesi de Ortodoks Kilise adını almıştır.

Katolik evrensel kilisenin gelişmesinde üç gerekçe gösterilebilir. Birincisi bütün Hıristiyanları bilinçli bir şekilde bir kilisede birleştirmekti. İkincisi, evangelion yani Müjde’yi katkısız olarak koruyup iletmekti. Öyle ki onu benimseyen kişi Tanrısal vahiy sayesinde yaşamın doluluğuna kavuşsun. Üçüncüsü ise, o dönemdeki bütün Hıristiyanları birleştirerek Mesih’i görünür beden haline getirmekti. Ne yazık ki bu gayretler çoğu zaman tam ters etki yaratıp Hıristiyanların birbirlerini dışlamalarına, hatta kiliseden atmalarına neden olmuştur.

Sapkın öğretişlerin iddiaları, kiliseyi Müjde’nin ne olduğu konusunda kesin beyanlar ve belirlemeler yaptırmaya zorlamıştır. Kilise bunu yaparken ilk önce Mesih’in sözleri daha sonra da onun atadığı elçilerin öğretilerini baz almıştır. Bunları tespit ederken de önce elçilerin öğrencileri olan elçisel kilise babaları dediğimiz kilise önderlerinin, elçisel öğretiyi doğru ve yetkiyle savunduklarına inandıkları için onların görüşlerini belirtmişlerdir. Sonra bütün topluluklarda okunan yazıları kimin yazdığını saptamaya ve bunların yetkisini tanımaya başlamışlardır. Üçüncü bir adım olarak da en basit ve kolay anlaşılır bir şekilde elçilerin öğretilerini dile getirmeye çalışmışlardır. Böylece katolik-ortodoks, evrensel-doğru öğreti kilisesinin üç unsuru elçisel yetki, Yeni Anlaşma ve Elçisel İnanç bildirgesi belirlenmiş oldu.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet