Cevap: Balfur deklarasyonu (1917)
Tarihten alınabilecek çok sayıda ders vardır. Hispano-Amerikan felsefeci George Santayana’nın dediği gibi “Geçmişi hatırlayamayanlar onu tekrarlamaya mahkumdur.”
Tarih öğrenmenin temel nedeni insanların genellikle aşağı yukarı aynı olduğudur. Teknoloji değişebilir, dünyanın jeopolitik gerçekleri değişebilir ama insanlar aynı saçmalıkları tekrar tekrar yapma eğilimindedir. Geçmişten öğrenmediğimiz ve hatırlamadığımız ve bu dersleri geleceğe uygulamadığımız takdirde aynı yerlerde takılmaya ve aynı hataları defalarca tekrarlamaya mahkumuz.
ÖZEL TEMA
Yahudi tarihinde tema, hiç kuşkusuz budur. Tora’nın Devarim Kitabı’nda öğrettiği gibi:
Dünya tarihini hatırla; nesilsel çağları öğren. Babana sor, sana aktaracaktır, büyüklerine sor, sana söyleyeceklerdir. (Devarim 32:7)
Ancak Yahudilik bu sözcüklerin kastettiğinden daha fazlasını yapar. Yahudilik insanlık tarihine her yönden -ama özellikle ahlak ve kuşkusuz tarih yönünden- inanılmaz derecede devrimci olan bir fikri, tarihte eylem yapan bir Tanrı fikrini getirir. Bu hem devrimci bir fikir, hem de Yahudiliğin temel inançlarından biridir.
Yaratıcı, Destekleyici ve Gözetmen bir Tanrı’ya inanıyoruz, yani dünyayı yaratıp Miami’ye (veya Bodrum’a) giden bir Tanrı değil, yaradılışa aktif olarak katılan Sonsuz bir Varlık.
Evrendeki her şey Tanrı’nın kontrolündedir. Dolayısıyla tarih, bir varış yerine götüren kontrollü bir prosestir.
Bunun anlamı; tarihi, sadece geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamak için, gitmemiz gereken bir yer olduğu için öğrenmek istiyoruz. Bir hedefimiz var. Bu, insanlık tarihinde inanılmaz derecede güç verici bir fikirdir, bir yere gidiyoruz, bir varış yerimiz var, bir bitiş çizgisi var. Alıntı. |