Cevap: Biyoloji Sözlüğü
L
Lenf: Akyuvar içeren, kan plazmasına benzeyen renksiz sıvı. Lokus: Kromozomların üzerlerinde genlerin bulunduğu özel yerler. Lop: Beyin, karaciğer gibi organların parçaları bölümleri. Lökosit: Akyuvar, fagositoz yapan, antikor üreten, renksiz kan hücresi. Lütein: Folikül hücrelerinde meydana gelen, yumurta sarısına renk veren pigment. M Matriks: İçinde biyolojik olayların oluştuğu cansız, sıvı ortam. Melez: Herhangi bir karakter yönünden farklı iki arı dölün çaprazlanması sonucu oluşan heterozigot döl. Mesane: Boşaltım sisteminin idrar toplanan torbası. Mezenşim: Embriyonun gastrula safhasında aktoderm ve endoderm arasında meydana gelen hücre yığını. Metabolizma: Canlı organizmanın hücreleri içinde meydana gelen ve enzimlerle kontrol edilen olayların hepsi. Metabolizma ile enerji üretimi ve madde yapımı gerçekleştirilir. ATP üretimi ve protein sentezi iki önemli metabolik reaksiyondur. Metagenez: Döl değişimi. Mezoderm: Embriyo gelişimi sırasında meydana gelen orta tabaka. Mezozom: Bakterinin üremesi sırasında bakteri zarından kıvrımlar yaparak meydana gelen mitokondri benzeri yapı. Mikron (m ): Milimetrenin binde biri (1m =1/1000 mm) Mitoz: Bir hücreden aynı özellikte iki yeni hücre oluşturan hücre bölünmesi. Miyelin: Bazı nöronların aksonlarının dışını saran, uyartı iletimini hızlandıran yağlı madde(kılıf) Miyokard: Kalp kası Miyozin: Kas hücrelerinde kasılmayı sağlayan protein yapıdaki kalın iplikler. Modifikasyon: Çevre etkileriyle canlıların fenotiplerinde meydana gelen değişiklikler. Monohibrit: Tek karakter bakımından melez. Monomer: Büyük moleküllerin hidrolizi sonucu oluşan en küçük yapı birimi. Monoploid: (Haploid) tek (n) sayıda kromozoma sahip hücre. Mukoza: Sindirim borusu, soluk borusu gibi iç organların iç yüzeyini örten ve mukus sıvısı salgılayan ince tabaka. Mukus: Mukozada yer alanmukus hücreleri tarafından salgılanan kaygan, sümüksü koruyucu sıvı. Mutaston: Canlılarda çevre şartlarıyla meydana gelen ve kalıtsal olan DNA dizisinde ortaya çıkan ve kalıtımla aktarılabilen değişiklik. N Nefridyum: Omurgasız hayvanlarda bulunan boşaltım organı. Nefrit: Böbreklerdeki nefronların iltihaplanması sonucu oluşan hastalık. Nefron: Omurgalı böbreğinin, idrar oluşturan yapısı ve işlev birimi. Nitrit asit: (HNO3) Niterat asidi. Yüksek derecede aşındırıcı, renksiz ve dumanlı sıvı. Zehirleyicidir ve şiddetli yanıklara yol açar. Nöroglia: Sinir dokuda nöronlara desteklik yapan yardımcı hücreler, ara nöronlar. Nöron: Sinir hücresi. Nötr atom: Elektron ve proton sayısı birbirine eşit olan atom Nükleoprotein: proteinlerin nukleik asitlerle kurduğu moleküler birlik. Nükleotid: Nukleik asitlerin ( DNA, RNA) yapı birimleri. Nukleus (Çekirdek) : Hücredeki genetik malzemeyi barındıran kısım. O Oksidasyon: (Yükseltgenme) Elektronların bir atom ya da molekülden ayrılmasını sağlayan kimyasal tepkime. Oogenez: yumurtanın meydana gelmesi olayı. Oosfer: Yumurta hücresi, dişi gamet. Organel: Hücre içinde belirli bir görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrili yapılar. Çekirdek, mitokondri, kloroplastlar gibi. Organogenez: Embriyo tabakalarından organların meydana gelmesi. Osein: Kemik dokunun ara maddesi. Osteosit: Kemik dokuyu oluşturan kemik hücreleri. Otolit: Kulak taşı. Osmoz: Suyun yoğunluğunun çok olduğu yerden az olduğu yere doğru, yarı geçirgen zardan geçmesi. Ototrof: Kendi besinini kendi yapabilen canlılar. Ovaryum: yumurtalık, yumurtaların meydana geldiği yer. Onkogen: Bazı türleri kanserle de ilşkili olan bir gen. Onkogenlerin çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak hücrelerin büyüme hızını etkiler. Otoradyografi: Özel maddelerle boyanmış moleküllerin ya da molekül parçalarının röntgen ışınlarıyla incelenmesi. Ökaryot hücre: Zarla çevrili organelleri ve gerçek çekirdeği olan hücre. Özümleme: Canlı organizmanın, dışarıdan aldığı besin maddelerini parçalayıp yeniden kendine özgü maddelere dönüştürmesi. Özüt: Bir doku örneğinin parçalanmış hali. Alıntı. |