Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27 Aralık 2009, 14:00   #1
Çevrimdışı
AngeLus
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Orada (2009) - (25 Aralık 2009)





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Vizyon tarihi: 25 Aralık 2009 Oyuncular: Dolunay Soysert (Neslihan Gümüş), Sinan Tuzcu (Mazhar Gümüş), Erol Günaydin (Erol Gümüş), Füsun Erbulak (Hümeyra Gümüş), Bahtiyar Engin (İmam / Papaz) Ekip: Hakkı Kurtuluş (Yönetmen), Melik Saraçoğlu (Yönetmen), Hakkı Kurtuluş (Senaryo), Melik Saraçoğlu (Senaryo), Eyüp Boz (Görüntü yönetmeni), Alper Maral (Müzik), Şakir Demirpehlivan (Sanat yönetmeni) Puan: 6.4 / 10 Filmin puanı sinema.com kullanıcılarının oylarıyla belirlenmiştir. Konu: Orada, anne, baba, bir abla ve bir erkek kardeşten oluşan, parçalanmış, dört bir yana savrulmuş eski İstanbullu bir ailenin öyküsüdür. Huzurevinde yaşayan annenin “ölmeye yatması”, daha doğrusu kalp krizini tetikleyip vefat etmesi sonucunda, aile 24 saatliğine de olsa tekrar bir araya gelecektir. 65 yaşındaki anne, İstanbul yakınlarında kızı tarafından yerleştirildiği huzurevinde yaşamına son vermiş ya da en azından ölümünü çabuklaştırmış; 36 yaşındaki abla atlattığı onca badireden sonra kendine yeni bir yaşam kurmuşken annesinin vefatıyla sarsılmıştır. 32 yaşındaki erkek kardeş de yıllardır dönmediği ülkesine apar topar dönmüştür. Bir araya gelen abla-kardeş önce annelerini defneder, ardından da Büyükada’daki aile evinde münzevî bir yaşam sürmekte olan 71 yaşındaki babalarını bulur. Kısa süreliğine de olsa bir araya gelen aile fertleri, o güne dek konuşamadıklarını en sonunda konuşacaklardır. , anne, baba, bir abla ve bir erkek kardeşten oluşan, parçalanmış, dört bir yana savrulmuş eski İstanbullu bir ailenin öyküsüdür. Huzurevinde yaşayan annenin “ölmeye yatması”, daha doğrusu kalp krizini tetikleyip vefat etmesi sonucunda, aile 24 saatliğine de olsa tekrar bir araya gelecektir. 65 yaşındaki anne, İstanbul yakınlarında kızı tarafından yerleştirildiği huzurevinde yaşamına son vermiş ya da en azından ölümünü çabuklaştırmış; 36 yaşındaki abla atlattığı onca badireden sonra kendine yeni bir yaşam kurmuşken annesinin vefatıyla sarsılmıştır. 32 yaşındaki erkek kardeş de yıllardır dönmediği ülkesine apar topar dönmüştür. Bir araya gelen abla-kardeş önce annelerini defneder, ardından da Büyükada’daki aile evinde münzevî bir yaşam sürmekte olan 71 yaşındaki babalarını bulur. Kısa süreliğine de olsa bir araya gelen aile fertleri, o güne dek konuşamadıklarını en sonunda konuşacaklardır.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


----------


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Annenizin ölümü mü sizi daha çok korkutur, ardındaki hesaplaşma mı?


Orada, anne, baba, bir abla ve bir erkek kardeşten oluşan, parçalanmış, dört bir yana savrulmuş eski İstanbullu bir ailenin öyküsüdür. Huzurevinde yaşayan annenin “ölmeye yatması”, daha doğrusu kalp krizini tetikleyip vefat etmesi sonucunda, aile 24 saatliğine de olsa tekrar bir araya gelecektir.

65 yaşındaki anne, İstanbul yakınlarında kızı tarafından yerleştirildiği huzurevinde yaşamına son vermiş ya da en azından ölümünü çabuklaştırmış; 36 yaşındaki abla atlattığı onca badireden sonra kendine yeni bir yaşam kurmuşken annesinin vefatıyla sarsılmıştır. 32 yaşındaki erkek kardeş de yıllardır dönmediği ülkesine apar topar dönmüştür. Bir araya gelen abla-kardeş önce annelerini defneder, ardından da Büyükada'daki aile evinde münzevî bir yaşam sürmekte olan 71 yaşındaki babalarını bulur. Kısa süreliğine de olsa bir araya gelen aile fertleri, o güne dek konuşamadıklarını en sonunda konuşacaklardır.

__________________
Rüzgarda savruk, Başına buyruk ~
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat