IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 26 Mart 2012, 14:08   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Evlilikte Özgüven Eksikliği






İnsanlar vardır. Çeşitli nedenlerle kendilerini oldukları gibi kabul edemezler. Kendilerini beğenemezler. Yetersiz bulurlar. Her şeye alınırlar. Kırılırlar. Çabuk küserler. Hemen parlarlar. Yersiz davranışlarda bulunurlar. Pişmanlık duyarlar. Yerilmekten, iyi tanınamamaktan fazla korkarlar. Herkesten yakınlık, ilgi beklerler. Başkalarının kendileriyle ilgili düşüncelerine, duygularına, davranışlarına büyük bir önem verirler. Başkaları tarafından beğenildikleri zamanlarda alabildiğine sevinirler. En küçük bir şekilde bile olsa, yerildikleri veya ilgisizlikle karşılaştıkları zamanlarda ise aşırı derecede üzülürler.
Buna karşılık, başkalarını oldukları gibi değerlendirmekte, beğenmekte zorluk çekerler. Başkalarının üstünlükleri karşısında bir huzursuzluk duyarlar. Biraz daha önemsizleşirler. Bunun için değerlenmek isterler. Kendilerini önemsizleştirenleri değerden düşürmeğe çalışırlar. Bu yüzden başkalarıyla anlaşamazlar. Geçinemezler. Özellikle, kendilerinden üstün gördükleri kimseleri sevemezler. Öfkelendirecek, sinirlendirecek şekilde hareket ederler. Kendilerinden daha yetersiz, zayıf, önemsiz buldukları kimselere egemen olmak isterler. Bu isteklerini güçlülük gösterişine başvurmak, bir koruyucu rolünü oynamak suretiyle gerçekleştirmeğe uğraşırlar.
Uğraşırlar ama bu davranışlarından bekledikleri sonuçları her zaman ve kolay kolay elde edemezler. Egemen olmak, korumak istedikleri kimselerin kendileriyle ilgili olumsuz düşünceleri, duyguları, davranışları ile karşılaşırlar. Onlar tarafından beğenilmediklerini, sevilmediklerini çeşitli şekillerde görmekten uzak kalamazlar.
Öte yandan, bu insanlar yaptıkları işlerde de başarılı olamazlar. Olamazlar; çünkü kendilerine güvenemezler. İnanamazlar. Kendilerini olduklarından daha az, daha yetersiz bir kendileri gibi görürler. Daha yerinde bir deyişle, daha az bir kendileri olurlar. Daha az bir kendileri oldukları için işlerinde olabileceklerinden daha az başarılı olurlar. Kendilerine karşı duydukları güvensizlik, yetersizleri ile ilgili düşünceleri ölçüsünde kendilerinden bir şeyler kaybederler.
Görüldüğü gibi, anlatmağa çalıştığımız bu insanlar sürekli bir şekilde rahat, huzur içinde yaşamak imkânını bulamazlar. Mutlu olamazlar. Zaman zaman gerçek bunalımlar mahiyetini alan sıkıntılar, acılar arasında yaşamağa devam ederler.


Evli kadınlardaki aşağılık kompleksi

Kadınlarda bekâr iken fazla sıkıntı vermeyen bu durum evlilik hayatında sorunların oluşmasında en büyük etkenlerden biridir. Kocası tarafından artık eskisi gibi beğenilmediğini düşünen, anlayan bir kadın, önemsizlik, değersizlik duygusunun etkilerini duyar. Aşağılık kompleksinin belirtilerini gösterebilir. Eski zamanına kavuşmak, kocasının eski ilgisini, yakınlığını tekrar kazanmak için çeşitli çarelere başvurabilir. Sinir hastalığına tutulabilir. Kendisini beğenmeyen kocasının yanıldığını, beğenilmeyecek bir kimse olmadığını göstermek için bazı üzücü, acı deneylere girişebilir. Sırf beğenilebilecek durumda bir kadın olduğunu anlamak ve anlatmak için başka erkeklerle ilişkiler kurabilir. Başka erkeklerin ilgilerini arayabilir. Sırf önem kazanmak arzusu ile düşebilir. Böylelikle de daha da ciddi bir aşağılık kompleksinin etkileri altına girebilir.
Kadınlar vardır. Kocaları tarafından eskisi gibi sevilmediklerini, aranmadıklarını istenmediklerini gördükleri zaman büyük bir ıstırap duyarlar. Çünkü bir yandan beğenilmemelerinin nedenini değer eksikliklerinde bulurlar. Kendilerini artık başkaları tarafından istenmeyen, aranmayan varlıklar gibi görürler. Kendilerini, en büyük silâhları olan beğenilmek imkânlarından yoksun bulurlar. Dış dünyanın karşısında kendilerini yapyalnız görürler. En önemli savunma ve varlığı devam ettirme vasıtalarından olduklarını düşünürler. Öte yandan da en önemli destekleri olan kimseleri kaybetmenin acılarını duyarlar. Bu acı, özellikle kocalarını seven kadınlar için çok büyük olur.
Aynı şekilde, eşlerinin başka erkeklerle ilişkiler kurduklarını gören, eşlerinin başka erkekleri kendilerine tercih ettiklerini anlayan erkekler, kendilerinin ikinci plana atılmalarının nedenini önemsizliklerinde bulurlar. Büyük bir sinir bunalımı ile karşılaşırlar. Kendilerinin de beğenmemeleri yüzünden varlıkları için duydukları nefreti, kini eşlerine ve eşlerinin yakınlığını kazananlara yöneltirler. Bazı kimselerin bu gibi hallerde eşlerini ve rakiplerini ortadan kaldırmak istemelerinin nedeni budur. Başkalarının aracılıklarıyla nefret ettikleri varlıklarını yok etmeleridir.
Terk edilme duygusu yaşlılık çağında da büyük bir önem kazanır. İnsan, hayatı boyunca yalnız kendisini aramakla kalmaz. Kendisini aradığı kadar başkaları tarafından da aranmasını arzu eder. Başkaları tarafından arandığı ölçüde kendisini istediği şekilde bulabilir.
İnsanın en çok aranmasını istediği çağlardan biri de yaşlılık çağıdır. İnsan yalnızlığın, terk edilmenin en büyük acılarını bu çağda duyar. Duyar; çünkü yalnız başına yaşayamayacağını bilir. Başkalarının yakınlıkları ölçüsünde duymağa başladığı yokluğun acılarını azaltabilir. Varlığının devamı ümidini taşı-yabilir. İnsan denen varlığın gerçek ve en büyük amacı hayatını devam ettirmektir. Onun için her şey, hayat içindir.

Aile dramına dönüşen aşağılık kompleksi

Eşleriyle düşünce, duygu ve davranışa ulaşamayan ailelerde huzursuzluk baş gösterir. Öyle ki hiçbir hususta eşlerine göre bir varlık olmak istemezler. Eşlerinin düşüncelerini, duygularını, davranışlarını paylaşmakla üstünlüklerini, egemenliklerini kabul etmeyi bir sayarlar. Buna karşılık, eşlerinin kendi düşüncelerine, duygularına, davranışlarına ortak olmalarını arzu ederler. Eşlerinin yaptıklarını yapmak istemezler. Onların daima kendilerine uymalarını beklerler. Onların istemedikleri, sevmedikleri işleri yaparlar. Böylelikle, onlara tabi olmadıklarını anlatmaya çalışırlar. İstemedikleri işleri yapmak suretiyle onlara meydan okuyabilecek güçte kimseler olduklarını belirtmeğe uğraşırlar.
Eşlerden ikisi de aşağılık kompleksini duydukları hallerde, aile yuvası gerçekten dayanılmaz bir hayat şeklinin yaşandığı bir yer olur.
Eşler sürekli olarak birbirleriyle çekişirler.

Çatışırlar.
En küçük bir neden yüzünden veya ortaya bir şey yokken, birbirlerine girerler.
Birbirlerini yererler.
Kötülerler.
Birbirlerine en ağır sözler söylerler.
Geçmişteki kusurlarını sayıp dökerler.
Yaptıkları fena işleri ortaya atarlar.
Birbirlerinin ailelerini önemsizleştirirler.
Kavga ederler.
Buna rağmen, birbirlerini kıskanırlar.
Eşlerinin bu davranışları karşısında daha da önemsizleşirler.
Küçülürler.
Eşlerinin karşı cinsten birine karşı ilgi göstermelerinin nedenini onun üstünlüğünde ararlar.
Eşlerinin, kendilerini beğenmedikleri, bir başkasını kendilerinden daha çok beğendikleri için bu şekilde hareket ettiklerini düşünürler.
Büyük bir ıstırap duyarlar.
Bu ıstırabı kendilerine duyurtanlara düşman olurlar.
Eşlerinden ve eşlerinin yakınlığını kazananlardan öç almak isterler.
Istıraplarının ancak onların yoklukları ile sona ereceğine inanırlar.
Bazı kimselerin, kıskançlık yüzünden eşlerini ve eşlerinin sevgililerini öldürmelerinin nedenlerinden biri de budur.
Aşağılık kompleksi, aile hayatında daha başka dramlara da yol açabilir. Bazı kimseler, özellikle kadınlar, sırf aşağılık kompleksinin etkisiyle, zina ve fuhuş yapacak kadar ileri gidebilirler.
Gerek erkeklerin, gerekse kadınların zina yapmalarında rol oynayan en önemli psikolojik nedenlerden biri de aşağılık kompleksidir.
Kendisini önemsiz bulan erkek ve kadın her şeyden önce değerlenmek arzusunu duyar.
Gösterişe fazla meraklı olur.
Başkalarına egemen olmaya çalışır.
Kendisini her bakımdan başarılı görmek, göstermek ister.
Başkalarının yapamadıklarını yapmaya uğraşır.
Övülmekten fazla zevk alır.
Herkes tarafından beğenilmek arzusunu duyar.
Başkaları tarafından beğenildiği ölçüde kendisini beğenir.
Sürekli olarak başkalarının yakınlığını arar.
Sevilmekten, özellikle kendisinden olmayan, yabancı önemli kimseler tarafından sevilmekten aşırı derecede hoşlanır.
Sevilmek için sever.
Daha doğrusu, sevmeyi başkalarına egemen olmağa elverişli bir vasıta sayar.
Bununla beraber, sevdiği kimseyi uzun zaman sevemez.
Kendisine ait olan şeyi beğenmez.
Kendisine ait olan her şeyi olumsuz varlığı değerliliği bilincine göre değerlendirir.
Kendisine ait olan her şeyi, beğenemediği varlığının bir parçası gibi düşünür.
Kendisinden olduğu kadar, kendisine ait olan şeylerden, varlıklardan da soğur.
Onun için kendisine ait olan her şeyden çabuk bıkar.
Varlığı değerliliği bilincine ulaşabilmek için yeni şeyler, kimseler elde etmek ister.
Bunlar evlilik hayatlarında başarılı ve mutlu olamazlar. Eşlerinden kısa bir zamanda soğurlar. Durmadan kendilerine başka sevgiler ararlar. (Dernekçilik, alışveriş, eğlence, vb..) Buluncaya kadar aradıkları sevgilerin arkasından koşarlar. Aradıklarını bulunca, hayal kırıklığına uğrarlar. Buldukları şeylerin aradıkları olmadıklarını anlarlar.
Öte yandan, aşağılık kompleksini duyan insanlar, özellikle kadınlar, vücutlarından bir yeniden değerlenme vasıtası gibi yararlanmağa çalışırlar. Bu insanlar, kendileri gibi başkalarının da kendilerini beğenmediklerine inanırlar. Bunun için, kedilerinin beğenilmeyecek kimseler olmadıklarını anlamak ve başkalarına da anlatmak isterler. Bunu kendilerine yakınlık gösteren kimselerin varlığı ile ispat etmeye uğraşırlar. Karşı cinsten olan kimselerle ilişkiler kurmanın çarelerini ararlar.
Aynı şekilde, bazı kadınların fuhuş yolunu seçerken veya fuhuş yoluna sürüklenirken aşağılık kompleksi etkiler yapmaktadır.
Aşağılık duygusunun gelişmesinden, patolojik (hastalık) bir mahiyet kazanmasından meydana gelen aşağılık kompleksinin insan hayatı üzerindeki etkileri bugün artık herkes tarafından kabul edilmektedir.
Aşağılık kompleksinin bunaltıcı, sarsıcı etkilerinden kurtulmak, uzak kalabilmek için bazı kadınlar her çareye başvururlar. Kendilerini beğendirebilmek, başkaları tarafından beğenilen varlıklar halinde tanımak ve tanıtmak için vücutlarını satılığa çıkarmaktan bile çekinmezler. Bu gibi hallerde birbirleriyle çelişen duygular duyarlar. Bir yandan başkaları tarafından istenen bir vücuda sahip oldukları için sevinirler. Güzelliklerine, çekiciliklerine inanırlar. Erkekler tarafından istenildiklerine inanırlar. Bu istenmenin nedenini taşıdıkları değerde, güzellikte bulurlar. Öte yandan ise, içinde yaşadıkları topluluğun isteklerine aykırı hareket ettiklerini, topluluğun düzenini bozduklarını, yasalarını çiğnediklerini ve sert tepkilerle karşılaşacaklarını düşünürler. Başkaları tarafından hor görülmekten korkarlar. Kısacası, yaptıkları işin fena olduğunu bilirler.
İnsan, sosyal hayatta ne olursa olsun, yaşadığı sürece başkaları tarafından sayılmak, beğenilmek, övülmek, iyi tanınmak arzusunu duyar. Başkaları tarafından yerilmekten, fena tanınmaktan, hor görülmekten korkar. Şu veya bu neden yüzünden suç işleyen, hırsızlık yapan, fuhuş yoluna sürüklenen kadın da böyledir.
Zinada olduğu gibi, fuhuşta da aşağılık kompleksinin bir eseri olan egemenlik, beğenilmek arzusu önemli bir yer tutmaktadır.
Bu gibi hallerde kadın, çevresine egemen olmak ister. Özellikle, sosyal durumları elverişli olmayan-lardan bazıları, iç dünyalarında yer alan aşağılık kompleksinden kurtulabilmek için bilinçsiz olarak çeşitli faaliyetlere girişirler.
Kimi kadınlar da, kendilerini beğenmeyen kocalarının yanıldıklarını anlatmak, kendilerini beğenen kimselerin bulunduğunu göstermek için bu yolu seçerler.
Kimi kadınlar da kocalarını sevmezler. Kocalarından nefret ederler. Bu yüzden onlarla normal cinsel ilişkiler kuramazlar. Cinsel soğukluk gösterirler. Yalnız, onların bu durumları yakınlık duydukları erkeklerin yanında değişir. Bu kadınlar bu gibi hallerde normalleşirler..

Psikolojik sorunlar ve yalnızlık duygusu

Bu durum insanların genelinde çeşitlilik gösterir.

Varlık-bilimsel güvenlik alanı, her insanın kavrayış seviyesine bağlı olarak dar veya geniştir. İnsanların çoğunluğu, geçim şartları, toplumsal dayanışma şartları kendilerine elverişli olduğu kadar varlık-bilimsel güvenlik içindedir. Yani onların varlık alanındaki kaygıları algılarıyla ve algılarına karşılık olan tatmin vasıtalarıyla sınırlıdır. Bu durum, kolayca elde edilen güvenliğin, kolayca kaybedilmesini de açıklar. Varlıkbilimsel güvenliğini dar alanda temin edenler, bu güvenliği, o dar alanın dışına çıkar çıkmaz kaybederler.
Akıl hastalarının varlıklı zümrelerden diğer zümrelere oranla daha fazla çıkması bundandır. Daha varlıklı olanlar daha ince düşündükleri için değil, yaşama şartlarını “hazır” buldukları, değişen şartlara karşı hazırlıksız kaldıkları için darbelere karşı tutunacak dal bulmakta zorluk çekerler. Bu yüzden diyebiliriz ki bazı mahrumiyetler, varlıkbilimsel güvenlik alanını genişletir. Çünkü her zorluk, insan ilişkilerinin derinine inmeyi, varlık tarafından teminat altına alınmış güvenliğin görünürde bulunanın daha ötesinde yer aldığını gösterir.
Mesela Virginia Woolf kadınlara kendinize ait bir oda edinin deyip de cebini taşlarla doldurarak bir nehirde boğulmayı seçmişti? Acaba intiharı seçen kendisi miydi yoksa onu böyle bir sona iten nedenler mi vardı?
Gerçek hayatın sorgulanması zordur. Kadın her yerde, her zaman aynıdır. Korkak ve yalnızlığa mahkûm… Kafanı yiyen dertlerden kurtuluş yok. Şimdi bir korkak gibi ölümü mü bekleyeceksin, yoksa hayata sarılıp, kendine yaşama sebepleri mi bulmaya çalışacaksın? Ama unutma, hayata sarılmak bir kadın için başkaları uğruna yaşamaktan başka bir şey değildir.



 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
eksikliği, evlilikte, Özgüven


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Özgüven Tecavüzü. Ein Merak Ettikleriniz 0 15 Şubat 2012 14:22
Ukalalık ve Özgüven Ruj Kişisel Gelişim 0 06 Eylül 2011 15:24
İş Hayatında Özgüven ! Ruj Kişisel Gelişim 0 05 Eylül 2011 19:03
Çocuk Ve Özgüven YapraK Aile Evlilik ve Çocuklar 0 25 Aralık 2009 20:36