IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03 Ocak 2013, 17:37   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Gebe kadında Son Üç Aydaki Bozukluklar ve İhtilatlar




Gebe kadının son üç ayda hissedebileceği rahatsızlıklar, genellikle önceki dönemlerdekilerden farklı değildir; bununla birlikte, dölyatağı hacminin artmış olması bu rahatsızlıkları başlatıcı ya da kolaylaştırıcı etmen olabilir; erken doğum tehdidi ortaya çıkarsa, tıbbi tedaviyle, dölütün yaşamını bağımsız olarak sürdürmesine gerekli daha çok savunma öğesine sahip olacağı 8. aya kadar gebelik sürdürülmeye çalışılır.

Bu arada, kadında yakınmalara yolaçabilecek rahatsızlıkların gebeliğin son ayında çok artabileceğini belirtmek gerekir.

Sindirim bozuklukları

Artık kusma değil, yanmalar biçimindedirler. Kabızlığa çok sık raslanır. Apandis iltihabı (apandisit) türünde olaylar (ender görülür), dölyatağının karın boşluğunda kaplamakta olduğu yer nedeniyle teşhiste güçlük çıkarır.

Boşaltım sistemi bozuklukları

Özellikle 2 tip boşaltım sistemi bozukluğuna raslanır: Dölyatağının sidik torbasına bası yapması sonucunda sidik kaçırma, aynı mekanizmanın neden olduğu ve dölyatağı kasılmalarını başlatabilecek nitelikte sidik yolları iltihapları.

Üreme organları bozuklukları

Gebelik sırasında ya da daha ender olarak son muayenelerde, kist ya da miyoma raslanırsa, çok dikkatli olmak gerekir. Bu tür anormallikler küçük leğende yeralır ve dölütün başının alt yoldan normal çıkışım engelleyebilir.

Katlanması az ya da güç olan bu belirtilerin yanısıra, gerek bunların bir sonucu olan, gerekse bunlardan bütünüyle bağımsız b
aşka bozukluklar da ortaya çıkabilir. Son üç ayda karşılaşılabilecek ihtilatlar, bir önceki üç ayınkilerden daha sık olmamakla birlikte, tehlikeleri iki kat fazladır: Çocuğun yaşayabilir duruma gelmiş ve anne organizması ile bazı ilişkilerini kesmiş olduğu bir sırada ortaya çıkabilecek ihtilatlar, dölütün ölümüne yolaçabilir ya da sağlığını ciddi biçimde etkileyebilirler.

Atardamar yüksek basıncı ve gebelik

Kadında gebelikten önce teşhis edilmiş ve tedavisine girişilmiş organik bir böbrek bozununun bulunduğu durumlar dışında, atardamar basıncı yüksekliği dikkatle araştırılmalıdır. Bacaklarda ödem ve sidikte -----in bulunmasıyla birlikte yalın atardamar yüksek basıncı belirtilerinden b
aşka şeye Taşlanmayabilir. Bu yükseklik, belirtilere yönelik tedaviyle kolayca düşürülemiyorsa, göz dibi muayenesi ve böbrek işlev araştırması gerekli olabilir. Sözkonusu muayenelerle, atardamar yüksek basıncı belirtilerinin ardında organik böbrek bozunları olup olmadığı da anlaşılabilir.

Dölütün yeterince gelişmemesi

Çocuğun boyu ve” ağırlığı, atardamar bozukluklarının belirtisi olabilir. Bu durumda dölüt hafiftir; etende, genellikle atardamar yüksek basıncı belirtisi olan kireçlenmeler görülür.

Atardamar yüksek basıncına bağlı ihtilatlar

Gebeliğin son aylarında atardamar yüksek Joa-sıncma bağlı olarak 2 ivegen ihtilatla karşılaşılabilir: Havale; etenin erken ayrılması.

Havale

Apansızın ortaya çıkan art arda çırpınmalar ve koma durumlarıyla yansır. Habercisi, genellikle, atardamar yüksek basıncı hastalıkları belirtilerinin ivegenleşmesidir: Kulak çınlamaları; gözler önünde siyah benekler görme; baş ağrıları; kusmalar özellikle de nöbetten önce kusma ile ya da kusma olmaksızın karnın üst bölgesinde ağrılar. Nöbet sırasında ise, kas lifçiklerinde, özellikle yüzde kasılmalar olur; bunu izleyen evrede bütün kaslar gerilip “beden sertleşir; daha sonraki kasınma evresinde, bütün kaslar düzensiz kasılmalarla sarsılır; sonra kasılmalar hafifler ve sona erer; hasta bir sersemlik dönemine girer. Nöbetler tekrarlarsa, sersemlik dönemi gerçek bir komaya dönüşebilir.

Muayenede atardamar basıncı yüksektir, sidikte -----in vardır; sidik miktarı azalmıştır; ateş yüksektir. Hemen tedaviye geçmek gerekir: Çırpınmaları yatıştırmayı ve önlemeyi sağlayan damar yoluyla ilaçlar. Havalenin, çoğunlukla dölütün yaşamını tehlikeye attığını belirtmek gerekir. Havale genellikle doğum sürecinin başlamasına, zaten başlamışsa hızla gelişmesine yolaçar. Tedavi yollarından biri de zaten, dölyatağmm boşaltılmasıdır. Çocuk yaşıyorsa, hemen sezaryene başvurulur. Amaç, kadın açısından, gerek atardamardan kaynaklanan tehlikeleri, gerekse tekrarlayan nöbetlerin giderek daha derin koma durumlarına, solunum bozukluklarına, hattâ bazen ölüme (günümüzde çok ender raslamr) yolaçmasım önlemektir.

Etenin erken ayrılması

Etenin erken ayrılması (eten arkasında kan toplanması sonucu), genellikle atardamar yüksek basıncı çerçevesi içinde, normal olarak yerinde duran etenin zamansız ayrılmasıdır. Bir yandan kanamalı görünüşlü bir sendroma neden olurken, öte yandan eten işlevlerini büyük ölçüde zayıflattığından, dölüt için ciddi bir tehlikedir. Atardamar yüksek basıncına özgü belirtiler dışında, siyah renkli bir miktar kan yitimi görülebilir; olay önceden belirti verebilirse de, genellikle apansızdır. Bazen çok şiddetli de olabilen bir karın ağrısı, siyah renkli kan gelmesi, dölyatağmın büyümesi ve çok katılaşması, aşağı yukarı kesin teşhis öğeleridir. Genel durum hızla bozulur; zaten yüksek olan atardamar basıncı, biraz daha yükseldikten sonra, iç kanama belirtileriyle birlikte önemli bir düşme gösterir. Dışa kanama, önemli olmadığından, atardamar basıncı düşmesini açıklamaz. Uygulanan

kulakla muayenenin amacı, çocuğun hâlâ yaşayıp yaşamadığını saptamaktır. Yaşıyorsa, yani çocuğun kalp sesleri duyuluyorsa, dölütü hemen kurtarmak gerekir; yaşamıyorsa, hem annenin sıkıntılarını durduracak, hem de dölyatağmı boşaltmayı (tercihen alt yoldan) sağlayacak tedaviye girişilmelidir. Bu damar kökenli ihtilat, gerek dölyata-ğının boşaltılması sırasında, gerekse doğumdan sonra, sıkı bir denetim gerektirecek kadar ciddidir. Dölyatağı kuşku verici bir renk almış olabilirse de, çoğunlukla işlev yeteneklerini yeniden kazanabileceğinden, sezaryenden sonra dölyatağmın çıkarılması çok ender gerekir. Buna karşılık, böbreklerin çalışması ve kanın pıhtılaşma durumu özenle de-netlenmelidir. Gerçekten, çıkarılan sidik miktarı çok düşük, hattâ sıfır düzeyinde olabilir ve böbrek etkinliğini yeniden başlatmak için ilaç tedavisi gerekebilir. Böbreklerin iş görmemesi nedeniyle sidik çıkaramama, yapay böbreğe başvurmayı gerekli kılabilir. Öte yandan, dölyatağı çeperi ile eten arasında kanama sonucu pıhtı oluşması sırasında, kanın pıhtılaşmasını sağlayan öğelerin çoğu tükenmiş olabileceğinden, kan pıhtılaşamaz duruma gelebilir. Bu durum özel bir tedavi gerektirir. Ayrıca bu olayın yolaçtığı düşük ya da doğumdan sonra, toplardamar iltihabı tehlikesi de artar.

Anormal yerleşimli eten

Kanamalar, etenin dölyatağma yapışmasında bir anormallik belirtisi de olabilir. Yapışma gövde yerine, dölyatağı boynuna çok yakın, hattâ boynu örtecek biçimde olmuşsa, eten dölyatağı hacminin artmasına (özellikle, dölyatağı boynuyla gövdesi arasındaki isthmus adı verilen bölgenin gelişmesine) kendini uyarlamakta güçlük çeker. Bu anormallik, kısmi bir ayrılmaya, dolayısıyle de değişik şiddette kanamalara neden olabilir.

Etenin anormal konumu daha önce bir bozukluk yaratmamışsa, teşhis doğum sırasında da konabilir. Kanamalar varsa, teşhisi doğrulayıcı çeşitli yöntemlere başvurulabilir: Klinik muayeneyle, çocuğun başının dölyatağı içinde çok yukarda olduğu anlaşılabilir; dölyolundan parmakla muayenede bazen, hekimin parmağı ile çocuğun başı .arasında, etenin yumuşak kütlesi algılanır; etenin yerinin izotoplarla araştırılması, teşhisin doğru olup olmadığını saptamayı sağlar. Kanamalarla birlikte anormal yerleşimli eten teşhisi, tercihen hastanede, dinlenme gerektirir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat
Cevapla

Etiketler
Üç


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Dissosiyatif bozukluklar ELa__ Ruh Sağlığı 0 21 Mayıs 2012 16:24
Kadında Anorgazmi Melodram Felsefe 0 01 Ekim 2011 17:14
kadında kariyer! KraLiSHE Ah Kadınlar 0 25 Mart 2009 12:54