IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15 Ağustos 2013, 14:46   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çocuktan Sonra Eş İlişkisini Düzenlemek!




Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi Aile ve Çift Terapisti Nur Karaman’dan çiftler için harika bilgiler.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Çiftler flört döneminde coşkulu ve heyecan dolu bir ilişki yaşarken, evlendikten sonra ve bebek beklerken anne-baba rollerine geçiş dönemini sancılı yaşayabiliyorlar.

Ailelere bebeğin katılması sürecinde, eşler bireysel alanlarını korumalı, birlikte geçirecekleri zamanlar da yaratmalı.

Eşler arasındaki ilişki çocuğun duygusal olarak sağlıklı gelişmesinde belirleyici etkendir.

Aileye bir bebeğin katılmasıyla eşler arası ilişkilerin sağlıklı sürdürülmeye devam edebilmesi için uzmanlar, eşleri bireysel alanlarını korumaları ve birlikte geçirecekleri zamanlar yaratmaları konusunda uyardı.

Evliliklerde eşler arasındaki ilişkinin çocuğun da duygusal olarak sağlıklı gelişmesinde belirleyici bir etken olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre, “Eşler kendilerini dinlemeli, birbirlerine zaman ayırmalı, bebeğin gelişiyle yaşadığı deneyimleri anlamaya çalışmalı ve bunları birbirleriyle paylaşmalı. Yoksa ilişkilerde konuşulmayan, çözülmesi ertelenen problemler bir süre sonra karmaşıklaşır. Hatta eşler arasındaki ilişki iltihaplanır. Bu durum çocukta da anne-babanı yakınlığını önleme, yalnız yatamama ya da yalnız kalamama gibi davranış problemleri oluşturabilir.”

Bir çiftin planlı veya sürpriz bir şekilde bebek beklemesi, ebeveyn olması ise çiftin ilişki sistemini değiştirir.

Anne ve baba rollerine geçiş dönemi ilişkilerde sancılara neden olabilir ve bazı problemler ortaya çıkabilir. Önemli olan bu süreci en sağlıklı şekilde geçirilebilmesidir.

Ailenin gündemi bebek!
Bebeğin aileye katıldığında uzunca bir süre anneye bağımlı olur bu yüzden kadının hayatının merkezinde bir süre sadece çocuğun yer alır.

Birçok şey çocuğun beslenmesine, uykusuna ve diğer ihtiyaçlarına göre düzenlenir.

Ailenin gündemi bebek olabilir ve anne-babanın bireysel ihtiyaçları bir süreliğine rafa kalkabilir.

Araştırmalara göre, kimi kadınlarda doğum sonrası depresyon, aşırı duyarlılık, ağlama, kaygı, yorgunluk, uyku bozuklukları görülürken kimi anneler kendilerini her zamankinden daha sağlam hissedebiliyor.

Annelerin gebelik döneminde veya sonrasında baş edemediği durumlar, eş veya aile desteğiyle daha baş edilebilir bir hal alabilir.

Araştırmalar, annelikle ilgili problemlerini eşiyle paylaşabilen kadınların gebelik döneminde ve sonrasında daha az problem yaşadıklarını gösterebiliyor.

Gebelerin karşılaştıkları problemlerle etkin bir şekilde baş edebilmeleri için desteğe ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla gebelik ve doğum dönemlerinde, eşin ne kadar işin içinde olduğu, bebeğe bakım sürecinde anneye ne kadar destek olduğu, kadınların gebelik ve doğum sonrası ilk dönemlerle baş etmeleri açısından oldukça belirleyicidir.

Bu dönemlerde annenin yanında onu destekleyen birinin olması ve annenin de kendine kısa da olsa bireysel zaman yaratabilmesi önemlidir.

Doğum sonrası depresyona dikkat!
Başlı başına stresli olan bu döneme eşler arasındaki problemler de eklenince hem evlilik, hem yaşam, hem de ebeveynlik rollerinin bireye ağır gelebilir.

Birey bu yüzden kendini tükenmiş, verimsiz, değersiz hissedebilir. Anne babalar zaman zaman hayatları artık kendilerine ait değilmiş gibi hissedebilirler. Geçmişten günümüze ilk çocuğun doğumunun evlilik ilişkisine etkisi incelendiğinde birçok araştırmacı bir çocuk sahibi olmanın ‘kriz’ yönüne işaret etmiş, çiftin daha önce hazır olmadığı ve yeni bir durum olması açısından kriz özelliği taşıdığını düşünmüştür.

Sonraki araştırmacılar ise birçok çiftin, özellikle kadınların evlilik doyumunda bir düşüş deneyimlediği konusunda hemfikirdiler.

Bir araştırmaya göre, çocuk sahibi olan kadınlar, çocuk sahibi olmayan kadınlara göre daha yoğun bir şekilde kocalarının kendilerine yeteri kadar ilgi göstermediklerini belirtiyorlardı. Kadınların doğumun hemen sonrası olan dönemde, evlilikleriyle ilgili olumsuz algılarının artmış olması doğum sonrası depresyonun sonucu olarak da düşünülebilir.

Yeni durum çiftleri sarsabilir
Aileye bir bebeğin katılmasının aynı zamanda anneanne, babaanne, dede, teyze, hala, bakıcı gibi farklı bireylerin de evi kalabalıklaştırdığına dikkat çekerek, “Dolayısıyla bu dönemlerde, çiftlerin ilişkilerine ve gündelik yaşamlarına üçüncü-dördüncü kişilerin de katılmasıyla, ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri zorlaşabilir.

Çiftler bu yeni durumla birlikte sarsılabilirler ve değişirler. Zamanla duruma uyum sağlarlar ve baş etme becerileri gelişir. Aylar geçip de duruma adaptasyon sağlanabildiğinde ise sistem dengelenir.

Bazen ise, çiftler arası mesafe gün be gün artar. Bebek de yatağa dahil olabilir. O kadar ki, eşler artık aynı yatakta uyumuyor bile olabilirler. Bebeğin çift ilişkisinin bu kadar içerisinde olması, çiftlerin problemleriyle karşılaşmalarını, bunları fark etmelerini önleyebilir veya bunlarla ilgili konuşmalarını ertelemelerine sebep olabilir.

Bu durumda eşiyle artık yakınlık kurmak istemeyen bireylerin araya çocuğunu koyabildiğini bunun da zamanla çocuğun bireyselleşmesini engelleme tehlikesi yaratır.

Bebekle anne arasındaki ten teması ve yakınlığı kadar eşlerin de birlikte geçirecekleri zaman yaratmaları önemlidir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
cocuktan


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
6 çocuktan sonra evleniyorlar pyracantha Haber Arşivi 0 06 Aralık 2010 18:48