IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 24 Aralık 2014, 22:10   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ORMANIN BİRİNDE / Ahmet Zeki Yeşil




Ormanın birinde, her yıl, ormanda yaşayan canlıların oylarıyla en sevilen ve en güvenilen hayvanı seçilirmiş. Oylamanın sonucu ise, hiç değişmezmiş. Ormanda yaşayan hayvanların büyük çoğunluğu bu duruma şaşırmazken, bazıları içten içe kızarmış. Bir araya geldiklerinde ise;
- Hepsi yalan, inanmayın. Ormanlar kralı Aslan’dan bizim neyimiz eksik? derlermiş.
Oysa ki, Aslan, diğer hayvanları olduğu gibi onları da komşu ormandaki hayvanlardan korur, böylece mutlu bir şekilde yaşarlarmış.

Günlerden bir gün Tilki, kendisi gibi Aslan’ı kıskanan Çakal’ı bir kenara çekip:
- Böyle gelmiş ama böyle gitmemeli. Aslan’ın egemenliğine son vermeli, demiş. Bir duyan olacak diye neredeyse ödü kopan Çakal:
- Sen deli misin? Aslan bizden güçlü, sonra herkes onu çok seviyor, sözünden çıkmıyor, diye yanıtlamış. Tilki, Çakal’ın aklını çelmeye kararlıymış.
- Birlik olursak başarırız. Ormanı birlikte yönetiriz. En güzel ve en taze yiyecekler ayağımıza gelir, diyerek dil dökmüş. Yiyecek lafını duyan Çakal’ın aklı karışmış. Tilki, konuşmaya devam etmiş:
- Sana bir sır vereceğim. Karşı ormandaki Aslan var ya.. İşte O, daima bizim arkamızda olacak, gizlice destek verecek. O’nun dediklerini yaparsak amacımıza kolayca ulaşabiliriz.
Çakal, “Peki” diyerek, sormuş:
- Nasıl olacak bu iş?
Tilki, rahatmış. Belli ki, en ince ayrıntısına kadar her şeyi planlanmış.
- Öncelikle, “Aslan, ormandaki hayvanları tek tek yiyecek” söylentisini yayacağız. Bunun için ormanın en geveze kuşlarından yararlanacağız, demiş.
Çakal ikna olmuş.
- Başaramazsak, kaçar gideriz karşı ormana, sığınırız oradaki Aslan’a, diye geçirmiş aklından.

Tilki ile Çakal hemen işe koyulmuş. Her rastladıkları hayvana, aynı sözleri tekrarlamışlar.
- Bak kardeş, şu sevdiğimiz ve çok güvendiğimiz Aslan var ya.. Hepimizi tek tek yiyecek. Tek çare, birlik olup, baş kaldırmaktır. Benden söylemesi…
Bu sözleri duyan hayvanlar şaka yapıldığını zannedip gülmüş. Gün geçtikçe gülen hayvan sayısı artmış. Aslan’ın kulağına bile gitmiş bu söylenti. Aslan da çok gülmüş. Merak edip, araştırmış, soruşturmuş. Sonunda, Tilki ile Çakal’ın isimlerine ulaşmış. Haber salmış, gelsinler diye yanına. Tilki ile Çakal, haberi alır almaz koşup gelmiş. Korkudan ikisi de titriyormuş.
- Siz çok yaşayın. Tüm ormanı güldürdünüz, deyip ikisinin de sırtını sıvazlamış. Tilki ile Çakal, “hık-mık” etmiş ve “evet şakaydı” anlamında başını sallamış.

Tilki ile Çakal, Aslan’ın yanından ayrıldıktan sonra kara kara düşünmeye başlamış. İşte o sırada, ilk defa gördükleri yabancı bir kuş, Tilki’nin sırtına konmuş.
Yabancı Kuş:
- Karşı ormanın kralından size talimat getirdim. Bundan böyle, her gün bir hayvanı zehirleyip, ölüsünü saklayacaksınız, dedikten sonra uçmuş gitmiş.
Tilki ile Çakal “vardır elbet bir nedeni” deyip, işe koyulmuş. Gece olunca, dışarıya çıkıp gözlerine kestirdikleri hayvanları kandırmak için dil döküyorlar, yanlarında taşıdıkları zehirli yiyeceklerden ikram ediyorlarmış. Zehirlenip ölen hayvanı toprağa gömdükten sonra, sabahı bekleyip, hayvanların arasına karışıyorlarmış. Ne zaman bu konu açılsa, Tilki ile Çakal hemen lafa karışırmış.
- Gördünüz mü işte, biz söylemiştik. Aslan, her gün bir hayvanı mideye indiriyor. Bakalım, sıra size ne zaman gelecek.
Kimse inanmak istememiş.
- Olmaz öyle şey, demişler ama yine de kafaları karışıkmış.

Her gün, bir hayvan ortadan kaybolduğu için ormandaki canlıları bir korku sarmış ve içlerinden bazıları “söylenenler ya doğruysa” demeye başlamış. Bunu duyan Aslan, ne kadar güvendiği hayvan varsa etrafına toplayıp,
- Ormanda neler oluyor? Ben kimseyi yemedim, ancak her gün bir vatandaşımız yok oluyor. Halkımızı bilgilendirirken, şu konuyu da bir araştırın, demiş. Araştırma ekibinin başına da kafası çok çalıştığı için Maymun’u getirmiş. Ekip, işin aslını öğrenmek amacıyla hemen ormanın dört bir yanına dağılmış. Bu arada, ormanda yaşayan hayvanlar işi gücü bırakıp, sabahtan akşama kadar bu konuyu tartışır olmuş. Orman, ikiye bölünmüş. Yarısı, “Aslan doğruyu söylüyor, bu işte bir iş var” derken, diğer yarısı “Aslan yalan söylüyor, her gün bir arkadaşımızı yediğini gizliyor” diyormuş. Tilki ile Çakal ise, yaşananlar nedeniyle kıs kıs gülüyormuş. İşte o sırada, Yabancı Kuş yine görünmüş.
- Şimdi gülmenin zamanı değil. Bir sürü arkadaşınızı öldürdünüz. Eğer gerçek ortaya çıkarsa, bilin ki hapı yuttunuz, demiş.
Tilki ile Çakal telaşlanmış,
- Biz ettik sen etme, sakın kimseye söyleme. Ne dersen yaparız, diyerek ağlaşmışlar.
Yabancı Kuş:
- Yeni yalanlar bulup, 40 kez tekrarlayacaksınız. Aslan’a karşı birleşeceksiniz. Size karşı olanları, güzel vaatler ile yanınıza çekeceksiniz, dedikten sonra uçup gitmiş.

Tilki ile Çakal, yeni bir yalan bulmak için kafa kafaya vermiş. Bir yalan Tilki, bir yalan Çakal söylemiş. Ancak, buldukları yalan bir türlü hoşlarına gitmemiş. Sonra, uzaktan gelen bir sesle irkilmişler. Başlarını kaldırıp bakmışlar, karşılarında bir Papağan. Papağan, hep aynı sözü tekrarlıyormuş:
- Hayvan Hakkı.. Hayvan Hakkı…
İkisinin de gözleri parlamış. İkisi de durduğu yerde zıplamış. İkisi bir ağızdan demişler ki:
- Aklınla bin yaşa Papağan kardeş. En güzel yalanı sen buldun.
Papağan, söylenenlerden bir şey anlamamış. Şaşkın şaşkın bakmış.
- Ben hayatımda hiç yalan söylemedim. Hakkı, benim kaybettiğim sahibim. Ben, kızdığım zaman O’na “hayvan” derim, demiş.
Bu kez, şaşırma sırası Tilki ile Çakal’daymış. Tilki, durumu düzeltmek istemiş:
- Çok güzelsin, dur gitme! Takıl bize. Seni kraliçeler gibi yaşatırım. İstersen, sahibin hayvan Hakkı’yı aratırım. Eğer, bize yardım edersen, demiş.
Papağan, “çok güzelsin” sözünden etkilenmiş. Bir hoş olmuş. Teklifi düşünmeden kabul etmiş. Tilki de, şartını söylemiş:
- Günde 40 kez “hayvan hakkı” diyeceksin. Başka da bir şey söylemeyeceksin.

Papağan, oradan uzaklaşırken kendisinden istenileni yapmaya başlamış.
- Hayvan Hakkı ! Hayvan Hakkı !
Çakal, Tilki’nin kulağına eğilip,
- Ben bir şey anlamadım, demiş.
Tilki, alaylı bir tavırla cevap vermiş:
- İyi ki bir şey anlamıyorsun.. Sen sadece dediklerimi yap. Bundan sonra, Aslan’dan hakkımızı isteyeceğiz. Vermezse, Hayvan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz.

Papağan, görevini çok iyi yapmış. Ormandaki bütün hayvanların aklına “Hayvan Hakkı”nı yerleştirmiş. Anlayan, anlamayan, anlayıp da karşı çıkan, anlamayıp “uygundur” diyen de olmuş. Kısacası, zaten görüş ayrılığında olan ve bu yüzden ikiye ayrılmış olan orman halkı şimdi birbirinden daha da uzaklaşmış. Bu durumda Tilki, Çakal’a demiş ki:
- Şimdi, sen bir yandan, ben bir yandan orman halkına “hayvan hakkı”nın daha fazla özgürlük olduğunu anlatacağız.
Dedikleri gibi de yapmışlar.
- Vallahi kendimiz için bir şey istemiyoruz. Biz orman halkının daha özgür olmasını istiyoruz, demişler.
Bazı hayvanlar, örneğin Ağustos Böceği:
- Ben özgür bir hayvanım. Sabahtan akşama kadar çalıp söylerim. Bana karışmadığı için Aslan’dan da memnunum, diye karşı çıkmış.
Tilki, bu sözlere hazırlıklıymış. Hiç düşünmeden cevap vermiş;
- Kış gelince, bir lokma yiyecek için Karınca’nın kapısında ağlıyorsun. Bundan böyle özgürlük şarkıları çalmanı istiyorum. Kışlık yiyeceğin benden, demiş.
Konu yiyecek olunca, Ağustos Böceği kolayca ikna olmuş. Hemen orada başlamış, özgürlük şarkılarını çalıp söylemeye.

Artık, bütün orman “hayvan hakkı”nı konuşuyor, “özgürlük ve demokrasi” şenliklerinde eğleniyormuş. Bu arada, Tilki’nin adı “Özgürlük Savaşçısı”na çıkmış. Aslan da duymuş olanları. Biraz da alınmış. Haber salmış.
- Özgürlük savaşçısı kimse yanıma gelsin, tanıyayım, demiş.
Tilki’yi bir korku alınca uzaklardan Yabancı Kuş yine görünmüş. Yabancı Kuş, yeni bir talimat getirmiş.
- Korkma! Sonuna kadar yalan söyleyeceksin. Bunların hepsi eğlence diyeceksin..
Tilki rahatlamış. Öylece Aslan’ın yanına gitmiş. Karşısında bir kez daha Tilki’yi gören ve şaşıran Aslan’a, aldığı talimatın dışında bir şey söylememiş. Yalanlarına Aslan’ı inandırmış.

Günlerden bir gün orman, herkesi şaşırtan bir haber ile çalkalanmış. Haberi, kaybolan hayvanları araştıran ekibin başı olan Maymun vermiş:
- Karınca kardeş, toprağa gömülü bir ceset buldu! Demek ki, iddia edildiği gibi Aslan kimseyi yemiyormuş. Aramalarımız devam edecek.
Tilki ile Çakal hiç aklına getirmemiş bu durumu. Tilki hemen bir yalan uydurmuş:
- Aslan, karnı tok olduğu için öldürdüğü hayvanı daha sonra yemek üzere toprağa gömmüş.
Ormandaki hayvanların kafası yine karışmış. Aslan’dan yana olanların morali yerine gelmiş. Seslerini yükseltmeye başlamışlar:
- Biz zaten özgürüz. Daha fazla özgürlük yalanlarıyla kandırılıyoruz. Artık, kendimize gelelim.
Tilki ile Çakal’ın keyfi kaçmış. Merakla Yabancı Kuş’u beklemeye başlamışlar. Çok geçmemiş, Yabancı Kuş uzaktan görünmüş. Tilki ile Çakal heyecanla sormuş:
- Başka cesetler ortaya çıkarsa ne yapacağız?
Yabancı Kuş:
-Önce sakin olun. Sonra, ekip başı Maymun’u kazılara son vermesi için mutlaka ikna edin, demiş.

Tilki ile Çakal, hiç vakit kaybetmeden Maymun’u aramaya koyulmuş. Sonunda bir kazı sırasında bulup, konuyu açmışlar.
- Maymun kardeş, boş ver bu işleri. Bir şey çıkmaz zaten. Yorma kendini. Takıl bize, hayatını yaşa.
Maymun, bu sözlere kızmış.
- Bu görevi sonuçlandırmam gerek, demiş.
Tilki, gerektiğinde kullanılmak üzere Yabancı Kuş’un kendisine verdiği bir zarfı cebinden çıkarmış ve demiş ki:
- Elimizde uygunsuz vaziyette kaydedilmiş görüntülerin var. Bunları National Geographic’e vermemizi ister misin?
Maymun cevap vermemiş ama bakışlarıyla çok şey söylemiş. Leb demeden leblebiyi anlayan Tilki, Çakal’a seslenmiş:
- Tamam bu iş...

Ormanda, zaten var olan huzursuzluk gün geçtikçe artmış. Aslan’a karşı olanlar “özgürlük” diyerek yollara dökülmüş. Aslan’ı savunanlar özgürlük düşmanı olarak suçlanınca sayıları giderek azalmış ve sesleri çıkmaz olmuş. Bu kez kara kara düşünme sırası ormanlar kralı Aslan’daymış. Çünkü, bu arada en güvendiği hayvanlar, başta Maymun olmak üzere “bana ne!” diyerek kenara çekilmiş. Sonunda, Aslan, düşünmekten ve üzüntüden hastalanmış. Bunu duymayan da kalmamış. Gelişmeleri gün gün izleyen Yabancı Kuş, gökyüzünde keyifle süzülüp, Tilki ile Çakal’ı aramış, bulmuş.
- Şimdi tam zamanı. Aslan’ın işini bitirin, demiş ve gitmiş.
Tilki ile Çakal da, “nasıl olacak bu?” diye iyice düşünüp, Aslan’a “geçmiş olsun”a gitme kararı almışlar. Ancak, önemli olan bundan sonrasıymış.
Tilki:
- Aslan’ı yiyecek ile kandıramayız, demiş.
- O zaman zehirli iğne ile halledelim, diye karşılık vermiş Çakal.
Tilki, ilk kez parlak fikir ortaya atan Çakal’a teşekkür etmiş. Bu önemli görevi yerine getirebilecek zehirli iğnesi bulunan en uygun hayvan kim? İşte bunu araştırmışlar. Sonunda Kuduz Böceği’nde karar kılmışlar. Kuduz Böceği’ni arayıp, bulmuşlar. Kuduz böceklerinde doğanın bir çelişkisi olarak, kendi zehirlerinin panzehiri de bulunurmuş.
Tilki:
- Ormanlar kralı Aslan ancak senin yapacağın iğne ile iyi olur. İğnenin yan etkisi olursa, panzehiri sen de nasıl olsa, demiş.
Kuduz Böceği inanmış.

Tilki, Çakal ve Kuduz Böceği, Aslan’ın yanına gitmişler. Aslan’a “geçmiş olsun” demişler. Sözü, Tilki almış:
- İğneciyi getirdim. Merak etmeyin, çok çabuk iyi olacaksınız.
Aslan, çaresiz yüz üstü yatmış. Kuduz Böceği, iğnesini yapmış. Beklemeye başlamışlar. Aslan, iyi olmayı beklerken daha da kötüleşmiş. İşte bu sırada Tilki, Kuduz Böceği’nin üzerine atlayıp, onu ayağıyla ezmiş. Sonra, Çakal’a dönüp:
- Bu iş tamamdır. Hemen buradan uzaklaşalım, demiş.

Ertesi gün, ormandaki bütün hayvanlar aynı haberi konuşmuş.
“Kralımız Aslan ölmüş..!”
Hayvanlar, sokaklara dökülmüş ve “artık özgürüz” diye bağırmışlar. Şarkılar söyleyip, eğlenmişler. Özgürlük savaşçısı Tilki, “bu kadar eğlence yeter” deyip yönetime el koymuş. Çakal’ı da kendisine yardımcı seçmiş. Ancak, ilk günlerin sarhoşluğu içinde kimse bir şey anlamamış. Eğlenmekten yorgun düşüp uykuya dalan Tilki ile Çakal’ı, Yabancı Kuş uyandırmış.
- Göreviniz bitmedi. Karşı ormanın Aslan’ı sizi kutlamaya gelecek. Onu en iyi şekilde karşılayın. Kırk gün kırk gece sürecek şölenler düzenleyin, demiş ve gitmiş.
Tilki:
- Yabancı Kuş haklı. Yeni Aslan’ı çok güzel karşılamalı, teşekkür etmeli, diyerek ormana haber salmış. Bütün hayvanların, ormanın meydanında toplanmalarını istemiş. Haber yayılmış. Yavaş yavaş meydanda toplanmaya ve heyecanla karşı ormanın Aslan’ını beklemeye başlamışlar.

Ve nihayet, ormanın dışa açılan büyük kapısında önce bir toz bulutu görülmüş. Tilki el çırparken, alkışlayın anlamında işaret vermiş. Aynı anda “hoş geldin” sesleriyle büyük bir alkış kopmuş. Toz bulutu dağılınca… O da ne? Karşılarında simsiyah bir Aslan gören hayvanlar şaşırıp kalmış. Siyah Aslan’ın ardından karşı ormanın hayvanları da tek tek içeri girmişler.
Tilki:
- Hoş geldiniz, şeref verdiniz, gibi laflar etmiş.
Siyah Aslan:
- Sizi hizmetlerinizden ötürü kutluyorum. Seni sağ kolum, Çakal’ı sol kolum yapıyorum. Ancak, bir günlüğüne.. Yarına kadar gönlünüzce yaşayın, demiş.
Tilki:
- Nasıl olur sayın kral? Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da bize güvenebilirsiniz, diye karşılık vermiş.
Siyah Aslan kükremiş:
- Siz yaşadığınız ormana ihanet ettiniz. Yarın bana da ihanet edebilirsiniz.

Sonraki günlerde, Tilki ve Çakal’ı hiç gören olmamış. Onları soran hayvanlar da aniden ortadan kayboluyormuş. Orman, yeni gelenlerle kalabalıklaştığı için yiyecek ve içecek azalmış. Ancak, ormanın asıl sakinleri korkusundan, “biz eskiden mutluyduk” diyemiyormuş. Zaman geçmiş, yavru hayvanlar büyüyüp akılları başlarına geldiğinde, anne ve baba hayvanlar mutsuz yavrularının kulaklarına şu sözleri fısıldamış:
- Böyle olacağını bilseydik, özgürlük diye sokaklara dökülmezdik. Aldatıldık.

AHMET ZEKİ YEŞİL

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
ahmet, bİrİnde, ormanin, yeşil, zeki


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ahmet Zeki Kocamemi Hayatı Eserleri AftieL Ressamlar 1 15 Şubat 2024 07:56
Ve İzmir – Ahmet Zeki YEŞİL Vesaire Şairler ve Şiirleri 0 22 Kasım 2014 18:30
Ahmet Zeki Yavaş (1966 - .... ) Liaaa Biyografiler 0 27 Mart 2012 16:24