IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23 Ağustos 2018, 18:07   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Gerçeği kalbine sor: Yaşadığın aşk mı yoksa bağımlılık mı?






Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“Dağı bile taşır insan, âşık olup inanınca” Şems-i Tebrizi

İlişkilerimiz; evet hem çok sevdiğimiz hem de en büyük sıkıntıları, üzüntüleri, acıları ve en büyük öğretileri bize öğretenlerimiz… Ben bugün bu yazımda sizlerle birlikte aşklarımızı, sevgilerimizi, biraz daha açık açık yorumlayalım istiyorum, hem de “gerçek” kavramı bakış açısıyla. Gerçekten hissettiğimiz, gerçekten yaşadığımız, gerçekten yaşamak istediğimiz, gerçekten bırakamadığımız, gerçekten isteyip de belki bulamadığımız, hatta gerçekten istemesek de razı geldiğimiz her şeyi, eteğimizdeki tüm taşları dökelim istiyorum…

Bir bakarız hayatımıza bir aşk ile giren muhteşem bir adam veya kadın buluvermişiz… “Her şey çok güzeldi” deriz, bazen geriye dönüp baktığımızda. Eskide kalan güzel günleri söylüyordur dilimiz, fakat yüreğimiz çoktan başka noktadadır. Yine de bu ilişkilerde “kalırız” değil mi? Gitmek olan ise her daim zordur…

“Gitmekte ne var, neden bu kadar zor?” diyeceksiniz. Evet “statik” olan, durağan olan, değişmeyen olan, bugünkü bildiğimiz değişecektir gittiğimizde… Bugün herkes her şeye sessizce “evet” demiştir, bir kabulleniş vardır. Eskide kalan aşk azalmış olsa da sessizce “evet bunu kabul ediyorum” demektedir halen kalışımız, bunu dile getirmeyişimiz, işte o ilişkide hala “mutluymuş” gibi olmaya devam etmemiz. Peki, kendimize ne zaman “gerçek” bir soru sormaya cesaret edebileceğiz, ne zaman gerçekten ve gerçekten yaşadığımız şeyin ne kadar “gerçek” olduğunu sorgulayabileceğiz?

Yıllar geçer biz henüz kendi “gerçeğimiz” ile yüzleşememişken… O gün mutlu değilken bile mutluymuş gibi gözüken ben yıllar geçtikçe daha da gerilerde kalır. Bir bakarız ki “ben” diye bir şey kalmamış. Aşkımız ise “bağımlısı” olduğumuz bir akış haline dönüşüvermiş. “Heyecan” diyeceksiniz ben size “yok” diyeceğim, “tutku” diyeceksiniz o da “yok” diyeceğim, “merak” diyeceksiniz ben size “nerede?” diyeceğim… Peki bunları hissetseniz de yani bunların olmadığını hissetseniz de neden devam etmektedir bu ilişkiler?

Neden birer ceset konumuna geçmişken, nefes almıyorken, güneş, görmeye bile halimiz kalmamışken, her gün huzursuz bir şekilde yastığa başımızı koyuyorken, en önemlisi neden bu ilişkinin bir parçası bile olduğumuzu artık hatırlayamıyorken, neden kalmaya devam ederiz?

İşte bu yazı kendimize, kendi gerçekliğimize, kendi kendimize soramadığımız o gerçek soruları içerecek, böyle zor sorulara zor da olsa cevaplar bulmaya çalışacağız sizlerle… Verebileceğimiz en güzel cevap ise “bağımlılıktır” aşkta, işte zaman geçtikçe o ilişkide bizler yıllar geçirdikçe rahatladıkça “nasıl olsa burada” noktaları geldikçe birbirimizin kalbine bakmaktan, artık birbirimize bile “bakamamak” noktasına geldikçe fakat işte bir kere adımız “evli”, “kız arkadaş”, “erkek arkadaş”, “ilişkide”, “nişanlı” olmuşken ve bunlar hayatımızda “ben olmak” kavramının çok daha önüne geçmiş ise, sırf bu sıfatlardan birinin öznesi olabilmek hayatımızın amacı olduysa ve bizler bunu “değiştirmenin” bu kadar “zor” olduğuna inanmışsak, bizler “neden buradayım?” sorusunu soramaz hale gelmişsek… İşte bizler bu anda çoktan “bağımlılık” olup da kalmışızdır bile… Çıkışını asla bulamayacağımız sevgili labirentimiz kurulmuş, bizler de içerisinde yeniden ve yeniden aynı çıkmaz sokakları dolaşmaya çoktan başlamışızdır…

Aşkı bağımlılıktan ayırmak öyle zor bir kavramdır ki çok ama çok büyük bir ‘kendi’ ile yüzleşmek gerektirir. Bunu görmek için gerçekten yüreğimizi açmamız gerekir. Bir yanda “uzun yıllar” birlikte olduğumuz çok sevdiğimiz bir adam veya kadın vardır fakat diğer tarafta var mı yok mu diye sorgulamaya bile korktuğumuz bir bağ…

İşte öyle bir noktaya geliriz ki tam bir yol ayrımıdır, nereye gideceğimiz bizim tercihimizdir. Bir yan “hayır” der ne güzel “geçinip” gidiyorsun, ne var “rahatını” bozacak, seviyorsun, sevmiyorsun, tutku, heyecan, gerçek, hayal, ne önemi var, ilişki işte yaşa gitsin… Bu kadar yıldan sonra ne değişecek daha ne istiyorsun?

Bir diğer yol ise “evet” der, sen çok daha farklı bir gerçeklik aramaktasın. Sana gül bahçeleri vaat edemiyorum. Bu yola gireceksen zorlu tepeler aşacaksın, yalnız geceler geçireceksin, bazen yağmur olacak, bazen fırtına, bazen ıssız ovalar geçeceksin ama her daim sen kendi yolunda yürüyeceksin. Kalbine dürüst olacaksın, bir kere sen gerek misin, bugün bu adama bu kadına bakarken içinde dünyalar büyüyor mu, dünyayı döndürecek durduracak tekrar döndürecek kadar güçlü hissediyor musun? Yanında değilken bile onun bir parçası gerçekten seninle birlikte mi? Bunca yılı birlikte geçirseniz de her sabah sanki ilk kez bir sabah birlikte uyanmış gibi hissedebiliyor musun? Bunlara cevabın hayır ise bu yol senin yolun çünkü bu “gerçek” bir yol önce kendine dürüst olmadan bu yola çıkman işte mümkün olmayacak…

Hepimiz hayat yolumuzda seçimler yapmaktayız ve kişisel olarak da inancım en büyük seçimlerimizin gerçekten sevgili aşk ve ilişkilerimiz evliliklerimiz kısacası “özel” ilişkilerimiz üzerine yaptığımız tercihler olduğu… Bu tercihlerimiz bazen evet bizleri öyle çok yoruyor ve bazen de öyle çok mutlu edebiliyor ki hayatta yaşayabileceğimiz en uç deneyimleri yaşayabiliyoruz. Fakat konu bu seçimlerde “gerçek” sorular sorabilmeye geldiğinde hep çekiniyoruz…

Bugün bu yazımı okuyorsanız, ilişkinizin hangi zamanında olursanız olun – bir yıl, beş ay, hatta üç gün fark etmez – ama kendinize gerçeği sormaktan aşkı veya bağımlılığı görmekten çekinmeyin. Çünkü “aşk” olmadığınızda ve gerçeği bile bile yine de bir ilişkide kaldığınızda sonunda “neden böyle oldu?” sorusunu sorduğunuz kişi yine siz olacaksınız. Bu sorumluluğu aldığınızda üzülmek ve üzülmemek yine sizin elinizde…

Aşk gerçek ise bunu bilirsiniz, eğer dışarıdan “aşk” gözüken bağımlılık ise bunu yine evet siz yine tüm “gerçeği” ile bilirsiniz. Sadece kalbinize gerçeğini sormanız yeterli; bugün aşk ile mi yoksa sadece öylesine “atmak için” mi atıyor?


Uplifers

__________________
Kimsenin fark edemeyeceği detayları görmeyi çok severim. ❣
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
gerçeği kalbine sor: yaşadığın aşk mı yoksa bağımlılık mı?


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bağımlılık PySSyCaT Felsefe 0 10 Kasım 2014 23:27
Bağımlılık PySSyCaT Sağlık Köşesi 0 24 Ekim 2014 21:32
Bağlılık mı? Bağımlılık mı? AftieL Kişisel Gelişim 0 15 Ağustos 2014 18:01
Bağımlılık VaLerKa Sağlık Köşesi 5 07 Aralık 2007 11:14
IRC ve Bağımlılık TeXaS23 Serbest Kürsü 8 14 Eylül 2007 07:41