Çevrimdışı

Bir şarapnel gibi...
Patlıyor Gülüşün içimde...
Patlıyor yüzümdeki mahşerde...
Ne hayrı biliyor içimdeki ne şerri!!!
İstiyor ki yine yüzsün doya doya...
Ilık gözlerinde....

Kağıtlara savruluyor ellerim...
Dökülüyor kalem...
Gayri meşru bir dilden satırlara...
Çöz istiyorum beşerin sırrını sözlerimde...
Çöz bir anda kimyasını özlemenin...
Ama parmaklarımda bir mecusinin ateşi...
Dokunmak istemem bu gece yüreğime...

Gitmek istiyorum...
Çizilen yolun ötesine...
Kozamı yırtıp uçmak gökyüzüne...
Ama nafile tüm bu istekler...
Göğsüme diktiğin bu kent varken...
Mümkün değil gitmek ve dönmemek...
Senin olmadığın herhangi bir yere...

Uyuyamamak...
Sıtkı daralmış bir gecede...
Gölgesini bir ay tutulmasına çaldırmış...
Ve asla geri alamayacak bir adam var içimde...
Neyi anlatsam kendime?
Hissetmeden özlemini...
Hangi masala sarılsam uyuyabilmek için...

Bak yine çıktım bir binanın tepesine...
Bir intihar flaması oluyor üzerimdeki gömlek...
Rüzgar değdikçe...
Karınca orduları sanki aşağıdakiler...
Kah derman oluyorsun kah ferman...
Bak atacağım kendimi...
Herhangi bir gece yarısı içine...
İrtifa kaybediyorum sana...
Bir sigara ser ve bekle...
Düşüşüm çok yakında...

Koyunlar...
Onlar bile bıktı çitlerden atlamaktan ...
Ben saymaktan...
Payından da sıkıldım bu hayatın paydasından da...
Cebirsel bir isyan bu içimden taşan...
Bu lahzada...
Yırtıp atasım var kader denen kitabı..
Annemle babamın kafasına....

Bir sigara sar bana...
Filtresiz bir sevişme ardından mümkünse...
Mümkünse demli bir çay...
Pencere önünde yağmur beklerken içilebilecek...
Hatrı sayılır bir iki cümle...
Benden iyi bir şekilde bahseden...
Mümkünse,sevdiğini söyle...

Kelimelerden çaldım ben seni...
Yanaklarında gemici fenerleri...
Saçlarını sürdüğün ürkek yüzüm...
Yazarken sevmeyi öğrendim ben biraz...
Biraz sende...
Kelimelerle kol kola girip dönsen bir “Nazım” akşamında....
“Hikmet”olsam...
Şair şiirlerle nemlenmiş gözlerim...
Keşke eski sayfalar gibi koksa tenin...

Bir sahil bitirim hanesinde...
Seninle içmek...
Bir kadehten diğerine iltica etmek...
Sonra yorulunca içmekten...
Sevişmek ilk bulunan münasip bir kaya dibinde...
Yosun kokular arasında dudaklarını bulabilmek...
Soluk saklamak duraklamak ara ara biri geçiyor mu diye...
Yakalanmamak ya da yakalanmak...
Alabora olmak bile güzel senin denizlerinde...

Düşün...
Neye yarardı perde...
Rüzgar değmeseydi bedenine...
Ne ahkamı kalırdı sence...

Veya bir zürafa...
Olmasaydı boynuna göre uzun ağaçlar...
Peki olmasaydım ben???
Parlarmıydı yüzün her dem...

Hazmedilmez bir his bu...
Mesafeler egemen aramıza...
Bir yangın gibi...
Bedenimde başlayan...
Serzeniş sanki...
Dünyanın en büyük sahnesinde...
Ne kötü bir rol verdin bana...
Oysa ağlamak hiç yakışmıyor bana...
Oynuyorum gözlerimle...
Sahnede o son anım...
Ve bir yağmur...
Deli...
Alabildiğine...
Yağıyorum kendime...
Oysa ağlamak hiç yakışmıyor bana...

Kaygıların bittiği yerde...
Huzur başlar aslında...
Buruktur belki...
Belki lal...
Ahraz iniltiler hıçkırıklarında...
Ama huzurdur işte...
İyidir salya-sümük ağlamaktan...
Yorgun gözükmekten iyidir...
Bir yastır belki...
Belki bir tek kalemdir ağızda...
Bazen bir boran...
İçini senden söküp alan...

Kağıtlara savruluyor ellerim...
Dökülüyor kalem...
Gayri meşru bir dilden satırlara...
Çöz istiyorum beşerin sırrını sözlerimde...
Çöz bir anda kimyasını özlemenin...
Ama parmaklarımda bir mecusinin ateşi...
Dokunmak istemem bu gece yüreğime...

Alsın götürsün istiyorum beni...
Alsın götürsün gözlerimdeki hüzün...
Yüzüme düşen bu gölge...
Veyahut boğmalı tüm soruları karanlığında...
Ancak o zaman dönebilirim...
Ancak o zaman...
Başladığımı zannettiğim yere...

Bak yine çıktım bir binanın tepesine...
Bir intihar flaması oluyor üzerimdeki gömlek...
Rüzgar değdikçe...
Karınca orduları sanki aşağıdakiler...
Kah derman oluyorsun kah ferman...
Bak atacağım kendimi...
Herhangi bir gece yarısı içine...
İrtifa kaybediyorum sana...
Bir sigara ser ve bekle...
Düşüşüm çok yakında...

Vakitsiz sigarasını yakamayan çolak bir adam...
Ve artık dönmesende olur aslında...
Kaldırımsız bir sokak olur tüm bu satırlar...
Kelimeler ezilir ayaklarının altında...
Nedir artık o aşk adına bütün yazılanlar...
Sonunu göremeden uyduğun bir film gibidir...

Gelmesen de olur aslında...
Ben çoktan vazgeçtim denizlerinden...
Yüzmesem de olur ılık gözlerinde...
Biliyorum artık...
Bir “Nazım” akşamında “Hikmet” olmak...
O çolak adamın erişemediği cebinde...
Bunun için yaktım tüm kitaplarını...
Eski sayfalar gibi kokmasa da tenin olur...