IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25 Aralık 2010, 01:09   #1
Çevrimdışı
JB
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tanıkların Ağzından Atatürk'ün Sofraları




Yeni yayımlanan “Bu Sofrada Ben Varım” adlı kitap, 1899-1938 arasında Atatürk’ün ünlü sofra geleneğini ve bu sofrada yaşanan anıları kapsıyor. Alfa Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı Oğuz Akay hazırladı.
İşte, tanıkların anlatımıyla, Atatürk’ün sofraları ve bu sofralardan anekdotlar...


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ATATÜRK’ÜN İLK SOFRALARI (Dr. Tevfik Rüştü Aras) O uzun sofra sohbetlerinde ülkenin sorunları, geleceği hep tartışılır, çözüm biçimleri aranırdı. Sanırım Mustafa Kemal’in sofra geleneği bir asker olarak gündüzleri kışlalarda, karargâhlarda geçirmek zorunluluğu sonucu gece yaşamak arzusundan doğmuştur. Ve böylece de sürüp gitmiştir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


GECEYARISI KARNI ACIKINCA (Enver Kezer) Florya’daydık. Bir gece saat 3’e doğru Atatürk yeni yatmıştı. Ben de kapısında nöbetteydim. Yarım saat geçmemişti ki kalktı. Yan kapıdan çıkıp mutfağa girdi. Ben de arkasından gittim. Beni görünce: - Karnım acıktı Enver, dedi. Buzdolabını açtık. Ziyafet için hazırlanmış en nadide yemeklere elini bile sürmeden, pilav ve fasülye tabaklarını aldı. Elinden alıp ısıtmak istedim. - Bırak Enver, ben kendim ısıtıp yiyeyim. Öyle daha zevkli oluyor, dedi. Sonra, pilav ve fasülyeyi bir sahanda karıştırıp ısıttı. Yerdeki kavunları yoklayarak: - Şunlardan tatlı bir tanesini seç, dedi ve oturdu, yemeğini yedi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


LAROUSSE'DAKİ İFTİRAYA İTİRAZI (M. Kemal Öke) Eski maliye nazırlarından Raşit Erer bir gün bana Larousse’da “Türkler siyasi mücrimlerini kazıklar” diye bir ifadenin mevcut olduğunu göstermişti. Ben de bir akşam yemeğinde bunu Atatürk’e arz ettim. Gazi derhal kütüphanesinden Larousse’u getirterek adı geçen ifadeyi okuttu. Atatürk fena halde sinirlenmişti. Hemen Hakkı Tarık Us’a bunun tashihi için icap eden teşebbüslerde bulunulmasını emir buyurdular. Yeni Larousse’larda artık böyle bir ifadenin mevcut olmaması Atatürk’ün sayesindedir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“ATATÜRK’ÜN SOFRASINI BEN DONATIRDIM” (İbrahim Ergüven) Atatürk’ün sofrası, sofradan çok okula benzerdi. Sofrayı hazırlarken nasıl çiçekle süslemeyi ihmal etmezsem tabakların, bıçakların, bardakların yanına mutlaka birer bloknot ile kalem yerleştirmeyi de hiç unutmazdım.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“VATAN İŞLERİNE İÇKİ KARIŞTIRMAM” (Ruşen Eşref Ünaydın) Mustafa Kemal, “İçkiyi severim, fakat istediğim zaman bunu keserim. Vazifem esnasında bir damlasını ağzıma koymam. Vatan işlerine içki karıştırmam. İçki ve vazife iki ayrı şeydir” derdi…


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ATATÜRK’ÜN SOFRADA CAN ARKADAŞLIĞI (Falih Rıfkı Atay) Eski köşkün yemek odasından bilardolu hole çıkan kapı yanında bir kanepe vardı. Bir gece yorulmuş, sofradan kalkarak kanepeye uzanmıştım. Bir aralık kapının açıldığını hissettim. Atatürk idi. Sıçrayıp, afedersiniz demeye bile fırsat kalmadığından uyumuşluğa vurdum. El yıkayacağı yer, tam karşısında merdivenin sahanlığında idi. Atatürk’ün beni uyandırmamak için ayak ucuna basar gibi, yavaşça merdivenleri çıktığını hâlâ gözüm yaşararak hatırlarım.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ATATÜRK UYUMAYAN ADAMDI (Cevat Abbas Gürer) Bir ders ve tedris yeri olan sofrasında sabahlayan Atatürk, ekseriya, “İnönü çalışıyor, ben rahat ediyorum” derdi... Uykunun dostu değildi. Zaman zaman geçirdiği kısa hastalıkları müstesna; sabah güneşini görmeden yatağına girmez ve uyumazdı... Daima dinç ve uyanık tutmaya çalıştığı asap ve enerjisi de uyutmazdı.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


RAMAZAN’DA ATATÜRK’ÜN SOFRASI (Hafız Yaşar Okur) Ramazan gelir gelmez incesaz heyeti Çankaya Köşkü’ne giremezdi. Kandil geceleri de saz çaldırmazlardı. Sadece beni huzurlarına çağırır, Kur’an-ı Kerim’den bazı sureler okuturlardı. Ayrıca Peygamber efendimizin dirayetli bir devlet adamı, iyi bir başkumandan olduğunu da sık sık tekrarlarlardı.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


KİME ‘ZAVALLI’ DERDİ? (Hasan Reşit Tankut) Atatürk söylendiği gibi içki düşkünü değildi. Bu yolda ne kendini ne başkalarını zorlamış değildir. Ben böyle tutumunu ne gördüm ne işittim. Sofrada ölçüyü aşıran bazı kimselere acırdı. Onları usulca bir yere taşıtır ve arkalarından yalnız, “Zavallılar!” derdi. Dolayısıyla bize anlattığı gençlik hayatı, insanı hayretlere düşürecek kadar kendine özgü olağanüstülüklerle doludur.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“BUNLAR YAZILMAZSA BEN ANLAŞILMAM Kİ…” (Falih Rıfkı Atay) “Müsaade etmez misiniz? Yakup Kadri ile sizin için bir kitap hazırlasak…” diye sordum. Yüzüme baktı “Dün geceyi yazacak mısınız?” dedi. “Canım efendim, bu kadar hususiyetlere girmeye ne lüzum var?” diye cevapladım. Atatürk: “Ama bunlar yazılmazsa ben anlaşılmam ki…”


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


HERKESİ BİR AMAÇLA DAVET EDERDİ (Ali Kılıç) Atatürk’ün kendilerine mahsus telaffuz ettiği bazı kelimeler vardır. Mesela: Tabancaya “tapanca”, kırbaca “kırpaç”, henüze “henus”, muhakkaka “muhakkaka” (bilhassa bu kelimeyi çok severler, yeni dil teorisinde muhakkak kelimesinin bu suretle değiştirilmesini çok arzu ederlerdi), yoğurta “yuğurt”, sarhoşa “sarfış” derlerdi... En ağır kelimesi “ebleh” yerine geçen “hebenneka” (ahmak) idi!


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


DİKTATÖRLÜK VE DEMOKRASİ (Celal Bayar) Mesele anayasaya ait bir mesele. O akşam itimat ettiği hukuk hocalarını yemeğe çağırmış. Onların gelmemiş olmalarına sinirleniyordu. Salih Bozok, Atatürk’e “Niye âlemi rahatsız edersiniz, düşünmüş, taşınmış, formüle etmişsiniz. İlan et, geç git” şeklinde konuştu. Hiç o kadar sinirli olduğunu, o hale geldiğini görmemiştim. Çok kızdı, öfkelendi, bağırdı.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ÜÇ AY İÇMEDİ (Cemal Çelebi Granda) Atatük için “içkiyi bırakamaz” diyenler, acaba bir gün gelip aldanacaklarını hiç düşünmüşler midir?.. Evet, bu kadar içki kullanan ve ondan ayrılamaz görünen adam, üç ay hiç rakı içmeden de durabiliyor...


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ATATÜRK’ÜN SOFRADA İNSANLIĞI (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) Atatürk, mesut bir adam değildi. Beşeriyetinin makûs mukadderatını değiştirmek, imkân dünyasının hudutlarını kendi hudutsuz hülyalarına göre genişletmek isteyen bütün ideal fedaileri, bütün gerçek kahramanlar ve gerçek evliyalar gibi bedbaht ve mustaripti. Zira “hakikat”le “hayal”in, “irade”yle “imkân”ın dinmek bilmeyen ezeli muharebesi bütün şiddetiyle onun ruhunda cereyan ediyor, onun ruhunu kasıp kavuruyordu.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


KARA YAZI TAHTASI (Cevat Abbas Gürer) Mektep dersanelerinde olduğu gibi kara yazı tahtası daima karşısında duran feyizli sofrası; bazı geceler uzun sürerdi. ... Arkadaşlarının tahammüllerinin tükendiğini gözlerinden anlayan Atatürk; tuzlu leblebisinden veya şamfıstığından birkaç tane verir, uykularını giderirdi. Daha laubalilerini yüzlerini yıkamaya sevk ederdi. Fakat o gecenin ilhamının ortaya koyduğu mevzuyu neticeye bağlamadan yemek gelmesini emretmezdi. ...Sarhoşluktan hiç hoşlanmazdı.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


CUMHURİYET VE DEMOKRASİ (A. Afet İnan) Atatürk, devlet hayatında en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini temin edecek yeni müesseseler derken, devletin din işleri ile meşgul olmamasını ve dini hislerin siyasi maksatlar için istismar edilmemesini daima söylemiş ve bu prensibi yeni Türkiye Devleti’nin başlıca inkılâbı addetmiştir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“İKİ MUSTAFA KEMAL VARDIR” (Hamdullah Suphi Tanrıöver) “İki Mustafa Kemal var. Biri karşınızda oturan ben, et ve kemik, fani Mustafa Kemal… İkinci bir Mustafa Kemal; onu ‘ben ‘ kelimesiyle ifade edemem. O ‘ben’ değil ‘biz’dir. “


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


HALİFELİK TEKLİFİ (Hamdi Ülkümen) Atatürk’ten duyduklarını şöyle aktarıyor: “Ahmet-i Sunusi bütün yaptıklarımda haklı olduğumu söyledi. ‘Ama ne olur gel seni halife yapalım’ demez mi? Tabi bu benim tuttuğum yola aykırı bir yol, gayet nazikane reddettim.”


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


SOFRAYA KİMLER GELEBİLİRDİ? (Ali Kılıç) Sofranın bizim gibi bir daimi müdavimleri, bir de her tertipten ara sıra davet edilenleri vardı. Hiç kimse Atatürk’ün sofrasına izinsiz, davetsiz gelemezdi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


KADEH VE MEZE KALKAR… (Ruşen Eşref Ünaydın) Çankaya’da, çalışma çağı gelince sofradan kadeh ve meze kalkar, yerine kağıt ve kitap gelirdi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


KUR’AN VE MEVLİT OKUTURDU (Hafız Yaşar Okur) Gerek Kur’an, gerek mevlit okunurken çok mütehassis olduğu görünürdü. Hatta Muzıka heyetinde bulunan hafızlardan Ramazanlarda camilerde mukabele okuyanlara bir ay müddetle izin verirdi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


UYKUSUZLUK REKORU (Cemal Çelebi Granda) Büyük Nutuk’unu yazarken (1927) ben tanığı oldum. Akşamları yine sofra kuruluyor, herkes karşısında yiyor, içiyor; fakat o, ağzına bir damla bile içki koymuyordu. Hatta yemek yerken herkesin içişini gülümsemeyle seyredişi hâlâ gözümün önündedir. ...Büyük Nutuk’unu hazırlarken, hiç içki içmediği gibi, kırk sekiz saat hiç gözünü kırpmadan yazı dikte ettirişini hatırlarım. Öyle ki, yazı yazmaktan yorulan değişiyor, fakat o, binlerce belge arasından ayırdığı notlarıyla büyük eserini tamamlamak için uykusunu bile vermekten çekinmiyordu.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ATATÜRK AĞLIYORDU (Sabiha Gökçen) Bir taraftan radyoda güzel bir müzik çalıyor ve şarkı okunuyordu. “Gel gitme kadın…” Bir ara Atatürk’ün gözleri birdenbire buğulandı ve sonra yaşlar akmaya başladı. Atatürk ağlıyordu. Bu hal benim merakımı artırdı. Acaba Atatürk neden ağlıyordu?..


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


“BENİ MİLLETE UNUTTURMASINLAR” (İsmail Habib Sevük) “Arkadaşlarımdan tek bir dileğim var: Ben öldükten sonra beni millete unutturmasınlar. O kadar sevdiğim milletin beni unutması ruhum için en acı azap olur.”


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


ÇANKAYA’DA SON SOFRASI (Falih Rıfkı Atay) Akşam sessiz ve neşesiz, o ve herkes kendi içine bükülmüş ve büyük bir sırrın karanlığına gömülmüş olarak geçti. Şevk, onun bahçesine son yaprakları dökmüştü. O akşam Çankaya’da dostları ile son sofrası idi…


Konu JB tarafından (26 Ocak 2011 Saat 00:44 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
ağzından, atatã¼rk’ã¼n, atatürk’ün, aäŸzä±ndan, sofraları, sofralarä±, tanıkların, tanä±klarä±n


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Atatürk'ün Ağzından Türk Milleti Sue Atatürk Köşesi 0 23 Ağustos 2012 11:23
Modern Cumhuriyet Türkiye’sinde Atatürk’e göre halkçılık Ecrin Tarih 0 05 Haziran 2011 19:50
salih yangöz ağzından atatürk en iyi öğretmen Shujinko Atatürk Köşesi 0 09 Mayıs 2010 16:04
Atatürk’ün vurulduğu an!.. Feronia Sinema Dünyası 0 14 Ocak 2010 11:52
Kız kradeşinin ağzından Atatürk Mlock Atatürk Köşesi 0 21 Ekim 2006 23:36