IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Sevda

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09 Ocak 2012, 03:42   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Atatürk’ün Soyu-Bölüm IV





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Atatürk’ün Soyu-Bölüm IV
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Atatürk’ün soyu nerden gelmektedir?

Atatürk’ün soyu hakkında kaynak bilgi.

Devam...

IV. ALİ RIZA EFENDİ İLE ZÜBEYDE HANIM’IN EVLİLİĞİ

Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım, 1870 veya 1871 yılında evlendiler. Evlendiğinde 13-14 yaşında bulunan Zübeyde Hanım, kızı Makbule Hanım’ın anılarındaki anlatımıyla çok güzel bir genç kızdı: “Annemin gençliği gözümün önünde... Uzun boylu, ince yapılı, altın saçlı, yeşil gözlü bir kadın. Çocuklar annelerini öteden beri, dünyanın en güzel kadını olarak düşünürler. Fakat annem, gerçekten güzeldi...’55

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], 31-32 yaşında ve Evkaf İdaresi’nde memurdu. Talip olduğu Zübeyde’den 17-18 yaş büyüktü. Kız tarafından özellikle anne Ayşe Hanım, memuriyet dolayısı ile kızından ayrı kalacağı düşüncesiyle evliliğe başlangıçta itiraz eder. Sonunda Mustafa Kemal’in dayısı Hüseyin Ağa aileyi ikna eder, nikah kıyılır ve iki genç evlenirler. Böylece Türk milletine Mustafa Kemal Atatürk’ü armağan edecek olan “tarihi evlilik” gerçekleşmiş olur.

Makbule Hanım’ın anılarında ayrıntılı bir şekilde anlattığı bu evlilik esasında, Ali Rıza Efendi’nin rüyasında gördüğü ve beğendiği kıza benzer bir eş araması ile başlar ve nihayet ablası Mevlevi Kapu Şeyhi’nin gelini olan Hatice Hanım’ın Zübeyde’yi görünce kendisine sevinçle müjdelemesi üzerine gerçekleşir.56

Evlendikten hemen sonra, Ali Rıza Efendi’nin Selanik’teki baba evine yerleşirler. İlk evlilik yılları bu evde geçer. Önce bir kızları olur, adını “Fatma” (1871/1872-1875)koyarlar. Bundan sonra da iki erkek çocukları olacaktır. “Ahmet” (1874-1883) ve “Ömer” (1875-1883). Bunları “Mustafa” (1881-1938), “Makbule” (1885-1956) ve “Naciye” (1899-1901) takip edecektir.

Bu mutlu evlilik, salgın bazı hastalıklardan dolayı ilk üç ve son çocuklarının değişik yıllarda ölümleri ve Ali Rıza Efendi’nin çok düzenli yürümeyen iş hayatındaki aksaklıklarla zaman zaman sıkıntılı bir şekilde yürür. Nihayet, Mustafa’nın doğumu ve varlığı ile hayata bağlanan aile, bu defa Ali Rıza Efendi’nin vefatıyla sarsılır.

Ali Rıza Etendi öldüğünde (1893) 36 yaşında ve üç çocukla dul kalan [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] için kardeşi Hüseyin Ağa’nın yönettiği Lankaza’daki Rapla Çiftliği sığınacak bir liman olur. Hüseyin Efendi, eniştesinin ölümü haberini alınca Selanik’e, kız kardeşi Zübeyde’nin evine gelir. Onu çocukları ile birlikte, hayatın bu zor şartları içinde bırakamaz ve kız kardeşi Zübeyde’ye, “Rahmetli ömürsüz adamla seni evlendiren ben oldum. Bundan sonra size ben bakacağım, bu çocukları ben büyüteceğim” diyerek, aileyi yanına alıp Rapla Çiftliği’ne götürür.57

V. ZÜBEYDE HANIM’IN İKİNCİ EVLİLİĞİ

Genç yaşta üç çocuğu ile dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu Mustafa’yı Askeri Rüştiye’ye verdikten sonra, özellikle ekonomik yönden zor günler yaşamaya başlar. Çocuklarla birlikte kendisine bağlanan iki mecidiyelik maaş ailenin geçimini sağlamaktan çok uzaktır. O sıralarda, Yunanistan’a terkedilen Teselya’nın merkezi Larisa (Yenişehir)’dan göç edenlerden Reji idaresi memurlarından Ragıp Efendi, kendisine talip olur.

Ragıp Efendi de hanımını kaybetmiş dört çocuklu bir duldur. Zübeyde Hanım, Kılıçoğlu Hakkı Bey’in kayınpederi Şeyh Rıfat Efendi tarafından Ragıp Efendi ile evlendirilir. Varlıklı bir kimse olmasına rağmen, Ragıp Efendi Zübeyde Hanım’ın evine gelerek yerleşir. Şüphesiz, evin en büyük erkek evladı olarak Mustafa bu evliliği onaylamaz ve evi terk-ederek, Horhor Mahallesi’nde oturan öz halası Emine Hanım’ın evine yerleşir. Manastır İdadisi’ne gidinceye kadar da eve nadiren uğrar.

Ragıp Bey esasında çok kibar ve iyi kalpli bir insandır. Mustafa Kemal, yıllar sonra Afetinan’a üvey babası ile ilgili olarak şunları söyleyecektir: “...Fakat sonradan o asil beyle dost oldum. Bana iyi bir eğitici oldu. Anamın da genç yaşında böyle bir aile bağı yapmış olmasını takdir ettim. Ancak çocukluk duygum benim babamı kaybetmiş olmama karşı bir isyandan ibaretti”. Mustafa Kemal Ali Fuat Cebesoy’a da Ragıp Efendi ile ilgili olarak, “Bana karşı çok saygılı davranmış, büyük adam muamelesi etmiştir. Nazik ve kibar insandı” demiştir. Ragıp Efendi, kaynaklara göre Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Selanik’te vefat etmiş; bazı kaynaklara göre de Çanakkale Şavaşları’nda şehit düşmüştür. Fakat, yukarıda da değinildiği gibi, Zübeyde Hanım ve Makbule’nin Balkan Savaşları’ndan sonra İstanbul’a göç ettiğini biliyoruz. Ragıp Bey’in onlarla İstanbul’a geldiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle Ragıp Bey muhtemelen Balkan Savaşları sırasında veyahut sonrasında vefat etmiş olmalıdır.

Ragıp Bey’in bir oğlu Süreyya Bey (Toyran), diğeri şimendifer memuru Hakkı Bey’dir. Kızlarının birisinin adı Rukiye’dir. Fuat Bulca akrabalarıdır. 1913 yılında 16 yaşında iken tanıdığı ve “Ağabey” diye hitap ettiği M. Kemal’e sonradan delice aşık olan ve bu yüzden de intihar eden Fikriye Hanım’da, Ragıp Bey’in kardeşi Miralay Hüsamettin Bey’in üç çocuğundan birisi idi. Yani Fikriye, Ragıp Bey’in yeğeni idi. Hüsamettin Bey’in diğer çocuklarının adları da Enver ve Jülide idi.”58


---------------------------------------------------------


1 T. Gökbilgin, “Rumeli’nin İskanında ve Türkleşmesinde Yürükler”, III. Türk Tarih Kongresi (Ankara 15-20 Kasım 1943) Tebliğleri, Ank.. 1948. s. 649.
2 T. Gökbilgin. Rumeli’de Yürükler Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan. İst.. 1975, s. 6.
3 M. Eröz, Yörükler. İst., 1991., s. 20-23.
4 Y. Halaçoğlu, XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun İskan Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi, Ank.. 1988, s. 2-3.”
5 Bununla ilgili olarak bakınız: Ö. Turan, “Makedonya’da Türk Varlığı ve Kültürü”, Bilig D., Sayı: 3 (Güz 1996), s. 21 vd.
6 Bu konuda bakınız: Ö. L. Barkan, Kolonizatör Türk Dervişleri, İst., tarihsiz, I -72 s.
7 Y. Halaçoğlu, a., g., e., s. 3.
8 Y. Halaçoğlu, a., g., e., s. 4. Osmanlı “tehcir ve iskan” siyaseti ve metodları konusunda artık klasikleşmiş olan şu eserlere bakılabilir: Ö. L. Barkan, “Osmanlı İmparatorluğunda Bir İskan ve Ko-lonizasyon Metodu Olarak Vakıflar ve Temlikler”, Vakıflar D., Sayı: 2 (Ankara 1942), s. 284-353. Ö. L. Barkan, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Bir İskan ve Kolonizasyon Metodu Olarak Sürgünler”, iktisat Fakültesi Mecmuası, C: XI. (1951), s. 525-569. C: XIII. (1953), s. 56-78. C: XV. (1955). s. 209-237. C. Orhonlu, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Aşiretlerin İskanı”, Türk Kültürü Araştırmaları D., C: XV., sayı: 1-2 (Ankara 1976). C. Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Aşiretlerin İskan Teşebbüsü (1691-1696), İst., 1963. 1-120 s. C. Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Derbend Teşkilatı. İst., 1967, 1 -175 s.T. Gökbilim, Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan. İst., 1957, 1-342 s.
9 T. Gökbilgin, Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan, s. 9. 20, 254.
10 T. Gökbilgin, Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan, s. 27 vd. T. Gökbilgin. “Rumeli’nin İskanında ve Türkleşmesinde Yürükler”, s. 654.
11 H. ŞekercioĞlu, “Atatürk’ün Soy ve Sülalesi Hakkında Anadolu’da Yaptığım Araştırmalar”. Türk Kültürü D., C: XIII., Sayı: 145 (Kasım 1974), s. 7.
12 H. Şekercioğlu, a. g. m., s. 7.
13 F. Sümer. Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları, Ank.. 1967, s. 60 vd.
14 H. Şekercioğlu. a. g. m., s. 8-9.1. Miroğlu, XVI. Yüzyılda Bayburt Sanacağı. İst., 1975, s. 19.
15 F. Sümer, a.g.e., s. 174-180.
16 Bu konuda bakınız: M. Eröz. Milli Kültürümüz ve Meselelerimiz, İst., 1983, s. 177.
17 İ. Miroğlu, a.g.e., s. 54, 80, 105.
18 Maalesef bu tarihi ve etnolojik özellikler taşıyan isimlerin bir kısmı bilinçsizce de ğiştirilmiştir. Bununla ilgili olarak bakınız: Milliyet, 28 Haziran 1984 (Orhan Duru’nun yazısı).
19 Bu defterlerden 1543 Tarihli Kocacık Yörükleri Defteri, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu Defterleri. Eski No: 82 (55 Varak, Ebadı: Dışla 13x39, içte I2x38)’de kayıtlıdır. Bu defterin tamamı yeni harflerle Prof. Dr. M. Tayyib Gökbilgin tarafından yayınlanmış bulunmaktadır: Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlad-ı Fatihan, s. 173-243. 1584 Tarihli Kocacık Yörükleri Defteri. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu Defterleri, No: 614, Eski No: 197 (84 Varak, Ebadı: 17/46.5)’de kayıtlı olup; bu defterin başındaki “Kocacık Yörükleri Kanunnamesi” (eski yazı olarak) ve “Kocacık Yörükleri Ve Onlara İlhak Edilen Tanrıdağı Yürükleri Defteri Fihristi ve Arapça Başlık” (eski ve yeni yazı olarak) M. Tayyib Gökbilgin, tarafından yayınlanmıştır: a.g.e., s. 244-248
20 M. T. Gökbilgin, a.g.c. s. 90 vd.
21 T. Gökbilgin. a.g.c, s. 74-78.
22 T. Gökbilgin, a.g.e.. s. 78-81.
23 T. Gökbilgin, a.g.e., s. 257-272. Defterin yeri: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Mevkufat Defteri. No: 2737.
24 E. B. Şapolyo. Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi. 3. Baskı, İst., 1958.
25 E. B. Şapolyo, a.g.e., s. 21.
26 Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, Sel Yayınları, İst., 1955, s. 7.
27 E. B. Şapolyo, a.g.e., s. 22.
28 Ö. Turan, -Makedonya’da Türk Varlısı ve Kültürü”. Bilig D.. Sayı:3 (Güz I996),s. 21-32.
29 J. İvanof. Le Question Mac Edonienne, Paris, 1920. s. 148-151. Nakleden: Ö. S. Coşar. a.g.e, C:I.. s. 15.
30 A. Araslı, “Ata’nın Soy Kütüğü”. Milliyet, 10 Kasım 1993, s. 9. Burada Atatürk’ün dedesinin evinin fotoğrafı da bulunmaktadır.
31 B. Göksel, a.g.e., s.29-30. Bu eserde Atatürk’ün baba tarafından soy ağacı ile ailenin devanı eden üyeleri ve aile ile Mustafa Kemal Atatürk’ün ilişkilerini gösteren belgeler bulunmaktadır.
32 1. Sungu, “Atatürk’ün Babası Ali Rıza Efendi ve Mensup Olduğu Asakir-i Milliye Taburu”, Belleten D.. C: İÎI., sayı: 10 (Nisan 1939), s. 239.
33 E. B. Şapolyo, a.g.e., s. 17. Ö. S. Coşar, a.g.e.. C:l., s. 13. Çayağzı’ndaki asayişsizlik ve Ali Rıza Efendi’nin çetelerle yaptığı mücadele. Makbule Hanım’ın anılarında ayrıntıları ile anlatılmaktadır. Bakınız: M. Atadan. “Büyük Kardeşim Atatürk”. Yeni İstanbul Gazetesi. 21 Kasım 1952 (tefrika no: 21 )vd
34 İ. Sungu, a.g.m. Ö. S. Coşar, a.g.e., C:l., s. 12. C. Sönmez, Atatürk’ün Annesi Zübeyde Hanım, Ank., 1998, s. 9 vd.
35 E. B. Şapolyo, a.g.e., s. 30.
36 E. B. Şapolyo, a.g.c, s. 31.
37 E. B. Şapolyo, a.g.e., s. 31.
38 E. B. Şapolyo, a.g.e., s. 31.
39 A. E. Yalman, “Büyük Millet Meclisi Reisi Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’nin Tarihçe-i Hayatı”, Vakit Gazetesi. 10 Ocak 1922.
40 M. Atadan, “Büyük Kardeşim Atatürk”, Yeni İstanbul Gazetesi. 12 Ocak 1953 (Tefrika No: 72) vd.
41 Ö. S. Coşar, a.g.c. C:L s. 1 10.
42 F. R. Unat, “Atatürk’ün Öğrenim Hayatı ve Yetiştiği Devrin Milli Eğitini Sistemi”. Türk Tarih Kurumu Atatürk Konferansları I.. Ank.. 1964. s.82 ve not: 10.
43 Bunların eserleri ve görüşleri için bakınız:T.Gökbilgin, a. g. e., s. 9-11.
44 T. Gökbilgin, a.g.e.. s. 12.
45 T. Gökbilgin, a. g. c, s. 13.
46 B. Göksel. Atatürk’ün Soy Kütüğü Üzerine Bir Çalışma, Ank., 1988, s. 6.
47 Başbakanlık Osmanlı Arşivi. Mevkufat Defteri, No: 2737.
48 T. Gökbilgin, a.g.e., s. 265.
49 T. Gökbilgin. a.g.e., s. 264.
50 T. Gökbilgin. a.g.e., s. 257-272.
51 M. Atadan. “Büyük Kardeşim Atatürk”. Yeni İstanbul Gazetesi, I Kasım 1952-22 Mart 1953.
52 E. B. Şapolyo. a.g.e., s. 22-23.
53 L. Kinross, a.g.e., s. 11.
54 Zübeyde Hanını ile ilgili ciddi bir biyografi hazırlanmış bulunmaktadır. Burada verdiğimiz bilgilerin büyük kısmı bu eserden alınmıştır: C. Sönmez, Atatürk’ün Annesi Zübeyde Hanım, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Genişletilmiş 2. Baskı, Ank., 1998, 1-136.
55 M. Atadan. “Büyük Kardeşim Atatürk”, Yeni İstanbul Gazetesi. 12 Kasım 1952.
56 M. Atadan, a.g.m., 13 Kasım 1952 vd.
57 M. Erenli, a.g.e.. s. 2 h
58 Zübeyde Hanım’ın bu evliliği ile ilgili olarak bakınız: S. Yeşilyurt. Zübeyde Hanımın İkinci Evliliği ve Kemalizm, Arık.. 1996, s. 23 vd. C. Sönmez, a. g. c, s. 41-42. Ö. S. Coşar. a. g. c. C:I., s. 172-173. E. B. Şapolyo, a. g. c, s. 41. A. F. Cebesoy. Sınıf Arkadaşım Atatürk Okul ve Genç Subaylık Anıları, İnkılap Kitabeyi, İstanbul. Tarihsiz, s. 16. Ş. Belli, Fikriye. Ank., 1995, s. 66 vd.

ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 45, Cilt: XV, Kasım 1999


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
atatürk’ün, iv, soyu - bölüm, soyubölüm


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Atatürk’ün Soyu-Bölüm III Sevda Atatürk Köşesi 0 09 Ocak 2012 03:39
Atatürk’ün Soyu-Bölüm II Sevda Atatürk Köşesi 0 09 Ocak 2012 03:37
Atatürk’ün Soyu-Bölüm I Sevda Atatürk Köşesi 0 09 Ocak 2012 03:34