IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16 Haziran 2014, 13:21   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İnsan Hormon Sistemi




TİROİD BEZİ -

Tiroid bezi soluk borusunun ön tarafında yer alır. Başlıca üretip saldığı hormonlar şunlardır ;

* Tiroksin : Tiroksin hormonu tirozin amino asitinden üretilen bir hormondur. Bu hormon ne protein tabiatında nede lipid tabiatındadır yanlızca tekbir tirozin aminoasitine 4 tane İyot molekülünün bağlanmasıyla meydana gelir. Tiroksin genel olarak canlının hücrelerinde enerji açığa çıkaran reaksiyonların hızlanmasını uyarırlar. Örneğin soğuk havalarda tiroid bezinizden daha fazla Tiroksin salınır. Bunun neticesinde enerji açığa çıkaran reaksiyonlar hızlanır ve vücut ısınız yükselmeye başlar. Bu şekilde vücut için ideal ısı olan 37 derecede denge sağlanmış olur.
* Triiyodotronin : Adındanda anlaşılacağı gibi bu hormona 3 adet İyot molekülü bağlanmıştır. Triiyodotronin aslında tiroksinden 1 iyot çıkarılmasıyla oluşur. İyodun çıkarılması ise spesifik bir enzim tarafından gerçekleştirilir. Triiyodotronin'in fonksiyonu tiroksin hormonunun ki ile aynıdır.
* Kalsitonin : Kalsitonin hormonunun hedef hücreleri kemik dokusudur. Kalsitonun kemik hücrelerine bağlandığı zaman hücrelerin membranı üzerinde bulunan kanallardan kemiğe Ca(+) iyonunun geçisi hızlanır. Böylelikle kandaki Ca seviyesi düşerken kemikteki Ca seviyesi artar dolayısıyla kemike sertleşme meydana gelir.

- PARATROİD BEZİ -
Bu bezin bilinen en önemli hormonu " Parathormon " dur. Parathormon Kalsitonin hormonunun aksine kemiklerden Ca(+) iyonlarının kana geçişini uyarır. Ayrıca Parathormon böbrekte bulunan ve glomerulus adı verilen süzüntü birimlerinde kandaki fosfat (PO( - ) ) iyonlarının idrara geçişini hızlandırır. Buna bağlı olarak kandaki fosfat iyonlarının yoğunluğu düşürülmüş olur.
- BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ -
Böbreküstü bezleri (Diğer adıyla " Adrenal bezler ") anatomik olarak Korteks ve Medulladan oluşur. Bezin korteksi ve medullası ayrı ayrı hormonlar üretirler. Öncelikle korteksden salınan hormonlara değinelim ;
Korteksten salınan hormonlar :
Adrenal korteks steroid grubu adı altında toplanan değişik hormonların üretiminden sorumludur. Steroid hormonları kolestrolden sentezlenen lipid tabiatındaki hormonlardır. Bu hormonların başlıcaları şunlardır ;

* Aldosteron : Aldosteron hormonu kanda bulunan Na ve K iyonlarının dengesinden sorumludur. Na iyonlarının böbreklerden emilimini sağlarken K iyonlarının idrara geçişine neden olur. Aynı zamanda Aldosteron böbreklerden su emiliminide gerçekleştirir.
* Kortizol Kortizon : Her iki hormonda kas ve karaciğer dokularına etki eder. Karaciğer hücrelerinde Glikoneogenez (Glikozun sentezlenmesi olayı) reaksiyonlarını tetiklerken kas hücrelerinde proteinlerin aminoasitlere parçalanmasına neden olur.

Medulladan salınan hormonlar :
Adrenal medulladan tirozin aminoasiti türevi olan Adrenalin ve Noradrenalin hormonları salınır. Bu iki hormon organizmanın heyecan korku gibi durumlarla karşı karşıya kalması durumunda salınarak sinir impulslarının çok hızlı bir şekilde iletilmesine neden olur. Adrenalin ayrıca sinir hücrelerinin akson uçlarından da salınır. Akson uçlarından salınan Adrenalin impulsun diğer sinir hücresinin dentritine atlamasını sağlayan kimyasal bir aracı olarak rol oynar.
- HORMON ÜRETEN BEZLER GİBİ DAVRANAN ORGANLAR -
Bazı organlar gerçekte farklı fonksiyonlara sahip olmasına karşın bazı kimyasalları üretip kana vermesi bakımından aynı zamanda hormonal bez olarak kabul edilir.
Bu organlardan başlıcaları mide karaciğer pankreas ve üreme organlarıdır. Bunların neden hormonal bez kategorisine alındığına deyineceğiz ;
Mide : Mide duvarında salgı üretip bu salgıları bir kanal aracılığıyla mide içerisine gönderen bezler vardır. Bu bezleri meydana getiren hücreler arasında hormon üretip salan özelleşmiş hücreler vardır. Midede asit üreten hücreler " Parietal " hücrelerdir. Bu hücrelerin asit salgılamasını kontrol eden hücreler ise " G " hücreleridir. G hücreleri gastrin hormonu üretirler bu hormon parietal hücrelerin HCL salgılamasını uyarır.
Ancak G hücrelerinin gastrin üretmeside yine o bölgede bulunan D hücrelerinden salınan " Serotonin " hormonu tarafından kontrol edilir. Yani birtür zincirleme ilişki vardır.
" EG " hücreleri adı verilen hücreler ise Enteroglukagon adı verilen bir hormon salarlar. Bu hormon kandaki şeker düzeyinde artışa neden olur.
" EC " hücreleri ise serotonin salarlar. Bu hormon damarların cidarlarındaki düz kasların kasılmasında fonksiyoneldir.
Karaciğer : Karaciğer vücuttaki en büyük ve en önemli organlardan birisidir. Karaciğer besinlerin sindirimiyle kendisine gelen biyokimyasal molekülleri işlediği gibi bu moleküllerden sentez ettiği protein glikojen gibi maddeleri kana vermesiyle endokrin (iç salgı bezlerine verilen genel ad) sınıfına dahil edilmektedir.
Karaciğer özellikle glikozu glikojene çevirerek depo eder yada kana verir. Ayrıca fibrinojen protrombin ve albumin gibi proteinlerde karaciğer tarafından sürekli üretilip kana verilirler.
Pankreas : Sindirim olaylarında incebağırsağa karaciğerden safra sıvısı dökülürken pankreastan ise lipidlerin parçalanmasını sağlayan enzimler salgılanır. Pankreas bu özelliğiyle eksokrin (dış salgı bezlerine verilen genel ad) bez olarak bilinir. Ancak pankreasta özelleşmiş hücrelerin oluşturdukları adacıklar vardır ki bu adacıklara
" Langerhans adacıkları " adı verilir. Bu adacıklarda farklılaşmış A B D ve PP hücreleri konumlanmışlardır.

* A hücreleri " Glukagon " adı verilen bir hormon salarlar. Bu hormon karaciğerde depoedilen glikojenin parçalanmasını ve glikozun açığa çıkmasına neden olur.
* B hücreleri ise " İnsülin " adı verilen bir hormon salar. Bu hormonun görevi ise karaciğerde glikozun glikojene çevrilmesini sağlamakatır. Ancak insülin kas dokularındada glikozun glikojene çevrilmesini ve depo edilmesini sağlar. Bunun yanında insülin yağ dokularında yağ sentezini uyarır.

İnsülin oldukça önemli bir hormondur. Şeker hastalarında bu hormonu sentezleyen hücrelerin insülini şifreleyen genleri kusurlu olduğu için üretilen değişik yapıdaki hormon görevini yerine getiremez yani karaciğeri glikozu glikojene çevirmesi için uyaramaz. Glikoz ise kanda birikmeye başlar ve tansiyonun yükselmesine neden olur ki bazı durumlarda yüksek tansiyon çok ağır neticeler verebilmektedir.

* D hücreleri ise A ve B hücrelerinin aktivitesini düzenleyen " Somatostatin " adı verilen bir hormon salar.
* PP hücreleri ise pankretaik peptidleri (proteinleri) salgılayıp kana verirler.

Eşey organları (Gonadlar) : Gonadlar hem erkek hemde dişi bireyde eşey hücrelerinin üretilip geliştiği yerleri temsil ederler. Ancak eşey hücrelerinin üretimi yanısıra erkeklik veya dişilik karakterlerin ortaya çıkmasında rol oynayan hormonlarıda salarlar.
Erkeklerde bu hormonlardan en bilineni " Testosteron " adını alır ve Leydig adı verilen hücreler tarafından üretilir. Dişilerde ise üretilen hormon " Progesteron " hormonudur. Bu hormon ise meme bezlerinin gelişmesi gibi sekonder karakterlerin gelişmesinde uyarıcı etkisi vardır. Progesteronun üretimi ise yumurtanın geliştikten sonra dönüşüme uğrayarak meydana getirdiği " Korpus Luteum " adı verilen bir yapıda gerçekleşir.
Gerek enzimler gerekse hormonlar vücut için mutlak suretle gerekli olan biyokimyasal moleküllerdir. Bu moleküllerden herhangi birisini yok sayarsanız organizmada oldukça ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkması muhtemeldir.

Örneğin monitörünüzde sayfayı kaydıran çubuğu rastgele hareket ettirip monitörün alt tarafına en yakın hormonu yok ettiğimizi düşünelim. Farz edelimki monitörün altına en yakın hormon " Vazopressin " oldu. Eğer organizmada vazopressini üreten gen hasar görürse o bireyin kanındaki ürenin böbreklerden atılması söz konusu olamaz. Ürenin kandaki artışı ise toksik etki yapar ve zehirlenmeye neden olur.
Sizlerde rastgele bir hormon adı seçin ve o hormonu şifreleyen geni yok sayın sonucun organizma açısından hiçte iç açıcı olmayacağı aşikardır.
Bu derece birbiri içine geçmiş başdöndürücü biyokimyasal kontrol sistemleri organizmanın ancak tasarım sonucu ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Buraya kadar adı geçen hormonlar için binlerce hata milyonlarca soru sorulabilir. Çünki bu sayfadaki mevcut tüm bilgiler çölde bir kum tanesini temsil etmektedir.
Gördüğümüz gibi vücudun biyokimyasal reaksiyonlarında ve kontrol sistemlerinde çok mühim rolleri olan
" Hormonlar " ve " Enzimler " hiç durmadan çalışarak şu an bu yazıları okurken bir mucizeyi gerçekleştirmektedirler. " Hayatınızın devamlılığını ! "

Alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
hormon, sistemi, İnsan


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Menopozda Hormon Tedavisi Ecrin Kadın Sağlığı 0 07 Aralık 2011 20:17
Hormon Replasman Tedavisi (hrt) Sim Kadın Sağlığı 0 17 Ağustos 2011 10:45