IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31 Mart 2012, 18:11   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çocuklarda Olumluya Odaklanmak












Her uzman çocuğun olumlu davranışlarına dikkat edin önerisinde bulunur ancak bu isteğin nasıl gerçeğe dönüşeceğini anlatan yazılı doküman bulmak kolay değildir.
Bazı insanların doğasında olumluya odaklanmak vardır ancak bazı insanlar ise ne olursa olsun olumluyu görmekte çok zorlanır. Bazı ebeveyn tutumları da olumsuz davranışa odaklanmayı kolaylaştırır.

Olumsuz davranışlara odaklanmanın çocuk üzerindeki etkileri: Sürekli gelişim içinde olan ve pek çok şey öğrenmesi gereken çocuklar doğal olarak hata yaparlar, yanlışları olur veya bilememekten kaynaklanan acemilikleri olur. Yetişkin için çok kolay halledilmesi gereken işler çocuklar için kolay olmaz. Birde buna her çocuğun farklı gelişim hızında olduğunu eklersek bazı çocuklar bazı işleri daha erken zamanda öğrenirken bazı çocuklar kendi gelişim hızı gereği aynı işi daha geç bir zamanda öğrenir. Mesele çocuğun bu durumuna yetişkinden gelen geribildirimdir. Yetişkinin bu gelişim sürecinde çocuğu cesaretlendiren rolünün olması gerekir. Cesaretlendirmek demek, çocuğun davranışındaki başarıları görebilmek, onun yapabilirliğine güvenmek, çocuğun ihtiyaç duyduğu zamanı ona vermek demektir.

Yapamıyorsun olmadı, neden hala aynı hatayı yapıyorsun, ne zaman öğreneceksin veya şunu da yaparsan tam olacak, gene şunu yapmayı unutmuşsun, bunu doğru yapsan bu eksik oluyor…gibi olumsuz geri bildirimler çocuğun cesaretini kırar ve tek başına yeni bir iş başaramayacağına dair inancını arttırır. Ne yaparsam yapayım hatalarım oluyor, başka çocuklar kadar iyi yapamayabilirim, yanımda biri olmadan nasıl yapabilirim ki… iç sesleri ile hareket eden bir çocuk için de günlük aktiviteler zorlayıcıdır.

“Ben yapabilirim” “ben bilirim” “benimde fikirlerim önemli” duygularının yoğun olduğu gelişim dönemleri sayesinde bağımsızlaşırız, kendi kendimize yetecek deneyimleri kazanırız. 2 yaş ile başlayan okul öncesi dönem, ergenlik bu düşüncelerin en çok hissedildiği yaş dönemleridir. Bu yaş dönemlerinde yetişkinle çocuğun çatışmalarının olabildiğini biliyoruz. Son derece sağlıklı olan bu çatışmalarda yetişkinlerin takınacağı tavır çocuğun gelişiminde önemli izler bırakmaktadır. İzin vermeyen, sürekli denetleyen, hataya tahammülü olmayan, her zaman son sözü söylemek isteyen ebeveyn farkında olmadan “sen ben olmadan hiç bir şey yapamazsın, ben her şeyin doğrusunu bilirim, hata yapmak kötü bir şeydir” mesajlarını verir.
Olumlu davranışı fark etmek için gerekli ebeveyn tutumları

Başarı duygusunu hissetmesi için deneyim fırsatı verin: Küçük boyutlu bir iş verin, çocuğun içinde bulunduğu yaş grubuna göre son derece basit olan bir işin üstesinden geldiğinde hemen fark edin ve bunu ona söyleyin.


Kendini işe yarar hissettirin: Senin sayende yapabildim. Senin sayende öğrendim. Senin sayende fark ettim cümleleri kurun. “oyuncaklarını topladığın için daha az yoruldum”, “senin sayende bugün ne pişireceğimi bilebildim” “kaybolan çiviyi bulmasaydın bu kitaplığı asla bitiremezdim” gibi…


Sonuçtan daha çok süreç ile ilgilenin: Üstesinden gelmeye çalıştığı iş ile ilgili geribildirim verirken işin tamamlanıp tamamlanmamış olması ile değil bu işi tamamlamaya çalışırken neler yaptığına dair gözlemlerinizi paylaşın. “Tüm malzemeyi bir araya getirmek de kolay değildi” “Malzemeyi hazırlarken yalnız değildin ben sana yardım ettim ama bu malzemeyle ne yapacağımızı sen belirledin, bu fikirler benim aklıma hiç gelmemişti” gibi…


Hata yapmasına izin verin: Bir davranışı kazandırma sürecinde veya bir görevi yerine getirmek için çaba sarf ederken hata yapmasına izin verin. İlk yaptığı işler biraz eksik biraz düzensiz olabilir. Zamanla bu konudaki becerisi arttıkça ilk zamanlardaki performansı ile şimdiki arasındaki gelişmeyi hatırlatan cümleler kurun. “Bu farkı sen yarattın.” “Deneyimin artıkça başarında arttı.” Gibi…
Pozitif düşünmeyi öğretin:

Düşünceleriniz pozitif olsun

Çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur

Sözleriniz pozitif olsun,

Çünkü sözleriniz davranışlarınız olur.

Davranışlarınız pozitif olsun,

Çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur.

Alışkanlıklarınız pozitif olsun,

Çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur.

Değerleriniz pozitif olsun,

Çünkü değerleriniz kaderiniz olur.

Gandi

Pozitif düşünme çocuklara öğretilebilir. “polyanacılık” olarak tanımladığımız pozitif düşünme becerisi çoğunlukla “teselli” gerektiren durumlarda sevdiklerimize sunduğumuz önerilerden öteye geçemez. Moral olması amacıyla “boşver, bak her şey daha iyi olacak”, “içini ferah tut”, “kötü düşünme”…v.s. gibi dilimize yerleşmiş sıkça kullandığımız bu söylemlere “gerçek” anlamda inanan kaç kişi var bilinmez. Ancak birçok bilimsel araştırmada ortaya çıkan “pozitif düşünme” nin hayatın akışında olumlu etkilerinin olduğu gerçeği yanı başımızdadır. Öyleyse neden pozitif düşünme becerisini küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza vermiyoruz?

İlk bakışta mizaç özelliği gibi görünen bu özelliği bilişsel seviyede öğretmek mümkündür. Bu beceriyi verebilmek için öncelikle çocukların bazı temel kavramları öğrenmeleri gerekir. Düşünce ve duygunun ne anlama geldiğini bilen bu iki olguyu birbirinden ayırabilen çocuğa düşüncelerin duygu durumumuzu nasıl etkilediği açıklanır. Burada bilinmesi gereken herhangi bir olayı yaşadığımız anda önce bu olay ile ilgili düşünceler oluşturduğumuzdur. Daha sonra bu düşünceye uygun duyguyu hissederiz ve bu duyguya uygun bir davranışta bulunuruz. Yani davranışa yön veren düşüncedir. Pek çok kişi önce duyguyu hissettiğimizi daha sonra bu olay ile ilgili düşündüğümüzü zanneder.

Bir örnek olay üzerinde değerlendirmek gerekirse;

Hava karardığında evde olması istenilen genç, bu durumda şu düşünceleri geliştirebilir.

1. Annem ve babam beni anlamıyorlar,

2. Sırf ben mutsuz olayım diye izin vermiyorlar,

3. Bana zarar gelsin istemiyorlar,

4. Çok gereksiz bir kural,

Bu genç yukarıdaki düşüncelerden birincisini aklından geçirdiğinde muhtemelen olumsuz bir duygu durumunda olacaktır. Belki anne ve babasına karşı kızgınlık hissedecektir. Buna kızgınlığını belli eden davranışlarda ekleneceği için yeni bir çatışma yaşanması neredeyse kaçınılmaz olacaktır.

İkinci sırada ve dördüncü sırada yer alan düşüncenin sonucunda da olumsuz duygular hissedecektir.

Üçüncü sıradaki düşünceyi aklından geçiren çocuğun duygu durumu diğer durumlara göre daha olumlu olacaktır. Belki gene istediği gerçekleşmediği için bir miktar üzgün ancak daha olumlu bir duygu durumda olacaktır.

Diğer bir örnekte ise,

Arkadaşlarının okulda teneffüs saatinde kendisini çağırmadan ortadan kaybolmasına içerleyen çocuğun düşüncelerine kulak verelim.

Okul çağı çocukları bu tarz durumları çoğunlukla “beni dışlıyorlar”, “beni sevmiyorlar”, “benden bir şey gizliyorlar” gibi düşüncelerle yorumluyorlar. Bu düşünce tarzı çocuğun arkadaşlarına karşı öfkelenmesine ve kendince bu hak etmediği durumu kaba kuvvetle çözmeye çalışmasına kadar uzayabilmektedir.

Gündelik yaşantımızda sıkça karşılaştığımız bu tarz olaylar karşında vereceğimiz tepkiyi belirleyen bu olayı nasıl yorumladığımız(bu olayla ilgili ne düşündüğümüz)dır. Eğer düşünce boyutunda en olumsuzu aklımıza getirmeden önce daha makul olabilecek olan diğer olasılıkları değerlendirebilirsek, davranışlarımız bundan etkilenecektir.

Sadece gündelik ilişkilerimizde karşılaştığımız sorunlarda değil, hayatta gerçekleştirmeyi arzuladığımız hedefleri belirlerken, hayatın bize sunduğu bazı zorlukların üstesinden gelmeye çalışırken de düşüncelerimizin etkisinde hareket ederiz. Herhangi bir iş için bu çok zor şeklinde düşünce ürettiğimizde umutsuzluk duygusuna kapılır,bu iş için gayretli olmayız. Düşünceler o kadar etkili olur ki, rahatlıkla üstesinden gelinebilecek bir iş başarısızlıkla sonuçlanabilir.

Bu çok zor bir sınav zaten geçemem, dendiğinde en başında kaybederiz. Ancak bu sınavın üstesinden gelebilirim şeklinde düşünüldüğünde çözüm yollarını ararız.



 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
cocuklarda


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Çocuklar neden yalan söyler? AnqeL Aile Evlilik ve Çocuklar 2 12 Ocak 2012 21:51
Kadınlar neden yalan söyler? Sevda Ah Kadınlar 0 11 Ocak 2012 18:56
Erkekler Neden Yalan Söyler ? Frozen Ah Erkekler 0 19 Mart 2011 18:54
Kadınlar neden yalan söyler? Dilara Ah Kadınlar 0 22 Eylül 2010 06:33