IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13 Kasım 2011, 11:29   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Van Tarihçesi




Urarturlar Öncesi Van

Van bölgesinde en eski medeniyet M.Ö. 4000 yillarina kadar gitmektedir. Van Kalesi'nin 6 km güneyinde bulunan Tilkitepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarliklarinda yapilan kazilarda Kalkolitik, Bronz ve Demir devrine ait kültürel buluntulara rastlanmistir.
M.Ö. 4000 yillarindan itibaren Dogu Anadolu Bölgesi'ne Kafkasya üzerinden Hurri menseli kavimlerin büyük kafileler halinde göç ettikleri görülür. Hurrilerin, M.Ö. 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden baslayarak Kizilirmak ve Yesilirmak'in Karadeniz'e döküldügü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hakim olduklari görülür. M.Ö. XIII. yüzyilda Hurri Mitani siyasi tesekkülün merkezi otoritesi zayiflamis ve beyliklere bölünmüstür. Asur Krallari bu küçük beylikleri hakimiyetleri altina almaya çalismis ve bu sirada Van Gölü çevresinden Bati Iran’a kadar olan bölgeye hakim olabilmek için, Nairi ve Ur(u)atri / Urartu ülkeleri ile Asurlular arasinda mücadeleler baslamistir. Urartular ve Asurlularin mücadelesi M.Ö.IX. yüzyilin ortalarina kadar sürmüs, Asurlular bu daglik ve zor arazi sartlarina sahip bölgeyi egemenlik altinda tutamamis ve nihayetinde Urartu Krali I. Sardur (M.Ö.841-836) Urartu Devletini kurmustur. Kurulan bu devletin bassehri Tuspa (Van) olmustur.

Urartular Dönemi Van

I.Sardur, Van Gölü'nün dogu kiyisinda bassehir Tuspa'nin özünü teskil eden Van Kalesini kurmustur. Kalenin güney kismindaki Sardur Burcu’nun duvarindaki tas bloklar üzerindeki kurulus kitabeleri, Urartu tarihinin bilinen ilk yazili kaynaklaridir. Urar¬tu döneminde Van Kalesi'nin imari genis ölçüde tamamlanmis ve kalenin tamamlanmasi Kral Ispuini (M.Ö. 764-735) zamaninda olmustur. Urartularin Van'daki egemenliklerinin M.Ö. VI. yüzyilin baslarina kadar sürdügü ve M.Ö. 609 tarihinden hemen sonra Urartu ülkesini Iskitler'in ele geçirdigi arkeolojik buluntulardan anlasilmaktadir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Urartu Sonrasi Van

Urartu bölgesine sirayla Iskitler, Medler ve Persler egemen olmuslardir. Medler’le Lidyalilar’in mücadelesi sirasinda Ermeniler’in küçük gruplar halinde bölgeye sizdiklari görülür.
Persler zamaninda Van bölgesine uzun bir müddet Halde denilmistir. Büyük Iskender'in Pers Imparatorlugu'nu zapt etmesiyle ve M.Ö. 323'te Iskender'in ölümünden sonra bölge, Iskender’in generallerinden Selevkius'un idaresine geçmistir. M.Ö. 66'da Van Romalilar’in eline geçmis, M.S. 200 yillarina kadar Partlar ve Bizanslilar arasinda el degistirmistir. M.S.II. yüzyildan VII.yüzyila kadar bölge, Sasani idaresinde kalmis ve 625 yilinda bölgeye Hazar Türkleri gelmistir. Hazarlar ve Islam ordulari arasindaki mücadeleler de Hazarlar’in Müslüman olmasiyla sona ermistir. VII.y.y.’in sonlarindan itibaren Van ve çevresi Ermeniler’in hakimiyetine geçmistir. Daha sonra Abbasiler Van Gölü çevresini “Ermeniye” adiyla eyalet valiligi seklinde idare etmis, vali olarak da bölgede yasayan Ermeni prenslerini atamislardir. Abbasi halifesi Muktedir tarafindan Van Gölü’nün güneydogusundaki Vaspurakan bölgesinde yasayan Ardzruni prensi Gagik’e 908 yilinda krallik unvani verilerek, taç giydirilmistir. Vatsan adiyla Gevas’i merkez edinen Vaspurakan prensligi, iç islerinde serbest, dis islerinde Abbasilere bagli kalmistir. X.y.y. sonlarinda Van ve yöresine tekrar Bizans Imparatorlugu hakim olmus ve Ermeni prenslikleri Bizans’in egemenligine girmislerdir. 1018 yilindan itibaren Selçuklu akinlari baslayinca, son Vaspurakan krali Senekerim Bizans Imparatoru II.Basil ile anlasarak Van ve çevresini 1021 tarihinde Bizans’a terk etmistir. II.Basil, Senekerim’e Magistros (Müstesar) unvani vererek yaklasik 40.000 kisi ile Sivas havalisine yerlestirmis, böylece Van ve çevresinde 113 yil hüküm süren Vaspurakan Ermeni kralligi sona ermistir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Türk Hakimiyetinin Baslamasi

Çagri Bey'in bölgeye ilk akinlarindan sonra 1042-1043 yillarinda Ebulheyca Hezbâni yönetiminde olan ve Urmiye'de bulunan Türkmenlerin, Van Gölü havzasina akinlar yaparak Bizans generali Hacik'in kuvvetlerini maglup ettigini ve Hacik'in de bu çarpismalar sirasinda öldügünü görmekteyiz. 1045 yilinda Tugrul Bey'in emirleri dogrultusunda Mardin ve Diyarbakir bölgesindeki Türkmen beylerinden Oguzoglu Mansur, Göktas, Anasioglu, Bogu gibi beyler Van Gölü bölgesindeki Bizans kuvvetlerini yenilgiye ugratmislardir. Sultan Tugrul 1045 yilinda bizzat komuta ettigi ordusuyla Muradiye (Bergiri) ve Ercis'i fethetmistir.
1064 yilinda Sultan Alpaslan'in oglu Meliksah tarafindan Van'in etrafindaki birçok kale ve sehir fethedilmistir. Sultan Alpaslan fethedilen bölgenin yönetimini, sefere katilan vasal emirlere birakmistir. Van böylelikle Nahçivan Emiri Sakaroglu Ebu Dülef yönetimine geçmistir. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra ise Türkler’in Anadolu'daki ve bölgedeki egemenlikleri tam olarak saglanmistir.

Selçuklu Sultani Muhammed Tapar, 1100 yilinda Diyarbakir Mervanileri emirlerinin elinde bulunan Ahlat ve yöresini, halkin da istegi ile Selçuklu emirlerinden Sökmen'e vermis ve 1100 yilindan itibaren tarihte Sökmenliler veya Ahlatsahlar adiyla anilacak bu beylik, Malazgirt, Ahlat, Ercis, Adilcevaz, Eleskirt, Van, Tatvan, Silvan, Mus il ve ilçelerini içine alan bu bölgede hakimiyet kurmuslardir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 13 Kasım 2011, 11:29   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Van Tarihçesi




AHLATSATLILAR (Sökmenliler) DÖNEMI

Sökmen El-Kutbi tarafindan merkezi Ahlat olmak üzere kurulan Ahlatsahlar veya Sökmenli Devleti, 1100 yilindan 1217 yilina kadar Van bölgesinde egemen olarak kalmislardir.
Ahlatsahlar’in Van'i ele geçirmeleri beyligin kurucusu Emir Sökmen zamaninda (1100 - 1112) gerçeklesmistir. Kendisinden sonra tahta geçen emirler arasinda en fazla iktidarda kalan torunu II. Sök¬men olmustur. II. Sökmen 1128-1185 yillari arasinda 57 yil gibi uzun bir süre beyligin basinda kalmistir. Bu dönemde Kubbet'ûl-Islam adini tasiyan Ahlat sehri büyük bir medeni gelismeye sahne olurken, Van müstahkem bir kale, Ercis, Gevas, Tatvan ve Malazgirt ise büyük birer sehir idiler. Ahlat ile Ercis arasinda büyük gemiler isletiliyordu. Van, Gevas ve Tatvan limanlarinin da bu sayede Ahlat ile baglantisi saglanmisti.
1207 yilinda Selçuklu Sultani Tugrul Sah ile Ahlatsahlar arasindaki anlasmazliktan da faydalanan Eyyûbi Meliki Necmeddin Eyyüp (Melik-El Ahvad) sehir ahalisinin de daveti ile Ahlat'a gelip yerlesmis ve böylece bölgedeki Ahlatsahlar hakimiyeti sona ermistir.

EYYUBI VE HARZEMSAHLAR DÖNEMI

Necmeddin Eyyüp kardesi Esref’i getirerek Ahlatsahlar'in elinde bulunan Van Kalesi'ni almis ancak Eyyûbiler’in egemenligi uzun sürmemis ve 1229'da Celaleddin Harzemsah, Ahlat ve Van'i ele geçirmistir. Anadolu Selçuklu hükümdari I. Alaaddin Keykubad'in doguya dogru genisleme siyaseti sonucu 1232 yilinda Van, Selçuklu egemenligine girmistir. Bu yillarda Bitlis ve Erzen havalisinde Dilmacogullari hüküm sürmektedir.


ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMI

I. Alaaddin Keykubad, Celaleddin Harzemsah'in Dogu Anadolu Bölgesi’ni karisiklik içerisinde birakmasi sonucu, Mogol akinlarini önlemek üzere Kemaleddin Kâmiyar'i Ahlat ve Bitlis çevresine sefer yapmak üzere görevlendirmisti. Kâmiyar, Ah¬lat, Bitlis, Van, Adilcevaz ile diger bütün kale ve sehirleri fethederek durumu Sultan’a bildirmisti. Sultan buralarin imar ve idaresi için devlet adamlari ve memurlar göndermistir.
Van ve yöresinin Anadolu Selçuklulari egemenligine geçmesinden sonra, yerli beylerin burada Selçuklular’a tabi olarak yasadigi ileri sürülmektedir.
XIII. yüzyilin ikinci yarisindan itibaren, Ilhanlilarin bölgeye zaman zaman geldikleri ve Argun Han (1284-1291) zamaninda Van Gölü'nün kuzeydogusundaki Aladag'in bunlarin yaylaklari oldugu bilinmektedir. Bu sirada Van Kalesi'ne Hakkari Beyleri egemen durumda idi. Bu asirda Van bir kale, Vastan ise orta bir sehir durumunda idi

ILHANLI DÖNEMI

Karakoyunlularin bölgeye hakim olmalarina kadar Van havalisinde sürekli olarak Ilhanlilar ile yerli beylerin hakimiyet kavgasi olmustur. Ilhanlilar yaptiklari akinlar sonucu Van ve yöresinde kisa süreli bir egemenlik kurmuslardir. Bu yillarda Van ve yöresi Ilhanlilar’in, Hakkari taraflari ise Çobanlilar’in idaresinde kalmistir. Ilhanlilardan Arpa Han 1337 (H.738)'de, Süleyman Han ise 1340 (H.741)'de Ahlat'ta para bastirmislardir.
Ebu Sa'id Bahadir Han'in ölümünden sonra (1335) Dogu Anadolu Bölgesi’nde Ilhanlilar’in ege¬menligi çözüldü. Hulagu Han'dan itibaren, Dogu Anadolu Bölgesi, iki askeri eyalete ayrilmistir. Bunlardan biri merkezi Musul olan, Musul, Mardin ve Diyarbekir yörelerini içine alan eyalet, digeri ise merke¬zi Ahlat olan ve Van bölgesini içine alan eyalet idi. Ilhanlilar'in Diyarbekir Valisi Haci Tugay ve onun yegeni Ibrahim Sah arasinda bölgede hakimiyet kurma kavgasi baslamisti. Bu mücadele esnasinda Karako¬yunlularin, Haci Tugay'i Akkoyunlular’in ise Ibrahim Sah tarafini tuttugu anlasilmaktadir. Nitekim kisa bir süre sonra Haci Tugay'in tasarrufundaki Musul, Van Gölü çevresi ve Erzurum Havalisinin Karakoyunlular’in, Ibrahim Sah tasarrufundaki Diyarbekir'in ise Akkoyunlular’in egemenligine girdigi görülecektir.

KARA KOYUNLULAR DÖNEMI

Ibrahim Sah 1350 yilinda ölmüs, yerine Haci Tugay'in oglu Pir Muhammed geçmistir. Pir Muhammed'in mahiyetindeki beylerin Türkmen Hüseyin Bey tarafindan öldürülmesi üzerine Türkmenler, Dogu ve Güneydogu Anadolu'nun siyasi hakimleri olmuslardir.
Bu sirada Van bölgesi yerli beylerin elinde bulunuyordu ve bu dönemde Ahlat hakimi Bahaeddin Bey idi. Türkmen Hüseyin Bey ile bölge emirleri arasindaki mücadelede Karakoyunlu Bayram Hoca, Hüseyin Bey saflarinda yer almis ve 1351 yilinda ise Hüseyin Bey'i öldürmüstür. Bayram Hoca bölgede hakimiyetini tam olarak 1374 yili sonlarinda gerçeklestirmis, Celayir Hükümdari Sultan Üveys'in ölmesi, Eratna Devleti'nin zayif düsmesi ve Sutaylilarin ortadan kalkmasi üzerine, eskiden beri ellerinde olan Van Gölü kiyisindaki Ercis'in yani sira Erzurum, Avnik, Hasan Kalesi, Musul, Bati Iran'da Sürmeli, Alakilise, Hoy ve Nahçivan gibi yerleri ele geçirmislerdir.
1380 yilinda Bayram Hoca ölmüs ve yerine yegeni Kara Mehmet geçmistir.
Kara Mehmet döneminde Çagatay hükümdari Timur'un Van bölgesine hücumu görülür. 1386 yilinda Bati Iran'i zapteden Timur, 1387 baharinda kisi geçirdigi Karaba'dan kalkarak Karakoyunlular’in üzerine yürümüs ve Ahlat, Adilcevaz ve Van Gölü havzasina inerek Van Kalesi'ni almistir. Van'i 20 günlük bir muhasaradan sonra alan Timur, buranin idaresini yerli beylerden Melik Izzeddin'e vermistir.
Timur'un Van bölgesine yaptigi akinlar sirasinda ve Karakoyunlular - Timur mücadelesinde, Van'i elinde tutan Izzeddin Sir, Timur'un yaninda yer almis ve Karakoyunlu Kara Yusuf'un Ercis'i geri al­ma tesebbüsünü engellemistir. Timur'un baskisi üze­rine Musul'a çekilmis olan Kara Yusuf 1404 yilinda Memluk Sultani’nin emri üzerine hapsedilmis, 1405 yilinda serbest birakilan Kara Yusuf, Timur'un yaninda yer alan Izzeddin Sir'i bozguna ugratarak kendine tabi yapmistir. 1420 yilinda Kara Yusuf’un ölmesi üzerine Izzeddin Sir, Çagataylilar’a bagliligini bildirmis ancak Karakoyunlu hükümdari Iskender Bey bölgenin egemenligini tekrar ele geçirerek 1425 yilinda Melik Izzeddin Sir'i öldürmüstür. Iskender Bey'in 1438'de oglu Sah Kubat tarafindan öldürülmesi üze­rine Cihan Sah Karakoyunlu hükümdari olmustur. 1439-1467 yillari arasinda Van bölgesi Karakoyunlularin egemenliginde kalmistir. 11 Eylül 1467 tarihinde Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan ve kuvvetlerine maglup olan Cihan Sah öldürülmüs ve bu olaydan sonra bölgede Akkoyunlu egemenligi baslamistir.
Karakoyunlu siyasi teskilatini meydana getiren Türkmen boylari sunlardir:Karakoyunlu kabilesi, Sa’dlu Kabilesi, Duharli Kabilesi, Karamanli Kabilesi, Çakirli/Çekirli Kabilesi, Hacili Kabilesi, Doger Kabilesi, Avsar Kabilesi, Bayramli Kabilesi ve Süleymani, Zirki Mahmudi.

AKKOYUNLULAR DÖNEMI

1467 yilindan itibaren Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde egemenlik kuran Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'in, Bati Anadolu'yu ele geçirme tesebbüsü 1473 yilinda Otlukbeli Savasinda Fatih Sultan Mehmet'e yenilmesiyle neticesiz kalmistir.
Akkoyunlu hükümdari Uzun Hasan'in, Dogu ve Güneydogu Anadolu'daki asiret kavgalarini önlemek üzere düzenledigi kanunlar, uzun süre bölgede “Hasan Padisah Kanunlari” olarak anilmistir. Osmanlilar’in bu bölgeleri ele geçirdigi yillarda da bu kanun­lar yürürlükte kalmis ve zaman zaman degisiklikler yapilmistir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 13 Kasım 2011, 11:29   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Van Tarihçesi




SAFEVILER DÖNEMI

Akkoyunlularin son hükümdari Rüstem zamaninda da mücadeleler devam etmistir. Rüstem'in ölümü üzerine ortaya çikan saltanat kavgalarindan yararlanan Sah Ismail, Anadolu'da sakin olan Ustaclu, Samli, Rumlu, Musullu, Hindli, Tekeli, Kaçar, Avsar, Bayburtlu, Çarpanli, Kara Dali, Karaman'li, Dulkadir gibi Türk oymaklarini etrafina toplayarak Azerbaycan üzerine yürümüs ve Akkoyunlular’dan Elvend Bey'i Diyarbekir'e kaçmaya mecbur etmisti. 1503 yilinda Sah Ismail, Hamedan yakinlarinda Alma Kulagi denilen yerde, Akkoyunlu Murad’a karsi parlak bir zafer kazanmis ve Akkoyunlu Hanedani'ndan yakaladiklarini katletmistir. Sah Ismail'den kurtulan Akkoyunlular ise çareyi Dulkadirli, Memluk ve Osmanlilar’a siginmakta bulmuslardir.
Bu sirada Van ve çevresine, Izzeddin Hanedani’nindan II. Zahid b. Izzeddin egemendi. Safeviler, Van'i ele geçirdikleri sirada Van'a Izzeddinli Hanedani’nin sahip oldugu hususunda Osmanli belgelerinde bazi bilgiler mevcuttur.
Osmanli belgeleri incelendiginde Savefiler'in Van'i, Izzedinli Hanedani’ndan almis olduklari görülmektedir.1507 yilinda Safevi kuvvetleri Van'a girmis, Van, Bitlis ve Ercis bölgesine komutan olarak Kurt Bey, naib olarak da Dulkadiroglu Behram Bey tayin edilmislerdir. 1514 yilinda, Safevilerin batiya ilerlemelerini durdurmak ve Anadolu'ya Siilik hareketinin yayilmasini önlemek amaciyla Yavuz Sultan Selim, Safeviler üzerine sefer yapmis ve Çaldiran Meydan Savasi'nda Sah Ismail'i maglup ederek, bunlarin Dogu Anadolu üzerindeki etkisini kirmistir. Çaldiran Zaferi sonunda Dogu ve Güneydogu Anadolu'daki bir çok sehre Osmanli Devleti hakim olmus ve bu sehirler bir daha da el degistirmemistir. 1529'da Sah Tahmasp’in, Van bölgesi naibi olarak Ürkmez Bey'i biraktigi görülmektedir. Ancak bu Safevi naibleri devamli olarak bölgedeki beylerden, Bitlisli Seref Han, Mahmud hakimi Ivaz ve Hakkari hakimi Melek beylerle mücadele halinde olmustur.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Osmanlilar Dönemi


1534-35 yillarinda gerçeklestirilen Iran Seferi sirasinda Bagdat, Tebriz ve Van gibi önemli merkezler Osmanli idaresine girmistir. Ancak Osmanli Devleti'nin Macar Krali Ferdinand ile baslayan mücadelesi nedeniyle kuvvetlerin Rumeli'ye kaydirilmasi sonucu, fethedilen yerlerden bazilari tekrar Safevi'lerin idaresine geçmistir.
Kanuni Sultan Süleyman idaresindeki Osmanli ordusu 29 Mart 1548 tarihinde Istanbul’dan hareket ederek Iran üzerine yürümüstür. Erzurum üzerinden Adilcevaz'a varildiginda Ulama Pasa ve Karaman Beylerbeyi Piri Pasa Van Kalesi'ni kusatmak üzere oraya görevlendirilmislerdir.
15 Agustos 1548'de padisahin otagi Van Ovasi’na kurulmus ve Sadrazam Rüstem Pasa'ya Van Ka¬lesi'nin fethine baslamasi buyrugu verilmistir. 25 Agustos 1548 tarihinde Van Kalesi bir daha da el degistirmemek üzere Osmanli egemenligine girmistir.Van Kalesi'nin fethinden sonra bölgenin beylerbeyligi, Anadolu Defterdari Iskender Pasa’ya veril¬mistir. Bu arada Vastan (Gevas), Ercis, Adilcevaz ve Ahlat da tekrar Osmanlilarin eline geçmistir.


OSMANLI DÖNEMINDE IDARI YAPI


Osmanli tasra teskilatinda eyaletleri sancaklardan, sancaklari kazalardan, kazalari nahiye ve köylerden meydana gelmekteydi. Fethini müteakip Osmanli idaresine dahil edilen Van, "Eyalet" statüsü kazanmis olup 1568-1574 yillarinda liva tabir edilen 12 sancaga sahip olmustur. Bunlar, Van (Pasa Sancagi), Adilcevaz, Bitlis, Mus, Bargiri, Ercis, Kârgâr, Kesan, Ispayrid, Agakis, Nisf-i Şirvî, Vadi-i Beni Kotur'dur. Iran sinirinda olmasi bakimindan hem ordunun hareket noktasi hem de önemli merkez olan Van'in idari yapisi bu savaslar sebebiyle sik sik degisiklige ugramis, fethedilen yerlerin bir kismi buraya dahil edilmistir. Nitekim daha önce 12 olan sancak sayisi, 1578-1588'de 27'ye yükselmistir. Bu tarihte Van eyaletine bagli yeni sancaklar sunlardir: Nizan, Somay, Markavar, Hakkari, Müküs, Rumi, Albak, Selamas, Hoy-i Küçük, Ustûn, Tarûn, Zenüs, Bayezid, Gügercinlik ve Kale-i Pesk'dir.
Van Eyaleti'nin idari yapisindaki degisikliler 17. asirda da devam etmistir. 1609 tarihli Ayn-i Ali Efendi'nin eserinde, Van'in sancak sayisi 13 olarak gösterilmektedir. Bu sancaklar: Van (Pasa Sancagi), Adilcevaz, Ercis, Mus, Bargiri, Kargar, Müküs, Kesani, Ispayrid, Agakis, Kotur, Kale-i Beyazid, Berdi ve Ovacik'tir. Daha önce sancak olan Bitlis, bu tarihte hükümet olarak kaydedilmistir. 1632, 1641 yillarinda bu sancaklara Kiriki, Sirvi, Kesab, Şitak, Albak eklenirken Mus, Agakis, Bayezid, Berdi ve Ovacik çikarilmistir. Bitlis'in hükümet olarak adlandirilan idari yapisi devam ederken Iyzan, Hakkari ve Mahmudi de hükümet statüsüne geçmistir.
Van Eyaleti'nde sancak olarak geçmekle beraber "Yurtluk - Ocaklik" olarak adlandirilan, fetih esnasinda bazi ümeraya ve asiret beylerine hizmet ve itaatleri mukabilinde verilen yerleri de vardir. Nitekim 1631 - 1632'de Van Eyaleti'nde sancak olarak isimlendirilen 9 ocaklik kayitlidir.
Hudutlari, doguda Tebriz, batida Diyarbakir Eyaleti, kuzeyde Çildir ve Kars Eyaletleri ile güneyde Sultaniye olan Van Eyaleti'nin Pasa Sancagi Van sehri olup, beylerbeyi burada oturmaktaydi. Van Beylerbeyi’nin vazifeleri arasinda sunlar bulunmaktadir. Serhaddi korumak, Iran ahvali hakkinda haber toplayip Istanbul'a bildirmek, Iran'dan gelecek elçileri karsilayip koruma altinda Istanbul'a göndermek veya gerekli görüldügünde elçiyi Van'da alikoymak, Iran'a silah, bakir, kursun ve gümüs gitmesine müsaade etmemek, lüzumu halinde Iran içlerine akinlarda bulunup tahrip etmek, sinira yakin Iran kalelerinin Osmanli Devleti’ne geçmesi için gayret sarfetmektir.
16. ve 17. asirlarda Van sehrinin fiziki yapisi hakkinda; sehrin, Van Kalesi'nin güney etegindeki düzlükte kurulmus oldugu ve etrafinda surlarin bulundugu söylenebilir. Bu surlarin kapilari doguda Tebriz Kapisi, güneyde Iskele Kapisi ve batida Yali Kapisi'dir. Yeri, göle yakinligi ve kuzey tarafinin kapali olmasi dolayisiyla iskâna pek elverislidir. Şehrin etrafi baglik olup, bilhassa 17. asirda sik sik Safevi akinlarindan zarara ugramistir. 16. Asrin sonlarina dogru sehrin fiziki yapisinda Van Gölü'ne dogru bir gelisme görülmektedir. Nitekim 1581 tarihinde Van Beylerbeyi ve kadisina gönderilen bir hükümde, sehrin ahaliye ve muhafaza hizmetinde olanlara kifayet edecek büyüklükte olmadigindan sehre iskele tarafindan 1600 zira ilave olunmasina izin verilmistir.


OSMANLI DÖNEMINDE IKTISADI DURUM


16. ve 17. Asirlarda sehir iktisadi hayatini ortaya koyan kaynaklar kisitlidir. Mevcut kaynaklardan elde ettigimiz bilgilere göre iktisadi hayatin önemli unsurunu topraga bagli üretim olusturur. Bugday, arpa gibi zirai üretim yaninda bag-bahçe ziraati de yapilmaktadir. 17.asirda baglarda kullanilan suyun vergisi olan mîrâbâ (su ösrü) 26000 akçadir.
Van'da yer alti madeni olarak demir ve kükürt madeni bulunmaktadir. Ancak kükürt madeni 16. Asirda kapanmis olup 1577'de Van Beylerbeyi’ne gönderilen bir hükümde, madenin açilip isletilmesinin mümkün olup olmadiginin bildirilmesi istenmektedir. Yine bu dönemde Van'a bagli Kâricgân, Gâvar ve Hoy nâhiyelerinde demir madeninin bulundugu, fakat istenilen sekilde isletilmedigi bilinmektedir
17. Asrin baslarina ait oldugunu tahmin ettigimiz bir arsiv kaydina göre küçük sanayi kuruluslarindan olan, dokumanin mevcûdiyetine delalet eden boyahanenin senelik vergi hasili 5000 akça, mum yapilan yer olan Şem hanenin senelik vergi hasili 4000 akça, bozahanenin vergi hasili ise 5000 akçadir.

18. ve 19. yüzyillarda Van bölgesi tarihi, devletin gerileme dönemine tesadüf etmesi bakimindan karmasik bir durum göstermektedir. Bu karisik durum ve Osmanli imparatorlugu’nda genel seferberlik nedeniyle Van'da meydana gelen olaylar ve Van'in siyasal, sosyal, ekonomik durumu, çok önemli olaylarin meydana gelmesine yol açmistir. Özet olarak, Van tarihi açisindan önemli görülenlerini özetleyecek olursak 17. yüzyilda kendisini hissettirmeye baslayan çöküs, sadece hükümranlik araçlarini degil, bütün imparatorluk yüzeyinde bürokratik ve dini müesseselerin hepsini etkilemistir.

OSMANLI DÖNEMINDE NÜFUS VE ASKERI DURUM

Van'in nüfusu hakkinda arsiv kaynaklarinin eksik olmasi sebebiyle, tam bir bilgiye sahip olmamakla beraber 17.yy baslarinda Van sehrinin toplam nüfusunun 35.000-45.000 civarinda oldugu ve bu nüfusun %70’inin Müslümanlardan olustugu tespit edilmistir. Mezralarda ve sancaga bagli merkezlerde yasayan nüfus da hesaba katilirsa bu rakamin 110.000-127.000 civarinda oldugu tahmini olarak ortaya çikar.
Şehrin fiziki yapisinin en önemli kismini teskil eden, zaruret halinde sehrin sakinlerine siginak vazifesi gören Van Kalesi'nin dogudan batiya uzunlugu 1800 m, kuzeyden güneye genisligi 120 m, göl seviyesinden yüksekligi 80 m dir. Dört bedenle çevrili kalenin 1. ve 2. Bedenleri Akkoyunlu ve Osmanli devirlerine aittir. Osmanli-Safevi savaslarinda önemli bir askeri üs olan Van Kalesi'ne, sulh bozuldugunda Safevi askerlerinin ilk saldiracagi yerler arasinda bulunmasi sebebi ile Osmanlilar tarafindan büyük önem verilmistir. Nitekim Kalede bulunan magaralara askeri malzeme ve zahire doldurulmus olup Divan-i Humayun'dan Van beylerbeyligine gönderilen hükümlerde Kalede bulunan silahlarin temiz tutulup çürümesinin önlenmesi, zahireyi bozulmaya birakmayip ahali ile degistirilmesi emredilmistir. Kalenin fethini müteakip burçlara ve bir kisim magaralara açilan deliklere çok sayida Balyemez Toplar yerlestirilmistir.
Van Kalesi fethedildiginde kalenin üç hisari topraktan oldugu için acele olarak tamir görmüs, ayni yerin 1515'de tas ve topraktan yapilmasina tesebbüs edilmis ise de basarili olunmamistir, Kale tamirinin, Van Eyaleti sancak ve hükümet beyleri tarafin¬dan yapilmasi, devlet hazinesinden ve halktan hiç bir sey alinmamasi usuldür. Nitekim Kalenin bazi kisimlari 1568, 1572, 1582, ve 1660/1661'de Van Beylerbeyi’nin nezareti altinda, sancak ve asiret beylerine tamir ettirilmistir. Ancak, Osmanli-Safevi savaslari sebebiyle sancak beylerinin kale tamiri yapamamalari üzerine, bu isi devlet üstlenmis ise de bu usul 1774 yilina kadar devam etmis, bu tarihte gönderilen bir hükümle, tamirin eskiden oldugu gibi Van Eyaleti sancak beylerinin kapu halkina ve ona tabi olanlara yaptirilmasi emredilmistir.
Osmanli sehirlerinde kaleler çok yönlü görevler yaparlardi. Van Kalesi, sehri, sehir halkini ve sefer için gerekli malzemenin muhafazasi yaninda, suç isleyenler için bir çesit hapishane vazifesi görürdü. Nitekim Nisan 1568'de Tebriz'den gelip Van pazarinda Hz. Muhammed'e küfrettigi sabit olan Şükrullah, Van Kalesi'ne hapsedilmisti. Yine Aralik 1577'de Şahkulu Alaeddin, suçundan dolayi Kaleye hapsedilmisti.
Van Kalesi'nde kale görevlileri iç hisarda oturmakta olup sayilan sartlara göre degismekteydi. Nitekim 1577'de Van'dan Ercis Kalesi'ne kale muhafizi gönderilirken, 1635'de Safevilerin Van'i muhasarasi, IV. Sultan Murat'in Şark seferi sebepleriyle Van Kalesi'ne 100 nefer cebeci tayin edilmistir. Kaledeki topçular, topcubaslari tarafindan talim ve terbiye görmekteydi. Evliya Çelebi'ye göre yaz-kis tüm hisarlarla beraber Van Kalesi'nde 500 kisi nöbet beklemekte, kolluk tutan aga ve çavuslarin sayilari 24'ü bulmaktaydi. Bir saldiri oldugunda saldiriyi mesale yakmak, mehter çalmak gibi usullerle haber verirlerdi. Kale burcuna yagan karlarin süpürülmesi Kalede oturan Hiristiyanlarin göreviydi. Kaleden Van Gölü'ne yol olup, buradaki iskeleden Ercis, Ahlat ve Adilcevaz'a gemiler islemekteydi. Kanuni Sultan Süleyman'in Ikinci Iran Seferinde, Lütfi Pasa'nin delaletiyle Van Gölü'nde yapilacak gemilerin insasi Mimar Sinan'a havale olunarak üç kadirga yapilmistir. Yine bu asirda Urmi Gölü'nde bazi gemilerin yayilmasi Brodos beyine emrolunmakla Van'dan mimar ve reisler gönderilmesi istenmistir. Van Gölü'nde yapilacak gemilerin masrafi ve bu gemilerde çalisacak tayfanin ücretleri bazen Diyarbakir hazinesinden karsilanmaktaydi. Devlete ait bu gemilerin çogunlugu odun naklinde kullanilmakta olup 1582'de gemi sayisinin 7'ye çikarilmasina çalisilmistir. Hatta odun naklinde devlete ait gemiler kifayet etmediginden halkin bu maksat için gemi yapmasina müsaade edilmistir. Bir arsiv kaydindan Van Gölü'nde Hakkari Beyi Zeynel Bey'in de kendi ihtiyacini karsilamak için gemi insa ettigi anlasilmaktadir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
tarihcesi, van


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
IRC'nin Tarihçesi IF-Global Sunucu Yetki Dağıtımları ve Görev İstekleri 14 05 Mart 2023 18:28
C Tarihçesi xfactor C ve C++ 2 23 Nisan 2010 20:02