IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02 Eylül 2011, 19:17   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Claude Levi-strauss




1908 Brüksel doğumlu,Fransız etnolog, sosyolog ve antropolog. Ressam babasının ilginç nesnelere duyduğu koleksiyoncu merakını izleyerek ilkel sanat ürünleriyle müzik araçlarını toplamayı iş edindi. Paris'e yerleşen ailesinin desteğiyle önce hukuk okudu, sonra felsefeye ilgi duydu, gerekli doktora çalışmasını yaparak felsefe doçenti sanını aldı, lise öğretmenliklerinde çalıştı (1931 sonrası), asıl alanı ise ABD'li budunbilimci Robert Harry Lowie'nin ilk önemli eserini ( ilkel Toplum, 1920) okuyup inceleyince buldu, aynı zamanda İnsanbilimi'ne yakınlık duydu. Brezilya'da sosyoloji öğretimi sırasında iç toprakların derinliğine geziler yapma fırsatını buldu, savaş yüzünden orduya katıldığı güne kadar (1939) çalışmalarım sürdürdü, 1941'den sonra New York'taki görevi sırasında da budunbilimin ana sorunları üzerinde derinliğine durdu, Jacobson, f. Saussure gibi dilbilimcilerin ısrarla üzerinde durdukları "yapı" ve "yapısalcılık" konularında yoğunlaştı. Kültür danışmanlığı yaptı. 1959'da görevlendirildiği College de France'ta hem antropoloji kürsüsünü doldurdu, hem laboratuarını yönetti.
Claude Levi-Strauss Paris'te, üniversiteden bağımsız bir öğretim kurumu olan College de France'da Sosyal Antropoloji profesörüdür. Kendisinin, bu akademik uğraşın Anglo,Amerikan dünya dışında kalan en seçkin sözcüsü olduğu kabul edilir. Ancak, kendilerini sosyal antropolog olarak tanımlayan bilim adamları iki türdendir. Birinci türün öncü örneği the Golden Bough'm yazarı Sir James Frazer (1854-1941) idi. Frazer bilgi dağarcığı son derece zengin, ancak yazılarının konusu olan ilkel insanların yaşamlarını dolaysız olarak tanımayan biriydi. İnsanın yarattığı kültürün ayrıntılarını dünya ölçeğinde karşılaştırarak insan psikolojisinin doğası hakkındaki temel doğruları keşfetmeyi umuyordu. İkinci türün öncü örneği Polonya'da doğup sonradan İngiliz vatandaşı olan Bronislaw Molinowski idi. Molinowski akademik yaşamının büyük bölümünü, dört yıl süreyle bir küçük Melanezya köyünde kendisinin kişisel olarak yürüttüğü araştırmaların sonuçlarını çözümleyerek geçirdi. Amacı, bu egzotik topluluğun bir toplumsal sistem olarak nasıl "işlediğini" ve bireylerin beşikten mezara nasıl yaşadıklarını göstermekti. İnsan kültürleri arasındaki genel benzerliklerden çok ayrılıklarla ilgileniyordu.
Günümüzde İngiltere ya da Birleşik Amerika'da kendilerini sosyal antropolog olarak tanımlayanların çoğu "işlevselci" olma iddiasındadır; bunlar ana çizgileriyle Malinowski'nin üslup ve geleneğini sürdürür. Buna karşılık Claude Levi-Strauss, Frazer'in üslubunu değilse de geleneğini benimsemiş bir sosyal antropologdur. Onun asıl amacı, herhangi bir toplumun ya da toplumlar grubunun örgütlenmesini değil, "insan düşüncesi"ne ilişkin olguları ortaya koymaktır. İkisi arasında temel bir ayrını vardır.
Kendi döneminde Molinowski'nin güçlü bir ünü vardı. Genel olarak halk arasında özgür aşkın sözcüsü olarak tanınıyordu. Levi-strauss'un sicili daha değişiktir. Kendisi başlangıçtan bu yana katıksız bir bilim adamı- aydın olmuştur. İster Fransızca ister İngilizce olsun, yazılarının belirgin özelliği zor anlaşılır olmasıdır; sosyolojik kuramlarında insana şaşkınlık veren bir karmaşıklık ile bunaltan bir birikimin birleştiği görülür. Kimi okurlar kandırıldıklarını bile sanırlar. Olağanüstü saygınlığına karşın bugün bile meslektaşları arasında kendisini eleştirenlerin sayısı yolunu izleyenlerden çok fazladır. Yine de Levi-Strauss'un akademik önemi sorgulanamaz. Kendisi, düşüncelerinin yeniliğinden çok bunları korkusuzca, yepyeni bir biçimde uygulamaya çalışması yüzünden beğenilir. Alışılagelmiş olgulara yeni bakış açıları önermiştir. İlginç olan yöntemidir, yöntem uygulandığında ortaya çıkan sonuçlar değil.

Yöntemi tek başına alındığında antropolojik olduğu kadar dilbilimsel olduğu da görülür. Çok çeşitli türden düşünür, edebiyat, siyaset, eski çağ felsefesi, din ve sanat öğrencisi arasında geniş ilgi uyandırmıştır. Levi-Strauss'un yazılarından sızan yaşamöyküsel bir olgu da kendisinin yetenekli bir müzisyen olduğudur. Levi-Strauss'un tarihe bakışı çok açık değildir. Levi-Strauss'un tarih anlayışının iki öğesi özel önem taşır. Birinci olarak, tarih artsüremli ve antropolojiyi kültürler arası karşılaştırmalı ama eşsüremli olarak incelemenin, aynı işi yapmak için iki seçeneği oluşturduğunu savunmaktadır. İkinci olarak Levi-Strauss tarih geçmiş olayların anımsanması biçimini aldığında, düşünür için geçmişim değil şimdiki zamanın bir parçası olduğunda ısrar etmektedir. Düşünen insan için anımsanan tüm deneyimler eşzamanlıdır; söylemde olduğu gibi tüm olaylar eşsüremli tek bir bütünün parçalarıdır. Burada Levi,Strauss Proust'u model olarak almaktadır. Levi-strauss'un zaman anlayışı jeolojiktir. Her ne kadar Tyler ve Frazer gibi, çağdaş ilkel insanların töreleriyle ilgilenmesinin nedeni bunları bir anlamda ilk olarak görmesiyse de, Frazer gibi ilk olanın alt düzeyde olduğunu savunmamaktadır.
Levi-Strauss hayalci bir kimsedir ve hayal görenlerin ortak sorunu, kendi dışındaki herkesin çevrede gördüğü basit olgusal dünyayı fark etmekte çok zorluk çekmeleridir. O'nun, antropolojik çalışmalarını bu yolda sürdürmesinin nedeni, ilkel insanları tüm insan soyu için zorunlu olan özün "indirgenmiş modeli" olarak görmesidir antropolojik araştırma çok çeşitli biçimlerde yapılabilir. Bir yol Malinowski gibi doğrudan yerel öğeleri kullanmaktır ve bu yöntem artık hemen hemen tüm Anglo-Amerikan sosyal antropologlarca yeğlenmektedir. Kendisinden önce gelen Frazer ve izleyicileri gibi Levi-Strauss'un da araştırmalarını dayandırmayı seçtiği yöntem ise bundan tümüyle farklıdır. Levi-Strauss'un etnografık gözlemlerinin çoğu ilk kaynak olarak özel kişi ve tercümanlara dayanmakta, bunlardan edinilen bilgiye gelenek ve töreler titiz, ancak anlaşılmayacak bir biçimde betimlenmektedir.
Levi-Strauss'un asıl eğitimi hukuk ve felsefedir aynı zamanda şairdir de şiirleri hiç yayınlanmamıştır. Levi-strauss kendi ülkesindeki aydınlar arasında "yapısalcılığın" önde gelen sözcüsü olarak belirmiştir.

__________________
Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "
yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana
En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "
üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "
bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..!
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
claude, levistrauss


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
IMF Başkanı Strauss-Kahn tutuklandı! Ruj Haber Arşivi 3 19 Mayıs 2011 20:46