IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23 Mart 2011, 15:53   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Agarta Nedir?




Agarta Nedir?
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Agarta Nedir?

Ergenekon’un merakla beklenen iddianamesinde örgütün 600 yıllık bir tarikat geleneğinden geldiği ve adının Agarta olduğu ifade edildi. Agarta efsanesini sizin için araştırdık
Budist kökenli bir kelime olan Agarta, yeraltında kurulu olduğuna inanılan ve milyonlarca kişinin yaşadığı kente verilen addır.
Başkenti Şamballa olan bu imparatorluğun yöneticisi doğuda “Dünyanın Kralı” olarak bilinir.
Birçok kaynakta, “Dünya Kralı”nın yeryüzündeki temsilcisi Tibetli Dalay Lama olarak geçer. Doğuda Tibet ve batıda Brezilya, dünyanın iki ayrı ucunda tünel şebekelerine sahip iki ülkedir.
Mısır’daki Gize Piramidi’nin altında bulunan gizli odaların da yeraltı dünyası ile ilişkisi olduğu iddia edilir. Firavunların, bu tüneller aracılığıyla yeraltında tanrılar veya üstün varlıklarla temas kurabildiği iddia edilir.
Mısır tanrıları ve krallarının dev heykelleri ile doğudaki Buda heykellerinin, insan ırkına yardım etmek üzere yerüstüne çıkan bu üstün ırkı temsil ettiğine inanılır.
Bu cinsiyetsiz Agarta temsilcileri, aynı zamanda yeraltındaki ütopik cenneti temsil ederler.
İddialara göre, Hz. Nuh gerçekte bir Atlantisli idi ve Atlantis sulara gömülmeden önce kurtarılmaya değer bir grup insanı bu felaketten kurtarmıştı.
İnanışa göre, Atlantislilerin çıkardığı ‘nükleer savaş’ sonucu meydana gelen tufan felaketinden kurtulan bu grup, önce Brezilya’nın yüksek platolarına gelmişler daha sonra da radyasyondan korunmak için, yüzeyle bağlantılı tünelleri olan yeraltı şehirlerine yerleşmişlerdi.
Agarta medeniyeti, Atlantis medeniyetinin bir devamı niteliğindeydi.
Geçmişteki korkunç nükleer savaştan ders aldıkları için, devamlı barış içinde yaşamaktaydılar. Bu insanlar bilimde yeryüzü insanlarının binlerce yıl ilerisindeydi.
Yeraltındaki bilim adamları, bizim bilim adamlarımızın bilmediği enerji türlerini bilmekteydiler. Bu enerjiler hem uçan, hem de karada giden taşıtlarda kullanılmaktaydı.
TÜNELLER AĞI

Agarta İmparatorluğu’nun birbirine tünellerle bağlı yeraltı şehirlerinden oluştuğu ve bu tünellerde, uzay araçlarına benzeyen taşıtlarla dünyanın her köşesine gidilebildiği öne sürülürdü.
Agarta’daki halk, “Dünya kralı”nın başkanlığında bir hükümet tarafından yönetilmekteydi. Bu insanlar, Lemurya, Atlantis ve tanrılar ırkı Hyperborluların temsilcilerinden oluşmaktaydı.
İNSANLIĞI KURTARAN VARLIKLAR

Tarihin birçok döneminde Agartalı üstün varlıklar yeryüzüne çıkarak, insan ırkına rehberlik etmişler ve onları savaşlardan, felaketlerden ve yok oluşlardan kurtarmışlardı.
Hiroşima’ya atılan ilk atom bombasından sonra, ortaya çıktığı söylenen uçan dairelerin bu nedenden dolayı geldiği iddia ediliyordu.
Hint destanlarından “Ramayana”da, Rama’nın Agarta’dan uçan bir araçla geldiği anlatılır. Aynı şekilde İnka İmparatorluğu’nun kurucusu Manco Copac da uçan bir araçla geldiği söylenir.
Amerika kıtasında ortaya çıkan Agartalıların en önemlilerinden birisi de Maya, Aztek ve genel olarak Kuzey ve Güney Amerika’daki yerlilerin en büyük efsanevi önderi Quetzalcoatl’dır.
Başka bir ırktan (büyük olasılıkla Atlantis’ten) gelen bu beyaz adam, Meksika, Yukatan ve Guatemela’daki yerliler tarafından “büyük kurtarıcı” diye anılmaktadır. Aztekler ona “Sabah yıldızı” ve “Bereket tanrısı” derlerdi.
Quetzalcoatl, “Tüylü Yılan”, yani yılan şeklinde sembolize edilmiş “öğretici bilge” anlamına geliyordu. Bu isim, ona uçan bir araçla geldiği için verilmişti.
Mısır inançlarındaki Osiris başka bir yer altı tanrısıdır. Bazı araştırmacılar da, Yunan mitolojisinde geçen tanrıların Atlantisli yöneticiler olduğunu ileri sürer.
TÜRKİYE’DE DE ÖRNEKLERİ VAR

Agarta’nın, dünyanın her tarafına yayılan tünel ve şehirler ağına Türkiye’de de rastlandığı öne sürülüyor.
Kapadokya bölgesinde bulunan Mazıköy, Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı kentleri, bazı araştırmacılar tarafından Agarta’nın bir ispatı olarak gösterilir.
Bölgede bulunan ve büyük bir kısmı halen keşfedilmemiş olan yeraltı kentlerinin, bilinenden daha büyük ve derin bir alana yayıldığı düşünülüyor.
HİTLER DE PEŞİNDEYDİ

Agarta İmparatorluğu’nu bugüne kadar araştıran belki de en ilginç isim, Nazi Almanyası’nın lideri Adolf Hitler.
Hitler döneminde Almanya’da kurulan tarikat ve gizli dernekler, Agarta’nın varlığına inanan ve gizli yeraltı kentlerini bulmaya çalışan kişilerden oluşuyordu.

Agarta Efsanesi

Ehil olmayan ellerin açamadığı Agarta ülkesinin kapılarını Tibetliler, kendini bu yolun yolcusu sayan Hitler’in adamlarına bile göstermemiş, yanlış yerlerde oyalamışlar. İşte size Tibet’te, Nepal’de, hatta Rusya’da bile okulları olan Agarta mitinden efsanevi satırlar:
Cennetin basamağı

Lama ezoteriklerine (belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan batıni bilgi, öğreti) göre Agarta (Agarti veya Agartha) cennetin ilk basamağı anlamına geliyor. Bazı kaynaklarda Agarta, Tibet veya Himalayalar’da, bazı kaynaklarda ise Moğolistan’da.
Beyaz Ada, Şambala…

Beyaz Ada, Agarta, Şambala… Bu üç mit adından Avrupa daha çok Şambala Efsanesi’ni biliyor. Bu ad Tibet elyazmalarında geçiyor. Agarta miti Şambala’ya göre daha az biliniyor. Agarta mitini Fransız Aleksandr Sent-İv d’Alveydr ortaya çıkarmış. Ferdinand Ossendovski ise “Vahşiler, İnsanlar ve Tanrılar” kitabında anlatıyor Agarta’yı. Kitap, Moğol lamalarının anlattıkları efsanelerden oluşuyor.
Hükümdarı Brahitma

Moğol lamalarına göre insanların hayatını yöneten bir yeraltı ülkesi var. Bu ülke Agarta diye adlandırılıyor. Agarta’da yaşayan bilge insanlar gizli yollarla dünya işlerini idare ediyorlar. Agarta hükümdarının adı Brahitma’dır. Onun iki yardımcısı var: Gelecekten sorumlu Mahitma ve olmuş olaylardan sorumlu Mahinga.
İnsanlık bankası

F. Ossendovski’ye göre “Yeryüzünde insanlık mahvolduğu, ölüm ve karanlık hüküm sürdüğü zaman” bu ülkenin insanları, yani Agarta’nın insanları yeryüzüne çıkacak. Ve Agartalıların sayesinde insanoğlu yeryüzünde yaşamını devam ettirebilecek.
İki asır uyuyabiliyorlar

Seyyah Ernest Muldaşev, Tibet mağaralarında yaşadığını öne sürdüğü bu uygarlık mensuplarının 200 yıl boyunca uyuduğunu ve uyudukları zaman vücut ısılarının sıfırın altında olduğunu yazıyor. “Bu bilge insanlar çok farkı uygarlığı ve kültürü taşıyorlar. Onların beyni tam çalışıyor. Bunun dışında üçüncü gözleri açık. Müthiş bir beyin gücüne sahipler.”
Kun-Lun’un altında

Ossendovski’nin anlattığı Moğol efsanesine göre Cengiz Han, Kun-Lun Dağı’nı (Çin’in batısında, Doğu Türkistan’ın güneyinde) geçerken mağaralarda yaşayan insanlara rastlamış. Bu olayı Orta Asya’yı gezen Marko Polo da günlüklerinde anlatıyor: “Cengiz Han’ın ordusu, Kun-Lun Dağı’na varmak için bir ay kadar yol giderek büyük sahrayı geçiyor. Ve karşılarına bir patika yol çıkıyor. Ama etrafta hiç insan gözükmüyor. Israrlı arayışlardan sonra yol kenarında bir erkeğe rastlanıyor. Cengiz Han’ın huzuruna getirilen adama kim olduğu, ne olduğu soruluyor. O da, ‘Ülkemin insanları dağın altındaki derin mağaralarda yaşıyor’ yanıtını veriyor.”
Yerin gerçek sahipleri

Agarta’da yerin gerçek sahipleri yaşıyor. Onlar bütün bilgilere sahip bilge insanlar. Yüksek bilgisi olmayan kimse Agarta’ya gidemez. Bugüne kadar da kimse Agarta’nın kapılarını bulamamış. Bu gizemli ülkeyi bulmak için Orta Asya’ya birkaç seyyah grup çıkmış. XIX. yüzyıldan itibaren biri gitmiş, biri gelmiş. N.M. Prjevalski, G.N. Potanin, P.K. Kozlova ve N.K. Rerih’in önderlik ettiği keşif grupları Orta Asya’yı Agarta arayışları için boydan boya gezmiş. Ve aşağı yukarı hepsinin günlüğünde yerli halkın anlattığı ziyarete yasak olan sırlı yerler not edilmiş. Yerli halk buradaki bilgelerin Gobi ve Hangay bozkırlarında saklı olduğunu anlatıyor ve ekipleri onlara götürmekten sürekli kaçıyor.
Meğer o da onlardanmış

Agarta gerektiği zaman insanlığı doğru yönlendirmeleri için yeryüzüne kendi bilgelerinden bazılarını göndermiş. Onlardan biri de Apollon’muş. Yunan mitolojisinde müziğin, sanatların ve şiirin tanrısı… Kehanetlerde bulunan bilici tanrı. Zeus ve Leto’nun oğlu, Artemis’in kardeşi.
Yerin anası

N.K. Rerih, Hindistan’da yaşadığı sıralar Agarta’nın sırları için Himalaya Dağları’nı sık sık aşındırmış ve bu resim 1924 senesinde onun tarafından yapılmış. Rerih’in, “Yerin anası” adını verdiği bu tablonun dışında Himalaya Dağları’nı, Tibet’i andıran sıra dışı resimleri var.
Agartalılar Sovyetler’e hayranmış

Agarta yöneticileri, N.K. Rerih’le, 1926 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yöneticilerine haber yollamış: “Biz Himalayalar’dan sizin yaptıklarınızı biliyoruz. Siz dindeki cehaleti yıktınız ve ona yeni anlam getirdiniz. Siz yanlış inançları kaldırdınız. Siz yalanı mahvettiniz ve insanları aklın yoluna getirdiniz. Siz gece canavarlarına, karanlığın sahiplerine kapıları kapattınız. Yeryüzünü para için satılmışlardan kurtardınız. Siz örümcekleri diri diri ezdiniz. Siz çocuklara Kozmos’un gücünü getirdiniz. Devriminizi kabul ediyoruz ve Asya’nın bütünlüğü için size yardım gönderiyoruz. Biliyoruz kurduğunuz yeni sistem 1928-36 senelerinde tamamlanacak. Topluma yarar sağlamak isteyen sizlere selamlar!”
Sol kol Şambala kötüyü barındırıyor

Rene Genon’a göre de, “Gobi felaketinden sonra yüksek bilgi sahipleri olan bu uygarlık Himalaya Dağları’nın altındaki mağaralara yerleşiyor. Bu mağaraların merkezinde onlar iki “yola” ayrılıyorlar: Sağ ve sol kola. “Birinci yol” kendini “Agarta” olarak adlandırıyor (iyiliğin saklandığı yer) ve dünya işlerine karışmıyor. Bu sağ kol. “İkinci yol” Şambala’yı yaratıyor. Rene Genon’a göre bu kötülüğü kendinde barındıran ve dünya işlerini idare eden sol koldur. Ve yerüstündeki maglar, káhinler yalnız Şambala’yla ilişkiye girebiliyor, bilgi alıyor ve işbirliği yapıyorlar. Bunun için ona yeminler ediliyor ve kurbanlar kesiliyor. Agarta ise bütün kapılarını şimdilik yerüstü insanlarına kapalı tutuyor. Zamanı geldiğinde o kötüyle savaşmak için yerüstü insanına kendi askerlerini gönderecek.

Nasıl bir bağlantı kurulabilir, Ergenekon’la?

Hun’la, Göktürk’le alakası yoktur Agarta‘nın, Batı kaynaklıdır. 19. yüzyıl Avrupasında özellikle Fransa’da bir moda başladı. İspirtiyonizma, manyetizma, ruh çağırma gibi çeşitli salon eğlencesi yapma maksadıyla başladı bunlar. Sonra bu çalışmalar kendi düşünce sistemlerini üretti. Mesela hayali uygarlıklar yaratıldı. Sonra bunlar daha da genişledi, falan çıkarıldı. Agarta da bunlardan biri.. Yani salon eğlenceleri sonrasında ortaya çıkmış birşey. Fransızlar ortaya attı bunları, güya iki büyük kayıp kıta varmış. Biri Atlantis, biri de bu. Güya bu kıtalar tabii afetler veya savaş sonrasında çöküyor fakat o kıtaların bilge kişileri biraraya gelip bir yeraltı medeniyeti yaratıyorlar ve binlerce senedir burada yaşıyorlar. Bu yeraltı medeniyetlerin nerede olduğuna dair çeşitli uyduruk düşünceler ortaya atıldı. En büyük görüş Tibet’te, Himalayalar’ın altında olduğu fakat bu Güney Amerika’dan Los Angeles’a kadar uzanıyor. Şurada var burada var diye ortaya atılıyor. Böyle bir mit, böyle bir hayal. Fakat buna inananlar da çıktı. Hitler döneminde, Naziler bunların Aryan ırktan olduğu düşüncesiyle Tibet’e keşif heyetleri gönderdiler. 600 değil 6000 yıldan fazla olduğu iddia edilir. Ama hayali, saçma sapan birşeydir.
Ergenekon ile nasıl bir ilişkilendirme olabilir?

İkisi de efsane ama Ergenekon çok eski bir efsanedir, milli efsanedir. Agarta hoş birşey, veya Şimbala diğer ismi. Burada bilgeler yaşarlarmış, dünya kötülüğe büründüğünde bunlar ortaya çıkıp temizleyeceklermiş. Mehdi kavramı, Hristiyan teolojisindeki Christ-AntiChrist kavramı gibi efsaneleri birbirine bağlamak hoş şeyler…
Örgütlerin böyle tarihsel referanslarla isimler almaları ne kazandırır örgüte?

Sadece esrarlı bir hava verir.
Günümüzde sanki güncel, siyasi olayları tarihin hikayelerinde, efsanesinde yorumlama merakı artıyor sanki. Dan Brown’un Da Vinci’nin Şifresi kitabının bu kadar satması da bu ihtiyaçtan mı?

Orada ciddi bir çalışma var. Dan Brown bunu yazarken bir akademisyenden ileri düzeyde çalışmış. O kitapta yazılı olanlar biraz roman unsurlarıyla süslenerek çıktı. Bunlar eskiden de vardı zaten. Bir örgüt kuruyorsunuz, bu da hava veriyor. Naziler de bu çoktu. Atlantis veAgarta‘yı Aryan ırkla bağ kurmak için bir servet harcadılar. Hatta Dalay Lama’yı bile Aryan kökenli gösterebilmek için uğraştılar.
Örgütlenmenin içerisinde Agarta bir dini unsur taşıyor mu?

Agarta düşüncesi tamamen hayali, uyduruk, uçuk birşeydir. Dini unsur da yoktur. Ruh çağırma seanslarının ulaştığı ileri bir aşamadır.
Tarikatvari denmesinin anlamı nedir?

Bu Agarta‘da suluk varmış, bilgeler varmış, onlar yetiştirirlermiş, böyle bir tarikat havası verilmiş. Ne böyle bir tarikat var ne de böyle bir oluşum var. Aklınız alıyor mu, Himalaya Dağları’nın altında böyle büyük bir medeniyet olacak, yer altında yaşayacaklar, gün yüzü görmeyecekler ve bunlar çıkacaklar dünyayı idare edecekler. Tarikat falan değil tamamen uydurma şeyler.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
agarta, nedir


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Agarta ve Şambala - Gizemli Yeraltı Ülkeleri. Düş Kitap Tanıtımları 0 23 Ocak 2015 14:38
Agarta Teknoloji Frozen Esrarengiz Olaylar 0 31 Mart 2011 17:20
Ölümsüzler Ülkesi ''Agarta'' Sevda Kültür ve Sanat 1 07 Şubat 2011 22:46
Agarta Efsanesi. Sevda Felsefe 0 07 Şubat 2011 04:37
Agarta Efsanesi YapraK Tarih 0 11 Mart 2010 21:42