IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Mart 2011, 17:56   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Mu atlantİs ve Öncesİ…




MU ATLANTİS VE ÖNCESİ…

Size anlatacaklarıma inanıp inanmamanız beni ilgilendirmez. Her büyük bilgelikte olduğu gibi, kendi kabul ediş derecenize, Kendi şuur noktanız karar verecektir. Bu dünyadan insanlığın farkında olmadığı birçok büyük uygarlıklar gelip geçmiştir.

Ökült öğretilere göre Raund denilen her büyük dünya devresinde 7 kök ırk yaşar ve her ırk da ayrıca 7 alt ırka ayrılır. İşte biraz sonra sözünü edeceğimiz Cordemia uygarlığı bu raund’un 1. kök ırkını oluşturur. Kendinden doğumlular olan yoga oğulları, 52 metre boyunda olan, âdem ırkı 1,5 milyar yıl önce ortaya çıktılar.1.kök ırkın kalıntıları Afganistan’daki bamyan kenti yakınındaki devasa heykellerde görülür. Vadi devasa kayalıklarla kuşatılmıştır. İnsan eli ile açılmış olan mağaraların bazılarının girişinde beş adet muazzam heykeller yer almaktadır. Bu heykellerin en büyüğü 52 metreyi bulur. İşte 1. kök ırka ait olan heykellerdir. Birincisi gibi kayaya oyulmuş olan 2. heykelde 38 metredir.(2, kök ırkı oluşturanlar hiperboreanlar) 3. heykelinse 18 metreye ulaşmıştır.(3, kök ırkı oluşturanlar lemuryalılar). 4.heykelise9 metre boyundadır.(4.kök ırkı oluşturan Atlantisliler ) .5.heykel ise daha kısa boylu olup, şimdiki insan ırkının yüksek boylu insanından biraz daha iricedir.(5.kök ırkı oluşturanlar aryenler)

İnsanlık bu dünya üzerine yerleştirildiğinde, insanlık, Yaradan’ın kendi mükemmelliğine benzetilerek yaratılmıştı. İnsanlık dünya üzerinde ilk kez yürüdüğünde hatanın ne olduğunu bilmeksizin mükemmel bir yaşam sürmüştü. CORDEMİA adıyla bilinen ve insanlığın bu dünya üzerindeki ilk büyük uygarlığı olan bir uygarlıkta yaşamıştı. Bu uygarlığın coğrafi konumu, ölü deniz dediğimiz su kütlesinin civarına rastlıyordu. Bu yeryüzünün ilk sakinleri sadece ruhtan daha yoğundular. Bu yoğunluktaki varlıklar dünyaya gelmeden önce, andromeda, sirius ve Orion galaksilerinden ve diğer boyutlardan güneş sistemimizdekiVenüs’e göç etmişlerdir. Bilindiğ
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] gibi Venüs üzerinde insanların yaşayamayacakları bir gezegendir. Bu yüzden oralarda fiziksel olmayan buharımsı bedenlerde varlıklarınısürdürdüler.(Cordemia uygarlığı birinci kök ırkı oluşturur.)
Hiperborea kıtası hakkında ise pek fazla bilgi kaynağı bulunmamaktadır. Hiperborea, ezoterik tradisyona göre, Dünya ekseninin değ
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]şmesinden önce, şimdi kuzey kutbunun bulunduğu bölgede yer almaktaydı. Yüzbinlerce yıl önce, ilk ''toplu doğal afetler dönemi''nde sulara gömülmüş, sonraki bir dönemde meydana gelen eksen değ[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]şikliğinden ötürü bölge buzullarla kaplanmıştır. Hiperborea'lılar sarı saçlı, mavi gözlü bir ırk olarak, hastalığı tanımayan, çok uzun ömürlü, mutlu insanların kıtası olarak betimlenir. Ve beyaz ırkın da ilk atalarını oluşturuyorlardı. Tufandan önce kutup bölgelerinin oldukça sıcak alanlar olduğu ezoterik tradisyonların genel bir kabulüdür. Tufandan önce, kutup bölgeleri oldukça sıcak alanlardı çünkü dünya, güneşe daha yıkan bir yörüngede dönüyordu, ekseni dikti. Dolayısıyla mevsimler yoktu.. Hatta Maya ve Hint tradisyonlarında Hiperborea Tanrılarıyla Lemurya majisyenleri arasındaki savaşın anlatıldığı metinler vardır. Bu savaş o kadar büyük ve etkileyici olmuştur ki, dünya üzerinde büyük iklim değişiklikleri meydana gelmiş ve buzul çağına girilmiştir.(Hiperboreanlar 2,kök ırkı oluşturur.)

Venüs’teki tekâmülleri sırasında henüz deneyimlemedikleri fiziksel var oluşu deneyimlemek için mavi ve yeşil bir gezegen olan dünyada ortaya çıkan zeki bir yaşam formuna girerler. Bu durumda kendilerine uygun bir yer bulmak için bu sezgisel olarak yapılan taranmada lemurya denilen kıtaya yerleşmeye karar verdiler. Lemuryadaki bu zeki yaşam formları ince uzun bedenlere, yakışıklı hoş bir görünüme, esmer bir tene, koyu renkli gözlere ve parlak siyah saçlara sahiptiler.

Lemuryada yaşamak mitolojik cennet bahçesinde yaşamak gibiydi. Bu dertsiz ve tasasız bir yaşamdı. “Acele et” sözü Lemuryada asla kullanılmazdı. Tropikal ve astropikal bitki örtüsü meyve, sebze, şifalı bitki ve kabuklu yeşimlerle doluydu.

Yerküre, enerjisinin ley hatları olarak bilinen meridyenler boyunca akması bakımından bir insan bedenine benzer. Bu ley hatları yer kürenin sinir sistemidir. Lemuryalılar bu ley hatlarına enerji ağı derlerdi. Bu enerji ağı üzerinde belli noktalarda muazzam enerji vorteksleri(anaforları) içeren akupunktur noktaları bulunur. İngiletere’deki Glastonbury, California’daki Shasta dağı ve Yeni Zelanda’daki Taupo gölü aynı enerji ağları ile birbirine bağlıdır.
O başlangıç dönemimdeki ruhlar yukarıdaki âlem ile tam bir irtibat içersinde yaşadılar. Yasak meyve sembolizmi ve elmanın yenmesi, insanlığın yaşam alanına irade özgürlüğünün girişini temsil ediyordu. Bundan böyle insanlığın masumiyeti yerini, sağ kalmak için gösterdiği çabalar ile kendilerince yaratılan yaşam güçlükleri almıştı. Zamanla ruhsal varlıklarla olan irtibatları devam etti ama zamanla bu tür irtibatlar insanlığın kendi yoğunluğu ile kesildi ve böyle insanlık kendi arzusu ile güzelim bahçesinden atıldı.

Atlantisliler evrim yasasına uygun olarak dördüncü alt ırkın ortalarına doğru fizik güzellikleri ile güçlerinin doruğuna varan devlerdi Dünyanın her yanında eskiden var olan bir devler ırkına yazılı ve sözlü tradisyonlar mevcuttur. Agarek dünyasında titanlar, Hindistan da danavalar, Kalde de izdubarlar… Türkçedeki ızbandut kelimesinin burdan geldiği aşikârdır.
Hz. Musa 4.60 metre yüksekliğinde ve 1.20 metre genişliğinde bir kral olan Og’dan bahseder.(Tevrat tesniye–3/11) Yine bu dönemde yaşamış olan Titanlar ve kikloplar Atlantis ırkına aittir. Kiklpolar gerçekten de üç gözlü ölümlülerdi. Üçüncü kök ırkın insanları fiziki bir üçüncü gözü vardı. Dördüncü kök ırkın üçüncü alt ırkının ortalarında insan organizmasının mükemmel v simetrik bir hale gelmeye başlamasından itibaren ancak bu beşinci kök ırkta tamamlanmıştır. Üçüncü gözde insanın anatomisinden kalkmıştır. Üçüncü gözün zihin ve görsel algılamaları hemen hemen dördüncü kök ırkın sonuna kadar sürmüş, Atlantis kıtasının büyük bir kısmının batması ndan öncede üçüncü gözün işlevi tamamen bitmiştir. Ancak arkasında bir zamanki varlığına tanıklık edecek bir iz bırakmıştır. Bu tanık beyin hipofizi’dir.

İlk iki kök ırk hakkında fazlaca bir bilgi bulunmaz Ancak 3,kök ırk ile bilgiler yavaş yavaş açılmaya başlar.
3.kök ırkı oluşturan lemuryalılar, o dönemde devasa kara parçası halinde günümüzde Tibet. Moğolistan, Gobi çölünün yer aldığı bölgeyi kapsayan iç denizden kendisine ayıran Himalayaların eteklerinden başlayarak güneyde antartiğe, batıda Avusturalyayı içine alarak Pasifik okyanusundan Paskalya adalarına kadar uzanıyordu. Paskalya adası 3,ırkın ilk uygarlığına aittir. Diğer kara parçaları ile birlikte sulara gömülmüş olan bu yer, Volkanik bir faaliyet sonucu okyanus yatağından aniden yükselmesi sonucu, volkanı ve heykelleri ile birlikte, kadim çağların el değmemiş küçük bir kalıntısı halinde Lemuryanın mevcudiyetinin bir tanığı olarak su üstüne çıktı.

Üçüncü kök ırk insanlarının fiziki bir üçüncü gözü vardı. Dördüncü kök ırkın üçüncüsü alt ırkın ortalarında beşeri organizmanın mükemmel ve simetrik bir hale gelmeye başlamasından itibaren ki ancak beşinci kök ırkta tamamlanmıştır. Üçüncü gözde insanlığın dış anatomisinden kalkmıştır. Fakat fiziki ve spritüel olarak, üçüncü gözün zihni ve görsel algılamaları dördüncü ırk’ın hemen hemen sonuna kadar sürmüş ve Atlantis kıtasının büyük bir kısmının batmasından önce de insanlığın maddiyata yönelik ve yozlaşmış durumdan ötürü üçüncü gözün işlevi tamamen yok olmuştur.
Dördüncü kök ırkı oluşturanatlantisliler,gerçekte, tamamıyla beşeri ve dünyasal mahiyette olan ilk ırktı. Ondan önceki ırklar, insani vegörünür hale gelebilmiş olmaktan ziyade ilahi ve etgerik mahiyetteydiler Atlantis ırkının 7 alt ırkı sırasıyla şunlardı.
1-Rmoahlar: lisanın ilk örneklerini geliştirdiler
2-Tlavatli’ler: Olumlu hırs ve hafıza doğdu
3-Toltekler: Kamu kuruluşlarını ve babadan oğla gecen yönetimi tesisi ettiler, ulusları başlattılar
4-Turanlar: Hırsı, nefsanî yönde, arzuların tatmininde kullandılar
5-Orijinal Samiler: Düşünce kudretine, muhakeme yeteneğine değer vermeyi öğrendiler, zeki olanlar ön saflara geçtiler.
6- Akatlar: Bireysel düşünceyi genel kanunlarla sınırlama ihtiyacını duydular, hak ve kanun sistemini kurdular
7-Moğollar: Düşünce gücü çok gelişti. En yaşlı olanın en akıllı olduğuna inandılar.

Her hangi bir büyük uygarlık dezentegre olmadan önce, bir sonrakinin tohumlarını emniyete alır. Bu gün mevcut olan ırkların kurucuları olacak olan halklar da Atlantis’ten çıkmışlardı. Şimdiki ırksal özelliklerin hepsi Atlantis’ten kaynaklanmıştır.

Bir zamanlar Atlantis yöneticileri dünyaya kâinatın başka bir yerinden gelmiş olan bir grup bilge ve yüce öğretmenlerce sevk ve idare ediliyorlardı. Bu ziyaretçilerden bazıları dünyalılarla evlenerek kendi türlerinden diğer varlıklarında uygun bedenler içinde enkarne olmalarını sağlamıştır. Böylece ilk ziyaretçiler uzay araçları ile fiziki olarak gelmişlerssede, bundan sonrakiler spritüel yoldan seyahat yaparak kendi seçtikleri bedenlerde doğmuşlardır.

Atlantis güneş sisteminin bir başka yerinde mevcut olup, dünyadaki Atlantis ölmekte olan bir planetin sakinlerini barındırmak üzere kurulan bir koloniydi. Atlantislilerin uygarlığı, mısırlılarınkinden daha büyüktü. Tüm dünya tarihi burçlar kuşağına kayıtlıdır. Mısırın kadim mabetlerinde bu hususa denderah burçlar kuşağı tanıklık eder. Burçlar kuşağı her biri 25868 yıl süren üç devrenin geçişini gösterir. Çünkü bu burçlar kuşağında aslan burçu ile terazi burçu arasında tam üç tane başak burçu kuşağı vardır. İşte bu üçlü kuşak beşinci kök ırkın dördüncü alt ırkının üç ayrı dönemini yansıtır. Alt ırkların ilki olan aryen Asyalılar, miyosen çağının kapanışına doğru. Yani 850000 yıl önceRuta ve daitya ada kıtaları ile birlikte dev Atlantislilerin son halkalarının yok oluşuna tanık olmuştur. Dördüncü alt ırk ise yaklaşıl 11000 yıl önce son Atlantis adasındaki aryen-Atlantislilerin yok oluşuna tanık oldular. İşte bizim dâhil olduğumuz 5.kök ırk, aşağı yukarı 1000000 yıldır mevcuttur.

KAYNAKÇA:
Bilim araştırma merkezi yayınları: tarih öncesi evrensel uygarlık
Lauren O Thyme & Sareya Otion: Lemurya yolu
Yüksel Yazıcı: İnsanın Ötesi
Jean Paul Bourre: Ölümsüzler ülkesi Agatra

TURHAN YENGÜL

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
atlantİs, mu, ve, Öncesİ…


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Biz size hiç güvenmedik aslında… Bu ülkede doğduğumuza hiç sevinemedik… Numune Serbest Kürsü 0 14 Şubat 2015 16:58
Düşlerimde büyüttüğüm eşsiz sevdamın sahibi… Bir gün geleceksin değil mi?… (S.s) Hesna Aşk ve Sevgi Köşesi 3 06 Haziran 2011 07:05
Sirri ÇÖzÜlemeyen atlantİs efsanesİ Frozen Esrarengiz Olaylar 0 30 Mart 2011 16:41
Nedenler ve niçinlerle dolu bir dünya biz kısa kestik …….NEDEN…. aŁmiηa Aşk ve Sevgi Köşesi 0 07 Şubat 2011 20:21
Belki… Bir Gün… Bir Yerde… Hesna Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 12 Ocak 2010 16:21