Rasyonalizm (Akılcılık) :
Empirizm (Deneycilik) : Doğru bilgiye duyu verileri ve deneyle ulaşılabileceğini savunan akımdır. İnsan aklında doğuştan bilgi olmadığını ve bilgiye dış dünyadan gelen deney verileri ile ulaşılabileceğini ileri sürer. Bilginin kaynağı deneydir. Empirizm deneye dayanan fiziği temel alır. Empirizmin ilk örnekleri ilkçağda Epiküros’ta görülür. Ona gör bütün bilgilerin ilk kaynağı duyudur. Temsilcileri: John Locke[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] David Hume
Sensüalizm (Duyumculuk): beş duyu verisinin verilerini doğru kabul eden görüş. Empirizmi[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] doğrudan duyu algısı olarak kabul eder. Duyu algılarının dışındaki bilgi kaynaklarını reddeden görüş zihnin soyutlama gücüyle elde ettiği kavramların bilgi olduğunu da reddeder. Temsilcileri: George Berkeley[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Condillac
Kritisizm (Eleştiricilik) : Kristizm[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] bilgi teorisine aklı inceleyerek yaklaşmaya çalışır. Bunun için de bilgiyi sağlamada aklın rolünü ve deneyin rolünü ayrı ayrı ele alarak rasyonalizmle empirizmi uzlaştırmak ister. Temsilcisi: Immanuel Kant
Pozitivizm (Olguculuk) : Pozitivizm de 19. yüzyıla damgasını vuran doğa bilimlerinden etkilenerek doğmuştur. Pozitivizm ancak duyu verilerine ve deneye dayanan olgusal dünyanın bilinebileceğini ve bu bilgiye de bilim aracılığı ile ulaşılabileceğini savunur. Deneyle denetlenemeyen her türlü felsefi soru anlamsızdır. Bu yüzden[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] olguların arkasında yatan nedenler değil[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] olguların arasındaki ilişkilerin bilgisine ulaşmayı amaçlamak gerekir. Temsilcisi: Auguste Comte
Entüisyonizm (Sezgicilik) : Kesin ve değişmez bilgilere sezgi aracılığı ile ulaşılabileceğini savunan akım enstüisyonizmdir. Temsilcileri: Henri Bergson[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Gazali
Pragmatizm (Faydacılık) : Bilgiye fayda açısından yaklaşan pragmatizm bir yaşam felsefesidir. Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan bu akım[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] felsefi bir akım olmanın ötesinde geniş halk kitlelerinin yaşam biçimine dönüşmüştür. Temeli İlkçağ filozoflarından sofistlere kadar inen pragmatizm bilgiyi faydaya dayandırır. Pragmatizme göre[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ne ki faydalıdır o bilgidir[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ne ki bilgidir o faydalıdır. Temsilcileri: William James[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] John Dewey
Fenomenoloji (öz-görüngübilim) : Fenomenoloji[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] pozitivizmin duyusal verileri yani olguları ön plana çıkaran anlayışına karşı “genel objeler” in ruhsal (tinsel) olarak kavranabileceği anlayışını ortaya koyar. Görünenler (fenomenler) içinde bulunan “öz” doğru bilgidir ve bu “öz” ancak bilinçle kavranır. Temsilcisi: Edmund Husserl
Sofizm (Kuşkuculuk): Sofist felsefe İ.Ö. 5. yüzyılda[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] doğa filozoflarına tepki olarak doğar. Sofistlere göre duyu verileri insanlara göre değiştiğinden kesin bilgilere ulaşmak olanaksızdır. Bu yüzden bilgi görelidir (relatiftir). Temsilcisi: Protagoras[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Gorgias
Septisizm (sistematik kuşkuculuk[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] şüphecilik) : Kuşkucu Pyrhon (Piron)[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve Timon verilen her yargının çelişiği için de güçlü nedenler olduğunu söyleyerek[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hiçbir konuda kesin yargıya varılamayacağını ileri sürer.
Sensüalist Septisizm (Duyumcu kuşkuculuk): ***tus Empricus’a göre doğru bilgi olanaksızdır. Çünkü; Aynı şeyler farklı insanlarda farklı etkiler yapar. Her insan duyu bakımından farklı yaratılmıştır. Algılar[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] içinde bulunduğumuz duruma göre değişir.
Nihilizm (Hiççilik) : Nihilizme göre hiçbir varlık gerçekten var değildir ve varlığı var olan olarak kabul eden görüşlere karşı çıkar. Ancak daha genel bakıldığında nihilizm hiçbir değer ve kural tanımayan bir görüştür ve toplumda düzeni sağlayan tüm otoriteleri reddeder. Nihilizm bu biçimiyle siyasal anlamda anarşizme temel oluşturur. Temsilcileri: Gorgias[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] W.F. Nietzsche
İmmoralizm (Ahlak anlayılarını reddetme):
Ahlakın dışlandığı bu felsefi anlayışın en önemli temsilcisi Friedrich Nietzsche’dir. Nietzsche kendi çağına kadarki ahlak anlayışlarını reddederken immoralisttir. Ancak “üst insanın” ahlakının egemen olması gerektiğini söylerken de moralisttir.
Taoizm (Hiççilik): Nihilizmin bir başka biçimi de İlk Çağda Çin’de görülen taoizm’dir. Lao-Tse’nin kurduğu taoculuk[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] gerçeğin tüm çeşitliliğine karşın “bir” (Tao) olduğunu ve bunun adının[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] biçiminin[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] maddesinin[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] görüntüsünün olmadığını savunur. Aldatıcı olan dünya varlıktan yoksundur.
Realizm (Gerçekçilik) : Varlık vardır anlayışı realizmdir. Realizm varlığın insan bilincinin dışında[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] insan bilincinden bağımsız olarak var olduğunu savunur. Realizmle ilgili bir başka tartışma konusu da varlığın ne olduğu problemidir.
Oluşçuluk (Süreç Felsefesi): Bu görüşün ilk temsilcisi[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İlk Çağ doğa filozoflarından Herakletios’tur. Herakleitos’a göre evrenin ana maddesi (arkhe) ateştir ve her şey ateşe dönüşecektir. Bu süreçte evrende her şey değişir. Değişimin temeli karşıtların çatışmasından doğan uzlaşma oluştur. “Değişmeyen tek şey varsa o da değişmenin kendisidir.” Herakletios[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] değişmenin düzenine logos (akıl) adını verir. Temsilcileri: E. Mach[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] H. Bergson ve N. Whitehead
Düalizm (ikicilik): Materyalizmle idealizm arasında bir uzlaşma çabasıdır. Descartes’a göre varlık madde ve ruh olmak üzere iki cevherden oluşur. Ruhun işlevi düşünmek[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] maddenin işlevi uzayda yer kaplamaktır. Evrendeki nesne dünyasındaki varlıklar salt madde[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Tanrı ise salt ruhtur. İnsanda madde ve ruh bir aradadır.
Hedonizm (Hazcılık): İnsanın haz duyduğu şeylerle mutlu olabileceğini savunur. Haz duyulan şeyler öznel olduğundan evrensel bir ahlak yasasından söz edilemez. Bu görüş[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ilkçağ düşünürlerinden Aristippos’a göre[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] “iyi” nin ve “kötü” nün ölçütü hazdır. Haz veren şeyler “iyi” [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] acı veren şeyler ise “kötü” dür. Epiküros’a göre ise insan acıdan kaçarak ve hazza yönelerek mutlu olur.
Egoizm (Bencillik): İnsan eylemlerinin kökeninde “ben sevgisi” vardır. Ahlak ise insanın kendini koruma güdüsünün dışa vurulmasından başka bir şey değildir. Bu görüşü savunan T. Hobbes’a göre[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] insanda[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hayvanlarda olduğu gibi “kendini sevme” ve ”kendini koruma” içgüdüleri vardır. Dolayısı ile insan doğası gereği “bencil” dir. Bencil olan insan her şeyden önce kendi “çıkar” ını düşüneceğinden evrensel bir ahlak yasası yoktur.
Teizm (Tanrıcılık): Evreni ve insanı yaratan öncesiz ve sonsuz bir Tanrı’nın varlığını kabul edip[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Tanrı’nın aynı zamanda dünya ile sürekli ilişki içinde olduğunu kabul eden görüş Teizm’dir. Teizme göre Tanrı dünya ile ilişkisini dinler aracılığı ile kurar. Bu görüşte olanlar Tanrı’nın varlığını açıklamak üzere şu kanıtları ileri sürerler
Deizm (Yaratanclık): Deizm[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Tanrı’nın evreni kendi yasalarına göre işleyen bir düzen olarak yarattığını savunur. Ancak yaratan ve düzeni kuran Tanrı’nın[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] evreni kendi başına bıraktığını kabul eder. Bu yüzden deizm[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] dinsel dogma ve ilkelerin varlığını kabul etmez. Deizm’e göre Tanrı’nın vahiy[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] mucize gibi kanıtlara gereksinimi yoktur.
Politeizm (Çoktanrıcılık):
Tanrının birden fazla olduğunu savunan inanış eski yunan inanışında olduğu gibi.
Ateizmdir (Tanrı tanımazlık): Ateizm tanrı’nın varlığını reddederek evreni[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] evrene dayanarak açıklamaya çalışır. Bu nedenle ateizmi savunan düşünürler genelde materyalisttir. Ateizm tanrı’nın varlığını şu nedenlerle reddeder
Agnostisizm (Bilinemezcilik): Tanrı’nın var olup – olmadığının bilinemeyeceğini savunan görüştür. Örneğin sofist düşünürlerden Protagoras “Tanrılar üzerine bilgi edinmekte çaresizim; ne var oldukları ne de olmadıkları[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ne de ne şekilde oldukları üzerine …” Agnostisizm adını ilk kullanan Thomas Huxley’e göre duyularımızla kavrayamadığımız şeyler konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz. Tanrı da duyularla kavranamadığı için var olup-olmadığını söylenemez.
Stoacılık (Kadercilik): Dünya bir amaca göre düzenlenmiş sistemdir. Varlıklarda bu sistemde ahenkli bir bütündür. Bu bütünün bir parçası olan insan bütünün amacına uygun davranmalıdır. İnsanın amacı olan mutluluk[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Mutluluk erdemdir. Erdem doğaya uygun yaşamaktır. Hepsi insan iradesinin Tanrı iradesine uygun düşmesinden ileri gelir. İnsan kendini dünyanın gidişinden kendini ayıramayacağına göre yapılacak iş dünyanın gidişini olduğu gibi benimsemektir. Bu nedenle insan gereksiz sıkıntı ve tasalardan uzaklaşmalıdır. Temsilcileri: Epiktetos ve Kıbrıslı Zenon
Hümanizm (İnsancıllık): Rönesnas’ın işlediği ilk konu insandır İnsanı arayan[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] insanın özü ile bu dünyadaki yerini sorgulayan çalışmalara denir.
Neoplatonizm (Yeni Eflatunculuk):
Aristocu skolastiğe karşı Platon sevilmiştir.
Platon akademisi kurulmuştur. Platon’un güzeli baş idea arasına alması Rönesans felsefesinin platonu benimsemesine sebep olmuştur. Ayrıca platonun mistik yapısı da Rönesans ’ın din yapısına uygundu. Bu sebepler Platonizmi doğurmuştur.
Aristotelizm (Aristoculuk):
Aristo’yu ortaçağın yanlış yorumladığına inanan bir takım düşünürler Aristo’nun fikirlerine yeniden yöneldiler. Aristoculuk skolastisizmden uzak bir şekilde yeniden yorumlanmıştır.
Atomizm (Yeni maddeclik):
Rönesans atomculuğu Epiküros’a dayanır. Epiküros skolastik felsefenin etkilerinden ayıklanarak yeniden anlanmaya çalışılmıştır. Böylece yeniden canlanan atomcu felsefe skolastiğe karşı çıkmıştır.
Patristik Felsefe (Kilise babaları felsefesi):
Hristiyanlık dinine antik felsefe ile şekil verme görüşlerinin ilkidir.
Kilise babalarının felsefesidir. Hristiyan öğretilerinin temellendirilmesine çalışmışlardır.
2-6.yy larda yaşamışlardır. Kilise babaları aynı zamanda din adamıdır.
Temsilcisi: Augustinus
Skolastisizm (Kilise okulları felsefesi): Patristik felsefenin sistematik halidir. Skolastik felsefede Aristotales felsefesinin ağırlığı vardır. Skolastik felsefe okul felsefesidir. Din adamı yetiştiren manastır ve katedraller de geliştiği için schola felsefesi ortaya çıkmıştır. Bu dönem felsefeyi dinin doğrularına uygulayıp inanç konularını kavranılır kılmayı amaçlar. Skolastik kiliseye bağlılık ve her türlü eleştiriye kapalılıktır. (dogmatizm) Temsilcileri: Aquinalı Thomas[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Anselmus[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ockhamlı William
Nominalizm (Adcılık):
Skolastiğin önceki dönemlerinde belirlenen ideaların zihnin ürünü olan ad’tan ibaret olduğunu savunan görüştür. Kurucusu Ockhamlı Williamdır. Felsefe ile bilimlerin dinden bağımsızlığına yol açmıştır. Rönesans felsefesine zemin hazırlamıştır.
Voluntarizm (İstenççilik):
İradenin aklı karşısındaki üstünlüğünü ileri süren görüştür. Duns Scotus’a göre insanı bilgiye ***üren iradesidir. İnsanın kilise karşısında özgür olmasına yol açmıştır. Rönesans felsefesine zemin hazırlamıştır.
İşrakizm (Işıkçılık): İslam felsefesinin[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] eski doğu din ve felsefesinden etkilenmesiyle oluşmuştur. Mistik bir yapısı vardır. Yeni eflatunculuktan etkilenilmiştir. Akla karşıdır. Kurucusu Sühreverdi’ dir. İşrak aydınlanma manasındadır. İşrak insanın içine doğan ışık (sezgidir) Doğruya akıl[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sezgi ve benliğin arınması ile ulaşılır.
Meşşaiye (Yürüyenler): İslam düşüncesi ve Aristo felsefesini uzlaştırmaya çalışmışlardır. Aristo felsefesini kendilerine rehber edinmişlerdir. Akıl ile İslam inançlarını açıklamaya çalışmışlardır. En önemli temsilcileri Farabi[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd’tür. Aristo’nun izinde yürüdükleri için bu felsefeye Meşşai (yürüyen) felsefesi denir.
Materyalizm (Maddecilik): Varlığın insan zihninden bağımsız olarak var olduğunu kabul ederler ve maddi cinsten bir şeyt olduğunu savunurlar. Materyalizm çatısı altında toplanırlar. Materyalizme göre gerçekten var olan “madde”dir. Demokritos[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Hobbes[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Lametrie[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Marx
İdealizm (Fikircilik): Varlığın ilk ve en önemli ögesinin idea olduğunu öne felsefi öğretiye idealizm denir. Varlığı idea kabul eden filozoflardan Platon[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Aristoteles[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Farabi ve Hegel'dir.
Kartezyenler (Descartesciler):
Descartes’in öğrencilerine denir aklı ön plana çıkarmışlardır.
Monizm (Bircilik):
Beden ve ruh gibi iki cevher değil bir cevher var diyen görüş
Spiritüalizm (Ruhçuluk):
Var olanların özü ruhtur diyen görüş.
Romantizm (duygusalcılık):
Kant’ın insan zihni ve ruhunda kabul ettiği her şeyin dış dünyada da var olduğunu kabul edenlere denir. A.de Musset
Relativizm (Görecelilik):
her şeyin kişiden kişiye değiştiğini mutlak ve değişmezin olamayacağını savunan görüş.
Metafizik (Fizikötesi):
Duyusal olanın üstünde olanı araştıran ve ruh cin peri vs varlıklarla uğraşan daldır.
Mistisizm (Gizemcilik):
Doğaüstü güçlerin var olduğu ve bunlarla ilişki kurulabileceği temelini savunan görüş.
Paradigma (Görüş açısı): Olguları açıklamaya yönelik[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] kanılar[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] inançlar ve değer yargılarından oluşmuş bir çerçevedir. Bilim adamının dış dünyaya bakışını belirleyen bir kuramdır.