IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Ağustos 2011, 13:07   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Geç Batı Düşüncesinde Ruh Kavramı




Tarihsel süreç boyunca ruh kavramını açıklama konusunda çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Felsefi idealizmin düalist açıklaması, gnostik açıklama ve varoluşçu açıklama bunlardan yalnızca bazılarıdır. Antik çağın maddecilerine göre ruh, canın akli kısmıdır. 17 ve 18. yy. maddecileri (Hobbes, Locke,La Mettrie) ise ruhu yalnızca duyumsal bilginin bir çeşidi olarak kabul etmişlerdir. Diyalektik materyalizm ruhsallığı duyumlar bütünü olarak da görmemiş ve maddeden bağımsız bir ruhu kabul etmemiştir.

Batı düşüncesinde ruh kavramı hakkındaki görüşlerde ruh ve beden düalitesinin vurgulandığı görülür. Plotinus’un görüşünde olduğu gibi, kimi görüşlerde ruh ancak sezgisel olarak kavranabilecek akıl-ötesi bir prensiptir (kaynak). Birçok dinsel görüşte de ruh, doğaüstü yani maddi doğanın ötesindeki bir öz olarak kabul edilir. Klasik Alman felsefesinde de ruhun aktif özelliği bireysel şuur etkinliği olarak kabul edilir. Ruhu ilk prensip olarak kabul eden Hegel de, ruhu zihin olarak gerçekleşen bireysel şuurla ilgili görmüş ve "mutlak bilgi"nin peşinde koşan bir varlık olarak kabul etmiştir.Ruhu teori ve pratik faaliyetleri açısından da ele alan Hegel’e göre, ruh kendini bilme sürecinde maddi doğayı aşarak kendisine (zâtına) kadar yükselir.

Aşağıda, Batı düşüncesini biçimlendirmiş, 16.yy. ile 20.yy. arasında yaşamış, tanınmış isimlerden bazılarının ruh kavramı hakkındaki görüşleri tek cümleye indirgenerek verilmiştir:

Descartes ruhu “eşyanın zıddı olan düşünen şey” olarak tanımlar.
Spinoza ruhtan “ilahî cevherin özellik ve tarzı” olarak söz eder.
Leibnitz ruha “kendi içine kapalı monad (teklik) alevi” adını verir.
Lessing ruhu “sonsuz soluk” olarak ifade eder.
Kant ruhu “mutlak olanı idrak etmenin imkansızlığı”yla niteler.
Fichte ruhu “bilgi ve fiil” olarak ifade eder.
Hegel ruhu “fikrin (idea) gelişiminin kendisi” olduğunu söyler.
Schelling ruhu “mistik kudret” olarak tanımlar.
Nietzsche ruhu “kudretin iradesi” olarak ifade eder.
Freud ruhu ego ile süperego arasındaki fark olarak belirtir.
Jaspers ruhu varoluşla tanımlar.
Heidegger ruhu “orada olmak” olarak ifade eder.
Bloch “geleceğin kökenindeki gerçekleşme” olarak ifade eder.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
gec


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
''Ben'' kavramı (''Ben'' ve(ya) ''Biz'') Deep Tartışma Platformu 4 26 Ocak 2013 16:20
Mutsuzluk Kavramı Zen Ruh Sağlığı 0 31 Ekim 2012 16:39
İslâm düşüncesinde Felâsife ya da Hü-kema denince ne anlaşılır? Kalemzede Felsefe 0 04 Ekim 2011 22:49
Bölge Kavramı Sır Türkiye'nin Coğrafi Bölgeleri 0 30 Nisan 2011 19:20