🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
Gramsci düşüncesi örgütlü soldan çıkmakla birlikte çağdaş akademik tartışmalarda, kültürel araştırmalar ve eleştirel kuram (critical theory) ile ilgili önemli bir kişilik haline gelmiştir. Merkez ve sağdan siyasi kuramcılar da onun görüşlerinden yararlanmışlardır; örneğin onun egemenlik (hegemonya) düşüncesine yaygınlıkla atıf yapılmıştır. Etkisi özellikle çağdaş siyasi bilim içinde güçlüdür, yeni-liberal düşünceli siyasi seçkinler arasında öndegelmesi, Yeni-gramscicilik biçimindedir. Çalışmaları aynı zamanda aydınların popüler kültür tartışmalarını ve bilimsel popüler kültür etüdlerini çok ağırlıklı etkilemiştir.
Onunla ilgili eleştiriler onu, siyasi doğruluk (political correctness) gibi en son akademik tartışmalarda yansıyan düşünceler yoluyla iktidar mücadelesi tasarımını beslediği ile suçlarlar. Bu düşüncelere Gramscici yaklaşımın, bu tartışmalara yansıdığı şekliyle, Batı kültürünün klasiklerinden temellenen liberal araştırmalarda açık-uçlu olmak çelişkisi içinde olmasıdır. Çağdaş akademik siyaset çalışmalar nedeniyle Gramsci'nin övülmesi ya da yerilmesi tarihin tuhaf bir tecellisidir, çünkü Gramsci kendisi hiçbir zaman akademik bir kişi olmamıştı ve aslında İtalyan kültürü, tarihi ve çağının liberal düşüncesi ile entelektüel olarak derinden içiçeydi.
Bir komünist olarak, Gramsci'in konumu tartışmalıdır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra İKP'yi yöneten ve tedrici yaklaşımıyla ilerideki Avrokomünizmin öncüllerinden olan Togliatti, bu süreçte İKP'nin etkinliklerinin Gramsci düşüncesiyle uyuştuğu idiiasındaydı. Diğerleri, buna karşın, Gramsci'nin bir Sol Komünist (Left Communist) olduğunu ve eğer hapis onu Stalin önderliği sırasında Moskova ile düzenli ilişkiden alıkoymasa, Partiden ihraç edilmiş olacağını ileri sürerler.