IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Ekim 2011, 00:57   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bilgi ve Praksis




BİLGİNİN FORMLARI Diyalektikçi Platon, bilginin çeşitli formları ve bunların problemleri arasın*da bir bağlantı görüp, idealar teorisi ile devlet, etik ile estetik vb. öğretiler ara*sında katı bir ayrım yapmazken; analizci Aristo çeşitli disiplinleri birbirinden ayırmayı hedefler. Teorik, pratik ve poetik disiplinleri (sırasıyla theoria, praxis ve poiesis'e tekabül eder) birbirinden ayırmaya çalışır ki bu disiplinler bilgi (episteme), pratik bilgelik (phronesis) ve teknik beceri sanatı (techne) ile ilişki*lidir.
Teorik disiplinlerin hedefi hakikati tespit etmektir. Aristo üç teorik disip*lini dikkate alır: Doğa felsefesi, matematik ve metafizik. Doğa felsefesi idrak edi*lebilir ve değişebilir şeyleri belirlemeye çalışır. Matematik değişmeyen, sayıla*bilir niteliklerin peşindedir. Metafizik ise bağımsız olarak var oldukça değişme*yen formları belirlemeye çalışır. Bu anlamda, doğa felsefesinden matematiğe, oradan da metafiziğe ulaşan giderek artan bir soyutlama yoluyla konuşmakta*dır. Pratik disiplinlerin hedefi kazanılmış, ahlakî yeterlik üzerinden akıllıca dav*ranışlara ulaşmaktır. Böyle bir ahlakî yeterlik (phronesis) sadece çeşitli toplum*sal durumlar içinde deneyim kazanmış, bu çeşitli durumlar karşısında verece*ği tepkiyi bilen olgun insanların eşliğindeki kişisel deneyim sayesinde elde edi*lebilir. Bu duyusal deneyimden farklı bir deneyimdir. Bu herkesin toplumsal olayları değerlendirebilme yeterliğini kazanmak için yaşaması gereken bir de*neyimdir. Sonuç olarak, büyük ölçüde, tek başına önermelerle iletilemeyip, an*cak insanların katılarak ve yaşayarak elde etmeleri anlamında "davranışsal bil*giden" söz edebiliriz. İlginçtir ki Aristo, ahlak felsefesi ve siyaseti "pratik" disip*linler olarak sınıflandırır. Siyasete gelince, Machiavelli ile başlayan Realpolitik fikrinde olduğu gibi, siyasetin sadece bir güç mücadelesi olduğu yönündeki gö*rüşten kendini uzak tutar. Aristo'ya göre siyaset insanların birbirini yetiştirece*ği açık ve aydın bir etkileşim ile yapılmalıdır ve insanların problemlerine adil ve iyi çözümler bulmaya çalışmalıdır.

Aristo, ahlakî yeterliğin edinilmesinin önemini vurgular. Daha sonra görece*ğimiz gibi ahlak felsefesini evrensel, ahlakî ilkelerin doğrulanması sorunuyla sı*nırlandıranlar (Kant'ın kategorik şartında olduğu gibi) ve onu bir yararın aza*mileştirilmesi sorunu olarak görenler (Bentham gibi yararcılarda olduğu gibi) bulunmaktadır. Praxis kavramıyla Aristo iyi işler yapma, ahlakî yargılarda bu*lunma yetisini edinme ihtiyacını kendisinin de kabul ettiğini göstermektedir ve bu bireyin başkalarıyla birlikte yetiştirilmesini içerir ve teorik meşrulaştırma ya da normların eleştirilmesi biçiminde öğreneceklerimizin ötesine geçmektedir.


Poetik disiplinlerin hedefi bir şeyler üretmektir. Bunlar yaratıcı (poetik) disiplinlerdir. Bu üretim, sanatsal yaratıcılık üzerinden gerçekleşebilir; işte bu yüzden şiir ve retorik burada dahil edilmiştir. Fakat, bu aynı zamanda teknik üretim üzerinde de gerçekleşebilir ve Aristo burada farklı türden sanatları düşünüyor.


Son olarak, şunu kaydetmeye değer ki Aristo, Mantığın Babası, mantığı bizatihi kendisini diğerlerinin yanında bir disiplin olmaksızın tüm disiplinlerin parçası olan bir araç (Yunanca: organon) olarak sınıflandırır. Bunu şöyle de söyleyebiliriz: Aristo, dili bir araştırma nesnesine dönüştürür ve gördüğü şeyi dilin iç yapısı olarak bulur: Mantıksal olarak doğru çıkarımlar (ispatlar). Dil bütün akademik disiplinlerin bir parçası olduğundan, mantıksal olarak doğru olan çıkarımların bir incelemesi, tüm disiplinlerde ortak olan bir şeyin incelemesi olacaktır.


Teorik disiplinler içerisinde, bu önermelerin iddia ettiğinin zorunlu olarak doğru olması anlamında mutlak biçimde kesin olan bilgiye Aristo'nun özel bir ilgisi vardır. Aristo, ontolojisinde olduğu gibi, bu tür bilgiyi farklı tözlerdeki asli niteliklerde arar. Öyleyse, geçerli argümanlar kullanarak, bu tür kesin bilgiyi (tözlerin genel nitelikleri) ifade edebilmek ve diğer eşit ölçüde kesin yargılara kayabilmek önemlidir. Mantık bir münakaşa teorisi ya da bir ispat teorisi olarak Aristo’da tam anlamıyla bu işi görür: Mantıksal olarak geçerli çıkarsamalarla bir dizi doğru ve kesin ifadeden diğer eşit ölçüde doğru ve kesin ifade dizisine geçebiliriz. Mantık bu geçişi güvence altına almaktadır. Aristo, mantıksal olarak geçerli çıkarsamaları ya da iki öncül ve bir sonuç içeren kıyaslar (syllogism) ki burada sonuç, öncüllerden bir mantıksal zorunlulukla çıkar - incelemiştir. İşte bir örnek:


1. öncül: Bütün insanlar ölümlüdür.

2. öncül: Sokrates bir insandır.
Sonuç: O halde Sokrates ölümlüdür.

Bir kıyasta üç terim vardır ("insan", "ölümlü" ve "Sokrates"); her bir öncülde ve sonuçta, iki terim vardır. İki öncülde ortak olan terim ("orta terim"), sonuçta görünmez. Aynı zamanda "bütün", "biraz" ya da "hiç" gibi terimler de vardır. Bu yolla, bazıları geçerli bazıları geçersiz çeşitli kıyaslar oluşturabiliriz. Önce iki geçerli çıkarsama:


1. öncül: Bütün M'ler P'dir.

2. öncül: Bütün S'ler M'dir.
Sonuç : Bütün S'ler P'dir.

öncül: Hiç bir M, P değildir.

öncül: Bütün S'ler M'dir.
Sonuç: Hiç bir S, P değildir.

Bu iki çıkarsamayı (geleneksel olarak Barbara ve Celerent diye adlandırılır) kümeler arasındaki ilişkiler halinde sunabiliri.




Şimdi geçersiz bir çıkarsama örneği verelim.


1. öncül: Bütün M'ler P'dir.

2. öncül: Bazı S'ler M'dir.
Sonuç : Bazı S'ler P'dir.

Geçerli bir çıkarsamamız fakat yanlış bir sonucumuz olabilir. İçindeki öncüllerden biri yanlış, çıkarsaması (Celarent) geçerli ve sonucu yanlış şu örneği ele alalım.


öncül : Hiçbir kuşun tüyü yoktur.

öncül : Bütün kargalar kuştur.
Sonuç : Hiçbir karganın tüyü yoktur.

Sadece her iki öncül de doğru olduğunda, geçerli bir çıkarsamanın doğru bir sonuç verebileceğinden emin olabiliriz; önemli olan bir çıkarım'ın geçerli olup olmadığı sorusunu ve öncüllerin doğru olup olmadığı sorusunu birbirinden ayırmak zorunda olmamızdır (Tüm öncüllerin savunulurluğunu kontrol et*memişsek, mantıklı olmamızın bir yararı olmayacaktır!).

Aristo, tüm mantıksal olarak doğru olan çıkarımların kanıtlanamayan ilkeleri öngördüğüne inanır; örnek verirsek çelişki ilkesi: Aynı şey, aynı nesnenin hem sıfatı olup hem de olmamayı, aynı zamanda ve aynı biçimde başaramaz. Bu, Aristo’ya göre ispatı mümkün olmayan ilk ilkedir; fakat bu ilke, dilin her türla rasyonel kullanımı için vazgeçilmezdir.

__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
bilgi, praksis, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bilgi. Yaramazjocuk PHP 3 19 Eylül 2010 11:33