IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Ekim 2011, 16:01   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Go ve Taoculuk




Go oyununda kurallar ve oyun tarzı Taocu düşünce ile uyumludur. Yin-yang varolan zıtlıkların iç içe ve dönüşüm içinde olduğunu gösterir. Oyunda siyah ve beyaz taşlarının iyiyi ve kötüyü simgelediği düşünülür. Siyah her zaman kötüdür. Bir Go oyununda tüm taşlar iç içedir, bu Taoculuk'taki dönüşüm ve iyiyle kötünün iç içeliğini yani yin-yang'ı göstermiyor mu?
Çin'de eski Taocular Yin Yang felsefesindeki dengenin temellerini Go'da bulmuşlardır. Siyah Yang taşlar ve beyaz Yin taşlar önsezi ve ilhamla birbiri arkasından ahenkle sıralanır tahtaya. Taşlarla çevrelenen boşluklarda "gözler" (mu) oluşturulur. Bu boşluk kavramı bizi aynı zamanda Laozi'ye götürür.
Taoculuğun üstadı 'boşluk' un önemini şöyle anlatıyor:
* Tekerleğin otuz parmağı tekerleğin ortasında birleşir, ama at arabasını yürüten ortasındaki boşluktur.
* Testi kilden yapılır, ama içindeki boşluktur işimize yarayan
* Evdeki pencere ve kapıların boşluklarıdır evi yaşanılır kılan."
Taocuların rakipleri olan Konfüçyüsçüler önceleri Go oynamanın zaman kaybından başka bir şey olmadığını düşünmelerine rağmen (M.Ö. 500 yılları), bin yıl içinde hatalarını anlamışlar ve Go'nun en hevesli oyuncuları haline gelmişlerdir! Go için 'elin konuşması' diyorlardı, ve erdemli bir insanın bulundurması gereken beş önemli özellikten biri olarak Go oynamayı da sayıyorlardı (müzik, şiir, güzel yazı yazma, ve sanatın yanında). Sadece Konfüçyüsçüler de değil, imparatorlar da Go'yu destekliyordu. Çünkü küçük evreni (mikrokozmos) kontrol eden büyük evreni (makrokozmos) de kontrol edebilirdi. Bir ülkenin savunması için geçerli olanların Go tahtası üzerinde de geçerli olduğu günümüzde pek çok savaş stratejisinin de dikkatini çeken bir gerçek.
Budistler de Go'ya kayıtsız kalamamıştır. Go'daki akışkanlığı, dengeyi fark edenler, onu evrenin aynası olarak kabul etmişlerdir. Onlara göre Go oynamak, cehaletin 27 maskesini yok etmek demekti. Onun sunduğu bilgiyle, kişi Buda'nın ölümsüzlüğüne ulaşabilirdi.

Belki, Çin'de Taoculuk gibi din düzeyindeki bir düşüncenin yaygın olması, Go'nun ya da I-Ching gibi eski bir kehanet yönteminin yaygınlığını, günümüze kadar oynanmasını ve hakkında çok eski çağlardan beri kitaplar yazılmasını açıklayabilir. (Go'nun da I-Ching gibi görüntü ve ilişkilerle ruhumuzun derinliklerini gösterdiği söylenmektedir.)

Tahtanın üzerine konulan siyah ve beyaz go taşları (go ishi) kökenleri binlerce yıl öncesine kadar uzanan Yin-yang'in (Japonca inyö) karşılıklı etkileşimini simgeler. Siyah renk yin'le, beyazsa yang'la özdeşleşmiştir. Go taşlarının aynı zamanda gökyüzündeki yıldızların dizilişini de yansıttıkları düşünülür
Yin-yang varolan zıtlıkların iç içe ve dönüşüm içinde olduğunu gösterir. Oyunda siyah ve beyaz taşlarının iyiyi ve kötüyü simgelediği düşünülür. Siyah her zaman kötüdür. Bir Go oyununda tüm taşlar iç içedir, bu Taoculuk'taki dönüşüm ve iyiyle kötünün iç içeliğini yani yin-yang'ı göstermiyor mu? Ünlü tarihçi Ban Gu (M.S. 32-92) Yi Zhi'nin “Go'nun Esasları” adlı eserinde şöyle der: “Tahta kare olmalı ve toprağın kanununu simgelemelidir. Çizgileri ilahi adalet gibi düz olmalıdır. Üzerinde yin ve yang gibi bölünmüş siyah ve beyaz taşlar vardır. Tahta üzerindeki dağılımları ise gökyüzünün bir görüntüsü gibidir.” Aslında, Taoculuğun mistik tarafına inananların bunu bir çeşit kehanet yöntemi olarak görmesi (eski hikayelerden birisi) ve belki de Go'nun gizli güçlerine inanılması bu oyunun yaygınlığının bir sebebi olabilir. Go oyununda aynı görüntünün oyun esnasında bir daha tekrarlanamaması da bu anlatılanları desteklemektedir:
Satrancın bulunduğu yıllarda (500-700) Go Çin'den, Japonya ve Kore'ye çoktan yayılmıştı. Japonlar oyunu sosyal sistemlerine büyük bir hevesle dahil etmişlerdi, çünkü oyunun, savaşçıları, filozofları, rahipleri ve imparatorları için paha biçilmez bir beyin jimnastiği olduğunu anlamışlardı. Hatta Japon imparatorları oyuna o kadar değer vermişlerdi ki, 4 tane 'Go evi' adı verilen oyunun kuramsal olarak geliştirilmesini sağlayan yapıları oluşturdular.
Çin ve Japonya'daki eski uygarlıkların yıkılmasıyla Go'nun gelişimi de duraklamaya uğradı. Fakat Japon deniz kuvvetlerinin 1905'te Rusları yenmesi Go'nun yeniden doğuşu ve satranca karşı kazandığı bir zafer olarak görüldü.
Çok eski zamanlarda Go bir savaş sanatı olarak görülmekteydi ve Japonya, Kore, Çin'deki savaşçıların eğitiminin bir parçasını oluşturmaktaydı. Aynı zamanda hattatlık, müzik ve resmin yanında Go, hem erkekler hem de kadınlar için klasik eğitimin de bir unsuru olmaktaydı

__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
taoculuk, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık