IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Ekim 2011, 22:57   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Aristoteles - Metafizik




Aristoteles bu metinde işlediği bilgi dalına “ilk felsefe” adını verir.Bu bilgi dalı Aristo’ya göre “varlığı varlık olarak ele alan” ve onun “ne olduğunu” araştıran felsefe dalıdır.Bu araştırmayla sağlanacak olan,hem bütün varlık türlerinin hem de bunları inceleyecek olan bilim dallarının temellerini aynı zamanda da her türlü incelemenin başlangıcını oluşturmaktır. Aristo bu bilgi dalının “tek özgür bilim” olduğunu çünkü “kendinden başka bir amacı” bulunmadığını söyler;bununinsanın doğal “merak” güdüsünün ürünü olduğunu vurgular. Varlığın sürekli ve bbitmeyen bir evren içinde “ne olduğunu” ve çeşitliliğini ele alan Aristo, bütün varlıkların ve değişimlerinin mantıksal olarak geriye götürülmesi biçiminde geliştirdiği “neden” görüşüyle ,bunların en son nedeni olarak bir “hareket etmeyen hareket ettirici” ve “ilk neden” düşüncesine ulaşır. Bu kavram ve ona ulaşan usavurma zinciri,sonraları hem Hıristiyan hem Müslüman düşünürlerce Tanrı’nın varlığının kanıtı olarak kullanılmıştır.

Onun metafiziği çok büyük ölçüde mantık konusundaki görüşlerine ve biyoloji alanındaki çalışmalarına dayanır. Buna göre mantıksal bakış açısından “var olmak” onun gözünde, hakkında konuşulabilecek ve tam olarak tanımlanabilecek bir şey olmaktır. Buna karşın biyoloji alanındaki çalışmaları açısından “var olmak”dinamik bir süreç,bir değişme süreci içinde olmak anlamına gelir. Şu halde “var olmak” Aristo için “bir şey olmak” anlamına gelir. Bundan dolayı ona göre gerçekten var olan bireylerdir.”Şu” diye gösterdiğimiz belirli bir doğaya sahip olan varlıklardır. Onlar Aristo’nun mantıkla ilgili eserlerinde sözünü ettiği nicelik,nitelik,ilişki,yer gibi kategorilerin,temel nitelik ya da yüklemlerin kendilerine yüklenebildiği öznelerdir. İşte Aristo kendisine tüm kategorilerin yüklendiği bu özneye “Töz” adını verir. Onda var olmak,belirli türden bir töz olmaktır. Töz,aynı zamanda dinamik bir sürecin ürünü olarak ortaya çıkan bireysel varlık olarak da tanımlanır. Bu bakımdan ele alındığına, metafizik; varlığı , yani varolan tözleri ve tözlerin nedenlerini,yani tözleri varlığa getiren süreçleri konu alıp araştıran tüm varlıkların temelindeki temel bilimdir.

Aristo’da töz bir madde ve bir formdan meydana gelir. O , her ne kadar maddeyle formu birbirinden ayırsa bile, doğada bizim hiçbir zaman maddeden yoksun bir formla da ,formdan yoksun bir maddeyle de karşılaşmadığımızı belirtmeye özen gösterir. Varolan herşey somut bir birey olarak varolur ve herşey maddeyle formun bir birliği olarak ortaya çıkar. Şu halde,töz,form ve maddeden meydana gelen birleşik bir varlıktır. Bundan dolayı, Aristo’da ayrı formlardan, duyusal dünyanın dışında olan bir idealar dünyasından söz etmek olanaksızdır. Form,ayrı bir yerde değil de bu duyusal dünyada ve tözün birleşenlerinden biri olarak var olur.

Madde ve form ayrımı, Aristo’ya göre doğada var olan herşeye uygulanmak durumunda olan bir ayrımdır. Aristo’da bileşik tözleri meydana getiren madde ve formdan yalnızca form şeylerdeki bilinebilir öğeye karşılık gelir. Maddenin,şeylerin insan zihni tarafından ayırt edilemeyen,yapıdan ve belirlemeden yoksun ,bilinemez bir bileşeni olduğu yerde form ve insan zihni tarafından bilinebilen,yani tasvir edilebilen,tanımlanabilen,sınıflanabilen ve başkalarına aktarılabilen yöndür. İnsan zihni Aristo’ya göre duyu algısında şeylerin duyusal formunu ,buna karşın kavramsal bilgide de akılla anlaşılabilir olan formunu alır.

Sanat

Aristoteles’in edebiyat ve konuşma sanatı konusundaki görüşleri, günümüze ancak bir parçası kalmış olan Poetika ve Konuşma sanatı adlı metinlerde bulunur.
Şiiri geniş bir anlamda bütün edebiyat türlerini kapsayacak biçimde ele alır. Sanatın temelinde olayları ve eylemleri taklit etme (mimesis) bulunduğunu söyler. Buna göre Poetika’nın günümüze kalan parçasında derinlemesine ele aldığı tek sanat türü olan tragedya, büyük bir eylemi taklit eder ve seyircilerin duyguları üzerinde “Katharsis” (arındırma) etkisinde bulunur.
Konuşma Sanatı da dinleyenleri inandırmaya yöneliktir. Bu 3 yolla yapılabilir:
a) Konuşanın kendi kişilik gücünü kullanması,
b) Dinleyenlerin heyecanlarının kullanılması,
c) Söylenenler için gerçek veya sahte kanıtların kullanılması.
Aristo ayrıca şiiri ve konuşma sanatı’nı ahlaki, siyasal ve eğitsel etkileri açısından ele alır, bunların etik ve politika ile ilişkileri üzerinde durur.

ETİK VE POLİTİKA
Aristo, pratik bilimlerden saydığı ve bir amaca yönelik birşeyleri yapmak için işlenen bilimler olduğunu söylediği etik (ahlak) ile politikayı (siyaset bilimi) en iyi metinlerinden olan ve bazı bakımlardan birbirini izleyen “Nikomakhos’a Etik” ve “Politika” adlı kitaplarında ele alır.
Etiğin konusu “mutluluk “ ve “erdem”dir. Eski Yunan’da çok önemli bir yer tutmuş olan “mutluluk” kavramını bazı mantıksal kanıtlamalarla (Örneğin bir insanın mutlu bir yaşamsürdürüp sürdürmediği ölümüne değin bilinemez,çünkü tam ölmeden önce büyük mutsuzluklar yaşayabilir) ikinci plana atan aristo,ayrıntılı bir “erdem” görüşü geliştirir. Buna göre erdem,”iki uç arasındaki orta”dır. Felsefe tarihi boyunca farklı yorumlara konu edilen bu görüş, Eski Yunan’ın “ölçülü ol” doğrultusunda ,belirli durumlarda bulunulacak eylemlere, o durumda söz konusu olan insan özellikleri açısından ölçü bulma çabasıdır. Örneğin “korkma” ve “göze alma” özellikleri açısından iki uçta bulunan ve dolayısıyla erdemsiz olan davranış biçimleri,”korkaklık” ve “atılganlık”tır;erdem olan tutum ise “cesaret”tir.Cesur insan doğru şeyi doğru amaç içindoğru zamanda göze alan ya da ondan korkan insandır.

Aristo’ya göre etik sorunlar tek tek insanların sahip oldukları ortak özelliklere dayansa da bunlar gerçekleşmeleri açısından tek tek belirli insanların içinde bulundukları siyasal ortamdan ayrı düşünülemez. İnsan iyi bir vatandaş olduğu sürece tam bir insandır,çünkü insan sosyal bir hayvandır. Mutlu olabilmek, erdemli olabilmek için toplum içinde yaşamak gerekir. Devletin ana görevi vatandaşların görevlerini düzenleyerek onları mutluluğa ulaştırmaktır. Böylece Aristo siyaset ve ahlak’ı birleştirir. Aristo devletin yükselmesi için özel mülkiyet ve aileyi savunur,kölelik yanlısıdır ve kölelere kesinlikle hiçbir hak tanımaz. En iyi hükümet halkın ihtiyaçlarına ve onun yaradılışına en uygun gelen şekildir. Bununla beraber her vatandaşın “eşit” olarak yöneten ve yönetilen olduğu cumhuriyet şeklini beğenir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
aristoteles, metafizik


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aristoteles-2 Kalemzede Felsefe 0 10 Ekim 2011 22:56
Aristoteles... Sır Düşünürler 0 02 Eylül 2011 19:09
Aristoteles ve metafizik YapraK Felsefe 7 29 Mart 2009 18:59