IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 11 Kasım 2014, 03:21   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Hegel Eleştirisi




Hegel eleştirisi:Felsefe tarihinin en önemli filozoflarından biri olan Hegelin fel*sefesinin şu ya da bu yönüne, örneğin tarih*sel determinizmine veya idealizmine, idea*list tarih diyalektik anlayışına karşı çıkan düşünürlerin gerçekleştirdikleri Hegel karşıtı kritik. Birçok filozofu çok derinden etkilemekle birlikte, sert eleştirilerin de hedefi olan Hegel’i ve felsefesini herhalde en ağır eleş*tiren filozof, Hegel çağı diye nitelenebile*cek bir dönemde Kierkegaard olmuştur. Ki*erkegaard Hegel ‘i her şeyden önce, bireyi tümden unutan, onu bütün içinde bir nokta, önemsiz bir uğrak haline getiren, nesnel ve evrensel bir sistem inşa ettiği için eleştirir. Nitekim, o gerçekliğin oluşum ve gelişimi sürecinde bir uğrak olmayı şiddetle redde*der.
Hegel’in nesnel idealist sisteminde, tam ve hakiki tek bir gerçeklik vardır; bu ger*çeklik de, rasyonel olanın gerçek ve gerçek olanın da rasyonel olmasından dolayı, İdea veya Geist’e, Mutlak Tine tekabül eden ras*yonel bütündür. İşte bu gerçeklik görüşünce, her şey bütünle ilişki içinde ve bu ilişki sayesinde varolur. Kierkegaard’a göre, on*~arca kaygı içinden bir kaygıyı ve en önemsiz duygularımızdan birini ele alalım. Bu duygu, Hegel’in sisteminde sadece bütünün, benim hayatım olan bütünün bir parçası ola*rak varolabilir. Ama benim hayatımın da yine, ait olduğum kültürle, bir yurttaşı oldu*ğum ülkeyle, icra ettiğim iş ya da meslekle ilişki içinde varolduğu unutulmamalıdır. Öte yandan, devletle olan ilişkimin ve bu devletin de sadece büyük bir tarihsel sürecin kendisini bu süreçte açımlayan İdea ya da Geist’in bir parçası olduğunu hesaba kat*mak gerekir. Hayli kuşatıcı olan bu sistem*de, böylelikle, her şeyi ihtiva eden somut bir tümel kavramına erişiriz. En sıradan duygu*dan, tüm diğer somut tümellerin, örneğin sanat eserlerinin, halkın, devletin kendisinin bir parçası oldukları tümel İdeaya kadar gidebiliriz. Biricik gerçeklik ezeli-ebedi ger*çeklik olduğu için bu tümel İdea şeylerin başlangıcında da varolmuştur, onların sonu*nun geldiği zaman da varolacaktır.
Varoluşla sistemin çelişik olduğuna, Hegel’in tek kişiyi ortadan kaldırdığına ina*nan Kierkegaard, bu sistem içinde bir uğrak, bir nokta olmayı kabul etmez; evren*sel gelişme düşüncesine düşman ve yabancı olan filozof, bir nokta, bir uğrak değil, fakat kendisidir. “Yahu, bu adam burnunu da sürmez mi?” dediği Hegel’in bütünü aradığı, nesnellik ve evrensellik için yanıp tutuştuğu yerde, Kierkegaard Öznelliği, bireyselliği öne çıkarır, zira ona göre, bir sistem veya bir bilgi sistemi tarafından hiçbir şekilde kavranamayacak olan şeyler vardır. Ona göre, bir insan hemen her şeyi soyutlayabi*lir, onları bir soyutlamayla ifade edebilir, fakat kendisini asla soyutlayamaz: “Kendi*mi, uykuda bile unutamam.”
Kierkegaard, Hegel’in her şeyi açıklama teşebbüsüne karşı, şeylerin açıklanmak yeri*ne, yaşanması veya deneyimlenmesi gerek*tiğini söyler. Bundan dolayı, felsefesinde doğa bilimindeki nesnel, evrensel, zorunlu doğrular aramaya kalkışmak yerine, hakika*tin öznel, tikel ve kısmi olduğunu öne sürer. Ona göre, egzistansın bir sistemi olamaz, dolayısıyla tercihimizi varoluştan, nesnel değil de, öznel hakikatten yana kullanacak*sak, sistem düşüncesinden, tıpkı kendisinin yapmış olduğu gibi, uzaklaşmamız gerek*mektedir, çünkü sistemle düşünmek, bütün Danimarka’yı çok küçük Ölçekli bir Avrupa haritasıyla dolaşmaya benzer.
Kierkegaard Hegel’i yine, sisteminde iç ve dış dünyalar arasında bir ayrım yapmadı*ğı, ve özgürlük duygusuna hiç yer vermedi*ği için eleştirir. Özgürlüğü insanın büyüklü*ğünü ve ihtişamını meydana getiren şey olarak gören Kierkegaard’a göre, Hegel in*sanı dünya tarihinin bir aracı haline getir*miş, onu güya materyalist bir determinizm*den kurtarırken, tinsel bir determinizme tutsak etmiştir. Başka bir deyişle, Hegel bi*reysel varoluşun somutluğunu kavramlar alanına özgü birtakım soyutlamalarda orta*dan kaldırmıştır. Kavramsal bir şema da fiili bir durumu değil fakat bir imkanı tem*sil ettiğine göre, bireyin bu imkanı gerçek*leştirip gerçekleştirememesi, kavramlara değil, fakat bireye bağlıdır. Şu halde, her şe*yin başı sonu varolan bireydir; nitekim, o en sonunda dayanamayıp “Hegel’in sistemi*nin gerisinde ne vardır?” diye sorar. Hegel’in her şeyi kuşatan sisteminin gerisinde, devasa bir sistem inşa etmeye çalışan bir birey, varoluşu ve sistem özlemiyle bütün sistemi yanlışlayan Hegel vardır.

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
eleştirisi, hegel


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hegel Felsefesi xena Felsefe 0 25 Aralık 2012 14:03
Hegel felsefesinin bir eleştirisi YapraK Felsefe 0 29 Mart 2009 18:38