29 Haziran 2021, 21:13 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Aristotelesçiliğin Felsefeyle İlgili Genel Düşünceleri Nedir? Ne Değildir? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Aristotelesçiliğin Felsefeyle İlgili Genel Düşünceleri Nedir? Ne Değildir? “Aristotelesçilik nedir?” sorusuna şöyle yanıt vermek mümkündür: Aristotelesçilik, Plantonculuk ile paralel bir izlenimde, aynı zamansal süreç içinde gelişen bir felsefi eğilimdir. Yeni bir dünya görüşü arayışı içinde Rönesans felsefesi, Platon’a ve Aristoteles’e yönelmiş ve her ikisi de klasik çağın en güçlü düşünürleri olarak ilk felsefeyi kurmaya yönelik büyük isimlerdir. Aristoteles’in Orta Çağ felsefesinde de çok önemli bir rolü vardır; Aristotelesçiliğin bir biçimi bu tarihsel dönemde şekillenir. Bu dönemde, özellikle de Skolastik felsefe içinde temel dayanak noktası Aristoteles felsefesidir. Hıristiyan dogmaların felsefe ile temellendirilmesini hedefleyen bu dönem felsefeleri, önemli bir kaynak olarak Aristoteles’i bulmuşlardır. Bundan kaynaklı olarak Aristoteles denildiğinde aynı zamanda akla Skolastik felsefe gelir. Rönesans felsefesi skolastikle savaşım içinde geliştiğinden dolayı, başlangıçta Aristoteles’e tepkili bir tavır geliştirir; ancak bu dönem felsefesi genel olarak Antik Çağ düşüncesini yeniden değerlendirmeye yöneldiğinden, Aristoteles’e tümden yadsınmaz. Rönesans felsefesinin Aristoteles’le ilgisi, temel yönelimi olan hümanizmayla bağlantılıdır. Hümanizm öncelikli olarak antik çağ felsefesine ait metinlerin orijinal olarak konulmasını ve öyle değerlendirilmesini hedefler. Orta Çağ felsefesinin bu bakımdan Aristoteles’e kattıkları böylece ayıklanmaya çalışılmıştır. Rönesans felsefesinde Aristotelesçilik, Orta Çağın ve Skolastik felsefenin Aristoteles üzerine eklemelerin ayıklanması biçiminde meydana gelmiştir diyebiliriz. Theodorus, Aristotelesçiliğin başlatanlarından olan bir Bizanslı bilgindir. Aristotelesçilik anlayışının belirli bir akademisi olmamıştır, bu bakımdan Platonizmden daha farklı yönelimleri söz konusudur. Hümanistlerin yanı sıra İbni Rüştçüler (Avveroistler) ve Alexandristler olarak adlandırılan akımlar anılmaya değerdir. Birinciler İbni Rüşt’ün Orta Çağ’da Platon etkisinin de işe karıştığı Aristo yorumunu temel alıyorlardı. İkincilerse, Antik Çağ sonlarında en büyük Aristoteles yorumcusu kabul edilen Aphrodisiaslı Alexandros’a dayanıyorlardı. Bu son iki eğilim Aristotelesçi doğrudan kaynaklardan değil yorumcularından hareketle değerlendiriyorlardı. Rönesans döneminde bu Aristotelesçi yönelimler arasında çelişki ve çatışmalar meydana gelir. Aristotelesçilik anlayışının merkezi 14. yüzyıldan itibaren İbni Rüştcülüğün etkili olduğu Padua’dır. Bütün Aristotelesçi kadroların burada toplanması söz konusudur. Bu dönem en büyük filozof Pietro Pomponazzi’dir (1462-1524). Birçok üniversitede görev yapan Pomponazzie, Aristotelesçilik anlayışının merkezi tartışması olan ruhum ölümsüzlüğü konusunda doğalcı-materyalist bir düşüncenin savunusunu geliştirmiştir. “Çifte doğruluk” düşüncesiyle akli olan ile tanrısal olanı ayırmaya çalışmış buna rağmen kilise tarafından aforoz edilmekten kurtulamamıştır. Rönesans felsefesindeki Aristotelesçilik anlayışının Orta Çağ’dan farkı, din dışı bir yönelimle Aristoteles felsefesini değerlendirmesidir. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ English Preparatory Department School of Foreign Languages Assistant English Teacher Ankara Baskent University 2017-18 “Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...” C.A - 31.12.2010 - ∞ English Language and Literature Faculty of Humanities and Letters Ankara Bilkent University 2010-15 | |
|
Etiketler |
felsefe |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Demokritos'un Felsefeyle İlgili Genel Düşünceleri Nedir, Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 27 Eylül 2020 03:12 |