IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13 Eylül 2021, 21:39   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Platon'un Felsefesinde Tanrı Nedir? Ne Değildir? Özellikleri Nedir?





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Platon'un Felsefesinde Tanrı Nedir? Ne Değildir? Özellikleri Nedir?

Platon, Tanrı ile ilgili düşüncelerini “Timaios” adlı diyaloğunda açıklamıştır. Platon’un evren hakkındaki düşüncelerinin çıkış aksiyomu, “Bütün şeyler karışık bir haldeyken, akıl gelip onları düzene sokmuştur.”, şeklindedir. Bu kabul, önemli bir felsefe sorununu ortaya çıkarmaktadır: Varlıkla düşünce ya da doğa ile ruh arasında ne türden bir ilişki vardır? Timaios’ta bu sorunun çözümü aranmıştır. Timaios‘da anlatılan evrenin yaratılışı ve yapısı hakkın*daki efsanenin gerçek olduğuna inanılmıştır. Evrenin yaratılışını ve yapısını ele almalarındaki temel kaygı, ideal insan tipi ve devlet şeklinin temellendi*rilmesi olarak görülebilir. Diyalogda, Kritias ele alınacak konunun planını söyle açıklamıştır:

“İçimizde en iyi astronomi bilen ve dünyanın özüne varmak için en çok uğraşmış olan Timaios ilk olarak söz alacaktır. Evrenin nasıl meydana geldiğinden başlayarak, insanın doğası*nı da anlatarak konusunu bitirecek. Sonra, onun elinden ya*rattığı insanları, senin elinden de dikkatle yetiştirdiğin ba*zı kimseleri alıp onları hikâyeye ve Solon’un yasasına uygun olarak, hâkimler karşısında çıkarır gibi, karşınıza çıkaraca*ğım. Onları, kutsal yazıların geleneğinden kaybolduklarını öğrendiğimiz o eski Atinalıların yerine koyarak, devletimize yurttaş kılacağım; bundan sonra da onlardan gerçek Atinalılar gibi söz edeceğim.”

Timaios’taki tartışma, hiç doğmadığı halde her zaman varolan nedir? Hep geliştiği halde hiç varolmayan nedir? sorularıyla başlamıştır. Birinci sorunun, cevabı akıl tarafından sezilir. İkincisi soru, doğum ve ölümü içerdiğinden dolayı, algılar tarafından değerlendirilebilir. Platon’un felsefik düşünsel kaygısı evren modelini değişmez olarak tanımlayarak, bu modele göre kurmak istediği toplumsal yapının değişmelerden kaynaklanan sorunların önüne geçmektir. Ona göre değişmez olanı örnek alarak yapılan iş güzel olur, değişen şeyleri örnek alanlar bu sonuca varamazlar. Değişmezi model almak, Tanrı için de geçerlidir. Evrenin nasıl olduğu ve nasıl ortaya çıktığı açıklamak için, evrenin bir başlangıcının olup olmadığı sorulmuştur. Evrenin başlangıcı varsa doğmuştur, başlangıcı yoksa, ebedidir. Platon epistemoloji ve epistemoloji üzerine oturttuğu ahlak ile siyaset anlayışının dayandığı ontolojiyi bu sorular çerçevesinde kurmak kaygısındadır. Ontolojinin temel sorunu, varlığın yapısın ve evrenin oluşumu ile dayandığı ilkeleri açıklamaktır. Ayrıca ontolojinin temel sorunları arasına, insanın evrendeki yeri ve insanın oluşturduğu değer dizilerinin dayandığı ilkeler de girmektedir. Dolaysıyla Platon, evrenin nasıl oluştuğunu açıklarken kendi ontolojisini de oluşturmuştur.

Platon’a göre, Tanrı, evreni, bir modele göre yapmıştır. Örnek aldığı model, ezeli ebedi, değişmeyen, saflık özelliklerine sahiptir. Bu çıkarımı, evrenin güzelliğine ve yapıcısının iyiliğine dayandırmıştır. Yapıcının iyiliği ve evrenin güzelliği kabul edildiğinde, modelin de yaratılmamış olması gerekir. Çünkü, yaratılmış bir şey model olarak alınmış olursa, evrenin güzelliği ve mükemmelliği ortaya çıkmaz. Evren ne kadar mükemmel olsa da, sonuçta bir modelin kopyasıdır. Yapıcı iyi idi, iyi olanda da hiçbir şeye karşı hırs uyanmaz. Hırs duymadığından, her şeyin elden geldiği kadar kendine benzemesini ister. Yapıcının bu tavrı, evren düzeninin en temel ilkesidir. Tanrı, her şeyin iyi olmasını istediğinden, kuralsız, düzensiz olan ve gözle görülen şeyleri, iyi olmaları için düzene sokmuştur. Platon’un evreni, canlılık esasına dayanır. Platon’un anlattığına göre, Tanrı, varlıkta ruh bulunmayınca aklın da bulunmayacağını anlayarak, aklı ruha, ruhu da bedene koyarak, evreni, akıllı , ruhlu bir varlık olarak gerçekleştirmiştir. Tanrı, ruhu bedenden önce yaratmış ve bedene üstün kılmıştır. Ruh, emretmek, hükmetmek için, beden de boyun eğmek için yaratılmışlardır. Ruh, bölünmez ve her zaman aynı kalan tözle cisimlerde bulunan bölünebilen tözü birleştirerek bir üçüncü töz meydana getirilerek oluşturulmuştur.

Platon’a göre, evren tektir ve başka bir evren de doğmayacaktır. “Hava”, “Su”, “Toprak” ve “Ateş” gibi dört öğeden oluşturulan evren, kendi kendine yeten yani yetkin olan bir düzene sahiptir. Tanrı evrene, evrenin yapısına uygun en yetkin hareket olan, dairesel hareketi vermiştir. Evrenin kuruluşunda, kurucu olan Tanrı, evreni mümkün olduğunca ölümsüz olana benzemesi için gökle birlikte zamanı yaratmıştır. Matematik ilkelere göre sürekli benzer hareketleri yapan, birlik içinde kalarak ebedileşen göğü düzenlemiştir. Gökteki bu düzenliliğin adına, zaman demiştir. Zaman, üç boyutuyla tanımlanmış ve bu boyutlar ebedi ilkeler olarak kabul edilmişlerdir. Zaman boyutu içinde yer alan unsurlar değişmektedirler. Değişmeyen bir şeyden söz edildiğinde, orada zaman yoktur ve o şey zaman dışı olarak tanımlanır. Geçmiş ile gelecek gibi zaman boyutları ezeli ve ebedi varlık için kullanılması yanlışlık göstergesidir. Aynı kalan, değişmeyen şey, zamanla ne ihtiyarlar, ne gençleşir. Ne de, onun için, vardı, şimdi olmaktadır veya gelecekte olacaktır denebilir. Bu türden şeylerin hiçbirisi, ebedi olana ait değildir; bu nitelemeler, oluş halindeki varlıklara aittirler.

Tanrı, evren, ruh, gök ve zaman, zaman dışıdır. Platon’un düşünülebilir dünyasının `bölünemez’ varlığı, bütünlük içinde hare*ketsiz bir ortamı gerektirir. Bu anlamda, Parmanides’de olduğu gibi “Bir Olan” zamansız*dır. Çünkü, zaman, özce üç boyuta ayrılır, geçmiş, şimdi, gelecek. Zamanın bu formları, sayılara göre hareket eder ve sayılarca ölçülüp değerlendirilirler. Varlıktaki ölçüm ve de*ğerlendirmeler tekrar eden parçalardan oluşan bir çoklukla yapılır. Bu ölçüm periyotlarına gün, ay, yıl denir. Adı geçen ölçü birimleri olmaksızın zaman dediğimiz şey de olmazdı. Platon’a göre, evrendeki bütün canlılar ve tanrısal özellik gösterenler zamana bağlı bir hayat sürerler. Zaman içinde ve bütün zaman süresince hareket ederler. Fakat bu ebedi ve değişmez olan modelin sürecine uymaz. Evrenin temel unsurları ve gök cisimleri, hareket ederek hem zamanı oluştururlar hem de zaman içinde varlıklarını sürdürürler. Bunların zamanla ilişkileri, yeryüzü cisimlerinin zamanla ilişkileri gibi değildir. Yeryüzü cisimleri zamana bağlı olarak değişip yok olurken, gök cisimlerinde bu türden değişeler söz konusu değildir. Gök oluşturulmadan önce, günler, geceler, aylar, yıllar yoktu. Bunları göğü kurarken yaratmayı düşündü. Onların hep*si zamanın birer parçasıdır. Geçmiş ile gelecek de zamanın parçalarıdır. Evreni kuşatan mihvere bağlı duran dünyayı, Tanrı, gece ve gündüzün bekçisi, göğün içinde doğan tanrıların ilki ve en eskisi olarak düzenledi.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


__________________

English Preparatory Department
School of Foreign Languages
Assistant English Teacher
Ankara Baskent University
2017-18

“Benim, senden öncem ve senden sonram yok, yalnızca sen varsın...”
C.A - 31.12.2010 - ∞

English Language and Literature
Faculty of Humanities and Letters
Ankara Bilkent University
2010-15
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
felsefe


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık