IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 24 Haziran 2011, 10:52   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İslam'ın Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi Veda Hutbesi'nden mesajlar




Veda Hutbesi İle İlgili Tarihsel Bilgi
Peygamberimizin umre sayısı ihtilaflıdır. Çoğunluk onun, Hicretten sonra üç kez umre yaptığını söyler, onun umre sayısının 4 ve iki olduğunu söyleyenler de vardır.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Onun Peygamber olmadan önce ve hicretten önce de umre yaptığı kuvvetle muhtemeldir. Zira ömrünün elli üç yılını Mekke’de yaşayan bir insanın hac ve umre yapmamsı düşünülemez. Peygamberimizin bir tek haccı vardır, o da Arafe günü Cuma’ya denk gelmiş olan Hacc-ı Ekber’dir. Yevmü’l-Haccil Ekber şeklinde Kur’ân’da geçmiştir.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Onun bu haccına, Veda Haccı, İslam Haccı, Belâğ Haccı, Haccetü’t-Temâ da denmiştir.
Peygamberimiz veda haccından önceki sene Hz. Ebu Bekir’i hac emiri olarak göndermişti. Hz. Ebu Bekir o yıl hac yapacak ve hicaz bölgesini bir yıl sonraki peygamber haccına hazırlayacaktı. Hz. Ebu Bekir, (H. 9. yılında) 300 kişiyle Medine’den yola çıktı, beraberinde 20 kurbanlık deve vardı. Onun ardından gönderilen Hz Ali ise, yeni inen Tevbe suresinin ilk ayetlerini (1-30/40) insanlara duyurmakla görevlendirilmişti. O sene insanlara şu dört önemli duyuru yapıldı:
1. Cennete ancak müminler girecek
2. Bundan böyle hiçbir müşrik hac yapamayacak,
3. Ka’be asla çıplak tavaf edilmeyecek,
4.Peygamberimizle anlaşması olan müşriklere, anlaşma süresi bitene kadar fırsat tanınacak.
Peygamberimiz bundan bir yıl sonra binlerce insan seliyle Medine’den yola çıktı, her yer telbiye/tevhid sesleri ile inliyordu.
O, büyük haccında Arafatta, Müzdelife ve Mina’da farklı zamanlarda insanlara hutbe irad etmiştir. Onun Veda Hutbesi, bu hutbelerin derlenmesiyle oluşmuştur. Peygamberimiz bu hutbesini, yüz bini aşkın insan seline (140 bin kişi)[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] okumuş, devesi Kusvâ’nın üzerinde okuduğu cümleler gür sesli tellallar tarafından halka halka, dalga dalga insanlara ulaştırılmıştır.
O, yirmi üç sene didinerek Hicaz bölgesine tevhidi yerleştirmiş, bir yıl önce Hz. Ebu Bekir’i Hac Emiri göndererek hac ibadeti içerisindeki cahiliye kırıntılarını bütünüyle temizlemiş, daha sonra yüz binlerle hac ibadetini yapmıştır. Buna göre Müslüman da gönlündeki, beynindeki, dilindeki ve hayatındaki putları/şirki temizledikten sonra hac yollarına düşmelidir.
Cahiliye döneminde dışarıdan gelen hacılar Arafat'ta vakfeye dururken, Kureyş eşrafı diğer insanlardan üstün olduklarını belli edercesine Arafat yerine Müzdelife'de vakfeye dururlardı. Hz. Peygamber (S.A.V.) cahiliye döneminin bu sınıf üstünlüğüne dayalı adetini ortadan kaldırdı ve bütün hacılar gibi Arafat'ta vakfeye durdu. Hz. Peygamber (S.A.V.)'a orada bu dinin tamamlandığı şu ayet-i Kerimeyle müjdelendi:
"Ey Müminler, şu küfreden müşrikler bugün dininizi söndürmekten ümitlerini kesmişlerdir. Artık bundan böyle onlardan korkmayınız; ancak benden korkunuz. Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak Müslümanlığı beğenip seçtim ve ondan razı oldum"[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Dinin kemale erdirilmesine bütün Müslümanlar sevinirken yalnızca Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer, bunun Hz. Peygamber (S.A.V.)'ın vefatının yaklaştığına delalet ettiğini anlamışlar ve gözyaşlarını tutamamışlardı. Gerçekten de bundan sonra Hz. Peygamber (S.A.V.) 82 gün yaşamış ve vefat etmiştir.
Veda Hutbesi İle İnsan Hakları Beyannamesinin Karşılaştırılması
Biri Peygambere, diğeri bir grup insana ait olan ve aralarında on dört asırlık bir zaman farkı bulunan bu iki metni birbiriyle karşılaştırmak, ilk etapta doğru görülmeyebilir. Ancak bugün, Müslümanların Veda Hutbesini, İnsan Hakları Beyannamesi yahut ona nazire olarak gündeme getirdikleri bir gerçektir. Bu itibarla biz iki metni kısaca karşılaştırıp aradaki farklara dikkat çekmeye çalışacağız.
İnsan Hakları evrensel Beyannamesi, Birleşmiş milletler insan hakları komisyonunca 30 madde olarak hazırlanmış ve 10 Aralık 1948 de Paris’te kabul edilmiştir. Bu tarihten sonra 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır.
Peygamberimizin Veda Hutbesi, bu beyannameden takriben 1400 sene önce okunmuştur. Bu hutbe, Mekke gibi, şehirlerin merkezi olan kutsal bir mekânda, Arafat gibi Hz. Âdem peygamberden itibaren tüm insanlığı yakından ilgilendiren mübarek bir yerde ve çok mübarek bir gün olan Kurban Bayramı Arafesinde, peygamberlerin sonuncusu ve efendisi olan bir Peygamber tarafından irad edilmiştir. Bilindiği gibi, Mekke, yeryüzünde ilk bina edilen mabeddir, Arafat ise, tevbelerinin kabulünden sonra insanlığın atası Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın buluştukları yerdir.
İfadelerine baktığımız zaman İnsan hakları beyannamesi, bir hukuk metni görünümünde olup,hakkı vardır, sağlanmalıdır, yapılmalıdır gibi yalın cümlelerden oluşur.
Veda Hutbesi ise, dualarla başlar ve dualarla sona erer. Tıpkı Fatiha duası ile başlayıp Felak ve Nâs dualarıyla sona eren Kur’ân gibi. Veda Hutbesinde, insanların hem gönlüne, hem beynine hitap eden cümleler vardır. Onun, konuştukları vahiy olan, hevasından asla bir şey konuşmayan peygamberin sözleri olduğu aşikârdır. Daha duygulu, daha canlı, daha coşkulu ve çok daha veciz ifadelerden oluşur.
Beyanname, seküler maddelerden oluşur, onda Allah ve Ahiret inancı ve bunları çağrıştıran ifadeler yer almaz.
Veda Hutbesinde ise, hemen her cümlede Allah ve Ahiret bilinci canlı tutulmuştur. Bu yüzden Veda Hutbesinde, her zaman, her yerde ve her şartta kişi ile beraber olan dinin yaptırım gücü devrededir.
Veda Hutbesinden on dört asır sonra hazırlanan beyanname maddelerinin dünya üzerinde bütünüyle uygulamaya konulduğu söylenemez. Bu beyannameden önce de sonra da dünya üzerinde akan kan ve göz yaşları dinmemiştir.
Peygamberimizin Veda Hutbesi ise, onun yirmi üç yılda gerçekleştirdiği ve uygulamaya koyduğu inkılabın özetidir. Yani o, söylediklerini bizzat hayata geçirmiş ve son kez bir kere daha insanlığa hatırlatmıştır. Onun yıllardır birbirleriyle savaşan Mekkeliler, Evs ve Hazreç kabileleri, diğer insanlar arasında kurduğu kardeşlik hem dillere destan hem de tüm insanlığa örnektir. Peygamberin yirmi üç yıllık mücadelesinin teorik özeti olan hutbe, yüz bini aşkın insan selinin huzurunda okunmuş ve lebbeyk sedalarıyla onca insanın kabulüne mazhar olmuştur.
İnsan Hakları Beyannamesinde şu temel konular yer almıştır: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar… Herkesin yaşama hakkı vardır…Kimseye işkence yapılamaz…Her insanın özel hayat, inanç, aile, güvenlik, seyahat, eğitim, vatandaşlık, mülkiyet, örgütleşme, yönetime katılma, kamu hizmetlerinden yararlanma, çalışma hakkı ve saygınlığı vardır…Suçluluğu ispat edilmedikçe her insan suçsuzdur...
Veda Hutbesinde ise şu temel konular yer almıştır: Tevhid, Allah’a hamd, sena ve dua…İnsanların kabul ettiği yer ve zamanların kutsallığı ilkesi üzerine, insanın can, mal ve namus saygınlığının bina edilmesi… Ahiret bilinci ve İlahî huzurda sorgulanma şuuru… Cehalete dayanan her türlü yanlış ve kötü düşünce, hurafe, yanlış inanç ve davranışların ortadan kaldırılması… Emanet bilinci… Şeytanın oyun ve hilelerine karşı uyanık olmak… Kadınların hakları… Tüm insanların Âdem’in çocukları olarak eşit olduğu ve topraktan yaratıldığı, etnik ayrımcılığın yasak olduğu… Kardeşlik ruhu…Her hak sahibine hakkının verilmesi… Emanete riayet… Kur’ân ve Sünnet emanetine sahip çıkmak… Zina, faiz, haksız yere adam öldürme, kan davasının kesinlikle yasaklanmış olduğu… Suçun bireyselliği… Allah’a karşı görevlerinin layıkıyla ve vaktinde yapılması… Yaradan ve yaratılan ilişkilerinin sağlıklı bir zemine oturtulması… Hakikatleri başkalarına ulaştırma görevi…
İnsan hakları beyannamesi Madde 1, diye başlar ve o şekilde madde madde devam eder.
Veda Hutbesi, Ey insanlar cümlesi ile başlar ve bu ifade hutbede defalarca tekrarlanır. Bu ise hutbede sayılan gerçeklerin tüm insanlarla ilgili evrensel ilkeler olduğunu gösterir. Hutbede Ashabım, ey müminler hitapları da yer alır. Bu ise, peygamberimizin muhataplarını sahiplenip bağrına basarak onlara seslendiğini ve onların imanlarının gereklerini yerine getirmeye teşvik ve tahrik ettiğini gösterir.
Beyannamede Allah, Ahiret bilincine dair cümleler yer almadığı gibi, şeytan ve onunla mücadeleye dair ifadelere de rastlanmaz. Aynı şekilde can, mal ve aile saygınlığından bahseden beyannamede, zina, faiz gibi can, mal ve namus saygınlığı konusunda son derece önemli olan etik değerler yer almamaktadır.
Veda Hutbesinde ise evrensel ilkeler, manevî değerlerle iç içe verilmiştir. Onda Yaratan-yaratılan ilişkisi, dünya ahiret, madde mana iç içe ele alınmıştır. Bu da hutbede yer alan ilkelerin uygulamaya geçirilmesi konusunda yaptırımı olan çok önemli ve belirleyici hususlardır.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: Peygamber sözlerinden oluşan ve ilahî yönü olan Veda Hutbesi ile insanlardan oluşan bir komisyonca hazırlanan İnsan Hakları Beyannamesi içerik olarak birbirine benzese bile, aralarında çok temel farklar vardır. On dört asırlık bir zaman farkı, mekan farkı yanında, muhteva ve yaptırım gücü gibi konularda da çok bariz farklar vardır.
Veda Hutbesi on dört asırdır müminleri ve insanlığı aydınlatmaya, onları çizgide tutmaya devam ediyor. Ne var ki, bir İtalyan Tarihçisinin söylediği gibi, bizler mücevher sandığının üzerine oturmuş bir dilenci gibi, kendi değerlerimizden habersiz bir şekilde başka yerlerde yitirdiğimiz bizi ve insanlığı kurtaracak güzellikleri aramaya devam etmekteyiz.
Farkına varamadığımız çok kıymetli eğerlerimizin başında Veda Hutbesi gelir. Müslümanlar olarak bizim onu layıkıyla anlayabildiğimiz, uygulayabildiğimiz ve başkalarına anlatabildiğimiz de söylenemez. Oysa o Veda Hutbesinde Hz. Peygamber, Sözümü iyi dinleyiniz! İyi anlayınız… Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup ta işitenden daha iyi anlayarak, muhafaza etmiş olur diyerek bizden söz almış ve tüm söylediklerine Yüce Allah’ı şahit tutmuştu.
O halde bu eşsiz hazine Veda Hutbesinin kadr ü kıymetini bilelim, Onun bize Peygamber emaneti olduğunu unutmayalım, onu insanlık sevdalısı bir peygamberin Arafat gibi mübarek bir yer ve günde bizlere okuyormuşçasına, kanıksamadan okuyup anlayalım ve ondaki evrensel hakikatleri tüm insanlığa ulaştıralım.
Prof. Dr. Ali AKPINAR
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte, II, 302-318, VI, 170-171; Asım Köksal, İslam Tarihi, XVII, 252, 262, 289-296, 303-306, 312-313.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] 9 Tevbe 3.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Hamidullah, İslam Peygamberi, I, 273.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] 5 Maide 3.


 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
beyannamesi, evrensel, hakları, hutbesinden, mesajlar, veda, İnsan, İslamın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi - 10 Aralık 1948 MySpace Tarih 0 03 Eylül 2013 13:37
Veda Hutbesi ve İnsan Hakları Konferansı Cemalizim Haber Arşivi 0 12 Mart 2012 10:36
Veda hutbesi Ecrin Tarih 0 07 Haziran 2011 21:24
Veda Hutbesi BaRoN Genel İslami Konular 1 25 Ekim 2008 21:22