IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  odeaweb

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

779Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31 Ocak 2022, 06:24   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İNSANDAKİ KÖTÜ VE İYİ SIFATLARIN HALİ(KENDİNİ TANIMAK)




İNSANDAKİ KÖTÜ VE İYİ SIFATLARIN HALİ


İnsan kalbinin, içinde bulunan bu iki asker ile alâkası vardır. Her birinden bir sıfat ve bir ahlâk kendisinde hâsıl olur. Bu ahlâklardan bazısı kötü olur; onu helak eder. Bir kısmı iyi olur; onu saadete kavuşturur. Bu ahlâkın tamamı çok ise de dört ana esasta toplanmıştır.

Bunlar, hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlâkları sıfatlarıdır. Kendisine yerleştirilmiş olan şehvet ve hırs sebebiyle hayvanlara ait işleri yapar. Yemeyi ve cimâyı çok fazla istemek gibi. Hışım sebebi ile köpek, kurt ve aslanların yaptığını yapar.

Vurmak, öldürmek, eliyle ve diliyle insanlara musallat olmak gibi. Hiyle, aldatma, sûret-i haktan görünüp kandırma, karıştırma, insanlar arasında fitne - fesat çıkarma sebebiyle, şeytanların yaptığını yapar. Kendisine verilmiş akıl sebebiyle de, meleklerin yaptığını yapar.

İlmi ve salâhı sevmek, kötü ve çirkin şeylerden sakınmak, insanları barıştırmak, kendini süfli (alçak, âdi) işlerden uzak tutmak, amellerin ma'rifeti ile şad olmak, cehalet ve bilgisizlikten utanmak gibi.

Hakikatta insanın kabuğunda (özünde değil) dört şey vardır: Köpeklik, domuzluk, şeytanlık ve meleklik. Mezmûm [aşağılanan] ve kötü olan köpek; şekil, el, ayak ve derisi ile mezmûm değil, belki, kendisinde bulunan insanlara saldırma sıfatı sebebiyledir.

Domuz, şekil itibariyle mezmûm ve kötü olmayıp hırs, şer, murdar ve çirkin şeyleri çok istemesi sebebiyledir. Köpeklik ve domuzluk ruhunun hakikati bu mânâlardır. İnsanda da aynıdır.

Bunun gibi şeytanlığın ve melekliğin hakikati, söyleyeceğimiz şu mânâlardır: İnsana, meleklerin nurlarının eserlerinden olan akıl nuru ile sûret-i haktan görünmeyi ve şeytanın aldatmasını keşif eylemesi emredildi. Böylece şeytan, rezil ve rüsvay olur ve hiç fitne yapamaz.

Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: «Her insanın bir şeytanı vardır. Benim de vardır. Fakat Allahü Teâlâ onu yenmeme bana yardım eyledi. Benim yanımda zelîl oldu. Hiçbir kötülük yaptıramadı» (1).

Yine insana, bu hırs ve şehvet hınzırını ve gazab köpeğini terbiye edip, eli altına alması emredildi. Böylece onun emri olmadan kalkamaz ve oturamaz. Eğer böyle yaparsa, kendisinde bu yoldan iyi ahlâk ve sıfat hâsıl olur. Bu da onun saadet tohumu olur. Eğer böyle yapmayıp onlara hizmet eder, her arzulannı yerine getirirse, kendisinde kötü ahlâk meydana gelir. Bu da onun şakilik tohumu olur.


Böyle bir kimsenin hâlini, kendisine uykuda yahut uyanıkken bir misâl ile gösterseler, kendini bir hınzırın veya köpeğin önünde onlara hizmetçi gibi görür. Bir Müslümanı bir kâfir elinde esir bırakanın hâlinin nasıl olacağını herkes bilir! Meleği, köpeğe, hınzıra ve şeytana esir edenin hâli bundan daha fenadır.

İnsanların çoğu, insaf edip gaflet perdesini kaldırsa, gece - gündüz nefsinin arzu ve isteklerinde hazır olduklarını görürler. Görünüşte insana benzeseler de hakikatta hâlleri böyledir. Yarın, kıyamet gününde mânâlar görünecektir. Suret, mânâ şeklini alacaktır. Şehvet ve hırsı galib olanlar, kıyamette, hınzır şeklinde görünür. Hışmı galib olanlar, kurt suretinde görünür.

Bunun içindir ki, bir kimse, rüyada bir kurt görse, o kimsenin zâlim olmasıyla tâbir olunur. Eğer domuz görürse, bu rüyanın tâbiri, o kimsenin çirkef, murdar olması şeklinde olur. Çünkü, rüya ölüme benzemektedir. Şöyle ki: Uyku sebebiyle, bu âlemden uzaklaşıyor. Suret, mânâya tâbi oluyor. Böylece, herkes, bâtını ne şekilde ise, o surette görülür. Bu büyük bir sırdır. Bu kitap bunu kaldıramaz.

(1) Hm, 1, 257.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ocak 2022, 09:03   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
EN YAKIN ( ŞİİR - NECİP FAZIL KISAKÜREK)




EN YAKIN

Bütün insanlığı dövsen havanda ,
Zerre zerre herkes yine yalnız.
Boşlukta yol alan uçsuz kervanda ,
Her şey tek başına , dağ taş ve yıldız.

Herkes bir vücutsuz hayal peşinde ;
Eşini kaybetmiş herkes eşinde.
içinizde yiv yiv derinleşin de ,
Çıksın karşınıza en yakınınız.



Eserin yazarı: Necip Fazıl Kısakürek Eser: ÇİLE

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ocak 2022, 09:06   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İYİ AHLAK (ŞİİR)




İYİ AHLAK


Dört şey oldu yücelik delili.
Asil insandır bunlara sahip olan.
Çok yüceltmek ilmi,
Uygun cevap vermek halka.

Kimin varsa bilgisi, aklı, temyizi,
aziz tutar ilim ve akıl sahibini.

Kardeşim;
Varsa aklın,
yumuşak davran,
tatlı konuş.

Kim olursa asık suratlı,
acı sözlü,
yüz çevirir ondan dostlar.

Kim sakınmazsa düşmandan,
sonunda görür ondan zarar, ızdırap.
Bulundurma yakınında düşman.
Hayırlıdır çünkü düşmanın uzak durması.

Otur, kalk daima dostlarınla.
Görme mümkünse düşman yüzünü.
Mutlu ol dostlar arasında.
Varsa aklın, uzak kal düşmandan.

Oğlum;
Yap yol hazırlığını, al tedbirini.
Asma kulak onun bunun sözüne.



Eserin yazarı: Feridüddin-i Attar Eser: Pendname

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ocak 2022, 09:40   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
AYET-HADİS-DUA 31-01-2022




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ocak 2022, 11:47   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
RÜYA TABİRLERİ( ALTIN GÖRMEK)




Rüya tabirleri

Altın GÖRMEK

Altın ümit, iyi sıhat demektir. Altını başkasının elinde görmek, altını tutan için iyi bir hayata, Altın bilezik görmek, itibarınızın artacağına,iki elinin Altın olduğunu görmek,felç olunacağına, iki gözünün altın olduğunu görmek, kör olmaya, birisinden altın almak, büyük bir adamın etkisinde kalmaya, birisine altın vermek, kazançlı bir işe sahip olmaya, altın saymak,

kısa süreli bir hastalık geçirileceğine, altın bozdurmak, keder ve hastalığa işarettir. Rüyada altın birkaç şekilde yorumlanır. Altın para dedikodu, söylentidir. Bir yerde altınların yığılı olduğunu gören, biriyle ilgili çok gizli bir durumu öğrenir. Bekar bir genç kız ya da erkek altın yüzük takarsa iyi bir evlilik yapar. Bir erkekten altın

Altın

Rüyada Altın birkaç şekilde yorumlanır. Altın para dedikodu, söylentidir. Bir yerde altınların yığılı olduğunu gören, biriyle ilgili çok gizli bir durumu öğrenir. Bekar bir genç kız ya da erkek altın yüzük takarsa iyi bir evlilik yapar. Bir erkekten altın para, altın ziynet eşyası alırken gören bir kadın veya kız, gizli bir ilişkiye girişir. Ama bu durum eninde sonunda duyulacaktır.

Herkes iyice bilir ki altın dünya zinetidir. Dünya ise müminler için meşakkat mahallidir. Bu sebeple rüyada altın görmek, borca, gam ve kedere alâmettir.

Rüyada altın bilezik taktığını görmek, rüya sahibinin eline geçecek bir mirasa delâlet eder.

Rüyada altın külçesine rastgeldiğini görmek, elden çıkacak mala işarettir. Yine Altını külçe ettiğini görmek, şer ve helak ile tabir olunur.

Rüyada kendisine büyük bir altın parçası verildiğini görmek, devlet işlerinde yüksek derecelere nail olmaya delâlet eder.

Câfer-i Sâdık (r.a.)demiştir ki: Rüyada altın bilezik görmek beş şekilde tabir olunur: a) Riyaset (baş olma, reislik), b) Hikmet, c) Günah ve hile, e) Gam ve keder, f) Evlad ve kardeş...

Ibn-i Şîrîn (rh.a.) demiştir ki: Rüyada elinde beş adet altın olduğunu görm ek, halk indinde makbul olacak işlere delâlet eder. Elinde tek altın olduğunu görmek, güzel bir ev ile tabir olunur.

Rüyada iki elinin birden altın olduğunu görmek, iş hususunda sıkıntıya düşmeye işarettir.

Kıymetli elbiselerden başörtüsü, taç ve bunlara benzer nesnelerin altın sırma ile dokunmuş veya örülmüş olduğunu görmek; bu elbiseyi giyenlerin Allahu Teâlâ'ya yakınlıklarına delâlet eder.

Yine rüyada halis altın ve Gümüşten olan şeyi görmek, ihlâsa, saf niyete, anlaşmaya ve doğru söze delâlet eder. Rüyada gözlerinin altın olduğ Unu görmek, kör olmaya işarettir. Rüyada üzerinde, Altın, Gümüş, boncuk veya mücevherden gerdanlık olduğunu görmek, devlet hizmetinde yüksek makama gelmeye delâlet eder

Altın
Sağlıklı olmaya işarettir. Bir başka yoruma göre de; bolluğa, sıkıntı ve dertlerinizden kurtulmaya ve isteklerinize yakın zamanda kavuşacağınıza işarettir.

* Altın bilezik takmak: Yüklü bir mirasa konacağınıza işarettir.

* Altın bozdurmak: Üzüntü ve sıkıntılarınızın artacağına işarettir.

* Altın bilezik: Saygınlığın artması anlamına gelir.

* Altın saat: Çalıştığınız işyerinde suistimaller olacağı anlamına gelir.

* Altın yüzük: Hareketleriniz ve davranışlarınız yüzünden arkadaşlarınız tarafından eleştirileceğiniz anlamına gelir.

* Altın külçe: Dostlardan uzak kalmak anlamına gelir.

* Altın yaldızlı kitap: Zorlukların üstesinden geleceğiniz anlamına gelir.

* Altın almak: Üstün birinin etkisinde kalacağınız anlamına gelir.

* Altın zincir: Herkesten sakladığınız bir sırrınız olduğuna işarettir

* Altın bıçak: Bir suçtan dolayı cezaevine gireceğinize işarettir.

* Altın kaşık: Aileden birinin evden ayrılacağına işarettir.

* Kese içinde altın görmek: İşlerinizin daha iyiye gideceğine ve başka işlere atılacağınıza işarettir.

* Kalıba altın dökmek: Sevdalandığınız insanla mutlu olacağınıza ya da bir olaydan kendinizi sorumlu tutacağınıza işarettir.

* Beşi bir yerde görmek: Çalışmalarınızın karşılığını bol kazanca kavuşarak göreceğinize işarettir.

* Birisine altın verdiğinizi görmek: Başarılarınızı maddi olarak destekleyecek bir insanın varlığına işarettir.

* Altın saydığınızı görmek: Önemsiz bir rahatsızlığa yakalanacağınıza ve bunu atlatacağınıza işarettir.

* Altın çatal görmek: Ticarete atılacağınıza ancak başarılı olamıyacağınıza işarettir. * Altın çerçeve görmek: Dostlarınızı gücendireceğinize işarettir.

* Altın kordon görmek: Ummadığınız anda ve ummadığınız birinden mirasa konacağınız anlamına gelir.

Altın
Altın bulmak zarara uğramaya, gam ve keder , Eski sikkeler bulmak sevinç ve memuriyete, kadının Altın dan mamul ziynet eşyası takınması sevinç ve kendine güvene, Damgalanmış, işlenmiş bir Altını olmak ev almaya, değerli insana, Böyle beş Altın görmek beşş vakit namaza, Altın para kişide bulunan emanete, Altın bilezik takmak ele geçecek mirasa, kadın için evlenmeye,

Bazen altın iyi niyete, samimiyete, inanılacak söze ve hayırlı anlaşmalara delalet eder. Altını döven ya da onu diğer madenlerden ayrıştıran birini görmek hakla batını , iyi ile kötüyü birbirinden ayarın adama veya adil hakime, Altın ve Gümüş hurdası görmek faydalı ilme, uygun hanıma, hayırlı evlada ve değerli dosta delalet eder. Altından yapılmış eşya güzelliğe, böyle bir kaptan yemek yemek ya da Su içmek gam ve kedere, Altın gerdanlık erkek için önemli memuriyete, şeref ve itibara, kadın için izdivaca, Bazen gerdanlık hacca gitmeye, Altın küpe kadın için güzelliğe, erkek için müzik vs. dinlemeye delalet eder. ( Ayrıca Bakınız; Gerdanlık,Küpe, Sikke.)

Rüyada altın ile ilgili herhangi birşey görmek, maddi, manevi ve Sağlık yönünden istenilen şeylerin gerçekleşeceği, çevreden iyilik ve yardım görüleceği bir döneme girildiğini gösterir.

Rüyada altın görmek birkaç şekilde yorumlanır. Rüyada altın ile ilgili herhangi bir şey görmek, maddi, manevi ve sağlık yönünden istenilen şeylerin gerçekleşeceği, çevreden iyilik ve yardım görüleceği bir döneme girildiğini gösterir Altın para, dedikodu demektir.

Altınları yığılı bir şekilde gören kimse, birisiyle ilgili bir sırrı öğrenir. Bekar bir genç kız ya da erkek altın yüzük takarsa iyi bir evlilik yapar. Bir erkekten altın para, altın ziynet eşyası alırken gören bir kadın, gizli bir ilişkiye girişir. Ama bu durum muhakkak duyulacaktır..

Giriştiğiniz tüm işlerde umduğunuzdan fazla başarı elde edeceksiniz. İnsanların takdirini kazanmayı ve zengin olmayı başaracaksınız.

Altın para, dedikodu, söylentidir. Bir yerde altınların yığılı olduğunu gören kimse, önemli biriyle ilgili çok gizli ve önemli bir bilgi öğrenir.

Rüyada altin buldugunu gören kedere ve sikintiya ugrar. Yahut istemedigi bir ise girer, yahut da elinden mali gider. Veya hükümet kapisindan bir zarara ugrar. Bir iste ise isinden Ay rilir. Külçe halinde altin görmek, büyük bir kederle yorumlanir. Sikke halinde altin görmek de daha hafif yorum vardir, islenmis ve taki haline getirilmis (bilezik, yüzük, gerdanlik gibi) altin görmek hüzüne ve endiseye delalet eder. Üzeri yazili sikke halinde (madalyon ve para gibi) altin görmek ne hayra ve ne de serre yorumlanir. Fakat yorumcularin bir çogu altin görmeyi hiç bir zaman hayra yormazlar. Rüyada altindan yapilmis kap ve benzeri seyler gören, derde ugrar. Levha halinde veya çubuk seklinde altin gören, siddetli sikintiya düser. Bir rivayete göre, altin zarar ve hüzündür. Bir kadin altin veya altindan yapilmis süs esyasi takmasi hayir ile yorumlanir. Rüyasinda altin yedigini gören para biriktirir. Sandiklarda ve bavullarda kapali olarak altin görmek, mal kazanacagina delalet eder. Bagli kese veya torbalarda altin görmek de bu seklide yorumlanir. Ebu Said El Vaiz e göre: rüyada altin görmek iki sekilde iyi degildir: Birincisi Arapça adi zehep oldugu için gitmek manasina benzerliginden, digeri rengi sari oldugu için hastaliga delalet etmesindendir. Bunlarin yorumu ise hüzün ve kederdir. Hatta evinin altindan yapilmis oldugunu görenin evi yanar. Eline altin lira geçtigini gören ya hükümet tarafindan bir zarara ugrar veya elindeki serveti yok olur. Bir rivayete göre de para cezasi öder veya hastalik dolayisiyla bütün parasini harcar. Altin erittigini gören kötü bir isi için mahkemeye düser ve davayi kaybettigi gibi, üstelik halkin diline de sakiz olur. Danyal (AS) a göre: Rüyasinda elinde bir kaç tane altin para tuttugunu gören, bir isten dolayi cani sikilir veya aleyhinde söylenen sözleri isitip üzülür. Elindeki altinlarin sayisi azsa ona göre ugrayacagi dert ve keder de az olur. Ibn i Sirin e göre : rüyada elinde bes tane altin bulundugunu gören halk arasinda makbul olacak bir is yapar. Elinde bir tek altin gören güzel bir eve sahip olur. Yaninda sayilari çift olmak üzere yüzden veya binden fazla altin oldugunu gören (esya tahmini) (muhamminlik=exsper) ilmini ögrenmis olur. Birine bir altin verdigini gören veya lirayi kaybettigini gören bildigi seyi unutur. Kirmani ye göre (RA): rüyasinda bir altin buldugunu gören çocugu yüzünden bir musibete ugrar. Bir çok altin buldugunu görmek ise bir çok zahmet ve sikintiya düsmek demektir. Bir rivayete göre rüyada bir çok altin görmek kendisine birakilan bir emanetle yorumlanir. Bir çok altini olup bunlari baskalarina dagittigini gören kendisinden alacakli olanlara haklarini verir. Bir rivayete göre, altin para, Allahu Tealanin emanetidir. Bir miktar altin bulup bunlari iyi bir yere saklayan, kendisine verilen sirri saklar. Altin para bastigini gören, farzlari yerine getirir ve halkin hakkini öder. Rüyasinda yerden altin topladigini gören bir is sahibi olur. Cabir ül Magribî ye göre: rüyada bir altin buldugunu gören, kendisine birakilan emanetten dolayi taniklik yapmaya mecbur olur. Rüyasinda eline bir altin geçtigini gören bir çok kimseler vardir ki, ertesi Gün bir altin kazanirlar ve rüyalari aynen çikar. Rüyada üzerinde resim olan altin görmek dine aykiri bir yolda olduguna isarettir. Caferi Sadik a göre : altinlarin sayisi bes ise, bes vakit namaza delalet eder. Rüyasinda kendisine altin paralar verildigini gören zulüm görür, kendisi verse zulüm eder. Bir kimseye bir kenari ezik veya kesik altin vermek veya ondan böyle bir altini almak, o iki kisi arasinda bir anlasmazlik veya dava olacagina delalet eder. Toprakta altin bulup aldigini ve o altinin elinde eridigini gören, annesi tarafindan kedere ugrar ama kisa bir zaman sonra o kederi geçer. Bir ölünün kendisine altin para verdigini gören, zulümden kurtulur, ölünün altin verdigini, fakat kendisinin almadigini görmek, zulme ugramaga delildir. Elinde bir çok altin oldugunu, fakat bunlari muayene edince altin olmadiklarini görmek, hayal ettigi seyin hakikat olmak üzere iken, olmayacagini anlamasina isarettir. Es Salimi ye göre: altin paralari bir kadinin basinda siralanmis olarak görmek, kadin için ziynete yorumlanir. Delik yahut silik altinlar görmek vehim ve kederin azalmasina isarettir. Ebu Said El Vaiz e göre : sahibi oldugu altin parayi kaybetmek namazini kilmakta kusur isledigine delalet eder. Büyük boyda altin görmek, emanet, sahadet ve ilimle tabir olunur. Halid ül Isfahani ye göre: eger altin paranin üzerinde Allahu Tealanin ismi varsa hayirdir. Resim varsa hiç bir zaman hayra yorulmaz. Bir baska rivayete görede: Rüyada altin görmek kötü bir ise ve borca isaret eder. Bazi tabirciler, altin gam ve kederdir, dediler. Rüyada altin bilezik takmak, rüya sahibinin eline geçecek mirastir. Altini külçe ettigini gören kimse ser ve helaka ugrar. Bir kimse evinin altindan oldugunu görse o eve yangin isabet eder. iki elinin altin oldugunu gören kimse issiz kalir, çalisamaz. Gözlerinin altin oldugunu gören kimsenin gözleri kör olur. Bir kimse rüyada altin külçesine rastgeldigini görse kendisinden bir mal gider. Altin erittigini gören kimse çirkin bir hususta düsmanlik yapar ve halkin dilinde söhret bulur. Kendisine büyük bir altin parçasi verildigini gören kimse büyük bir lütfa ve makama nail olur. Bazi tabirciler de Altin görmek, ferahliga, rizka, salih amele, üzüntü ve kederin gitmesine, ese, evlada, ilme, hidayete, altindan yapilari süs esyalarina yahut ziynete kiymetli elbiselerden bas örtüsü, taç ve bunlara benzer seylerin altin sirma ile örülmüsleri, kadin, karikoca veya evlatlardan bu elbiseleri rüyada giyen kimselerin Allahu Teala Hazretlerine yakinliklarina fakat yaldizlanmis seyi görmek ise dünya ehline yahut ahiret ehlinin amellerine benzemeye isaret eder demislerdir. Halis altin ve gümüsten olan sey, ihlasa, saf niyete ve anlasmaya ve saglam söze isaret eder. Altin veya gümüs ile yaldizlanmis olan sey ömrün kisaligina, islerin alt üst olmasina isaret eder. Bir baskasina altin vermek, seref, saninin artacagina altin saymak çok kisa bir hastaligin kolayca atlatilacagina isaret eder. Altindan bir sey giydigini gören kimse kendisinin dengi olmayan birisi ile evlenmekle akrabalik kurar.Altin erittigini gören kimse çirkin bir hususta düsmanlik yapar ve halkin dilinde söhret bulur.

Rüyada altın birkaç şekilde yorumlanır. Altın para dedikodu, söylentidir. Bir yerde altınların yığılı olduğunu gören, biriyle ilgili çok gizli bir durumu öğrenir. Bekar bir genç kız ya da erkek altın yüzük takarsa iyi bir evlilik yapar. Bir erkekten altın para, altın ziynet eşyası alırken gören bir kadın veya kız, gizli bir ilişkiye girişir. Ama bu durum eninde sonunda duyulacaktır.

Altın ümit, iyi sıhat demektir. Altını başkasının elinde görmek, altını tutan için iyi bir hayata, altın bilezik görmek, itibarınızın artacağına,iki elinin altın olduğunu görmek,felç olunacağına, iki gözünün altın olduğunu görmek, kör olmaya, birisinden altın almak, büyük bir adamın etkisinde kalmaya, birisine altın vermek, kazançlı bir işe sahip olmaya, altın saymak, kısa süreli bir hastalık geçirileceğine, altın bozdurmak, keder ve hastalığa işarettir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Şubat 2022, 06:21   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
BU GÜNÜN DUASI 01-02-2022




Abdullah İbn Abbas hazretleri şöyle anlatır:

Resûl-i Ekremin ne şekilde ibâdet yaptığını öğrenmem için babam Abbas, beni Resûl-i Ekreme gönderdi. Sabah namazında Efendimiz şöyle duâ etti
:
“Allahım! Gönlümü sana bağlayacak, darmadağan hâlimi bir araya toplayacak, dağınık ve parçalanmış işlerimi birbirine yaklaştıracak kötü itiyat ve fitnelerden beni koruyacak, dilimi ıslah edecek, bâtınımı koruyacak, zâhirimi yükseltecek, amelimi temizleyip arttıracak, yüzümü ak edecek, rızana ulaştıracak ve her kötülükten beni koruyacak olan rahmetini senin fazlından isterim.

Allahım! Küfür düşünmeyecek şekilde sâdık ve yakîn bir îmânı, dünyâ ve âhirette de lûtuf ve kereminin en yüksek mertebesine beni ulaştıracak olan rahmetini senden isterim.

Allahım! Kazâlarda sabır ve kurtuluşu, şehitler mertebesini, iyiler yaşayışını, düşmanlara galib gelmeği ve Peygamberlere arkadaş olmağı senin fazlından isterim.

Allahım! Her ne kadar hayırlısını bilemezsem ve amelim kusurlu ise de, bütün dileklerimi sana arzeder, senden yardım dilerim. Yalnız senin rahmetine muhtâcım. Ey gönüllere şifâ verip bütün dertlere dermân olan Allahım! Büyük kudretinle birbirine yaklaşmış iki deniz suyunu yekdiğerine karıştırmadığın gibi,
Cehennem azâbından helâk oldum diye feryad etmekten ve kabrin fitnesinden beni koru.

Allahım! İstemesinde veya hak etmesinde kusur ettiğim ve kullarından herhangi birine va’dettiğin veyâ vereceğin her türlü iyilikleri candan arzular ve onları senin fazlından isterim.

Allahım! Bizi, sapan ve saptıranlardan değil, hidâyette olup hidâyete ulaştıranlardan, düşmanlarından uzaklaştırıp dostlarına yaklaşanlardan, sana kulluk edenleri senin rızan için sevip, isyan edenlere rızan için husûmet besleyen kullarından eyle.

Allahım! Ben dilimin döndüğü kadar duâ ediyorum. Kabûlü sendendir. Sen kabul eyle. Ben elimden geleni yapıyorum, itimadım sanadır. Biz Allah içiniz ve O’na yöneleceğiz. Kuvvet ve kudret ancak azamet sâhibi olan Allah’ındır. Kıyâmet gününde emniyeti, ebedî günde de ahdini yerine getirip rükû’ ve sücûd eden iyiler ile beraber Cenneti senden isterim. Kerem ve ihsânına nihâyet olmayan, dostluk edenlere sonsuz sevgisi olan ve dilediğini dilediği gibi yapan sensin.

Ey izzet ridâsına bürünüp herkse galib olan Allahım! Seni noksan sıfatlardan tenzîh ederim. Ey ululuk ve yücelik ridâsına bürünerek kullarına fazl u in’âmını esirgemeyen Allahım! Seni tesbîh eder, noksan sıfatlardan takdîs ederim.

Allahım! Kalbimi, kabrimi, gözümü bütün bedenimi nurun ile tenvîr eyle, beni nurlandır ve nurumu arttır.”

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Şubat 2022, 06:30   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
KOKULU YİYECEKLER YİYİP MESCİDE CAMİYE GİDİLMESİNİN MEN EDİLMESİ KONUSU




ÖZÜRSÜZ; SOĞAN, SARMISAK, PIRASA VE BENZERÎ KÖTÜ KOKULU YÎYECEKLERÎ YİYİP KOKUSUNU GİDERMEDEN MESCÎDE GİRMENİN NEHİY OLUŞU

İbn Ömer’den (r.a) rivayet edildiğine göre, Nebî (s.a) şöyle bu*yurmuştur: “Kim bu ağaçtan, yani sarımsaktan yerse, mescidimize yaklaş*masın…” (Buhâri ve Müslim rivayet etmişlerdir) .

Hadis-i şerif; soğan, sarımsak gibi koku veren yiyecekleri yiyip, mesci*de girmeyi nehyediyor. Ancak bu yiyecekleri pişmiş olarak yemek nehiy kap*samında değildir. Bu nehiy başkasını rahatsız etmediği zaman tenzihidir. Baş*kalarına eziyet verirse haramdır.

Hz. Enes’den (r.a) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebî (s.a) şöyle buyurmuştur:
“Bu ağaçtan (sebzeden) kim yerse, bize yaklaşmasın! Bizimle bera*ber namaza durmasın. ” (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).

Hadİs-i şerifte “Bu ağaç” sözü kullanılarak, ne olduğu belirtilmemiş*tir. Bu bir karineyle veya tanınması sebebiyle söylenmiştir. İfade ettiği sebze sarımsaktır.

Yenilmeyi} sebebi; başkalarına kötü kolcusu ile eziyet edilmemesi için*dir. Hatta bazı alimler, “( üzerine kötü kokular sinmiş kimseyi cema*atten uzak tutmalıdır” derler.

“Namaz kılmasın ” sözünde namazın zikredilmesi ile yasak tahsis edil*miştir. Bu yasak namazın önemine ve huşuyu ortadan kaldıran sebepleri na*maz kılandan def etmeye, böylece müslümanların namazı kemali edeple kıl*malarını sağlamaya yöneliktir.

Hz-Câbir’den (r.a) şöyle dediği rivayet edilmiştir: Nebi (s.a) şöy*le buyurmuştur:
‘Kim sarmısak veya soğan yerse, bizden uzak dursun veya mescidi*mizden uzak dursun.’* (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).

Müslimin bir rivayetinde; “Kim; soğan, sarımsak, pırasa yerse, mesci*dimize yaklaşmasın. Çünkü melekler, âdemoğullarının eziyet duyacağı şey*lerden rahatsız olurlar” şeklinde geçer.

Bu hadiste yenilmesi nehyedilen yiyeceklerin kapsamı çoğaltılmıştır. So*ğan, pırasa gibi çirkin kokuya sebep olan yiyecekler İlave edilmiştir.

Mescidlere beş vakit namaz esnasında olduğu gibi, bu vakitlerin dışında da pis kokularla girmek nehyediliyor. Çünkü insanların eziyet duyacağı şeylerden melekler de eza duyarlar.

Câmi’ûs-Sağîr de; “Bizden, mescidimizden uzak dursunlar. Evlerinde otursunlar” hadisi mevcuttur.
Ancak, oruç tutan kimsenin ağız kokusu buna dahil değildir. Çünkü bu koku Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Ömer b. Hattâb’dan (r.a) rivayete göre cuma günü hutbe verir*ken şöyle dedi: “Sonra size ey insanlar, iki ağaçtan yiyorsunuz ki, onları ben fena görüyorum. Ki onlar, soğan ve sarımsaktır. Ben Rasûlullah’ı (s.a) mes-cidde bu kokuyu duyduğu kimsenin çıkarılmasını emrederken gördüm. Bu adam Bakî kabristanlığına kadar çıkarılırdı. Onları kim yerse, pişirerek ko*kularını gidersin.” (Müslim rivayet etmiştir).

“Habis” kelimesi; zina gibi harama itlak edildiği gibi. tadı kokusu çirkin olan şeylere de denilir. Habâis de bu manayı aşır. Yılan ve akrep gibi arabın pis saydığı şeylerdir.

Bu bölümdeki bütün hadisler mescide gelmek isteyen kimsenin soğan, sarımsak, pırasa ve her türlü kötü kokulu şeyi yemesini nehyetmektedir. Bu*radaki nehıy tahrimidir. Ancak bunları pişirip kokuları izale olduktan son*ra kerahat kalkar.

Müslümanın hep kokulu olması, özellikle toplantı yerlerinde ve ibadet mahallerinde buna dikkat etmesi gerekir. Böylece insanların onunla oturmasını ve ona yakın olmasını kerih görmesinler.

Mescîdlerin nezafetine önem vermek; oraya giderken çirkin, kokulu iş elbiselerini çıkanp, hoş ve temiz elbiseleri giymek gerekir. Bu gibi kokular daima soğan, sarımsak gibi kokulu şeylere kıyas edilir.
islâm; insanların aralarındaki ülfete ve onlan birbirinden nefret ettirici her tür eziyeti uzaklaştırmaya özen göstermiştir.

Emir sahiplerinin (devlet yineticilerinin) mesddleri gözetmeleri, onla*rın temizliğine dikkat etmeleri ve insanların oraya yönelmelerini sağlamaları gerekir.

Bu bölümdeki hadislerden çıkarılan hükümler şunlardır.

Çiğ sarmısak yiyip, mescide gelmek mekruhtur. Kerahati, çirkin koku*su sebebiyledir. Haram olmaması; “Kim bundan yerse…” cümlesinden an*laşılmaktadır. Hz. Ali’den (r.a) rivayet edilen bir hadiste: Rasûlullah (s.a) sarmısak yemeyi nehyetmiş, ancak pişmiş olursa müstesna olduğu buyurul-muştur.

Sarmısak gibi çirkin kokusu olan soğan, pırasa, turp gibi yiyecekler de sarmısak hükmündedir. Bunların hükmü ehü sünnete göre mekruhtur.

Bu tür sebzeleri yiyen kimsenin mescide yaklaşmaması lazımdır. Bu ne-hiy; bayram, cuma, cenaze, düğün merasimi gibi insanların bir araya geldiği bütün toplulukları içerir. Çarşı ve pazarlara giderken sarmısak yemek mek*ruh değildir.

Hadiste soğan ile sarımsağın zikrolunması, onların yenilmeleri sebebiy*ledir. Dolayısıyla kendisinde pis koku olan bütün yiyecekler de bu kapsam*da mütalâa edilir. Hatta bazı alimler; ağzı kokan kimseler veya kasap, ba*lıkçı gibi sanat erbabı da bu hükmün kapsamına girer, demişlerdir.

Bazı alimler bu hadisin cemaate devamın farz olmadığına delil olduğu*nu söylemişlerdir. Çünkü sarmısak ve benzeri sebzeleri yemek caizdir. Bu takdirde cemaatla namazın terkedilmesinin de caiz olması gerekir.
Sarmısak, soğan gibi şeyleri yemek cemaatı terk hususunda bir özür sayılır.

Bazıları bu hadislerle ihtisas ederek, sarmısak soğan gibi kerih kokulu yiyeceklerin Hz. Peygamber’e haram olduğunu söylerler. Ancak bu doğru değildir. Çünkü Rasûlullah (s.a); “Ey Cemaat, Allah’ın bana helâl kıldı*ğı bir şeyi haram kılmak benim elimde değildir. Şu var ki sarmısak benim kokusundan hoşlanmadığım bir sebzedir” buyurması buna delil teşkil eder.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Şubat 2022, 06:34   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İSLAM BÜYÜKLERİ-EVLİYAULLAH(FERİDÜDDİN ATTAR HZ. LERİ)




Feridüddin Attar hazretleri Kimdir ?

Evliyanın büyüklerindendir.

Babası attar, yani ilaç, esans satardı.

Feridüddin-i Attar, zühd ve takva sahibi idi, haramlardan sakınıp ibadetle uğraşırdı.

Küçüklüğünde Şadbah kasabasında bir yandan babasının yanında attarlık öğreniyor, bir yandan da Kutbüddin Haydar isimli büyük bir zatın sohbetlerine devam ediyordu. Babasının vefatı üzerine onun yerine geçip, attarlığı bir süre devam ettirdi. Attarlıkla uğraşırken, bir taraftan da kıymetli dini kitapları, velilerin hayatlarını ve menkıbelerini okuyordu.

Bir gün bir derviş dükkanının önüne gelip, kapıdan içeriye bakarak, gözleri dolup bir ah çekti. Feridüddin Attar ona, (Neden öyle bakınıp duruyorsun?) dedi. Derviş, (Ben yükü hafif biriyim. Dünyada bu hırkadan başka bir şeyim yok. Böyle olunca, bu dünya pazarından çabuk ve kolaylıkla geçip giderim. Fakat sen bu ağır yükleri derleyip topla kendi başının çaresine bak!) dedi.

Feridüddin-i Attar, (Sen bu dünyadan nasıl geçip gidersin?) dedi. O zat da, (Bu hırkayı sırtımdan çıkarır, başımın altına yastık yapar, canımı Hakka teslim ederim.) dedi ve hırkasını başının altına koyup, Allah diyerek ruhunu teslim etti. Bu durum karşısında, evliyaya olan bağlılığı, dinini öğrenme istek ve arzusu dayanılmaz hale geldi. Artık attarlığı terk etti. Dükkanında bulunan eşyayı sadaka olarak dağıttı. Bir zata giderek talebelerinden oldu.

Riyanın, korkunç bir afet olduğunu, Allahü teâlânın rızasına uygun olmayan işlerin, amellerin boş olduğunu söylerdi. Bir defasında şunları anlattı:

Bir zat, bir mescide ibadet etmek için girmişti. Geceleyin bir ses duydu. Demek ki mescide biri girdi. O kişi, büyük bir zatın geldiğini zannetti. (Böyle yere büyük zatlar ancak Allahü teâlâya ibadet etmek üzere gelir. Bu zat beni görür, halime nazar kılar.) diye düşündükten sonra, bütün geceyi seher vaktine kadar ibadetle geçirdi. Kendini nasıl göstermek istiyorsa öyle yaptı.

Seher vakti etraf ağarınca geriye dönüp baktığında bir köpeğin yattığını gördü. Çok utanıp kendi kendine, (Ey edepsiz, Allahü teâlâ seni şu köpekle terbiye etti. Bütün gece köpek görsün diye ibadette bulundun. Ne olurdu bir gececik de sırf Allahü teâlâ için uyanık kalsaydın. Ey nefsim! Senin bir gece bile Allahü teâlâ için riyasızca ibadet ettiğini görmedim. Sen, Allahü teâlâdan utanmaz mısın? Kendi kadrini mevki ve dereceni şimdi gördün. Gelse bile ancak köpeklere layık olur.) dedi.

Moğol istilasında, bir Moğol askerinin eline esir düştü. Askere halk, (Bu ihtiyarı öldürmekten vazgeçersen, sana bin altın veririz.) dediler. Moğol askeri razı olmuştu. Fakat Feridüddin-i Attar ona, (Sakın beni bu fiata satma. Çünkü kanımın değeri bu değildir.) dedi.

Asker de satmaktan vazgeçti. Bir süre sonra başka bir şahıs gelerek askere, (Bu yaşlı zatı öldürmekten vazgeç. Onun kanına karşılık sana bir torba saman vereyim.) dedi. Feridüddin-i Attar, (İşte beni şimdi sat. Çünkü esas fiatımı buldum. Bundan fazla para etmem.) dedi.

Buna sinirlenen Moğol askeri onu 1229’da şehid etti. O da, kesik başını elleri arasına alarak 3 km’lik bir mesafeye koştu. Şimdi türbesinin bulunduğu yere varınca, oraya düşüp ruhunu teslim etti. Kabri Şadbah kasabasına yakın olup, ziyaretgahtır.

Buyururdu ki: ( Ey gafil, bu dünyada kendini hesaba çek. Kalbinin pasını temizlemek için mücahede et. Büyükleri de kendine kıyas etme. Zira bir veli, zehir de yese o bal olur.)

Yazdığı şiirlerinde üstün bir akıcılık, arifane sözlerinde akılları hayrette bırakacak bir hal vardır. Mevlana Celaleddin-i Rumi gibi büyükler onun eserlerinin tesiri altında kalmışlardır. Yazdığı eserlerden Tezkiret-ül-Evliya hariç, hepsi manzumdur. Tezkiret-ül-Evliya’da seksen kadar velinin hal tercümesi ile menkıbeleri ve veciz sözlerini yazmıştır.

Bir şiirinin tercümesi şöyledir:

Sırlar alemine uçan kuş idim.
Alçaktan yükseğe çıkmak istedim.
Sırra mahrem kimse bulamayınca,
Girdiğim kapıdan ben yine çıktım.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Şubat 2022, 06:39   #9
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
FATİH SULTAN HAN DAN GÜZEL SÖZLER




Elimizde İslam kılıcı vardır:

Trabzon’u fethe giderken kendisine elçi olarak gelen Akkoyunlu Uzun Hasan’ın annesi Sare hatunun sarp yamaçlarda atından inip yaya olarak dağlara tırmanması üzerine Fatih Sultan Mehmed’e söylediği:

“Ey oğul bu Trabzon’a bunca zahmet nedendir? Burasını gelinime bağışla” sözü üzerine ilk Osmanlı tarihçisi Aşıkpaşazade’ye göre şöyle demiştir. “Ana bu zahmet din yolunadır. Ahirette Allah huzuruna varınca inayet ola. Zira elimizde İslam kılıcı var. Eğer bu zahmeti ihtiyar etmezsek bize gazi demek yalan olur.”.

İmtisal-i Cahidü fi’llah olubdur niyyetüm Din-i İslam’un mücerred gayretidür gayretüm

Fatih’in yazdığı bu beytin manası şöyledir: “Niyetim Allah uğruna cihad etmektir. Sadece İslam dini uğruna çalışmaktır gayretim.”.

Zülfünün zencirine bend eyledi şahum beni
Kulluğundan itmesün azad Allahum beni

Şahım beni saçının zincirine bağladı. Allahım beni kulluğundan azad eylemesin..

Ebaenced devletimüz çerağı küfr ehlinin yüreği yağı ile ruşendür:

Fatih bu sözü komutanlarıyla yaptığı bir istişare sırasında söylemiştir. Atalarımdan beri devletimizin çerağı (mumu) kâfirlerin yüreğini çok yaktığımız için onların yüreğinin yağıyla aydınlanmıştır..

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Şubat 2022, 06:45   #10
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
EVLENİLECEK KADIN(HİKAYE)




EVLENİLECEK HANIM

Hazreti Ömer zamanında da kadılık yapmış olan meşhur, Kadı Şüreyh’e birgün bir genç gelerek evlenmek istediğini ve fakat evleneceği kadının tahsilli ve şehirli olmasını istediğini bildirerek nasihatta bulunmasını istedi.

Kadı Şüreyh, o gence Müslümanın evinin cennet olduğunu ve Hazreti Resûlüllah’ın böyle buyurduğunu naklederek başından geçen evliliği şöyle anlattı:

-Gençtim, artık evlenme zamanımın da geldiğini düşünmeye başlamıştım. Birgün Benî Mahzun kabilesinin çadırlarının önünden geçerken bir kız görüp, ona talip oldum. Kız babası kısa bir tetkikten hemen razı olup işi bitiriverelim dedi.

Kısa zamanda düğünler yapıldı, dualar edildi ve evlilik hayatına ilk adımımızı atmış olduk. Fakat çok geçmeden beni bir pişmanlıktır almıştı. Çünkü ben bu bir köylü kızıdır, üstelik tahsil de görmemiş, bununla ben nasıl geçinebilirim diye düşünüyor bu kararımdan dolayı son derece pişman oluyordum.

Çok geçmeden bizim hanım birgün bana şu sözleri söyledi:

– Efendi! Sen alim ve şöhret sahibi bir kimse imişsin. Ben ise yaylalarda gezen şehir hayatından anlamayan bir köylü kızıyım. Aslında cen kendine göre bir evlilik, ben de kendime göre bir hayat kurmalı idim, ama kader bizi birleştirdi. Cenabı Allah benim gibi bir köylü kızını senin gibi bir şöhretli alime nasip etti.

Şimdi sen bana benim bilmediğim tarafları anlat ki, ben onlara dikkat edeyim, mesela; senin evine benim sülalemden kimler gelebilir, senin akrabalarından kimleri misafirliğe alayım, kimleri kabul etmeyip onlara karşı soğuk davranarak eve gelmemelerine mani olayım dedi.

Ben kadının bu anlayışı karşısında düşündüklerimden dolayı pişman olup:

– Hatun sen bana öyle şeyler söylüyorsun ki, eğer bunları hakkiyle yaparsan beni bahtiyar edeceksin, dedikten sonra:

– Dindar olmayan hiçbir kimseyi eve almayacaksın, dindar olanlardan da senin tarafın çok çok gelmesin, benim tarafımdan ise; şu, şu şahıslar gelmesinler, şunlar ise hiç gelmesinler diye gerekli talimatı verdim.

Tam bir sene huzur içinde yaşadım. Bir sene sonra fetva dairesinden eve döndüğümde evde son derece mütesettire bir hanım görüp kim olduğunu sordum. Hanım annesi olduğunu söyledi. Kayın validem olduğunu öğrenince elimden gelen hürmeti esirgemedim. Bir müddet sonra kayın validem bana:
-Oğlum hanımından memnun musun? Diye sordu. Ben:

-Allah senden razı olsun, kızınızdan çok memnunum. Bu zamana kadar hiçbir şikayetim olmadı, diyerek memnuniyetimi izhar ettiğimde, kayın validem bana şunları söyledi:

– Oğlum kızımdan tabii ki memnun olacaksın. Çünkü biz onu cennette büyüttük. Evimiz Resulüllah’ın bildirdiği gibi bir cennetti. Kur’an ahlakından başka birşey öğretmedik ona…

Yine de sen hanımın üzerindeki otoriteni eksik etme! Çünkü kadınlar iki sebepten hemen şımarıverirler: Birincisi ona olan sevgini yüzüne söylediğinde, ikincisi ise bir hayırlı evlat dünyaya getirdiklerinde.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
40 yil, a.s, abdest, açlık ve tokluk zarar ve faydaları, adalet - hikaye, aff, ahde vefa- dini hikayeler, ahde vefa-insanlık-, ahir zaman, ahireti tanımak, ahlaki çöküntü, aksırma, akıl, akıllı sözler- nükteler, aldulhamid han, alemler, allah a itaat, allah a yakın olmak, allah buyuruyor ki, allah c.c ve peygamber sav i sevmek, allah cc buyuruyor ki, allah cc diyor ki, allah diyor, allah diyor ki, allah diyorki, allah dostları, allah korkusu, allah nizami-şeriat, allah sevgisi, allah tan umut kesmek, allah ı bilmek, allah ı düşünmek, allah ı tanımak, allah ın tanımak, allah ın tecellisi, amel ve niyet, ankara savaşı-maneviyat erleri- tarih, anne baba hakkı, anne hakkı-baba hakkı, anne-baba- hürmet, ateş, ayet, ayet hadis dua, ayet-hadis -dua, ayet-hadis-dua, ayetler, azap, aşk masalı, baba hakk dini hikayeler, baba hakkı, bağışlama, bayram duası, beden, bela ve musibetler, berat gecesi, bilgi, bilmediklerimiz, bir dil bir millet, büyü, büyüklerden öğütler, cami adabı, çanakkale hatıraları, çanakkale şehitleri, cehennem, cehennem ehli, cennet, cennet cennet çarşıları, cennet nimetleri, cennetin anahtarı, cennette gece -gündüz, cerh ve tadil, ceza.többe, cihad, cihad- şehidlik, cuma sohbetleri, cömertlik, dejavu, din büyükleri, din düşmanlığı, din tarihi, dini hikaye, dini hikayeler, dini kıssa, dini nikah, dini şiir, dirayet, doğal ilaçlar, doğru beslenme, doğru yemekler, doĞruluk, dostluk mesajları, dua, dua adabı, dua da yöntem, dünya hırsından vazgeçmek, dünya nın varoluş sebebi, dünyâ sevgisi, dünya sevgisinden uzak durmak, dünya sevgisinin zararı, dünya ve ahiret, dünyayı tanımak, ebedi ateş, ebu bekr sıddık, ecellerin tayini-şaban ayı, edep, edep - saygı, edep-dini hikayeler, edep-haya, ehli sünnet itikadi, emir sultan hazretleri, erkekte örtünme, evlat yetiştirme, evlilik, evlilik-iyi eş, evliya, evliya hayatlarından, evliya ikliminden, evliya öğütleri, evliyalar dan öğütler, evliyalardan nasihatler, eş-hitap-muhabbet, fakirin hakkı, fatiha suresi .french, fazla konuşmanın zararları, feraset, fitne, fıkra, fısk-nifak-allah ı unutmak, fıtrat -yaratılış - insan hakikati, gam, gerçek hikayeler, gerçek hikayeler -ilginç olaylar, gerçek olaylar, gerçek olaylarçanakkler, gizli duygular, gizli şirk, günah- dilin afetleri, günahlardan sakınmak, günün duası, günün sözü, gıybet-hadis, güzel ahlak, güzel ahlak- hayırlı işler, güzel söz, güzel söz-nükte, güzel söz. hz. ali k.a.v, güzel sözler, hadis, hain, halife ler, haramı terk, hastalık günahlara kefarettir, haya, haya -edep, hayat bilgileri, hayat dersleri, hayır -alamet, hayır ve şer, hayırlı işler, hazır cevap, hazır cevap nükteler, hazır cevap sözler, hazır cevap-güzel söz, hazır cevap-nükte, hazır cevaplar, hazır cevaplar - nükteler, hazırcevap, helal haram, hesap, hesap- nizam, hikaye, hikaye -cihad, hikaye-karacoğlan ve elif, hikayeler, hizmet etmek, hırs- edep, hz. muhammed mustada sav mucizeleri, hz. muhammed sav mucize ler, hz. zülkarneyn (a.s), hz. ömer r.a, ibadet, ibadetler, ibretlik hadiseler, ibretlik hikayeler, ibretlik olaylar, ibretlk olaylar, icmek, iflas, ihanet, ihlas, ilahi aşk, ilginç olaylar, imam azam - akıllı sözler, imam azam r.a, iman, iman - sınav, iman hakikati, iman ve amel, iman-amel, imtihan, insan - hakikat, insan - melek- iyilik, insan hakikati-kendini tanımak, insan ilişkileri - edep, insanın bedene ihtiyacı, insanın hakkati, iptila-bağımlkılık-düşkünlük, irşad, isa, islam bekçileri, islam moda ayrımı, islamda gerçek dost, islami yaşam, islamn büyüklerinden öğütler, islamın geldiği nokta, itaaat, itaat - iman, iyilik, iyilik etmek, iyilik ve kötülük, iyilik-halis niyet, kabir hayatı, kabir ve sonrası, kabul olunan dua, kader, kadın erkek ilişkileri, kadın gaziler, kadın hakları, kadın hakları- boşanma- nikah, kadın sahabeler -hz. esma r.a, kadınlar - islamda kadın, kadının değeri-annelik, kahve, kainat - yaratılış, kainatın yaratılışı - big bang, kalbi tanımak, kalbin enteresan hallleri, kalbin halleri, kalbin halleri(zekat ve cimrilik), kalbin halleri-kibir, kalbin halleri-sabır-hastalık, kalbin halleri-zekat, kalbin halleri-zina, kalbin hallleri, kalbin ince halleri, kalbin ince işleri, kalbin incelikleri, kalp, kalp haller- emanet, kalp halleri, kalp halleri-anne baba hakkı, kalp halleri-aşırı ihtiras, kalp oyunu, kalp ve ilim, kalp ve ince meseleler, kalp-gıybet, kamil iman, kanaat, kaza namazları hakkında hüküm, kazanc, kendini bilmek, kendini tanımak, kendini tanımak - acziyet, kendini tanımak - ilim, kendini tanımak -allah ı bilmek, kendini tanımak -kalp alemi, kendini tanımak nefsini blmek, korku ve ümit, kul hakkı- mahşer yeri hesap günü, kuran, kuran hakkında, kutlama, küfre yaklaştıran fakirlik, küfür, kısa hikaye, kıssadan hisse, kıstas, kıstaslar, kıyamet ve alametleri, kıyamet-ahiret, kıyamet-isa a.s ın nuzülü, lafazan yayın, lafazan.fm, love, mağfiret, mahşer ve hesap, mahşer-mizan, malın temizlenmesi, maneviyat, mardin, mehdi a.s, merhamet, mermahet, mezhepler, miraç gecesi-miraç kandili, misafir ağırlama, misafire ikram, mizah, mizan, murakabe, mücadele etmek, mümin-kabir hayatı, münacaat- dua, müracaat, mürid mürşid ilişkisi, müslümanların kötü hali, namaz, namaz - huşu - hudu, nasihat, nasihat- evlilik, nasihatler, nazar duası, nebi . istihaze, nefis muhasebeleri-imam gazali, nefis terbiyesi, nefis ve halleri, nefs, nefs - şeytan, nefs in sıfatları, nefs terbiyesi, nefs ve halleri, nefsini tanımak-kendini bilmek, nezaket, niyet, nükteler, nükteli sözler, okuryazarblog, olayların dili, oyun ve dans hakkında, paylaşmak, peygamber ahlakı, peygamber sevgisi, pişmanlık, rahman-rahim-bağışlama, reca, recep ayı faziletleri, recep ayı zikirleri, regaip gecesi, regaip gecesi ibadetleri, résimléri, riyazet-şehvet, ruh, rüya, rüya . rüya tabirleri, rüya tabiri, rüya tabirleri, rüya tabirleri -rüyada balık görmek, rüya tabirleri _ elbise giymek, rüya tabirleri- ay görmek, rüya tabirleri- rüyada nar görmek, rüya tabirleri-doğum, rüya tabirleri-kabir, rüya tabirleri-rüyada karpuz kavun, rüya tabirleri-rüyada su içmek, rüyada uçmak, rüyalar, rıza, rızık, sağlık, sağlıkl beslenme, sakınmak, salavat, saliha kadın- evlilik, samimiyet, sevgi pıtırcığı, sevgi-kalp halleri, sigara . sağlık. tiryaki, slow, song, sosyal arkadaşlıklar, suc, sıhhat, söz, söz - şeref, sözler, tabir, takva, tam bağlılık, tasadduk-allah yolunda infak-ahirete yatırım, tatlı, tatlı tarifi, tatlı tarifleri, taviz, tesadÜf, teslimiyet-itaat, tevbe, tövbe, ulubatlı hasan, umut, utanc, vaktin ihyası, vatan hizmeti, vazife, veciz sözler, vefa, vefa duygusu, veli, yahudi mezalimi, yahudiler-tevrat, yaratma - ve tabiatın gücü, yaratılış hakikati, yazılan tarih, yaŞam, yaşlıya hürmet, üç aylar - recep ayı, yeme adabı, yemek, yemek tarifi, yemek tarifleri, Ümit, ümmet-i dâvet, üstün ameller, zekat, Öğüt, Öğütler, öğütler-önemli bilgiler, ölüm, ölüm e hazırlanmak, ölüm gerçeği, ölüm hakikati, ölüm ve ötesi, ölüm- hesap günü, ölüm- mahşer, ölümü istemek, öpütler, Örtünme, şahadet, şehit.maneviyat erleri, Şehvet, şetyanın hileleri, şeytan ın hileleri, şeytanın hileleri, şifa, Şiir, şiir - necip fazıl kısakürek, şiir -necip fazıl kısakürek, şiir(feridüddin-i attar), şiir- necip fazıl kısakürek, şiir- necipfazıl kısakürek, şiir- suamanın faydaları, şiir-islam büyükleri-nabi, şiir-necip fazıl kısakürek


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Fotoğraf paylaşımları hk. miZah Duyuru Arşivi 1 21 Ağustos 2019 13:03
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 02 Mart 2018 12:12
Günün Müzik Paylaşımları AsiRuh Albüm Tanıtımları 0 23 Şubat 2018 10:56