![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Yüzük deyip geçmeyin… Parmakların aksesuvarı yüzüğün tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor. Önceleri kollara, ellere, bileklere ve boyuna metal takmanın kötülüklerden koruyacağına inanan insanoğlu, zamanla koruyucu olmasının yanında güzelliği için de kullanmaya başladı. Süsleme aracı olmasının yanında takıya her daim çeşitli anlamlar yüklendi. Özellikle yüzük, kişinin birine bağlılığını, statüsünü ya da gücünü gösterdi. Peki simgeler nasıl gelenek haline geldi? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Örgülü ip yüzük oldu İnanışlara göre, kadın ve erkek bir elmanın iki yarısı gibidir. Kadın ve erkeğin bir arada olması tam bir insanı yansıtır. Sevgi ve aşk ta aynı şekildedir. Bu nedenledir ki insanlar tarih öncesi dönemlerden bu yana birlikteliklerini bir şekilde dışa yansıtmışlardır. Tarih boyunca kadınlar her zaman erkekler için en değerli varlıklar olarak nitelendirilmiştir. Öyle ki kadınlar için savaşlar çıkmıştır. Yüzüğün tarihi ip ve ketenin bağlanma şeklinde çıktığı rivayetler arasında yer almıştır. Erkekler, sahiplendikleri kadınların başka birisine kaçmasını önlemek için keten ya da sazdan örülmüş ip ya da deri kullanırdı. Erkek bu ipi ilk olarak kadının ayaklarına ve ellerine bağlayıp kaçmasını engellermiş, kaçmayacağını düşünmeye başladığı zaman ayaklarındaki bağı çözermiş. Kaçmayacağına emin olunca da ellerini çözüp sadece parmağına bağlarmış. Örgülü ip parmağa geçince yüzük haline gelir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Kırsal alanlarda durum böyle iken bir başka iddiaya göre; yüzüğün kökeni yaklaşık 4.800 yıl öncesine, Eski Mısır'a dayanıyor. Yüzüğün atası olarak Eski Mısır'da uygulanan kenevir türü bitkilere yüzük şeklinin verilmesi yer almaktadır. Yüzüğün niteliği, doğaüstü güçlere ve ölümsüz aşka bağlanıyordu. Bu, aynı zamanda eski toplumlarda büyük önemi olan güneşin ve ayın şekli idi ve bir olmanın sembolüydü. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yüzüklerle aşk büyüsü Romalılar yüzük malzemesi olarak bitki yerine güç ve kalıcılığın sembolü olan demiri kullanmaya başladılar. Bu aşamada evlilik sembolü yüzük, sadece kadınlar tarafından takılan, bir anlamda kocalarının mülkiyetinin göstergesi olma amacı taşıyan birer nişane idi. Hem Romalılar, hem de Mısırlılar yüzüğü sol ellerinin dördüncü parmağına takıyorlardı. Bunun sebebi, parmaktan geçen bir damarın direkt kalbe gittiğine inanılması ve bu nedenle kalıcı aşkı ifade etmesiydi. Ayrıca bu parmakta yumuşak metal fazla aşınmıyor ve parmağa da fazla zarar vermiyordu. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Zamanla yüzükler şekil almaya başladı. Eğimleri bol, sarmal ya da köşeli gibi… Bu yüzükler ilk olarak yaklaşık 2.000 sene önce Asya'da ortaya çıkıp, ilk ticaret yolları ile daha çok evlilik amaçlı kullanıldıkları Orta Asya'ya geldi. Özellikle sultanlar ve şeyhler tarafından, bütün eşlerinin sadakatlerinin güvencesi olarak takılırdı. Bu dönemlerden sonra yüzükleri ve üzerindeki taşların özel güçleri olduğuna inanılmaya başlandı. Bu inanış Avrupa ya da yayıldı. Türklerin müslümanlıktan önce "zerduşi" yani ateşe inandıkları dönemlerde ise yüzüklerin özel güçleri ve insanı koruduğuna inanılmaya başlandı. Sihir yapanlar çoğunlukla metal ve taşlı yüzükler kullanmaya başlamışlardır. Özellikle aşk büyüsü yapan Avrupalı büyücüler, özel istedikleri taşları seven veya sevilmesi istenenlerin parmaklarına yüzükleri takılmasını istemişlerdir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ve elmas yüzükler… Daha sonraları yüzükler altından yapılmaya ve üzerlerine aşk düğümü, tutuşan iki el gibi işlemeler eklenmeye başlandı. 860 yılında Papa Nicolas evliliğin ve nişanın belirtisi olarak altın yüzük kullanılması gerektiğini belirtti damadın yaptığı finansal bir anlaşma olarak da yorumlanıyor. Ayrıca bu olay ile birlikte ilk olarak nişan yüzüğü ile düğün yüzüğü bir birinden ayrılmış oluyordu. 8. yüzyıldan başlayarak günümüze kadar aşk ve bağlılığın en üstün simgesi olan paha biçilmez tarihi elmas yüzükler yer aldı. Yüzyıllardır pırlanta ve onun ham hali elmasın pek çok kültürde ölümsüz aşkın mührü olduğunu, kusursuz bir biçimde gözler önüne sermekte. Aşk evrim geçirdikçe, yüzük ve pırlanta mücevherler de evrim geçirdi. Ancak kesin ayırım 12. YY'da Papa III. Innocent'ın evliliklere yüzüğün eklenmesi ve törenin kilisede yapılması şartını getirdiğinde gerçekleşti. Bilinen en eski nişan yüzüğü verme geleneği, birlikteliklerini pırlantayla mühürlemek isteyen Avusturya Arşidükü Maksimillian tarafından 15. yüzyılda nişanlısı Burgundy li Mary e verilen bir yüzük ile başlamış. 1477 yılında Avusturya Arşidük'ü Maximillian Burgundy'li Mary'ye verdiği elmas nişan yüzüğü ile elmas da yüzüğün bir parçası haline geldi Asya ülkelerinde zaten değerli taşlar uzun zamandır yüzüğün birer parçası idi, ancak yüzük bu toplumlarda evlilik sembolü özelliği taşımıyordu. Bu dönemde ve ortaçağ boyunca sertliği ile elmas kalıcı aşkın en büyük göstergesi olması nedeniyle nişan yüzüklerinde kullanıldı. Aynı zamanda nadir sadece çok zenginlerin karşılayabileceği kadar pahalıydı. Rönesans ile gümüş yüzük büyük bir önem kazandı ve 17. asır boyunca düğün yüzüğü olma özelliğini korudu. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yüksükten yüzüğe Aynı dönemde, Amerika'daki muhafazakarlar evlilik yüzüğünü tamamıyla reddettiler. Onlara göre mücevher ahlak dışı ve kişiyi basitleştiren bir unsurdu. Bunun sonucu olarak evlilik nişanesi olarak yüzük yerine işe yarayacak olan yüksük dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde koruncak kullanıyorlardı. Evlilik sonrası, kadınlar genellikle uç kısmını keserek yine de yüksüğü yüzük haline getiriyorlardı. Victoria Döneminde 1837-1901 yüzükler ikiz kalplere, çiçeklere boğulurken, Edward Döneminde 1901-1910 yaprak girintileri, gümüş işlemeleri ile şekillenmişti. Onun ardından başlayan Art Deco Hareketi yüzük daha basit, modern bir görüntü aldı. II. Dünya Savaşı sırasında askere giden erkeklerin, geride bıraktıkları eşlerini hatırlamak amacıyla takmalarıyla birlikte, ilk olarak erkekler tarafından da kullanılmaya başlandı. Değişik kültürlerde değişik anlamı olan yüzük her toplumda böyle bir önem taşımaz. Hindistan, Bangladeş gibi ülkelerde evlilik nişanesi olarak yüzüğün kullanılması diğer pek çok özellik gibi batı kültürünün etkisi ile son yıllarda yaygınlaşmaya başlamıştır. Örneğin Hindistanlı bayanlar evli olduklarını esas olarak saçlarının ön orta kısmını kırmızıya boyayıp, alınlarının ortasına evlilik nişanı koyarak anlatırlar. Zaman içinde altın işlemeciliği ve taşlarla süslemelerle oluşan çeşitlilik tüm dünyada yüzüğü erkeklerde ihtişamın ve gücün kadınlarda ise güzelliğin en pahalı simgesi haline getirmiştir
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden.. BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü.. Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! | |
| ![]() |
Etiketler |
deyip, geçmeyin…, geçmeyin…, yüzük |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yan Sehpa Deyip Geçmeyin | Desmont | Ev Dekorasyonu | 0 | 01 Mart 2015 12:22 |
Traş Deyip Geçmeyin | Sevda | Ah Erkekler | 0 | 14 Eylül 2012 23:51 |
Ot Deyip Geçmeyin | System | Sağlık Köşesi | 0 | 14 Eylül 2011 11:44 |
Göz Deyip Geçmeyin | Candy | Esrarengiz Olaylar | 0 | 26 Mayıs 2010 16:28 |
USB bellek deyip geçmeyin! | MT EkoL | Bilgisayar Donanımı | 0 | 23 Aralık 2009 22:38 |