[JB]

Osmanlý’nýn amacý Müslümanlýðý yaymaktý. Nah öyleydi! Sultan içki içmezdi. Nah içmezdi! Sultanlar kadýn düþkünü deðildi. Nah deðildi! Kusura bakma, kibar okur, Türkiye’de konu tarih ise seviye budur.

Çiçeði burnunda bir televizyon dizisine “tepki yaðýyor”muþ. Muhteþem Süleyman’ý “kadýn ve içki düþkünü” olarak gösterdiði gerekçesiyle, dizinin, hayýr, kendisi de deðil, fragmaný bile acayip galeyana sebep olmuþ.

Gerçi kadýn ve aileden sorumlu bakan henüz diziyi, hattâ fragmaný bile izlemeden gazetecilerin gazýna gelmiþ, “aa, öyle olmaz” yollu sözler etmiþ, dolayýsýyla ben de hiçbirini izlemeden atýp tutabilirdim. Yine de bir fragman bulup izledim. Fragmanda Kanuni Süleyman, “biz artýk bir Balkan devleti olmayacaðýz, kara Avrupa’sýnda at süreceðiz”, “Akdeniz bir Osmanlý gölü olacak” gibi sözler ediyordu. Koca sultan tabiî, gelecekte icat edilecek laf kliþelerini bile destursuz savurabilir. Belki de Türk Millî Eðitimi’ne haksýzlýk ediyoruz. Tarih kitaplarýndaki bütün o abur cubur, belki de sultanlardan alýntýdýr.

Tepkiler bir deðil iki deðil. BBP’liler sinema önünde gösteri yapmýþ, her zaman olduðu gibi “vatandaþlar”, RTÜK’e mesaj yaðdýrýp, Osmanlý tarihinin “bu þekilde” anlatýlmasýna itiraz etmiþ, vs.

Anlayabildiðim kadarýyla, “tepkiler” denen garabet esas olarak iki mesele üzerinde odaklanýyor: Müslüman Osmanlý sultanýný kadýn ve hele içki düþkünü olarak göstermek kimin haddine!

E doðru, Osmanlý sultanlarý, aðýzlarýna içki koymazdý. Niye? Çünkü Ýslâm içkiyi yasaklamýþtý. Osmanlý’nýn tek hususiyeti de Müslüman olmasýydý. Dünyaya Müslümanlýðý yaysýn diye indirilmiþti. Hattâ Osman Bey, tarihî roman ve filmlerden öðrendiðimize göre, “Ýslâm’ýn kýlýcý Türkler olarak bir imparatorluk kuralým, üç kýtaya yayýlsýn, 600 sene hüküm sürsün,” diyerek aþiretin çadýrlarýný toplattýrmýþ, gazaya kalkmýþtý. (“E, bizden sonra da Cumhuriyet kurulur artýk...” diye eklediði de rivayet edilir.) Tek amacý Allah’ýn buyruðunu yeryüzünde egemen kýlmaktý. Bu faaliyeti süresince içkiyi aðzýna sürmemiþ, eline kadýn eli deðmemiþti. Bu yüzden, ak sakallý bilge ihtiyarlar devreye girdi, þöyle dediler: “Sultaným, biliyorsunuz biz Müslüman’ýz. Dolayýsýyla her fani ölümü tadacaktýr. Sözümüz meclisten dýþarý, bizi baðýþlayýn, fakat sultan olmakla bu ilâhî kaideden yýrtamayacaðýnýzý istihbar etmiþ bulunuyoruz. (Osman Bey, düþünceli, dýþarý, uzaklara bakar...) Allah göstermesin, size de emri hak vaki olduðunda yerinize geçecek bir erkek evladýnýz olmazsa bütün o imparatorluk vizyonu, mazallah, yalan olur. Bu þartlarda da bunu bir kadýn aracýlýðýyla temin etmekten baþka çaremiz yoktur.” Bunun üzerine Osman Bey sadece bir defalýðýna, o da zinhar elini sürmeden, bir kadýnla mukaddes bir münasebet içersinde bulundu.

Orhan Bey de ayný telkinler neticesinde evlat sahibi olabildi. Yoksa, kendine kalsa, havuz kenarýnda Kur’an okuyup tövbe ederek ömrünü geçirir, baþka hangi ülkeleri Müslüman edeceði dýþýnda herhangi bir mevzuya kafa yormazdý. Yýldýrým Beyazýt, habercileri, “Tam sûrenin ortasýndayým, kesmeyin!” diye azarladýðý için Timur’un geliþinden vakitlice haberdar olamamýþtý. Fatih’in Ýstanbul’u almaktaki tek amacýnýn Ayasofya’yý cami yapmak olduðu zaten bilinir.

Harem ise tamamen uydurmadýr. Burasý bir nevi kolejdi. Soylu ailelerin kýzlarý Harem’e alýnýr, kafaya kitap koyarak düzgün yürüme, yabancý dil, raks, salsa, yüzme, dalma, sunuculuk ve eskortluk eðitimi alýrlardý.

Özel olarak Kanuni’nin içki ve kadýn düþkünlüðüne dair hiç ama hiçbir tarihî belge yokken bu muhteþem Müslüman hükümdar hakkýnda sözde iddialar üretmek kimbilir neye hizmet etme amacý taþýyor? Yeni Þafak gazetesi bu karanlýk noktayý hemen aydýnlattý: Halk tam “tarihiyle barýþýyorken” birileri taþ koyuyormuþ. Allahtan toplumca bu uyanýk insanlara sahibiz. Kanuni içki içmiþ ve pek çok kadýný elden geçirmiþse, mazallah, bu toplum tarihiyle nasýl barýþacak? Çünkü, topluma sorsanýz, “bizim padiþahýmýz ortaokuldayken abayý yaktýðý biricik aþkýyla ömür geçiren, evine baðlý, mazbut bir aile babasýdýr” der. Ben sordum, “Aa! Padiþahlar kadýn düþkünüyse asla tarihimizle barýþmayýz!” dediler. Kimi Harem’in kapalý spor salonu, kimileriyse 7/24 mevlit okunan, kubbeli, mukaddes bir mekân olduðunu biliyorlarmýþ.

Dizinin fragmanýnda Kanuni’yi biraz sert gördüm. Dayý dayý konuþuyordu. Hani biraz “asacaðýz keseceðiz” havasý vardý sözlerinde. Tabiî bunun tarihimizle barýþma konusunda engel teþkil edeceðini sanmýyorum. Yalnýz bu sözleri iþiten Osmanlý ordusu tamamen ulvî amaçlarla, sadece ve sadece Ýslâm’ý yaymak için at süreceði ülkelerde belki biraz, nasýl desem..., haþin davranmýþ gösterilebilir dizide. (Nitekim böyle bir sahne de varmýþ sanýrým. Ayýp.) Bu noktada sorun olabileceðinden endiþeliyim. Çünkü Osmanlý o kadar topraðý zorbalýkla, zulümle fethetmemiþtir. Gidip kapýlar çalýnmýþ, “Hey, mer’aba! Size Hak dinini getirdik!” denmiþ, küffarýn kahir ekseriyeti derhal secdeye kapanýp Osmanlý’ya melekler nezdinde pek çok puan kazandýrmýþ, gayrýsý “kredi kartýna taksit yapýyor musunuz” diye sormuþ, kendilerine Ýslâm’ýn faizi haram kýldýðý izah edilerek hüsnükabul gösterilmiþtir. Gâvurlar ayrýca kýzlarýný kadýnlarýný da Harem kolejine alsýnlar diye Osmanlý’ya yalvarmýþ, beþ yüz deve yükü ipek ile yüz bin kara kuruþ savaþ zarar ödentisi verebilmek için âdetâ yarýþmýþlardýr.

Diziye “tepki yaðdýracak” olanlardan, ideolojilerini, önyargýlarýný onaylamayan, sýrtlarýný sývazlamayan, kýçlarýný okþamayan hiçbir lafý, tavrý, eseri içine sindiremeyen medya mensuplarýndan bir ricam var: Yahu sahiden beþ dakikalýðýna delikanlý olun ve çýkýp açýk açýk, “Kardeþim bunlar bizim kurduðumuz masallarý bozuyor, ideolojimizin toplumsal egemenliðini tehlikeye atýyor,” deyin. Sizin mi “tarihle barýþma” kaygýnýz var? Sizin tarih dediðiniz, uydurduðunuz ve inanýrken kendinizden geçtiðiniz yalanlardýr.

Osmanlý’nýn amacý Müslümanlýðý yaymaktý. Nah öyleydi! Sultan içki içmezdi. Nah içmezdi! Sultanlar kadýn düþkünü deðildi. Nah deðildi!

Kusura bakma, kibar okur, Türkiye’de konu tarih ise seviye budur.


Ümit Kývanç
Taraf/08.01.2011